İyi Günde, Kötü günde Hep Yanında Oldular. Peki Şimdi Sen Neredesin?

Neredeyse Ocak 2020 itibariyle başlayan Covid-19 salgını, her sektörü inanılmaz sarstı ama en çok zararı sahnelere ve sahne emekçilerine verdi. Yaklaşık bir senedir sahneler ve sahne emekçi çok ciddi sıkıntılar içerisinde ayakta durmaya çalışıyorlar.

Tüm sahnelere ve sahne emekçilerine destek verebilmeyi amaçlayan “2021 FESTTOGETHER ONLINE” 02.01.2020 itibariyle başladı ve şu ana kadar toplamda 449.586 TL toplandı. 03.01.2020 tarihinde de devam eden canlı yayınların destekçileri; Google, YouTube, netd, Doğan Holding, İKSV, UNDP, Zenger Agency, Mobilet, iyzico, EDUART Works, net vakfı, DasDas, Zorlu PSM oldu.

Dün izlediğim yayınlarda; Mert Fırat, Nurgül Yeşilçay, Sertab Erener, Koray Candemir, Yekta Kopan, Nejat Yavaşoğulları, Kenan Doğulu, Bedük ve daha bir çok isim bizlerle buluştu.

03.01.2020 tarihinde saat 14:00’te “Bu odanın nesi var?” oyunu, saat 16:00’da Red Bull’lu Mokteyller Atölyesi, saat 18:00 Ezhel ve saat 20:00 Cem Yılmaz katılım sağlayacak.

Sahnelere ve sahne emekçilerine destek olmak hepimizin görevi, senelerce yeri geldi sahnelerinde yer aldık, yeri geldi sevdiğimiz kişileri izledik ya da dinledik bu mekanların içlerinde görev yapan arkadaşlarımıza ve sahnelerimize destek olmak durumundayız. Her şey normale girdiğinde ise yeniden hep beraber olabilelim.

Sizde destek olmak istiyorsanız ay sonuna kadar devam edecek bu destek kampanyasına katılmak ya da destek almak için https://birkirabirsahne.com/ a girip destek verebilir ve destek alabilirsiniz.

Sabancı Üniversitesi “Offtown” festivali 4 Mayıs’ta!

Sabancı Üniversitesi, bu yıl geleneksel bahar şenliği konseptine meydan okuyan alternatif bir festival düzenliyor: “OffTown Festival’19”.

Offtown Festival, bu sene 4 Mayıs 2019 Cumartesi günü özgür ruhları şehirden kaçmaya davet ediyor. Offtown Festival öğlen 12.30’da kapılarını ziyaretçilerine açıyor.
Sabancı Üniversitesi kampüsünde gerçekleşen Offtown Festival hepsinin kendine göre bir konsepti olan dört farklı ‘Town’dan oluşuyor:

Dünya mutfaklarından çok çeşitli tatlar ile tanışacağınız Food Court alanında misafirler çok lezzetli zamanlar geçirmeye bekleniyor.

Kendine vakit ayırmak isteyenler Town of Arts and Hobbies ile sosyal ve kültürel etkinliklerin bir araya geldiği, birçok farklı tasarımcının bulunduğu standlarda keyifli vakit geçirebilecek.

İçindeki dansçıyı ortaya çıkarmak isteyenlere Town of Dance and Chill: Özgürce dans edebileceğiniz, dans hocalarıyla workshoplar yapabileceğiniz, çimlerde rahatlayıp uzanıp takılabileceğiniz Town of Dance&Chill. Zaman durmuşcasına sizleri hep beraber dans etmek için doğru adres.

Rekabeti sevenlere ve sınırları zorlayanlara ise Town of Sports: Meydan okumayı sevenleri, benim hayatım spor diyenleri, “profesyonel değilsek ne olmuş ben bunların altından kalkarım” diye kendine güvenenleri Town of Sports ağırlıyor. Korfball oyun alanına, Penaltı yarışmalarına, Archery Tag ile hedefleri on ikiden vurmaya, denge benim işim diyenler için Slackline alanına, Frizbi oynamaya ve daha birçok aktivitenin gerçekleşeceği Town of Sports da gençler farklı spor dalları için bir araya geliyor.

Gün boyu çimlerin üzerinde müzik dinleyip, dans edenlerin olmazsa olmazı Town of Music!

Ve festivali doruk noktasına ulaştıran ünlü sanatçıların ağırlandığı The Main Stage! Alandaki aktiviteler ziyaretçileri festival atmosferiyle bütünleştirirken 15.45’te Main Stage’de müziğin sesi duyulmaya başlıyor.

Offtown Festival Konser Programı :

Main Stage
15.45-16.45- Birileri
17.00-18.00- Zeytin
18.30-19.30 – Mind Shifter
19.45-20.30 – Deniz Tekin
20.45-21.30 – DJ Funky “C”
22.15-23.30 – Son Feci Bisiklet
23.50-01.05 – Hey! Douglas

Tarih: 4 Mayıs Cumartesi 2019
Saat: 12.30
Yer: Sabancı Üniversitesi Kampüsü /Tuzla

 

Yalova Müzik Festivali 2-5 Ağustos tarihlerinde

Yalova Müzik Festivali 2-5 Ağustos tarihlerinde arasında Yalova sahilinde ‘Yalova TatilPark’ta gerçekleşecek. Türk rock ve alternatif müziğin en iyilerini bir araya getiren festival organizasyonunda 30’a yakın performans ve eğlenceli etkinlikler gençlerle buluşuyor. İstanbul’a sadece 1 saat uzaklıkta şehrin karmaşasından uzaklaşarak, denizin ve ormanın birbirini kucakladığı Yalova’nın en güzel sahilinde gerçekleşecek müzik festivalinde sahne alacakların arasında milyonların sevgilisi olan Şebnem Ferah, Bülent Ortaçgil, Teoman, Kurtalan Ekspres, Haluk Levent, Manuş Baba, Aylin Aslım, Can Gox, Ceylan Ertem, Redd ve İstanbul Arabesque Project gibi isimler yer alıyor. Festival hakkında bilgi sahibi olmak isteyen müzikseverler için adres: http://www.yalovamuzikfestivali.com/
.
Biletlerin Biletix’ten temin edilebileceği festivalin programı şöyle:

2 Ağustos
Açılış Partisi

2 Ağustos
Cümbüş Cemaat
Dj Duygu Çiftçioğlu
Dj Ozzy
Selçuk Balcı
Kurtalan Ekspres

3 Ağustos
Haluk Levent
Manuş Baba
Aylin Aslım
Gazapizm
Can Gox
İstanbul Arabesque Project
Keti
Dejavu Fead ve Derdiyok Ali
Fezadan
Yaşlı Amca
Mert Erşahin

4 Ağustos
Şebnem Ferah
Bülent Ortaçgil
Redd
Melek Mosso
Murat İlkan&Metin Türkcan
Timsahın Gözyaşları
Necati ve Saykolar
Vera
Naz Ölçal
Barlas Tan Özemek

5 Ağustos
Teoman
Ceylan Ertem
Adamlar
Ahmet Aslan
Sena Şener
Emir Can İğrek
Sözeri
Teneke Trampet
Can Kazaz
Can Oflaz

ŞAMPİYON DAVULCULAR BELLİ OLDU!

144330462018-191b3-dae95-b0861-ecbbdTÜRKİYE’DE BİR İLK!

ROLAND V- DRUMS CHAMPIONSHIP JUNIOR”  ŞAMPİYON DAVULCULAR BELLİ OLDU!!

Dünya genelinde neredeyse tüm müzisyenlerin ve müzik tutkunlarının merakla takip ettiği, dijital müzik ekipmanlarında yaptığı icatlar ve getirdiği yeniliklerle her zaman çığır açan Roland markası ve Türkiye’nin 40 yılı aşkın süredir “1” numaralı müzik mağazası Zuhal Müzik işbirliği ile Türkiye’de “ilk kez” çocuklara özel ulusal çapta bir davul yarışması gerçekleştirdi.

100’e yakın genç davulcunun gönderdiği birbirinden etkileyici katılım videoları arasından finale kalacak toplam 20 yarışmacıyı seçmek, Türkiye’nin en iyi davulcularından Cengiz Tural, Burak Gürpınar, İlker Baliç ve Kerem Sedef’ten oluşan jüriyi oldukça zorladı.

3 Haziran 2018 Pazar günü gerçekleşen yarışmanın finalistleri canlı performanslarını jüri ve seyirciler önünde sergilediler. Yarışma finalinin 5-11 yaş arası kategorisi İstanbul Akasya AVM’deki KidZania İstanbul’da, 12-17 yaş arası kategorisi Akasya Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleştirdi.

161149462018-g7agg-c85e1-afgbe-da2g9

5/11 Yaş Kazananları

  1. Reis Ali Eroğlu
  2. Ege Karslı
  3. Can Birinci

144150462018-5d96g-0e451-f3f2e-2f169

 

12/17 Yaş Kazananları

  1. Kutay Bür
  2. Furkan Konuk
  3. Cemal Özulu

 

Juri Özel Ödülü

Ilgım İlayda Özkan

14420462018-755gb-260ec-0cbb9-47eg4

Bu Çarşamba: %100 Açık Sahne

Tolga Akyıldız‘ın ev sahipliğinde gerçekleşen ve müdavimlerinin “bir gecelik festival” olarak nitelendirdiği  “%100 Açık Sahne”, 21 Mart Çarşamba akşamı 16. kez  sahne alıyor. IF Performans Hall Beşiktaş’ta gerçekleşecek gecede alternatif ve rock müziğin yıldızları sahne alacak. Bu tek gecelik festivalde pek çok grup ve isim de özel sahneleriyle yer alacak.

Bugüne dek 150’yi aşkın müzisyeni ağırlayan ve müzik sektörüne pek çok yeni isim kazandıran organizasyonda bu kez sahneye; Gripin, Kalben, Hey Douglas, Can Gox, Ayben, Gülşah Erol, Hedonutopia, Emre Akbay ve Merve Çalkan çıkacak. Etkinlik biletleri mekânın gişesinden, Leman Kültür Beşiktaş’tan veya Biletix’ten alınabilir.

Murat İlkan ve Metin Türkcan , ‘Akustik Proje’ ile Kuşadası Gençlik Festivali sahnesinde!


 13071948_10154115780073630_5346793829956951623_o.jpg

“Murat İlkan & Metin Türkcan Akustik Proje” ile Kuşadası Gençlik Festivali sahnesinde…

Türkiye’nin gelmiş, geçmiş en köklü gruplarından “Pentagram” la yıllarca aynı sahneyi paylaşan Murat İlkan ve paylaşmaya devam eden Metin Türkcan’ın kurdukları “Murat İlkan & Metin Türkcan Akustik Proje” grubabass gitarda; Alper Tatar İlkan ve kemanda; Melisa Uzunarslan katılmasıyla beraber seyircisiyle buluşmaya devam ediyor.

Bu zamana kadar; %100 Açık Sahne Garaj İstanbul, Kadıköy Sahne, Şarlo (Bursa), Kulis Bebek, IF Performance Hall (Ankara), Volume (İzmir) gibi birçok yerde sahne alan grup şimdi “Kuşadası Gençlik Festivali” sahnesinde olacak.

Önceden yer aldıkları gruplarda ve kendi solo projelerinde yer verdikleri şarkıların yanı sıra, çalmaktan ve söylemekten zevk aldıkları bazı kült olmuş şarkılarla 17 Temmuz Pazar günü “Kuşadası Gençlik Festivali” sahnesinde dinleyicilerine unutulmaz bir konser yaşatacaklar.

Röportaj: REDD

kapakkk
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, bazı sanatçı ya da gruplar şarap gibidir. Yıllandıkça daha da çok güzelleşir, kıymetleri geç anlaşır ama onların nehirlerindeki sularda yıkanınca vazgeçilmez olur o su sizin için…

Redd grubu da benim için aynen bu böyle… Kendilerine bu güzel albüm için şahsım adına tek tek teşekkür ederim. Yıllardır keyifle dinlediğim, saygı duyduğum ve elimden geldiğince her konserine gitmeye çalışıtğım bir grup Redd… İlk albümleri çıktığı zaman 19 yaşındaydım şimdi üzerinden 11 yıl geçti ve neredeyse onlarla beraber büyüdüm. Yeri geldi onların şarkılarında ağladım, yeri geldi içtim içtim şarkılar eşliğinde küfürler ettim.
Ama en önemlisi içimden geldiği gibi hissedip, konuşup, onların şarkılarında özümü aradım… Redd’e ve Turhan Ulgur’a bu keyifli röportaj için teşekkür ederim.
Artık keyifli röportajımıza geçelim :)

İrem Ezgimen: Albüm ” Mükemmel Boşluk” adını nasıl aldı?

Redd: Aslında”Mükemmel Boşluk” kendimize etrafımızdaki git gide daralan çemberin dışında negatif duygu ve düşüncelerden, olaylardan uzakta yarattığımız korunaklı bir alan gibi. Herkesin kendine has bir kaçış noktası vardır. Bu albüm de bizim bazı şeyleri duraklatma halimiz diyebiliriz. Tabii birşeyleri duraklatırken aynı zamanda başka şeyleri başlatmış oluyorsunuz aslında.

İrem Ezgimen: “Mükemmel Boşluk” albümünüzü dinlerken, albümde sizleri müzikal açıdan daha özgür ve sanki “işte yıllardır yüreğimizde sakladığımız bu!”  demiş gibi buldum. Sanki daha fazla özgür hale gelmişsiniz ve şahsi fikrim dünya standartlarında bir albüm olmuş. Müzikalitenin bu şekilde değişimine nasıl karar verdiniz?

Redd: Esasen bu kararı “Hayat Kaçık Bir Uykudur“da vermiştik. Birçok dinleyici de o albümde bu gidişi hissetmişti zaten. Fakat büyük adımlar atmak her zaman çok kolay olmuyor. Tam anlamıyla hazır olabilmek gerekiyor. Ama biz o zaman bu hazırlıksızlığın da farkındaydık. Bu yüzden “Hayat Kaçık Bir Uykudur” u bir geçiş albümü olarak tanımlamıştık. “Mükemmel Boşluk“u yaparken artık gerçekten ne istediğimizi çok iyi biliyorduk. Birbirimizi çok iyi dinledik bu süreçte. Sırası gelen ortada dikilmiş taşları yıkıp yeniden dikmek yerine üzerine yeni taşlar koymaya çalıştı ya da pas geçmesini bildi. Şimdiye kadar ki en iyi kollektif çalışmamız diyebiliriz. Dinlemek istediğimiz, dinlemeyi sevdiğimiz müziği yaptık.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

İrem Ezgimen: 11 yıl 7 albüm… Her albüm içinde olduğu gibi bu albümdeki şarkı sözleri de gerçekten harika! Bu sefer yüreğinizle bir hesaplaşma içindesiniz. Sanki sahte yaşanan günümüzün aşkları, aslında herşeyin yalnızlıktan ve güvensizlikten olması ve sevgisizliği olduğu gibi anlatmışsınız… Bu albüm içerisinde yüreğin sesine kulak verilmiş. Peki bu kalbe dönüşe nasıl karar verildi?

Redd: Bu albümdeki sözlerin diğerlerinden farklı algılanmasının temel sebebi yaşanmış olmaları. Bizim tarafımızdan, dinleyen tarafından ya da diğer 3. şahıslar tarafından. Herkesin hayatının bir döneminde yaşadığı veya yaşayacağı şeyleri anlatıyor aslında “Mükemmel Boşluk“. Anlatım dili oldukça net ama aynı oranda şiirsel de. Duyulduğunda yormuyor kimseyi. İnsanlar bazen anlayamadıkları ya da içerisinde kayboldukları sözler duyduklarında uzaklaşmaya başlıyorlar. Bu albüm tam tersine dinleyeni daha da içerisine çekiyor.

İrem Ezgimen: En çok merak ettiğim konu ” Doğan Duru bu kadar etkili söz yazmayı nasıl başarıyor?” :) Gerçekten eski albümlerden günümüze doğru gelip baktığım zaman hepimizin hayatında “Iskalamadan” marş haline gelmiş şarkılarınız var. (Nefes, Prensesin Uykusu, Her Neyse ama benim için en özelleri “Plasik Çiçekler ve Böcek” ve tabii ki “Yaşandım Daha Çok” :) ) Gerçekten nasıl bu kadar güzel yazabiliyorsunuz?

Redd: Beslenmek, biriktirmek ve dönüştürebilmek sanat için çok önemli üç unsur. Bunların hepsi kişiden kişiye değişebilen şeyler. Her üretenin kendine has yolları vardır birşeyler ortaya koyabilmek için. Bu yöntemler bir formüle dönüştürülebilen şeyler değil elbette. İnsanın kendisini tanımasıyla ilgili biraz da.

İrem Ezgimen: “Mükemmel Boşluk” albümünüzü diğer albümlerden ayıran detayları dinleyecilerinize anlatabilir misin?

Redd: Belli başlı şeylerin önderlik ettiği bir albüm değil mesela “Mükemmel Boşluk“. Her unsur yeri geldiğinde gerektiği kadar kendisini gösteriyor. Hiçbiri bir diğerini ezmiyor. Egolar barındırmıyor içerisinde. Dolup taşan bir yapısı yok. Katman katman görebiliyorsunuz her şeyi. Birçok melodinin beraberce oluşturduğu bir armonisi var mesela. Solo halinde duyulan bir şey yok. Her şey en masif haliyle dinleyicinin karşısında.

İrem Ezgimen: Geldiğim konserinizde görmediğim radyo programcılarının “Aşk Virüs” şarkısı ve “Mükemmel Boşluk” albümü ile yeniden bir uyanışı oldu diyebilir miyiz?

Redd: Her ne kadar uzun zamandır şarkı yapıyor olsak da medyanın, dinleyicinin ya da herhangi birisinin  nasıl ne şekilde reaksiyon vereceği özellikle de Türkiye gibi bir ülkede çok net bir şekilde kestirebileceğimiz birşey değil. Bunun yanında kaldı ki biz hiçbir zaman üretirken bir takım hesaplar peşinde olmadık, olmayız da. Dolayısı ile de kim prensesin uykusunda kim hala akvaryumunda bizi çok ilgilendirmiyor. Bizim sorumluluğumuz kendimizi tekrar etmeden, dünya müziğinden uzak kalmadan, özgün olabilen ve de kendi içimize sindirebildiğimiz bir yapıt ortaya koyabilmek. Gece yastığa başımızı koyduğumuzda rahat uyuyabiliyorsak mesele yok.

İrem Ezgimen: 11 yıl çok uzun bir süre ve Redd’in bu yolculukta yaşadığı değişimi nasil değerlendiriyorsunuz?

Redd: Herkesin birçok fikri veya görüşü olabilir fakat burada en önemli şey şudur ki Redd hala üretebiliyor ve standartlarını günden güne öteye taşıyabiliyor. “Mükemmel Boşluk” bunun en büyük kanıtıdır. Gerisi ise teferruattır.

İrem Ezgimen: Bilirim ki; kızdığınız ve tepki gösterdiğiniz bir müzik sektörü var ( radyolar,youtube, tv) biraz bunlarla alakalı içinizi dökmek ister misiniz?

Redd: Biz bugüne kadar birçok şey söyledik bu konuda ve hem olumlu hem olumsuz birçok eleştiri aldık. Mesela birisi “Bu sektörün içinde olan kişiler olarak nasıl kendi sektörünüzü eleştiriyorsunuz” gibisinden bir eleştiride bulunmuştu hatta. Biz eleştirmeyelim de muhtarlar mı eleştirsin gibisinden de yanıtlamıştık. Fakat artık hali hazırda eleştirenlerin dışında sadece konseri iptal olduğunda ya da herhangi bir şekilde mağdur olduğu veya zarara uğradığında konuşanların da diğerlerinin haklarını savunması gerekiyor. Mesela biz şimdiye dek gezi ile alakalı birçok organizasyonda yer aldık. Aşağı yukarı o tarz organizasyonlarda gördüğümüz isimler belli. Fakat adeta geziye tırnak içerisinde “marş yazmış” çok daha büyük kitlelere hitap eden bazı yine tırnak içinde “kahramanları” hiç görmüyoruz nedense bu organizasyonlarda.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

İrem Ezgimen: Türkiye’de müziğin gidişatını yorumlamanızı ve bununla beraber sizce çözümü nasıl olur yorumlar mısınız?

Redd: Bu konuda en önemli noktalardan birisi özgün ve alternatif müzikleri gün yüzüne çıkartmaktır. Yelpaze ne kadar geniş, ne kadar renkli olursa bu sektör o kadar büyük olacaktır. Aksi halde şu anda üç beş grubun dışında diğerlerinin yaptığı gibi “bu tutuyor böyle devam edelimciler” belki de onuncu kez aynı albümü çıkartmaya devam edecekler, insanlar da onuncu kez o albümü dinlemeye devam edeceklerdir. Müziğin dinleyiciyi bir yerden başka bir yere götürmek gibi bir misyonu olduğunu unutmamak gerek.

İrem Ezgimen: Özünde çok yoğun bir albüm ve bununla beraber sizleri sosyal medya aracılığı ile takip ettiğim kadarıyla herşeyi takip eden, araştıran ve neredeyse hiçbir şeyi es geçmeden yoğun duygular paylaşıyorsunuz fakat bu durum sizi zorlamıyor mu? Sizler ruhlarınızı nasıl dinlendirebiliyorsunuz?

Redd: Bu ülkede insanlar için belki de en zor şey ruhunu dinlendirebilmek. Tam anlamıyla bunu yapabildiğimizi de düşünmüyoruz aslında. Kısacık zaman dilimlerinde birçok şey olup bitiyor etrafımızda. O kısacık zaman dilimleri bazıları için hayatlarının tamamı oluveriyor hatta. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz ve bunun götürüleri özellikle bir sanatçı için oldukça fazla. Biz de herkes kadar kendi Mükemmel Boşluğumuzu yaşamaya çalışıyoruz.

İrem Ezgimen: Konser tarihlerinizi rica edebilir miyim?

Redd: 21 Temmuz‘da Zorlu PSM Sahnesinde Skunk Anansie konserinin açılışını yapacağız. Önemli bir konser bizim için. Onun dışında ekim ayına kadar belli bir tarihimiz yok şu anda. Yeni sezona yeni bir kliple başlayacağız.

Röportaj: Metin Türkcan

“Buluşuruz belki bir gün o en güzel denizlerle hep aynı yanlışı yapmayı bırakabilirsek, bırakabilsek.”

Metin Türkcan – Vakti Geldi 

Öncelikle belirtmek isterim ki; ben de bir çoğumuz gibi “Pentagram” ve “Şebnem Ferah” gibi önemli isimlerin albümleri ve konserleriyle büyüdüm. Konserlerde ben de az bağırmadım ” Şebooooo, Metinnnnnnnn” diye ama en önemlisi gözyaşlarım, mutluluklarım onların şarkılarında yatıyor ve inanın, insan yaş aldıkça her saniyenin önemini daha çok anlıyor. Bu sebepten ötürü bu röportaj, benim için de çok değerli bir röportaj..

Ve Metin Türkcan…

Türkiye’nin eski ve köklü grubu “Pentagram“dan  ya da Şebnem Ferah‘la aynı sahneyi paylaşmasıyla beraber tanıdığımız daima gülümseyen adam… :) Çaldığı solo partilerde, içimizden geçen haykırışları notalara dönüştüren; her notasını hep bir ağızdan mırıldandığımız şarkıların yorumcularından olmuştur.

Kendisinin hatırladığını hiç sanmıyorum ama minik bir anımı paylaşıp kendisi ile gerçekleştirdiğim röportaja geçmek istiyorum.

Şebnem Ferah 2012 Harbiye Açıkhava sahnesi konserinde orta sıradaydım konsere tek başıma gelmiştim. Her yer deli gibi doluydu. Konserin sonlarına doğru diğer seyircilerle beraber sahne önüne doğru indik. Şebnem Ferah ve ekibi izlerken içimden “Ne kadar şanslı bir kadın..” diye düşündüm ve bir andan gözümden yaşlar süzülmeye başladı. Tutamadım kendimi… (Bilen bilir biraz sulu gözlüyüm.) Gözlerimi silerken Metin Türkcan‘ın bana baktığını fark ettim. Gözlerini gösterip “Neden ağlıyorsun?” işareti yaptı ama durumu nasıl açıklayabilirsin ki? O kadar büyük bir kalabalıkta kimsenin bunu fark edebileceğini düşünmemiştim. Anında kendimi toparladım ve gülümsemeye başladım. Kendisi de gülümsedi ve bir kişinin bile gözünden süzülen gözyaşının öyle bir kalabalıkta yarattığı etkiyi fark edince anladım ki “Gözyaşlarımızın Tadı Aynı…”

Not: Röportaj teklifimi kabul ettiğin ve nezaketin için çok teşekkür ederim. :)

İstanbul Üniversitesi Dericilik bölümünde okurken; bir anda nasıl “Müzisyen” olmaya karar verdin?

Metin Türkcan: Lise 1. sınıfta arkadaşım “Kemal Kut” ile “Metafor” adlı grubu kurduk ve aynı lisede, son sınıfta yıl sonu konferans salonunda çaldık. Biz çalarken müdür muavinimiz rahmetli Muhsin hoca gelip şalteri kapatmak suretiyle konserimize son verdi. Yani bu küçük anı ile bağlıyorum ki; bahsettiğin karar çok daha önce verilmişti. :)

Bir röportajında “müzik; şansla direk bağlantılıdır” demişsin. Senin hayatında da böyle mi oldu?

Metin Türkcan: Hayır, böyle demedim. “Bir müzisyen veya her ne iş ile meşgulseniz öncelikle çok çalışmanız ve yaptığınız her ne ise dünyanın diğer ülkelerindeki muadillerinden eksik bir yanınız olmamalı. İlk önce, konumuz müzik olduğu için sizin yaptığınız müzik-şarkı her ne ise; bunun insanlar tarafından beğenilmesi veya insanlara ulaşıp, ulaşamaması kısmı biraz şansa bağlı..” demeye çalıştım. Fakat günümüzde böyle bir olgu veya sorunsal da kalmadı. Yükle facebook’a oldu bitti.. :) Yok ya şaka öyle olmaz, çıkıp çalmak lazım! En önemlisi çalabilmek, söyleyebilmek…

Metin Türkcan nasıl “Metin Türkcan” oldu?

Metin Türkcan: Bu soruyu pek anlamadım.. N’olmuş bana? :) (Kendisi biraz fazla mütevazi :) )

MET-BASIN 03

Pentagram ve Şebnem Ferah’la çalışmaya nasıl başladın?

Metin Türkcan: Pentagaram‘a “Trail Blazer” albümü kayıtlarının son kısmında dahil oldum. Demir Demirkan; Amerika’ya gitmeye karar vermişti. Benim de “Metafor”dan sonraki grubum “Disgrace” dağılmıştı. Tarkan Gözübüyük ve Hakan Utangaç  “Çalar mısın?” dediler, ben de “Şeref duyarım..” dedim.

Şebnem Ferah‘la da; ilk albümünü kaydetmişti, hatta bir parçada Hakan da ben de konuk olarak çaldık, neyse Özlem Tekin‘le çalışmalarımız bitmişti. Kemancı Bar’ da Murat-Berk-Aykan “Cherokee” adlı grup ile çalıyorduk. Şebnem, albüm sonrası konserler için bir grup oluşturuyordu. Gitarı benim çalmamı istedi, ben de “Tabi ki Şebo’cum” dedim. :) Halen hiç değişiklik göstermemiş olan ekibine katıldım…Halen iki grupla da çalmaktayım.. işte böyle galiba, çok uzun zaman oldu yanlış hatırladığım kısımlar varsa “I’m sorry” :)

Bir yandan Türkiye’nin en köklü ve önemli rock grubu, diğer yandan Türkiye’nin rock kraliçesi ile aynı sahne bulunmak nasıl bir his?

Metin Türkcan: Harika bir his, çok da keyifli ve de gurur verici bir durum…

MT-2016 ALBUM KAPAK

Gelelim “Vakti Geldi” albümüne… Bu albümün yapım planı, albüm kartonetinde yazılana göre 2000 yılında oluşmuş peki bu kararı nasıl verdin?

Metin Türkcan: Ben bir karar vermedim. İlk  3 parçalık demoları 2000’de Ümit Kuzer ve Martin Spenecer ile Virüs Müzik’te kaydettik sonra galiba Sony den EP olarak çıkacaktı ve ben tek başıma olacaktım klip vs. tüm projede…Bu konsept içinde kendimi çok rahat ve mutlu hissetmeyeceğimi düşündüğüm için vazgeçtim. Yanılmıyorsam 2007-2008 senelerinde büyük konserlerin yapılamadığı bir dönemdi; ben de “Benimle çalar mısın?” diye bir yarışma yapıp bir basçı ve birde davulcu bulup; “Metoboy” grubunu kurdum. Metoboy grubuyla çok eğlenceli konserler verdik. Derken; sevgili dostum Gürkan Bozacı’nın katılımı ile grup bir anda biraz daha ciddileşti ve yeniden demolar yapmaya başladık. Demo, demo derken davulcum Ozan Demir’in “Hadi abi! Hadi abi!..” demeleri üstüne 10 parçalık Türkçe demomuza kavuştuk. 2011-2012 senelerinde, bu demoları bir kaç şirket eş-dosta dinletirken Tarkan’ın (Gözübüyük) kulağına gitmiş, kızdı bana “Niye bana dinletmiyorsun?” diye, ben de “Çok yoğunsun dostum..” vs derken prodüktör oldu. Umut Kuzey‘le buluştular ve 2-3 senelik bir çalışma sonunda raflarda yerini buldu.. :)

Albümün her şarkısında seninle beraber, Türkiye’nin en değerli müzisyenlerinin imzası var. Ogün Sanlısoy, Harun Tekin, Şebnem Ferah, Aylin Aslım, Murat İlkan, Umut Kuzey, Pamela Spence, Ray Rizzo bu kadar ismi bir albümde toplamak zor olmadı mı? Nasıl bir araya geldiniz?

Metin Türkcan: Hepsi bir anda bir araya gelmedi. Dediğim gibi; 2-3 seneye yayılan bir süreçte rahat rahat, sakin sakin oldu kayıtlar.. Hatta vokal kayıtlarının bazılarına konserler sebebiyle gidemedim bile.. :)

Albümün ilk çıkış çalışması Şebnem Ferah “ Dilek Taşı” ile oldu. O kadar kişi arasında zor olmadı mı çıkış şarkısına karar vermek ve nasıl bir strateji izlediniz albümde?

Metin Türkcan: Onu yapımcımız Umut Kuzey ve Özlem Hanım’a sorman gerekiyor.. :)

Klipte kimlerle çalıştınız? Hikayeyi nasıl oluşturdunuz?

Metin Türkcan: Emir Sarısaç ile çalıştık, daha doğrusu o çok büyük bir nezaket göstererek bizimle o hengamede çalışmayı kabul etti. Harika da bir iş çıkardı. Ben klip ile ilgili hiçbir şeye de karışmadım. Kartonetteki ve basında yer alan fotoğrafları da Gökhan Palas çekti, kartonet tasarım ve sanat yönetmenimiz de sevgili Hale Utangaç (Evet, Hakan Utangaç’ın kız kardeşidir kendisi) :)

Albümün dört şarkısı hariç tüm sözler sana ait. Şarkı sözleri konusunda hiç destek aldın mı?

Metin Türkcan: Söz yazmak, melodi bulmak, şarkı yapmak …Böyle bakamıyorum duruma, “müzisyen veya sanatçı” diye tabir edilen kişileri uydu alıcısı gibi düşünün, evrende gezinen melodi-söz vesairelerden antenlerine takılanları çevrelerindeki diğer insanlara aktarmakla yükümlüler, ya da yükümlü demeyelim de; aktarmaya çalışan insanlar da diyebiliriz. Yani gözüktüğü kadar havalı bir durum değil. Gece uyurken kalk, aklına takılan melodiyi kaydet, sonra altyapısını yapacağım derken, sabah olsun. Tüm bu yüzlerce, binlerce eskizden 5-10 tanesini hasbelkader iyi ortamlarda kaydet, kaydedeceğim diye kendini yırt, sonra biri çıkıp “Bu ne ya?” desin, zor işler. Ben hiçbir zaman “Kim ne diyor? Dinleyen mutlu oluyor mu?” diye düşünmedim, gitar çalarken çok mutlu oluyorum ve sağlığım müsaade ettiği sürece de çalmaya devam etmek niyetindeyim…

Sözlerde biri dağ başında, biri yolda vs… Alakasız yerlerde ve neredeyse final haline yakın çıktılar. Son olarak; sevgili dostlarımın da sihirli parmak ve yüreklerinin dokunması neticesinde sizlere sunabileceğimiz final hallerine geldiler.

Senin aracılığın ile her birine tek tek buradan bir kez daha teşekkür eder ve de şükranlarımı sunarım…

Buarada albümün prodüktörlüğünü “ Tarkan Gözübüyük ve Cihan Barış” yapmışlar. Bu solo albüm projesi ilk çıktığında Pentagram ekibi ve Şebnem Ferah ekibinin ilk tepkileri ne oldu?

Metin Türkcan: Hepsi en az 20 senelik arkadaşlarım, hepsi çok mutlu oldular ve hepsi ellerinden geldiğince destek oldu…

MET-BASIN 05.jpg

İkinci klip ve şarkı belirlendi mi?

Metin Türkcan: Gibi..:) ama söylemem yasak :)

Bu albümle alakalı konserler olacak mı?

Metin Türkcan: İlk olarak Zeytinli Rock Festivali’nde de sahne alacağız ve bu sahnede Zeytinli Rock Festivali facebook hesabında yer alacak olan karaoke parçaların üzerine vokal yapıp gönderen iki arkadaşımız (bir kız-bir erkek tahminen) sahne alacaklar..

Eylül ayı gibi, bunun bir büyüğünü yapmayı planlıyoruz ama bu ülke ve coğrafyada plan yapmak gerçekten de çok da mantıklı ve akılcı bir durum gibi gelmiyor bana, o yüzden mümkün olduğunca uzun vadeli planlar yapmamaya gayret ediyorum kendi adıma :)

Yakında sahnede olacağın belirlenmiş organizasyonlar var mı?

Metin Türkcan:  En yakın;

Kuşadası Gençlik Festivali: https://www.facebook.com/kusadasigenclikfestivali/?fref=ts

Murat İlkan-Metin Türkcan Akustik Proje: https://www.facebook.com/Murat-Ilkan-Metin-T%C3%BCrkcan-Akustik-Proje-553694681446346/?fref=ts

Şebnem Ferah – Bodrum

Zeytinli Rock Festivali:  Zeytinli Rock Festivali 2016

Murat İlkan ve Metin Türkcan Akustik projesine Nasıl karar verip bir araya geldiniz?

Metin Türkcan: Murat’la çok eskiden de bu şekilde akustik çalıyorduk, daha sonra live bar grubu, ardında “Pentagram” derken bu akustik olayı rafa kalkmış oldu. Murat’a yıllar sonra ilk kez Rock Off da “Ronnie James Dio” sahnesinde akustik çalmamız ile ilişkili bir teklif gelmiş. Murat’ta bana iletti bu teklifi, yıllar sonra bir akustik çalmış olduk. Biz de, seyirci de çok keyif aldık, “Neden bunu bir proje yapmıyoruz?” dedi Murat ve biz de yaptık, onun bir sonraki albümünü akustik formatta yapmak gibi bir niyetimiz de var.

Bu projenin konserleri devam edecek mi? Sabit bir sahne planınız var mı?

Metin Türkcan: 

Tüm diğer müzisyen dostlarımız gibi “Konserler devam edecek.” diye umut ediyoruz. Belli bir konser programımız yok. Olduğunda Facebook “Murat İlkan & Metin Türkcan Akustik Proje” sayfasından ve kişisel hesaplarımızdan paylaşıyoruz. Zaten çaldığımız yerler daha ufak yerler oluyor. Şu ana kadar da İstanbul hariç, konserlerimiz hep dolu geçti.
Tüm gelip bizleri yalnız bırakmayan dostlarımıza da teşekkürler.

 

Bu arada “Metoboy” isimli grubunla çalışmaların vardı. Yeniden devam edecek misin?

Metin Türkcan: İşte bu “Metoboy” projesi, “Metin Türkcan” oldu. Yani ikisi de aynı proje. Grup aynı, baştan beri Ozan Demir ve ben.

Bu sene Pentagram ve Şebnem Ferah’la alaka yeni bir albüm müjdesi var mı?

Metin Türkcan: Hmmm (Bu konu ile alakalı bilgi çalamadım :) )

Youtube üzerinde “Metin Türkcan ile Gitar Dersleri” videoları var. Bunların devamı olacak mı?

Metin Türkcan: Onlar gitar dersi değil, Yamaha gitar tanıtımı. İki gitar çalışmanın önemini göstermeye çalıştım o minik videolarda, ders değil yani :)

Öğretmenlik yapıyordun bir dönem hala devam ediyor mu? Seninle çalışmak isteyenler sana nasıl ulaşabilirler?

Metin Türkcan: Beşiktaş’da Home Office’de derslere ve kayıtlara devam ediyorum. Facebook “Metin Türkcan ile Gitar Dersi” sayfasından ulaşabilirler, ofis telefonu vs. orada yazıyor.

Sosyal medya ile aran nasıl? Hesaplarını kendin mi yönetiyorsun?

Metin Türkcan: Çok kötüydü. Ama “Ve Kazanan” adlı televizyon yarışmasındaki şefimiz Mustafa Haybat sayesinde yeni telefon almayı başardım diyebilirim. Şöyle ki;  orkestrada Whatsapp kullanmayan bir tek ben vardım ve bütün nota ve parça alışverişi de Whatsapp üzerinden oluyordu. Beni bir ay kadar idare ettiler sağ olsunlar ve akıllı telefona geçip ilk selfiemi de programı çektiğimiz stüdyodan yaptım. Daha sonra ben de herkes gibi bir telefon canavarına dönüştüm, arada Wall-e seyredip kendimi frenlemeye gayret ediyorum.

Sosyal medya hesaplarını rica edebilir miyiz?

Metin Türkcan: 

Facebook: Metin Turkcan

Instagram: metinturkcan

Twitter: metinturkcan

(PS: Twitter’ı pek verimli kullanamıyorum.)

Sana çok teşekkür ederim kırmayıp röportaj teklifimi kabul ettiğin için. Senin söylemek istediklerin varsa onları alabilir miyiz?

Metin Türkcan: Ben teşekkür ederim İrem’cim. :)

 

MET-BASIN 01.jpg

Radyo Mega‘da her gün bıkmadan, usanmadan beni dinleyen ve daima yayına katılımda bulunan, desteklerini esirgemeyen Bir Deli Derici’li ve Tuğçe Aykın’la beraber bizde Metin Türkcan’a bir sürpriz hazırladık. Kendisini daima takip eden 10 dinleyicimizin mesajları aşağıda bulunmaktadır.

Özellikle Tuğçe Aykın’a bu harika 12 kişilik ekibi oluşturması ile alakalı emeklerinden ötürü teşekkür ederim. :)

Buyrunuz…

————-

Metin Türkcan’ı seviyoruz. Şebnem ile konseri çoşturuyorsunuz. Gitar çalışı muhteşem, albüm muhteşem ve ötesi.

Tuğcan 

————-

Metoboyy.. :)   Seni Şebo ile tanıdım tabii ki :)  Konserde en önden izlerken o kadar hayran kalmıştım. Hatta konser sonunda penanı alacaktım ki; başkasına kaptırdım. :)  ama olsun yakından görmek de güzel seni :) ha  bir de albüm çıkardın ama Şebo’nun da dediği gibi hiç havalanmadın hala aynı mütevaziliktesin. :) tabii ki de mükemmel bir proje olmuş :) Ama benim favorim “Dilek Taşı” :) Seni hep izleyelim, hep bizimle kal, müzikle kal :)

Beyza Nur Açıkel

————-

Metin Türkcan’a kim hayranı  olmaz ki.:) Öyle muhteşem bir insan ki; vallahi kıskanıyorum adamı… Bir de konserde bize unutulmaz gece  yaşatıyorlar.:) Vallahi albümü de muhteşem☺ acaba sonraki klip hangi şarkıya gelecek ? İnşallah en kısa zamanda albümle buluşuruz :)

Emrah Ateş

————-

Şebnem Ferah sayesinde Metin Türkcan’ı tanıma fırsatım oldu. Bana gitar çalmayı sevdiren O’dur. Aşkla çalıyor çok etkileyici ♡

Büşra Bağbudar

————-

Metin seni çok seviyoruzzz. İyi ki varsın :)

Funda Taşdemir

————-

Metin Türkcan; denince aklıma gelen hemen onun müthiş gitarı çalması :) Öyle güzel, öyle içten çalıyor ki; beni ve konserdeki bütün herkesi mest ediyor. :) Ve sonunda solo albümü çıktı. Tabii ki favorim Dilek taşı :) Albümünüz çok güzel olmuş, emeğinize sağlık. :) Bu arada en son İstanbul konserinde ben de vardım, süperdiniz ekipçe… Bu arada duyduk konserlerde kulis istiyorsunuz :)

Erkan Akbulak

————-

Metin ağabeyi 10 yasında bir festival dolayısıyla Şebnem Ferah’la Kayseri’ye geldiğinde tanıdım. Hayatımda gördüğüm en iyi gitarist o oldu. Bir insan gitarıyla bu kadar iyi bir bağ kurabilir. Metin ağabeyin attığı soloları özenle dinlerim. Benim gitara yönelmemi sağladı. Ben de, bir gün onun kadar iyi olamasam da, o kadar güzel gitar çalmayı çok isterim. Metin ağabey ve soloları benim ilham kaynağım oldu. Ona çok teşekkür ederim. Sen gitarı elinden hiç bırakma olur mu? Biz senin sololarına aşık olarak hayran hayran izleyelim seni.. Albümüne de bayıldım  sen bizim için her zaman bir numarasın. Sen bizim “Dünya Gitar Kralı”mızsın. Seni çok seviyorum, hayatında her zaman gitarın “Metoboy” elinde olsun inşallah.

Ayten Simge Akdemir

————-

Metin Türkcan; canım Şebo’mun sevgili gitaristi… En son iptal olan, İzmir konseri alanında sonunda fotoğraf çekilebildiğim mükemmel insan… Çıkardığın albümü gerçekten seve seve dinliyorum. Favori parçam “Dilek Taşı” Onun haricinde “Mars” şarkısı resmen bağımlılık yapıyor. :) Sürekli söylüyorum o şarkıyı. Gitar çalışına hayran olduğum kişi. Umarım en kısa zamanda İzmire tekrar gelirsiniz. Şebo’ya selamlar :)

İlayda Yıldırım

————-

Merhaba Metin Bey :)

Öncelikle çok çok başarılı bir gitarist olduğunuzu belirtmek ve sizi çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Sizi hiç görmedim, konsere hiç gelemedim şu zamana kadar ama yine de sizin sıcakkanlı olduğunuzu biliyor, hissediyorum :) Yeni albümünüze değinmek istiyorum. Gerçekten çok başarılı bir albüm olmuş. Ben zaten sizin gitar solo partilerinizi dinlerken çok etkileniyorum çünkü; elektro gitarlara karşı çok hevesim var ve sesi bana çok etkileyici geliyor. Tabii siz çalınca bayağı harika bir solo çıkıyor ortaya :)  yeni albüm için de çok tebrik ederim. Kendinize çok iyi bakın. Sevgilerimle :)

Sena Çakır

————-

Sadece onun yüzünden bir jenerasyon fıldır fıldır smiley sticker’ı aradı:) Bir de neden hep o kolsuz “Flamenco” yazan(galiba) tişörtü giydi? uzuuuuuuun bir süre onu da çok merak ediyorum. :)

Özdemir Albayram

————-

Metin Türkcan; benim tanıdığım en iyi gitarist. Tanıdığımıza göre Metin ağabey çok konuşmaz ama gitarıyla tanımadığı insanları bile herkesi kendini tanıtır ve çoşturur. :) Ve sonunda öyle bir albüm yaptı ki; Türkiye’nin önde gelen rock müzik sanatçılarıyla düet yaptı. Benim favorim tabii ki Şebnem Ferah’la olan çalışmanız “Dilek Taşı ” :) Sizin hiç konserinize gidemedim ama inşallah bir gün gelirim. Hep Şebnem Ferah ve ekibi olarak kalın. Hiç ayrılmayın. :) İnşallah en kısa zamanda Şebnem Ferah albümü gelir ;)

Tuğçe Aykın

————-

Kendisini çok seviyoruz :)

Esra Berberyan

————-

 

Röportaj: İrem Ezgimen

“Caz Ağacı” Dünya Caz Gününde efsaneleri anmaya devam ediyor

unnamed-14Altıncı yılında Garanti Caz Yeşili konserlerleri kapsamında gerçekleşen Caz Ağacı, “gitar ustaları”nı anmaya devam ediyor. Her yıl bir efsane ismi Uluslararası Caz Gününde andığımız gecelerde bu yıl 30 Nisan Cumartesi akşamı DJANGO REINHARDT ülkemizin önemli müzisyenlerinin yorumlarıyla Salon İKSV’de anılacak.

Gecede DJANGO‘nun unutulmaz eserlerini, gitarlarda Bilal Karaman, Mehmet Mutlu, vokallerde Şirin Soysal, Ülkü Aybala Sunat, Başak Yavuz ve kontrbasta Baran Say‘dan dinleyebilirsiniz.

Vedat Özdemiroğlu‘nun sunumuyla renklenecek gecenin biletleri Biletix ve İKSV‘de.

http://www.biletix.com/etkinlik/TQS86/TURKIYE/tr

Caz severler İstanbul ve Ankara’da buluşuyor

XJAZZ Istanbul Poster

Berlin çıkışlı XJAZZ Festivali, daha önce söz verdiği üzere 12-17 Nisan tarihleri arasında Ankara’da ve İstanbul’da gerçekleşiyor!

2015’in Aralık ayında yapılan tanıtım etkinliklerinde ilgiyle karşılanan Festival, 2016 yılındaki ilk versiyonunda her iki şehrin en önemli konser mekanlarını yeni ve çağdaş müzikler ile bir araya getiriyor. Kabak & Lin Records tarafından, Goethe-Institut İstanbul desteğiyle Istanbul’da, Not Under Command tarafından Goethe-Institut Ankara desteğiyle Ankara’da düzenlenen XJAZZ Festival, Berlin ve Türkiye müzik dünyası arasında düzenli olarak gerçekleşecek olan fikir alışverişlerinin başlangıcını temsil ediyor. Bununla birlikte Türkiye, Berlin’de düzenlenecek XJAZZ Festivali için ortak ülke statüsünde ve bu sebeple Mayıs ayındaki Festival’e Türkiye’den 20’nin üzerinde caz sanatçısı sahne alacak.

Her iki şehirden birçok sanatçının hali hazırda yakın ilişki içerisinde olması sebebiyle Istanbul ve Ankara’daki Festivallerin programı içerisinde yer alacak sanatçıların belirlenmesi pek de zor olmadı ve Festival’in henüz ilk yılı olmasına rağmen kuvvetli ve kaliteli bir program ortaya çıktı. Istanbul, Ankara ve ilerleyen yıllarda farklı sürpriz illerin kültür takvimine renk katmayı amaçlayan XJAZZ Festivali, aynı zamanda caz türüne olan ilgiyi kesişen müzik türleri aracılığıyla arttırmayı hedefliyor.

Ünlüler ve yeniler aynı sahnede: “Tolga Akyıldız’la % 100 Açık Sahne”

aciksahne8 Nisan Cuma Günü; müzik sektörünün önde gelen isimlerinden Gazeteci Tolga Akyıldız, garajistanbul’da gerçekleştireceği “%100 Açık Sahne” etkinliğinde 10’uncu kez ünlü isimleri ağırlıyor.

%100 Açık Sahne’de bu kez ‘zamansız kadın’ Ayşegül Aldinç; eskimeyen şarkıların sahibi Yaşar; mor ve ötesi’nden Harun Tekin; Koray Candemir; solo çalışmasıyla maNga’dan Ferman Akgül, Model’in solisti Fatma Turgut; besteleriyle ses getiren Bora Duran; dizi müziklerinin aranan isimlerinden Pera; Sezen Aksu cover’ları ve son albümü büyük ilgi gören Ceylan Ertem; Güvenç Dağüstün; Gece gibi isimler yer alıyor.

Alternatif sahnelerin başarılı isimleri Son Feci Bisiklet, Can Güngör, Cihan Mürtezaoğlu, Keti ve You May Kiss The Bride’ın %100 Açık Sahne’ye özel performansları ise merakla bekleniyor.

%100 Açık Sahne’yi yeni isimlere ve geceye katılımlarıyla onlara görünürlük sağlayan ünlü grup ve müzisyenlere açan Tolga Akyıldız konuklarına yine unutulmaz bir müzik gecesi yaşatacak. ‘Müzik sadece eğlence aracı değildir’ diyen %100 Açık Sahne; müziğin birleştirici gücünü vurgulayacak.

#yüzdeyüzaçıksahne #müzikbirleştirir

19 Şubat Cuma: “Ah 70’ler Vah 80’ler Neydi o 90’lar?” Türkçe Pop Parti

19SUBATFACEBeyoğlu’nun yepyeni ve konsept mekanı Nostalci by Hakan Küfündür’de geçmişin en keyifli şarkılarıyla süper bir eğlence, barkovizyonda o yılların videoları, filmleri, reklamları ve bol malzemeli bir nostalci gecesi sizi bekliyor! DJ Olcay Tanberken’in setiyle 70’lerden 90’lara uzanan eğlenceli saatlere hazırlanın.

“Sen Gidince”, “Delisin” ve “Bambaşka Biri” ile 70’lere, “Petro’il”, “Ele Güne Karşı” ve “Sarışınım” ile 80’lere dönmek veya “Abone” ile başlayan 90’lar fırtınasından “Yaz Yaz Yaz”, “Şıkıdım”, “Sevdik Sevdalandık” ve daha birçok hit ile dansın dibine vurmak ister misiniz?

O halde bu parti siz “Ah 70’ler, Vah 80’ler, Neydi O 90’lar?” diyenler için!

Ajda Pekkan’dan, Sezen Aksu’ya, Cici Kızlar’dan Beyaz Kelebekler’e, Nilüfer’den Nükhet Duru’ya, Tanju Okan’dan Erol Büyükburç’a, Ayla Dikmen’den, Semiramis Pekkan’a en sevilen eski 45’likler, Oya – Bora’dan Tarkan’a, Sertab Erener’den Kenan Doğulu’ya, Mustafa Sandal’dan, Aşkın Nur Yengi’ye 90’ların en iyilerinden örnekler ve Murat Boz, Hande Yener, Murat Dalkılıç ve Hadise ile 2000’lerin en popüler parçaları. Özetle, dünden bugüne, eskiden yeniye Türkçe pop!

70’li yıllardan günümüzün en popüler parçalarına uzanan geniş bir repertuarla “Ah 70’ler, Vah 80’ler, Neydi O 90’lar”, 19 Şubat Cuma akşamı DJ Olcay Tanberken’in setiyle Beyoğlu NOSTALCİ’de.

(Ücretsiz giriş davetiyesi için dikkatmuzik@gmail.com ‘a AD, SOYAD ve KİŞİ SAYISI iletebilir ya da aşağıdaki form ile bize iletebilirsiniz: http://www.hakankufundur.com/davetiye/ucretsiz-davetiye.asp )

NOSTALCİ Beyoğlu
Adres: Balo Sokak, No: 14 BEYOĞLU / İstanbul
Tarih: 19 Şubat 2016 Cuma,
Saat: 21:00

58. Grammy Ödülleri kimlere gitti?

4653780531_2Bu yıl 58.si düzenlenen müzik dünyasının en önemli gecelerinden Grammy Ödülleri görkemli bir tören ile sahiplerini buldu. İkinci kez ‘Yılın En İyi Albümü’ ödülünü alan Taylor Swift bunu başaran ilk kadın şarkıcı oldu. Bu ödülle birlikte ‘En İyi Pop Vokal Albüm’ ve ‘En İyi Müzik Videosu’ ödüllerini de kazan Swift, geceye damgasını vurdu.

İşte Taylor Swift’in ‘Yılın En İyi Albümü’ ödülünü aldığı o an:

‘En İyi Müzik Filmi’ ödülü de Amy’ye verildi.

‘En İyi Rap Performansı’, ‘En İyi Rap/Sung İş Birliği’, ‘En İyi Rap Şarkı’ ve ‘En İyi Rap Albüm’ ödülleri ise Kendrick Lamar’ın oldu!

Ed Sheeran ise ‘Yılın Şarkısı’ ve ‘En İyi Pop Solo Performans’ ödülünü ‘Thinking Out Loud’ şarkısı ile alarak geceye damgasını vuran isimlerden oldu.

Diğer ödül kazanan isimler:

EN İYİ DANS ŞARKISI
Skrillex and Diplo – “Where Are Ü Now” with Justin Bieber

EN İYİ DANS/ELEKTRONİK ALBÜM
Skrillex and Diplo – Skrillex and Diplo Present Jack Ü

EN İYİ ROCK ALBÜM
Muse – Drones

EN İYİ R&B PERFORMANSI
The Weeknd – Earned It (Fifty Shades Of Grey)

EN İYİ ÇAĞDAŞ URBAN ALBÜMÜ
The Weeknd – Beauty Behind The Madness

EN İYİ COUNTRY SOLO PERFORMANSI VE EN İYİ COUNTRY ALBÜM
Chris Stapleton – Traveller

EN İYİ COUNTRY ŞARKI VE EN İYİ COUNTRY DÜET/GRUP PERFORMANSI
Little Big Town – Girl Crush

Şenay Lambaoğlu 29 Ocak’ta İKSV’de

senayŞenay Lambaoğlu, yeni albümü “Başka Türlü Bir Şey”in lansman konseriyle 29 Ocak Cuma günü saat 21.30’da Salon İKSV sahnesinde dinleyiciyle buluşuyor.

Sony Music etiketiyle yayımlanan ve büyük beğeni kazanan üçüncü albüm çalışması “Başka Türlü Bir Şey”de Şenay Lambaoğlu; Farketmeden, Seni Düşünmek, Sensiz Olmaz gibi efsane şarkıları yorumluyor.

Can Yücel’den Nazım Hikmet’e Ömer Hayyam’dan Füruğ Ferruhzad’a dek unutulmaz ozanların eserleri, Salon İKSV sahnesinde Şenay Lambaoğlu’nun güçlü yorumuyla hayat bulacak.

Bir saygı albümü olarak da değerlendirilebilecek “Başka Türlü Birşey” için Şenay Lambaoğlu, “Bugüne dek kimlerden beslendiysem, nelerle çoğaldıysam onlarla yoğrulmuş bir albüm oldu. İyi müziğin peşinden gittik. Şiirlerin anlamına hizmet eden; çok değerli besteci, söz yazarı ve müzisyenlerin üretimleriyle büyüyen, dokuz unutulmaz şarkıdan oluşan bir çalışma bu” diyor.

Albümün prodüktörü ve aranjörü Can Çankaya. Elektro gitarda Volkan Polat, akustik gitar ve banjoda Selim Saraçoğlu, kontrbasta Kağan Yıldız, davulda Berke Özgümüş’ün olduğu albümde; Yolum Yok ve Uçurtma şarkılarında perküsyonda Okay Temiz imzası yer alıyor. Yine Yolum Yok adlı şarkıda kabak kemane Cafer Nazlıbaş ve santurda Amir Humayounfard bulunuyor.