Tolga Akyıldız’la %100 Açık Sahne

ACIK_SAHNE afis%100 Açık Sahne, yeni bir konserle bu Cuma yine pek çok müzisyeni ağırlıyor. Müzik sektörünün önde gelen isimlerinden gazeteci yazar Tolga Akyıldız, 23 Ocak’ta garajistanbul’da gerçekleştireceği “Tolga Akyıldız’la %100 Açık Sahne” etkinliğinde ünlü isimleri sahnesinde ağırlamaya hazırlanıyor. Tolga Akyıldız sahnesini bir kez daha genç gruplara ve geceye katılımlarıyla onlara görünürlük sağlayacak olan ünlü grup ve müzisyenlere açıyor. Açık Sahne’de daha önce Hayko Cepkin, Koray Candemir, Melis Danişmend, Aylin Aslım, Can Bonomo, Keremcem, Redd, Erdem Yener, Kargo, Ogün Sanlısoy, maNga, Harun Tekin, Gripin, Kolpa, Aydilge, Özge Fışkın, Bora Duran, Tuna Kiremitçi, İrem Derici, Esin İris, Ayça Varlıer, Sattas, Rashit, Ege Çubukçu, Multitap, Bedük gibi birçok önemli ismi ağırlayan Tolga Akyıldız; bir markaya dönüşen % 100 Açık Sahne etkinliğini garajistanbul’da sürdürüyor.

23 Ocak’ta garajistanbul’da sahne alacak isimler: Model, Can Bonomo, Peyk, Esin iris, Kalben, Motto, Yüksek Sadakat, Aydilge, Can Gox, DörtXDört, Dolunay Obruk, Sapan ve Sevinç Yurdem.

 

Öz Eleştiri ve yeniler… İrem’le Rock (16.08 14)

309978_10151357871523984_1909986306_n

Uzun zamandır yazmadım yine :) Benim yazılarımın ne kadar ciddiye alındığı konusunda bir fikrim yok açıkcası “bunu dert ediyor musun?” dersen etmiyorum :D Neyse konumuza gelelim bu hafta hem yeni albümlerden ve güzel konserlerden bahsedeceğim hem de biraz öz eleştiri de bulunacağım.

Öncelikle öz eleştiri ile başlamak istiyorum bir radyo programcısı ve bir müzisyen olarak devamlı popüler müzik dinlemek ve dinletmek zorunda bırakılmaktan ve müzisyenleri de izleyici ve dinleyici kitlesine popüler müzik yapmaya zorlamaktan çok rahatsız oluyorum. Dünya üzerinde bir çok müzik dinleyicisi  var ve bu insanlar Dünya çapında ünlü olabiliyorlar ama bizim ülkemizde popüler müzik yapmıyorsan asla şarkıların radyo ve tv’ler de paylaşılmıyor. Sebebi; yaptığınız işin iyi ya da kötü olması değil iş popüler müzik dinleyicisine hitap etmiyor  olması ve rock, r&b, hip- hop, soul yani kısacası alternatif olarak nitelendirilen işlerinde başarı görmüyor olması. Faakat bence bu konuda ki başarı göreceli… Herkes her şeyi sevecek ve dinleyecek diye bir zorunluluk yok! Ben rock müzik, klasik müzik dinlerken en yakın arkadaşım popüler müzik ve arabesk dinliyor ve seçimlerimizi kendimi yapabiliyoruz her normal insan gibi…

Aslında sorun hem yapımcı firmalarda hem de radyo- tv yöneticilerinde insanları 7/24 zorunlu gibi aynı şeyleri izletir ve dinletirseniz bir süre sonra buna alışır istemeseler bile bunları kabullenirler sonrasında kimse kalkıp ” Neden biz yurt dışına açılamıyoruz?” demesin. Tv, radyolar ve yapımcı firmalar her tarz iyi ve kaliteli müziğe eşit ilgi, alaka, önem ve saygınlığı gösterirse. Müzik piyasası daha kaliteli hale gelecektir. İşin en kötüsü piyasada popüler olarak dinlediğiniz her şarkının sözünü ortadan kaldırın ve işin aslını görün… Büyük bir hayal kırıklığı…  Bu sebepten artık İrem’le Rock bloğun içerisinde her türlü beğendiğim müzisyen ve şarkılarından bahsedeceğim. Derdimi iyi anlattığımı düşünüyorum ve konuyu burada kapatıp güzel haberler ve yeni albümlerle devam ediyorum.

Öncelikle ilk haberim Borusan Filarmoni Orkestrasından geliyor. Dünya’nın en ünlü festivallerinden biri olan “BBC Proms” a BBC’nin davetlisi olarak Royal Albert Hall sahnesinde konser veren ilk orkestra oldu onları çok ama çok tebrik ederim. Bu güzel haberlerinin devamını dilerim.p18mmpor5g3d55p3v8h8741la23

http://www.borusansanat.com/__Orkestra/Bifo_Bilgi.aspx?ln=tr

Ayrıca geçtiğimiz günler de canım arkadaşım, güzel yürekli, pozitif enerjisi yüksek, farklı ses tonu ve yorumu ile sevenleri ile buluşan sevgili Aydilge’nin yepyeni single ve klibi çıktı. Şarkının adı “Aşka Gel” gerçekten benim de aşka geldiğim sıralarda oldu. Umarım sizde bu yaz ya da yakında “Aşka Gel” i dinlersiniz ve aşka gelirsiniz.

http://www.youtube.com/watch?v=6jVGsPQUu4Q

Ege Çubukçu’nun yepyeni single şarkısı “Kanatlanıp Uçacaksın” bir enerji içeceği sponsorluğunda geçtiğimiz günlerde yayınlandı bu şarkıyı da kaçırmayın derim :)

http://www.redbull.com/tr/tr/music/stories/1331671480247/ege-%C3%A7ubuk%C3%A7u-kanatlan%C4%B1p-u%C3%A7acaks%C4%B1n-video-klibi

Buara inanılmaz derecede dinleyip, keyif bulduğum bir şarkı var. Sevgili Oğuzhan Uğur ve Ege Çubukçu’nun düet şarkısı ” Dengi Dengine” moralinize enerjinize enerji katacak harika bir şarkı… Oğuzhan Uğur’un mimiklerini takip ederken gülmekten kendinizi alamayacaksınız.

http://www.youtube.com/watch?v=muhH0dfeaD4

Aynı zamanda “Gece” yeni albümü ” İyi Niyetli Bir Gün” ü çıkardı albüm çok eğlenceli ve keyifli. İlk klip “Derbeder” şarkısına çekildi. İkinci klip ” Bomonti Sokakları” şarkısına geldi ve klipte sürpriz bir isim olan ” Cahit Berkay” da yer alıyor.

http://www.youtube.com/watch?v=Zm6WtUZCXCk

Bilen bilir; bütün kış sezonunu Koray Candemir konserlerinde geçirdim aramızda kalsın ama konsere gitmemin asıl sebebi sevgili arkadaşım Cemre Kabaş’ tır. ( aman Koray ve Cem duymasın :D )  Cemre benim çok eski arkadaşımdır o da ilk albümünün hazırlığında ondan da çok fena bir albüm beklemekteyim ki öyle de olacağına eminim işte Cemre Kabaş’ın şarkılarından biri…

http://www.youtube.com/watch?v=9i6JJ2I4wKw

Başka bir şarkısı da gitar da Koray Candemir’in eşlik ettiği ve benim sözlerine bayıldığım ” Labirent”

Ve geldik bir çocukluk arkadaşımın, çocukluğundan bu yana hayalini kurduğu ilk albümün habercisi single şarkısını anlatmaya…

Esin İris..

Esin; benim çok ama çok eski arkadaşımdır. Zaman zaman birbirimizi kaybeder sonra bir anda yeniden bir araya geliriz. Kendisini ilk tanıdığımda rap müzikle uğraşıyordu ve gerçekten de o dönemin en çok bilinen rap müzisyenleri ile tanışıp beraber projeler yaptılar. Ardından bir çok tanıdığımız ünlü isme şarkı sözleri verdi, şarkı sözlerine minik dokunuşlar yaptı. Bir gün konuşurken “kendi albümümü hazırlıyorum” dedi. Herkes gibi bende ondan bir rap albümü  bekleyenlerden biri olduğum için bana çok normal geldi bu durum ama albüm tarzının rap olmadığını duyunca çok şaşırdım. Şarkılarını dinledik ve gerçekten onun içinde yatan ışığı orada yakalım onu yakından tanıyanlar bilir bir prenses gibidir. Sevimli, neşeli, pozitif  ve albüme de bunlar yansımız şimdi onu ilk çıkış single şarkısı olan “Bu gece” ile sizlere sunuyorum.

Şarkının klibinde bir çok ünlü müzisyene rastlamak mümkün. Ege Çubukçu, Oğuzhan Uğur, Cana Çankaya gibi Esin’nin yakın arkadaşlarının yer aldığı bu ilk kliple size veda ediyorum. Bu haftalık benden bu kadar yakında yine görüşürüz ;)

 

“Kiraz Mevsimi”nin sesi Aydilge

9Popüler müziğin renkli ve enerjik sesi Aydilge, önümüzdeki günlerde ekran yolculuğuna başlayacak gençlik dizisi Kiraz Mevsimi’nin jenerik şarkısını seslendirdi. 4 Temmuz Cuma günü saat 21.00’de Fox TV’de yayın hayatına başlayacak olan Kiraz Mevsimi’nin tema şarkısının beste ve sözü Haydut grubu ile tanınan müzisyen Volkan Akmehmet ve İnanç Şanver imzası taşıyor. Son dönemdeki dizi müzikleriyle de tanınan ekip Kiraz Mevsimi’nin tema şarkısı dışında diğer müziklerini de besteledi.

Başrollerinde Özge Gürel ve Dağhan Külegeç‘in oynadığı ve senaryosunu Aslı Zengin‘in (Romantik Komedi 1-2) yazdığı Kiraz Mevsimi, hikayesine “kiraz mevsimi aşkın zamanıdır” sözü ile giriş yapan genç Moda tasarımcısı Öykü’nün (Özge Gürel) ve onun aşk ikilemlerinin hikayesini anlatıyor.

Aydilge “Acı cömerttir aslında. Geçici, ucuz hazlardan çok daha fazlasını öğretir anlayana”

IMG_20140203_203753

Bir sanatçı, farklı bir ruh, arkadaşlıktan dostluğa…

Aydilge ‘yi ilk video klibi “Yalnız Değilsin” sayesinde tanımıştım. Şarkı o dönemde hissettiklerim konusunda yalnız olmadığımı benim gibi hisseden ve düşünen başka birilerinin de varlığını bana yeniden hatırlatmış kendimi iyi hissetmemi sağlamıştı. Yıllar geçiyor o güzel şarkılar, güzel video klipler yapmaya devam ediyordu.

Bir gün kendi grubumun provasında eski gitaristim (Onada ayrıca teşekkür ederim.) Sevgili Ümit Eren Oğuz ( Şuan da “Hayat Meyal” grubunun gitaristi ve onlarında yakında albümleri çıkıcak.) “İrem Aydilge’yi sever misin? Eğer seviyorsan sahnede bir iki şarkısını söylemek ister misin?” dedi. “Tabii ki severim özellikle ‘Yalnız Değilsin’ şarkısını söylesek ne güzel olur…” dedim. Bir anda playlistimize dört tane “Aydilge” şarkısı eklendi tüm ekip özellikle ” Sorma” coverına bayıldık. Hatta o kadar güzel olmuştu ki bizim yaptığımızı beğenmedik ve şarkıyı geri çektik. Gitaristler şarkıları çalarken çok eğleniyor özellikle gitar sololara bayılıyorlardı.

Aradan bir kaç zaman sonra sevgili Tolga Akyıldız’ın düzenlediği “Açık Sahne” etkinliğin sayesinde kendisi ile yüzyüze tanışma fırsatı yakaladım. Sakin ve güler yüzlü tavrı hemen kendisi ile röportaj yapma isteğimi tetikledi ve bir anda ” Müsait bir gününde röportaj yapabilir miyiz?” diye ağzımdan hemen sözcükler dökülü verdi. Allah’tan o kadar naif ve tatlı ki “Tabii ki..” ne zaman istersen dedi.

Bu güzel günden bir süre sonra, benim için hayat ” Sorma ne haldeyim, sorma kederdeyim…” kıvamına gelmişti. Facebook iletimde bunu durumu anlatan bir kaç cümle yazdım ve bir anda dert ortağım oldu. Röportajdan öte onunla muhabbet sohbet edip, dostum olmasını istiyordum. Kadıköy sahnede ki konserine gittik ilk defa canlı performans olarak ekibini ve kendisini izliyordum. Sahnedeki o pozitif enerjisi ve güler yüzü herkes görmeli…

Bu konserin ardından yurtiçi ve yurtdışı bir çok konserler verdi ve sonunda sıra İstanbul’a gelmişti konsere zaten gidecektim ama konserden bir hafta önce bir hatırlatmada bulundu ve sonra da “sahnede beraber bir şarkı söyleyelim mi?” dediğinde inanılmaz mutlu olmuştum. (O konserde 90’lar da çok izlenen ve sevilen dizilerden ” Süper Baba” filminin soundtrack şarkısı ” Bana Bir Masal Anlat Baba” şarkısını beraber söyledik. )

Keyifli bir o kadar da eğlenceli geçen konserin ardından hemen artık röportajı yapmak istiyordum. Hemen sonraki haftasonu buluştuk. (Açıkcası röportajdan öte bu kadar hassas ve duyarlı biri ile karşılıklı sohbet etmek istiyordum.:)) Canım üniversite’den sınıf arkadaşım Çilem Ergül’de her zaman olduğu gibi yanımdaydı yolda bana “Soruların nerde ne soracaksın?” dedi “Soru filan yok!” dedim “İrem saçmalama röportaja gidiyorsun sorular olmazsa ne yazacaksın?” dedi bende “Hayır ben muhabbet etmeye gidiyorum. Aydilge çok farklı biri arkadaşım olmasını istiyorum” dedim. Suratıma bir bakışı vardı anlatamam… Hatta “Bütün akşam o kadar konuştuk neyi nasıl toparlayıp yazacaksın çok merak ediyorum”  diyip durdu. O güne kadar benim için hassas, naif, hemen kırılabilecek gibi olan kişi bir anda aslında ne kadar güçlü, kendi ile yüzleşmiş, egodan çoook uzaklarda, duyarlı biri vardı karşımda…

Bir çoğumuzun (bende dahil) ne kadar üzgün ya da mutsuz olsak da hep güçlü görünme isteğinin aslında ne kadar saçma olduğunu anladım. Dedim ki ” Üzgün olduğum zaman, hep iyi gözükmeye çalışırım bir şeyleri insanlardan saklarım.” Aydilge’nin cevabı o kadar güzeldi ki; “Duygularını özgür bırak. Derinde paletsiz, tüpsüz, korkusuz çırılçıplak yüzebilmek için… Teninle deniz arasına, ruhunla aşk arasına hiçbir şey koymadan…Kahramanca  hissetmek asıl marifet bunca robotlaşmış insan arasında… Acıdan, hüzünden kaçmadan her duyguyu kucaklayabilecek kadar cesur olabilmek… Hayatın her mevsimini kucaklayabilmek… Tek boyutlu değil, üç boyutlu yaşayabilmek… ” dedi. Bir anda gerçekten ne kadar haklı olduğunu anladım. ( “Bunu biraz düşünün!” derim ;) )

Kendisi ile o kadar barışık ki, yeri geliyor kendini çekinmeden eleştiriyor yeri geliyor, ortak piyasayı paylaştığı insanları açık sözlülükle eleştiriyordu. ( Amacım ortalığı karıştırmak olmadığı için kişi ya da grup adı söylemeyeceğim sadece samimiyetini anlatmak için bu kadar detay yazdım.) Yazmış olduğu dört tane güzel kitaptan (Kalemimin Ucundaki Düşler (1998), “Bulimia Sokağı (2002)”,“Altın Aşk Vuruşu (2004)”,“Aşk Notası (2011) ) ve bu kitaplarda bahsettiği kişilerin kimliklerine bürünmenin ona keyif verdiğinden konuştuk. Şarkı bestelerken ve söz yazarken büründüğü ruh haline biraz dokunduk… Dokuz Sekiz firmasından ve Ahmet Çelenk’le çalışmaktan ne kadar mutlu olduğu ve onlarla çalışmanın ona verdiği keyiften konuştuk. Yurtdışında ve yurt içinde  gerçekleştirdiği konserlerinde dinleyicinin katılımının çok güzel olduğunu ve  yüksek olduğu için İstanbul’a geldiğinde çok keyifli ve kendisine yaşattığı mutluluğu paylaştı. Fakat İstanbul ‘da bulunan ve artık bir avuç kalan konser mekanlarında konserlerinin bilet fiyatlarının öğrenciler için çok yüksek olduğundan ve zaten azıcık kalan bu mekanlarda da bilet fiyatlarının yüksek olması dinleyicinin konsere gitme isteğini azalttığını düşünüyor. Şahsen ben de bu konuda kendisi ile aynı fikirdeyim. Bir avuç mekan kaldı her öğrencinin konserlere gidebilmesi gerektiği kanısındayım. Öğrencinin bütçesi bellidir hele bir de İstanbul gibi büyük bir kente başka bir şehirden geliyorsanız. Konsere gitmek sizin için çok büyük bir lüks haline gelir. O yüzden konser biletleri konusunda kesinlikle indirim sağlanması gerektiği fikrindeyim.

Mutluluk kavramı üzerinde düşünüyormuş bu aralar. İnsanların acı çekmekten korktukları için hayatı gerçek anlamda yaşamaktan kaçtıklarını söylüyor. “Acı cömerttir aslında. Geçici, ucuz hazlardan çok daha fazlasını öğretir anlayana” diyor. “Acıyı, sıkıntıyı göze alırsak, gerçek anlamda yaşarız kana kana… Gerekirse de kanaya kanaya. Ama mutlaka hakiki doyumlarla. Hem birazcık kandan bir şeycik olmaz,içinde hakikat varsa…”

Yeni bir projeleri var bununla ilgili ben kopyasını veriyorum ama ne olduğunu söylemeyeceğim sizler Aydilge’nin facebook’ta bulunan; www.facebook.com/aydilge sayfasından ya da twitter’da @AydilgeSarp sayfasından detaylarını alabilirsiniz.. Konser tarihleri 14 Şubat Public Cafe&Bar Çorlu; 15 Şubat Volume Alsancak İzmir ve 22 Şubat BKM Mutfak Sahne İstanbul sahnelerinde olacak.

Aydilge’ye o güzel ruhunu bizlerle paylaştığı için, harika cesareti için, güzel şarkıları ve güler yüzü için teşekkür ederim. Nice keyifli sohbetlerimiz olsun…

Sevgili editörümüz Olcay Tanberken ben size ve takipçilerimize kısacık zamanda tanıyabildiğim kadarıyla “Aydilge” yi anlattım sende artık röportaj yaparsın. J Herkese sevgilerle…

Aydilge’den enfes müzik pastası

AydilgeFark yaratan sahnesi, sesi, besteleri ve enerjisiyle ülkemizin en sevilen genç müzisyenlerinden olan Aydilge, 25 Ocak’ta BKM Mutfak Sahne’de sevenleriyle buluşuyor. Müzikseverler o gece rock hamuruyla yoğrulmuş, dolu ezgileriyle harmanlanmış , her yerde bulunmayan lezzetli bir müzik pastasının tadına ve eğlencesine varacaklar.

İç Anadolu, Ege turneleri ve Yurt dışında verdiği konserlerler serisinin ardından uzun bir süredir dinleyicileri tarafından beklenen İstanbul konserini BKM Mutfak’ta çok özel bir repertuar ile verecek olan Aydilge, o gece kendi parçalarının yanı sıra, 90’lı yılların pop parçalarını da kendine has bir tarzda yorumlayacak.

25 Ocak gecesi Aydilge’nin hazırlayacağı bu enfes müzik pastası BKM Mutfak’ta sizin için pişecek. Biletler Biletix‘te!

Aydilge “Aşk Paylaşılmaz” diyor

aydilge_Aydilge’nin “Yalnızlıkla Yaptım” albümünün üçüncü video klibi, “Aşk Paylaşılmaz” adlı şarkısına çekildi. Söz ve bestesi Aydilge’ye ait olan ve albüm çıktığından beri konserlerinde hep bir ağızdan söylenen şarkının klibinde, aşkın aslında sevgilinin yanında bile tek kişilik yaşandığı anlatılıyor; çünkü her kalp, karşısındakini kendince seviyor.

Yönetmenliğini Gökhan Palas’ın yaptığı klip, özel kameralarla elde edilen slow motion görüntülerle çekildi. Klipte, dansçıların estetik figürleriyle anlatılan; rüzgar, su, kar, duman efektleriyle bezenen, sembolik bir aşk evreni yaratıldı. “Aşkın da her şey gibi aşırı hızla yaşanıp tüketildiği günümüzde, tüm bu aşırı hıza inat, klibimizde zamanı yavaşlattık ve dansçılarımızın figürleriyle yer çekimine meydan okuduk” diyor Aydilge. “Tıpkı aşkın akla meydan okuduğu gibi…”

Mehmet Turgut- Gürcan Ersoy – Redd Shutter Speed Tour Final gecesi

Herkese selam;

14084_592415650770790_2129331881_n

Uzun zamandır sesim soluğum çıkmıyordu biliyorum ama sizleri unutmadım :) En son Redd konserinden sonra önce Balıkesir Üniversitesi’ne “1. Radyo İletişim Günleri” kapsamında Cenk Alptekin, Ayşe Matay ve beni misafir ettiler. Söyleşimiz bizim için ve orada bulunan tüm dinleyiciler için çok keyifli geçti.

aydilge

Balıkesir’ in ardından bir de İzmir turu yaptım ve İstanbul’a geri geldim. İyi ki durumu biraz uzatmamışım çünkü İstanbul yine zamana karşı yarıştığı için organizasyonlar tüm hızıyla devam ediyordu. Geldiğim gün Aydilge ‘nin albüm lansmanı vardı fakat son dakika haberimin olması sebebi ile ben katılamadım. Aldığım haberlere göre  “Yalnızlıkta Yaptım” albümü lansmanı çok keyifli geçmiş. Albümünün tamamını dinledim, biraz eğlenceli biraz melankolik ama tam tadında bir albüm olmuş.902322_10151597516406093_344264173_o

Gelelim konumuz “Mehmet TurgutGürcan ErsoyRedd Shutter Speed Tour Final” gecesine…

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; bu konser turu başladığı zaman ilk aklımdan geçen “çok doğru bir ekip, bir araya gelmiş.” oldu. “Shutter Speed Tour” ilk olarak 21 Şubat’ta Çanakkale’de başladı. Ardından 22 Şubat’ta Edirne, 28 Şubat’ta Isparta, 01 Mart’ta Antalya ve 02.Mart’ta Eskişehir’de gerçekleşti.

20. Nisan 2013 cumartesi gecesi Garaj İstanbul ‘da gerçekleşen final gecesine kadar “Shutter Speed Tour” konserinin fotoğraflarını (ne kadar “ben ne zaman çektim bunları? Hatırlamıyorum” dese de :) ) ünlü fotoğrafçı Mehmet Turgut çekti. Tüm fotoğraflar çok güzeldi ellerine sağlık ama benim aklımda özellikle bir abstrack klavye fotoğrafı kaldı ki; harika bir fotoğraftı…

20.Nisan gecesi Garaj İstanbul final gecesi hazırlıkları aynı günün sabah saat 03:00 civarında başlamış ve 17:00’de hazırlıklar sona ermişti. Sevgili Cenk Kırmacı sağolsun mekan hazırlandıktan sonra saat 18:00 civarı beni mekana kabul etti. Kapıda kırmızı bir halı ve halının başlangıcının sağ yanında kocaman bir backdrop vardı. İçeri girdiğim de ilk beni karşılayan Gürcan Ersoy’un fotoğrafı oldu. Gürcan’ın fotoğrafının yanında da Redd fotoğrafı vardı. Kafamı şöyle bir tavana doğru kaldırınca Mehmet Turgut’un abstract fotoğrafları “merhaba” dediler…

23937_10151609910136171_356662900_n

Garaj İstanbul duvarında turnede çekilmiş bir çok fotoğraf yerini almıştı. Shutter Speed Finali  saat: 19:00’da sergi ve kokteylle başladı. Saat: 22:15 civarında Müjde Uzman‘ın sunumu ile Mehmet Turgut, Gürcan Ersoy ve Doğan Duru sahnedeki yerini aldı. “Shutter Speed Tour” kapsamında gittikleri şehirlerde yaşanılan keyifli anılarını dinleyenleri ile paylaştılar. Konser anılarını anlatırken bile hala kahkahalar içinde oldukları için ne kadar eğlendiklerini anlamak mümkündü. :) ( Hala aklıma geldikçe “falan filannnnn” diyip gülüyorum. :)) )

71396_10151609914721171_161892261_n

Bu keyifli sunumun ardından Gürcan Ersoy sahnedeki yerini aldı ve gece tüm hızıyla devam ediyordu. Gürcan ‘ın “Ben ve benim gibi çocukların hakkında” albümünden “Dans Et Benimle” şarkısı ile sahnedeydi. O gece sahnede albümündeki bir çok şarkıya yer verirken; bir Moğollar şarkısı olan “Issızlığın Ortasında” şarkısının coverını da o gece “ilk kez” seslendirdi. Aynı zamanda gitar çalmaya ilk adımı olan mandolin’ini eline aldı ve “Losing My Religion” ı söylerken bir de baktık ki Erdem Yener sahnede bu keyifli düetin ardından Barış Manço ‘nun “Can Bedenden Çıkmayınca” ve Nilüfer’in ” Yeniden Sev” şarkılarının coverları ile her zaman olduğu gibi Gürcan Ersoy ve grubunun tadı damakta bırakan canlı performansı seyirci üzerinde güzel bir etki bıraktı.431898_10151609914901171_1118294671_n

IMG_9359Gürcan Ersoy’un ardından Garaj İstanbul sahnesine Mehmet Turgut’un sunumu ile Redd sahnedeki yerini aldı. Redd son albümleri ” Hayat Kaçık Bir Uykudur” albümünden ve eski albümlerinden bir çok şarkıyı kocamannn bir koro ile beraber söylediler. ” Ellerini Kaldır” şarkısını söylerken tüm Garaj İstanbul seyircisinin elleri havadaydı.936843_10151609910916171_648924138_n

Tüm Redd şarkıları grupla beraber söyleyip, dans ederek hep beraber eğlendik. Konserin sonunda Redd ekibine teşekkür etmekle kalmadı ve tüm ekibi sahneye alıp Gürcan Ersoy ve Mehmet Turgut’ta dahil olmak üzere hep beraber “Falan Filan” şarkısını söylediler ve bu harika gece “Falan Filannnnnnnn” diyerek son buldu.67575_10151609918721171_899384120_n

Bu keyifli organizasyonun gerçekleşmesini sağlayan “Manage Works” ekibi başta olmak üzere Garaj İstanbul, Redd ve Gürcan Ersoy’un ve çalışan tüm ekiplerine aynı zamanda da Mehmet Turgut’a teşekkür ederiz. Ellerinize sağlık hepimiz için çok keyifli gece oldu. 540713_10151609919356171_588957196_n

Bu geceye ait detay bilgiler için Güneş Turaç‘a aynı zamanda  kullandığım fotoğraflar için”im photo“ya teşekkür ederim. :)

Manage Works tarafindan yayinlanan fotoğrafların tamamı için: https://www.facebook.com/media/set/?set=a.10151609909471171.1073741825.653881170&type=1

Yakında yeni yazımla tekrar buralardayım.

İrem Ezgimen (Dikkat Müzik! )

Anne Bu Çalan Ne? (25 Nisan 2013)

Bu hafta müzik dünyamıza giren yeni şarkılar ve video klipler havaların ısındığı şu günlerde yazın getireceği mutluluğu şimdiden müjdeliyor gibi. Gelin şöyle kısaca bir göz atalım; Son dönemin yetenekli müzisyen-şarkıcılarından Mavi, 2012 yılının son aylarında DMC etiketi ile piyasaya çıkan “Aç Kapıyı” EP’sinde yeralan şarkılarını kliplendirmeye devam ediyor. Özdemir Erdoğan‘ın yıllar önce yorumladığı “Aç Kapıyı Gir İçeri” şarkısını kendi tarzı ile yeniden yorumlayan Mavi, şarkısına İspanyol yönetmen Salva Ferrando‘nun imzası ve Berin Yavuzlar‘ın sanat yönetmenliğinde New York’ta çok renkli bir klip çekmiş. “New York geçmişte yaşadığım ve beni ifade eden bir şehir. O sebeple klibin de hayatın içinden ve şarkının duygusuna uygun olmasına özen gösterdik. Umarım zevkle izlersiniz” diyor Mavi yeni videosu için. Zeynep-Casalini“Evlendi, inzivaya çekildi, müzikten koptu” haberlerine gülüp geçiyor Zeynep Casalini. Çünkü yakından da çok iyi biliyorum ki o müzikten kolay kolay kopacak biri hiç olmadı. İlk albümünden itibaren güçlü vokali ve dikkat çeken sesi ile en iyiler arasında yer almayı başaran Casalini’nin “Duvar”, “Nilüfer”, “Amacım Yok” ve “Dokunma Bana” gibi şarkıları tüm zamanların en iyileri arasındadır benim için. Bir süredir Bodrum’da eşi ve çocuklarıyla mutlu bir hayat sürdüren Casalini, sahne çalışmalarına albüm yapmadığı yıllarda da devam etti. Sahnede söylemekten her zaman keyif aldığı şarkılardan biri olan “Yeter ki”yi yeni albümü öncesinde tekli olarak dijital platformlarda yayınlayan müzisyen, yıllar önce Saadet Sun‘un yine harika vokaliyle değer bulan bu Sezen Aksu şarkısını yine hakkını vererek çok güzel okumuş. Bu tekli öncesinde Badem ve Konukları albümünde “Gittiğinden Beri” şarkısında Badem grubuna eşlik eden Zeynep Casalini’nin yeni albümünün zamanı gelmiş artık, onu gerçekten özlediğimizi farkettik çünkü yeni şarkısıyla..

taksimtrio2

Geçtiğimiz hafta “Yalnızlıkla Yaptım” adını verdiği yeni albümünün lansman konseri için Jolly Joker’de sahne alan Aydilge, yeni şarkılarıyla genç kuşağın başarılı müzisyenlerinden biri olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Son derece enerjik sahnesi ve hem sözleri hem de müziğiyle dikkat çeken şarkıları ile en başından beri kendine özel bir kitle yakalamayı başaran genç müzisyeni bu albümünde biraz daha olgunlaşmış ve kendini daha da yukarılara taşımaya kararlı olduğunu görüyoruz. “Aşk Paylaşılmaz”,”Akıllı Deli” ve “Aşk Acı Sever” şarkıları favorilerim arasında!

Türkiye’nin üç önemli virtüözü Hüsnü Şenlendirici, İsmail Tuçbilek ve Aytaç Doğan, “Taksim Trio 2” albümünde buluştu. Orhan Gencebay, Zülfü Livaneli, Neşet Ertaş, Barış Manço, Sezen Aksu ve Tarkan‘ın ses getirmiş ve çok sevilmiş bazı şarkılarını bu albüm için enstrümental olarak kaydeden üçlüden albümde iki yeni beste de dinliyoruz. “Naz”, Hüsnü Şenlendirici’ye, “Kumsalda Dans” ise Sendur Güzel‘e ait. Albümün mix ve masteringinde ise Tarık Ceran imzası var.

vedatsakman_cd_album.fh11

Albümler birer ikişer kliplenmeye devam ediyor. Son dönemde en çok dikkat çeken videolardan bazılarını ise şöyle sıralayabiliriz: Gripin‘in son albümü “Yalnızlığın Çaresini Bulmuşlar”ın ikinci videosu “Aşk Nereden Nereye?”, Can Bonomo‘nun “Aşktan ve Gariplikten” adlı ikinci albümünün stop-motion tekniğiyle Üsküp’de çekilen ikinci videosu “İyi ki Doğdun” ve daha önce Sertab Erener’den dinlediğimiz “Bir Varmışım Bir Yokmuşum”a son albümlerinde canlı performansları ile yer veren Pinhani klibi, önereceklerimiz arasında.. Önemli müzisyenlerimizden Vedat Sakman cephesinden de güzel haberler var. Uzun zaman sonra yeni albümü “Odada İkimiz”, DMC Müzik etiketiyle yayımlandı. Ömer Hayyam, Rainer Maria Rilke, Nazım Hikmet Ran ve Furuğ Ferruhzad gibi dünya şairlerinin şiirlerinden bestelenmiş şarkıları içeren albüm Sakman’ın son iki yıllık çalışmalarını kapsıyor.

sertab sade

Ve 2010 yazında gerçekten “Rengarenk” bir rüzgar estiren Sertab Erener! Kuşkusuz son günlerin en çok dinlenen ve sözlerinden olsa gerek hayatının bir köşesinde iyi kötü (belki de eni-konu?) aşk acısı çekmiş kadınların adeta dört elle sahiplendiği şarkısı “İyileşiyorum”, “Sade” adını taşıyan yeni Sertab albümünün lokomotif şarkısı oldu. Çıkış şarkısı olarak gerçekten çok iyi bir seçim olduğunu söyleyebilirim. Albümün diğer şarkıları ise duygu olarak sizi farklı yönlere çekebilecek nitelikte. Bu albümde Sertab, hareketlilerden ziyade slow ve orta tempolu şarkılarında daha fazla öne çıkmayı başarıyor, en azından benim için böyle. Örneğin ilk dinlediğimde vurulduğum Sibel Algan imzalı “Sus”, yalnız bu albümün ya da yalnızca Sertab’ın kariyerinde değil tüm popüler müzik tarihimizin de en özel parçalarından biri sayabileceğim türde bir şarkı. Sertab Erener ve Demir Demirkan‘ın ortak çalışması “Karalama Defteri” de keza, hem sözleri hem de müziği ile özel bir ilgiyi hakediyor. Bülent Ortaçgil cover’ı “Acıtır” ve “Çocuktuk Bir Zamanlar”, düzenlemelerde sanki biraz daha özen gösterilmiş, bu yönleriyle daha çok öne çıkması beklenen ve sırası gelince de mutlaka klipleneceğini tahmin ettiklerim arasında yer alıyor. Albümün ikinci videosu ise Nil Karaibrahimgil sözleriyle hayat bulan “Why this Kolaveri Di”nin cover’ı “Söz” olmalı diye düşünüyorum. Yeni düzenlemesi ve bu haliyle çok eğlenceli bir Türkçe hite dönüşmüş, yazın da iyi gidecek cinsten. Soner Sarıkabadayı imzalı “Cumartesi Pazar”ın ise önceki Sertab Erener-Soner Sarıkabadayı işbirliği ürünü şarkılarından (Bu Böyle/Açık Adres/Koparılan Çiçekler/Ego) biraz daha geride durduğunu itiraf etmeliyim. Ancak yine de özellikle remix versiyonu ile, benzer türdeki şarkıların dinleyicisini yakalayacaktır. Bu arada, Beyazıt Öztürk‘ün geçen hafta programında konuk ettiği Sertab’a sürpriz yapıp “İyileşiyorum” şarkısına çektiği “cevap videosu”nu hala izlemeyeniniz varsa, yazının en altında bakabilirsiniz. Altınıza işemeyeceğinizi garanti edemem!:)

Son olarak; DikkatMüzik!‘in 10.Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri’nde gösterildiği “En iyi Müzik Blogu/Sitesi” adaylığına şans veriyorsanız, desteğinizi esirgemeyiniz lütfen:) https://www.facebook.com/radyoboun adresinden 1 Mayıs’a kadar oyunuzu kullanabilirsiniz..

Hayatınızdan müziği hiç eksiltmeyin, çünkü onsuz yaşanmıyor!

Olcay TANBERKEN (DikkatMüzik!)

Anne Bu Çalan Ne? (20 Mart 2013)

ozleme_tekin_kargalarGeçtiğimiz haftaki müzik mesaim 3 ayrı konser ve yeni çıkan albümleri dinlemekle geçerken bir akşam hiç üşenmedim uzun zamandır ertelediğim arşiv düzenlemesi işime de giriştim (burada şaşırma tepkinizi duymak için kulak kabartıyorum: “yalaan??!). Bunu yaparken pek tabii ki korktuğum başıma geldi ve her “bu kez başaracağım” diye başladığım girişimim “aa bu da varmış”,”şu şarkı nasıldı yaa” gibisinden düşünce balonlarıyla beni şarkıdan şarkıya, öteden beriye ve tabii yıllardan yıllara sürükledi ve arşiv düzenleme çabalarım yine bir başka bahara kaldı:)

Önce birkaç albüm ve yeni şarkıyla başlamak istiyorum. Rock müziğimizin en iyilerinden Özlem Tekin, 7. stüdyo albümü “Kargalar”ı geçtiğimiz hafta piyasaya çıkardı. Albümle aynı adı taşıyan çıkış parçası kadar albümün geri kalanı da oldukça sert gibi duruyor, Özlem Tekin’in güçlü vokali ile “işte bu, gerçek o!” diyenleri sonuna kadar tatmin edecek bir albüm yapmış Özlem Tekin. “Kıyamet” ve “Sebepsiz Savaş”a birer extra yıldız koydum. “Öz” albümünün unutulmazları arasında yer alan “Tarlalar”ı da bu albümde yeniden yorumladığını ekleyelim. Twitter sayfasında “albümümüz çok sert bulunmuş, radyolar çalmayız demişler. Youtube’la idare ediverin” diyen Özlem Tekin’i sevenleri ve müzikten anlayanlar elbette yalnız bırakmayacaktır, neyi ne amaçla çaldıkları konusunda hep bir soru işareti ve muamma içeren günümüzün “format” radyoları varsın Özlem Tekin çalmasın, kendileri kaybeder.

hadiseGeçen yaz yayınladığı “Biz Burdayız” adlı teklisiyle son albümünden biraz daha farklı bir rotaya giren ve eller havaya modundan -şimdilik- yavaş yavaş çıkarak daha kaliteli işlere imza attığına inanmaya başladığımız Hadise‘nin yepyeni şarkısı “Visal”i radyo rotasyonunda duymaya başladık. Sözleri İsra Gülümser‘e, bestesi Tolga Görsev‘e ait olan şarkının akustik ve dans versiyonlarını da başarılı bulduğumu söylemeliyim. Zaten bu kıza ne olduysa “Düm Tek Tek”ten sonra olmuş, Avrupa’da son derece başarılı olduğu tarzından çok fazla ödün vererek farklı müzikal kalıplara sokulmuştu. Son çalışmaları ile bence yeniden umut veriyor Hadise..

RaShit‘in -bence prodüksiyon ve sound olarak da kariyerlerinin en iyisi sayabileceğim- “İnsan Neslinin Sonu” albümü ile Hüsnü Arkan‘ın “Yalnız Değiliz” albümleri yeni çıkanlar arasında gerçekten tavsiye edebileceklerim arasında. Bunlara ek olarak yeni rock gruplarından Kung-Fu ile Eskici‘yi de sound olarak başarılı bulduğumu söylemeliyim, doğrusu pek çok grup ve yeni isim çıkıyor ve her birine yetişmek neredeyse imkansız ama bu ikisini muhakkak dinlemenizi ve enerjilerini yakalamanızı öneririm.

mavi2Gelelim geçtiğimiz hafta katıldığım 3 güzel etkinliğe. Çarşamba gecesi Sakman Kulüp‘te daha önce de izleme fırsatı bulduğum ve akustik performansıyla oldukça başarılı bulduğum Mavi‘nin konseri vardı. Her defasında belirttiğim gibi duru sesi ve kendine özgü yorumu ile dikkat çeken Mavi’nin şarkılarını seviyorum. İlk albümündeki “Düş” ve “30” şarkılarıyla tanımıştım ilk. Sonrasında geçen yaz “Kaptan” adlı bir tekli yayınladı ve yılın sonlarına doğru ikinci albümünü yayınladı. “Kaptan” dışında “Bilirim”, sözü Mavi’ye müziği ise Sanne Putseys‘e ait olan “Yine Aynı Hikaye” ve  çok yakında albümün ikinci videosu olarak izleyeceğimiz Özdemir Erdoğan‘dan bir cover olan “Aç Kapıyı Gir İçeri” şarkılarını içeren EP niteliğindeki albümü seveceksiniz. Sakman’da o gece kendi şarkılarının dışında Sezen Aksu‘dan Ajda Pekkan‘a, Kayahan‘dan Zuhal Olcay‘a, Ortaçgil şarkılarından yorumunu çok beğendiğim “Dilek Taşı”na kadar popüler müziğimizin derin ve duygulu sularından çok özel şarkılar ile bir gezinti sundu bizlere Mavi. Üstelik ona eşik eden de çok yetenekli sahne arkadaşları var, sahnede gerçekten tam bir uyum içinde çalıyorlar. Bir yerlerde yakalarsanız kesinlikle kaçırmayın, magazinsel ya da sansasyonel bir kişiliği hiç olmadı ve sevdiği işi yaptığını sahnedeyken gözlerinden okuyabildiğiniz bu tatlı sesi sakın ıskalamayın derim.

candemirdanismendCuma günü geldiğinde ise müzik yazarı Tolga Akyıldız‘ın  -daha önce aklıma nasıl gelmez diye ismini fena halde kıskandığım:)- “Popçu Dükkanı” aktivitesi için İrem Ezgimen ile soluğu Ghetto‘da aldık. Tolga’ya DJ kabininde eşlik eden ve her zamanki gibi bütün enerjisiyle ışık saçan DJ Özge Tığlı 80’ler ve 90’lar Türkçe Pop seçkileri ile ortamı ısındırdıktan sonra bu geceye özel “Açık Sahne” konsepti başladı ve alternatif/rock dünyasından pek çok isim teker teker sahne almaya başladılar. Müzik dünyasına yeni merhaba diyen (ya da ilk albümlerini henüz çıkarmış demek daha doğru) Kung-Fu, Frapan, Eskici, Can Gox gibi isim ve gruplar enerjik sahneleri ile dikkat çekerken Hayko Cepkin, Redd‘in Doğan Duru‘su, Aydilge, Koray Candemir & Melis Danışmend, Erdem Yener ve Aylin Aslım gibi yıldızlar da Ghetto ortamını epey şenlendirdiler. Burada şenlik sözcüğü çok doğru bir tanımlama esasen çünkü gece tam anlamıyla mini bir müzik festivali havasında geçti. Önümüzdeki aylarda bu aktivitenin bir devamını beklemek şart ve farz oldu sanırsam çünkü o gece orada görmeyi istediğimiz, gelmesi beklenen ama çeşitli sebeplerle katılamayan pek çok müzisyeni daha Açık Sahne konsepti ile birarada izlemek oldukça keyifli olacağa benziyor:) O gece yalnızca sahnede değil salonda da epey müzisyen ve isim biraradaydı; Gökçe, Salt, Jale, Zeliha & Nazmi Sunal, Hakan Eren, Ömer Erişmen, Hakan Küfündür, Tunca Tutkun, Emre Duymaz, Nagihan Ataç, Gülçin Kocakır ve daha pek çok basın ve müzik dostu da bu gece bu keyifli partide biraraya geldi (Böyle geceler de olmasa?). Az daha unutuyordum, İrem’le Ghetto öncesinde Küçük Bronx‘ta demlendiğimizi ve enerjik sahneleri ile dikkat çeken Dekadans grubunu izlediğimizi -ve hatta Canlı Karaoke kısmında da çok eğlendiğimizi eklemek istiyorum. Çocukların sahnesi çok iyiydi, haftasonu eğlenceniz için iyi bir seçenek olabilir..


Cumartesi gelip çattığında uzun zamandır takvivimde -gelsin artık şu gün- diye bana gün saydıran Sezen Aksu & Fahir Atakoğlu & Ara Dinkjian konseri için bu kez Lütfi Kırdar‘daydık ve Figen Aslan ile beraber Sezen şarkılarını öncekilerden farklı olarak ilk kez piyano ve ud eşliğinde izlemenin bir başka keyfini yaşadık. Sezen, -geceye özel ağırlıklı olarak yavaş tempolulardan seçtiği- sevilen parçalarının dışında bestesi Ara Dinkjian’a ait olan Ahmet Kaya şarkısı “Ağladıkça”yı söylemekle kalmadı, “Sarı Gelin”‘in Ermenice & Türkçe yorumu ile de sürpriz yaptı. Bu gece için oradan oraya koşturan sevgili Gülçin Kocakır‘dan bu konserin Avea‘nın Sıradışı Müzik ‘te bu sezonki son konser olduğunu öğrendim, umarım seneye yine devam eder bu konserler serisi. Bundan önce de Michael Nyman Band ve Mostar Sevdah Reunion‘ı izleme fırsatı bulmuştum, Avea’ya bu isimleri ülkemize getirdiği için tebriklerimi iletiyorum.

Sezen Aksu Fahir Atakoglu Ara Dinkjian

Son olarak bu haftayı Pinhani‘nin “Canlı Yayın” adlı performans albümleriyle kapatmak istiyorum. İlk albümü takip eden 7 yılda bir çok konser veren başarılı grup, bu defa samimi bir ortamda, küçük bir apartman dairesinin salonunda yaklaşık 30 seyirciye bir konser vermiş ve bunu bir albümle arşivlerimize katıyorlar. Üstelik içinde kendi repertuarlarından şarkılar dışında “Bir Damla Gözlerimde”, “Bir Varmışım Bir Yokmuşum” gibi söz ya da müzikleriyle katkıda bulundıkları şarkıları, “Şairin Elinde” gibi sevdikleri başka şarkıları da söylemişler. Çıkış parçaları ise Neşet Ertaş‘a bir saygı niteliğinde: “Gönül Dağı”. Çok çok başarılı bir cover olmuş! Pinhani’nin bu çalışması bana müzik tarihimizde önemli bir yeri olan şu 80’lerin en güzel müzik olaylarından Çekirdek pinhaniSanat Evi gecelerinin elden ele dolaşan ve nadir bulunan kaset-kayıtlarını hatırlattı (Bilmeyenler için olayı kısaca özetlersek; Bülent Ortaçgil ve Fikret Kızılok tarafından 80’lerin başında Bostancı’da kurulan  Çekirdek Sanat Evi’nde hem bu iki usta hem de Ezginin Günlüğü ve Yeni Türkü gibi daha birçok solist ve grup dinletiler sunmuş ve bu kayıtlar kaset olarak o gece orada bulunan dinleyicilere dağıtılmış. Ben tabii bu kasetlerden birine -o yıllarda İstanbul’da olmadığımdan-90’ların ikinci yarısında üniversite yıllarımdaki rutin bir sahaf gezintimde rastlamış ve bu da neymiş diye bir heyecanla atlayıp olaya yıllar sonra bu şekilde vakıf olmuştum:). Diyeceğim odur ki, Pinhani’nin “Canlı Yayın” adını verdiği bu akustik performans kayıt albümü de bir şekilde biz arşivcilerin muhakkak bir köşede sakladığı Çekirdek Sanat Evi kayıtları gibi çok değerli ve çok özel bir değer taşıyor, tıpkı Sıla‘nın bir otel sahnesinin kayıtlarından derlediği “Joker” albümü gibi bu tür küçük mekanlardaki canlı kayıt albümlerinin saklanabilir ve her akla geldiğinde özenle saklandığı yerden çıkarılıp tereddüt bile etmeden dinlenebilir tarafları her zaman olmuştur.

Sertab‘ın bu haftasonu yayınlanacak yeni albümü “Sade”nin çıkış parçası “İyileşiyorum”u çok heyecanlı bulduğumu ve bu hafta DikkatMüzik!te 2 ayrı röportaj okuyacağınız müjdesini de son not olarak ekliyor, izninizle hepinizi selamlayarak kaçıyorum..

Ne diyorduk? Anne Bu Çalan Ne? Evet, işte o!:)

Müziksiz kalmayın…

Olcay Tanberken (DikkatMüzik!)

Bu albümü yalnızlıkla yaptı!

aydilgeAydilge’nin, on şarkıdan oluşan 4. stüdyo albümü “Yalnızlıkla Yaptım”, Dokuz Sekiz Müzik etiketi ile müzikmarketlerde yerini aldı. Geçtiğimiz hafta radyolar ve dijital platformlarda yayınlanan çıkış şarkısı “Yine Ben Aşık Oldum” şarkısının sözleri Aydilge’ye, bestesi ise Aydilge ve Cem Sarıoğlu’na ait.

Besteci ve söz yazarı kimliği bu albümde de ön plana çıkan Aydilge; Alen Konakoğlu prodüktörlüğünde hazırlanan “Yalnızlıkta Yaptım” albümü için:  “Elini aşka buladığında çok kan dökülür bazen. Bazen de şarkılar dökülür. Benim döktüğüm şarkılar burada… Yalnızlıkla yaptığım her şey…” diyor.

2006’da yayınladığı ilk albümü “Küçük Şarkı Evreni” ile dikkatleri çeken Aydilge, “Sobe” ve “Kilit” albümleri dışında bugüne dek 4 adet de tekli yayınladı. Müzisyenliği dışında yazar ve radyocu kimliğiyle de tanınan Aydilge’nin yeni şarkılarını aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz.

Aydilge – Yalnızlıkla Yaptım
http://www.ttnetmuzik.com.tr/#album-Yalnizlikla_Yaptim-286530

Anne Bu Çalan Ne? (23 Ocak 2013)


beduk
Anne Bu Çalan Ne’de bu hafta 1 “ilk” albüm, ve 4 lansman konserinden bahsedeceğim. “Bana Bi’şey Olmasın”
şarkısını geçtiğimiz aylarda müzikseverlerle buluşturan İrem Candar, ilk stüdyo albümünün habercisi

iremcandarniteliğindeki şarkısından hemen sonra “Rüya” adlı şarkısını da kliplendirmişti. Sony Music etiketiyle piyasaya süreceği albümü ise geçtiğimiz hafta müzikmarketlerde yerini aldı bile. “Erik Ağacı” adını taşıyan albümde tüm şarkıların sözleri İrem Candar’a, besteleri ise İrem Candar & Gürsel Çelik‘e ait.

4 ayrı lansmanın gerçekleştiği geçtiğimiz haftanın kendi adıma oldukça hareketli geçtiğini söyleyebilirim. Bunlardan ilki W Hotel‘de gerçekleşen ve yaklaşık 200 davetlinin ağırlandığı Bedük “Overload” albüm lansmanı idi. Medya ve müzik dünyasından pek çok konuğun katıldığı gecede ikramdan kaçınılmaması bir yana, Bedük’ün eşi Zehra Hanım ile birlikte olan ev sahipliği de alkışı haketti. Şarkılar mı? Oldukça enerjik ve sıradışı bulduğum bir gerçek. Bedük’ün 2007’den beri neredeyse her yıl yayınladığı şahane işleri de her daim çıta üstü olmuştu ama bu albümde “Beat Freak” başta olmak üzere, “Funk it”, “Put it on me” ve “Starlight” gibi şarkılarına pek bayıldım. 1 yıl boyunca stüdyoya kapanarak bu zamana kadar etkilendiği rock,electro,dubstep türlerini müziği ile harmanlayarak avrupa standartlarındaki bu albümü ortaya çıkarması hiç şaşırtıcı değil, çünkü gözü kapalı alabileceğiniz bir albüm yapmış Bedük. Son olarak  bu yıl şayet Eurovision’a katılsaydık TRT’nin adayları listesinde Bedük’ün de adının geçtiği duyumlarımız arasındaydı. Ne diyelim, başka bahara kısmet artık. Böyle bir sounddaki albüm ile Bedük’e Avrupa kapıları zaten açılacaktır, hiç kaçarı yok..

birsen tezerHer zaman dinlemekten büyük keyif aldığım ve yorumundan çok etkilendiğim Birsen Tezer‘in Şubat başında piyasaya çıkacak olan “İkinci Cihan” adlı ikinci albümünün haberini geçtiğimiz hafta DikkatMüzik’te yazmıştık. İşte o albümün lansman konseri geçtiğimiz haftaya damgasını vuran konserlerden oldu. Konserin verildiği mekan Ghetto kelimenin tam anlamıyla tıklım tıklım dolarken Birsen Tezer’e sahnede -albümde de birlikte çalıştığı- müzisyen dostları Akın Eldes, Birol Ağırbaş, Bülent Ortaçgil Erkan Oğur, İlhan Şeşen, Özer Arkun, Sibel Köse ve Tarık Aslan da yalnız bırakmadı. “Cihan”daki şarkılar baştan sona doyumsuzdu ama “İkinci Cihan”da da en az ilk albümdekiler kadar güzel şarkılar bizleri bekliyor dostlar, konserden aklımda kalanlar ise “Arı Maya”, “Kusura Bakma” ve “Kuş Masalı” oldu. 1 Şubat’ta raflarda yerini alacak albüm EsenShop‘tan ön sipariş edinilebiliyor.

erdemyenerrrKamuoyunun daha çok oynadığı GSM operatörleri reklamlarıyla tanıdığı ama oyunculuk dışında müzisyen kimliği de bulunan Erdem Yener, ilk albümü “Kirli”nin ardından uzun bir süre sonra yeni albümünü yayınlamaya hazırlanıyor. İşte bu albümün habercisi sayılan tekli “Rüyalar Kızı”nıngeçtiğimiz hafta Roxy’de lansman partisi yapıldı. Yüksek Sadakat, Öykü Serter, Redd, Gürcan Ersoy, Can Bonomo ve Bedük gibi müzik ve medya dünyasindan pek cok ismin katıldığı gecede şarkının video klip lansmanı da gerçekleşti ve klipte Yener’e eşlik eden Mustafa Alabora da müzisyeni bu gecesinde yalnız bırakmadı. Şarkıya gelirsek, bence oldukça sıkı bir parça ve Erdem Yener’in ilk albümünde de rastladığımız kalite farkı “Rüyalar Kızı”nda da kendini gösteriyor ve yaklaşan albüm için de umut veriyor.

akustiksiirlerHaftanın bir diğer lansmanı ise Kadri Karahan‘ın “Akustik Şiirler” kitabının tanıtımıydı. Bronx Pi Sahne’de gerçekleşen tanıtımı, kitaba şiirlerini veren pek çok müzisyenin katılımıyla gerçekleşti.  Kitapta yer alan Aydilge, Birsen Tezer, Burhan Şeşen, Cenk Taner, Çiğdem Erken, Ece Dorsay, Ece Ülker, Edip Emre, Gülcan Altan, Hüsnü Arkan, Neslihan Engin, Sevtap Ünal ve Züleyha birer şiir – şarkı ile sahne alırken, geceye edebiyat dünyasının önemli isimlerinden Cezmi Ersöz, Altay Öktem, Deniz Durukan, Nevzat Çelik, Şerafettin Kaya gibi şair ve yazarlar da katıldı.

Müzikle kalın!

Olcay Tanberken (DikkatMüzik!)

46 Müzisyenden “Akustik Şiirler”

Akustik Şiirler - Ön kapakTürkiye’nin önemli müzisyenlerinin ilk kez bir arada, şiirleriyle yer aldığı “Akustik Şiirler – 46 Müzisyen 46 Şiir” isimli kitabın tanıtım gecesi, önceki akşam Bronx Pi’de gerçekleştirildi.

AydilgeAralarında Sezen Aksu, İlhan İrem ve Nazan Öncel gibi isimlerin de şiirlerinin yeraldığı 46 müzisyen, genç yaşta hayatını kaybeden müzisyen Serhan Şeşen’in anısını ve adını yaşatmak için bu projede bir araya geldiler. Kitaptan elden edilecek gelir, Serhan Şeşen adına kurulan ve başta müzik, felsefe, sağlıkla ilgili çalışmaların gelişmesine yardım etmek amacına hizmet eden “Serhan Şeşen Müzik Felsefe ve Yaşama Saygı Derneğine” aktarılacak.

Ece Dorsay & Neslihan EnginGece, Kadri Karahan’ın sunuculuğunda genç müzisyenler Ece Şermet ve Efe Deniz Erdoğan’ın çello ve gitar dinletisi ile başladı. Kitapta yer alan Aydilge, Birsen Tezer, Burhan Şeşen, Cenk Taner, Çiğdem Erken, Ece Dorsay, Ece Ülker, Edip Emre, Gülcan Altan, Hüsnü Arkan, Neslihan Engin, Sevtap Ünal ve Züleyha birer şiir – şarkı ile sahne alırken, geceye edebiyat dünyasının önemli isimlerinden Cezmi Ersöz, Altay Öktem, Deniz Durukan, Nevzat Çelik, Şerafettin Kaya gibi şair ve yazarlar katıldı. “Akustik Şiirler”, Esen Kitap etiketiyle tüm kitapçılarda..

Şimdi bana kaybolan şarkıları verseler

Tanıdığınız bir sanatçının sesinden bir şarkıyı ilk kez duyuyorsunuz. Kendi kendinize ‘Bu yeni mi?’ diye soruyorsunuz. Oysa yıllar önce bir albümde yer almıştı. Bu şekilde ‘arada kalan’ birçok şarkı var. Zaman Gazetesi yazarı Ali Aktaş bunun sebebini müzik eleştirmenlerine ve müzisyenlere sordu: Okumaya devam et “Şimdi bana kaybolan şarkıları verseler”

Aydilge Ege’ye mi kaçıyor?

Aydilge, yeni teklisi ve videosu ile 2012 yazına merhaba dedi. Söz ve bestesi Aydilge’ye ait olan “Kaçsam Ege’ye”, dijital single olarak, Dokuzsekiz Müzik etiketiyle dinleyiciyle buluşuyor. Kaçmaya hazır mısınız? Aydilge rock tınılarını, dokuz sekiz ritmlerle birleştiriyor ve müziğiyle sizleri, mavi yolculuğa çıkarıyor. 

“Küçük Şarkı Evreni”, “Sobe” ve “Kilit” albümleri ile alternatif müziğin önemli seslerinden biri olmayı başaran Aydilge son olarak “Sorma” şarkısına yaptığı cover ile dikkat çekmiş, yurtdışında da ses getirmişti. Bu kez “Kaçsam Ege’ye” diyen genç şarkıcının bu yeni teklisinin kayıt, mix ve düzenlemesi Alen Konakoğlu’na ait. Video klibi ise Evren Arasıl tarafından açık denizde, teknede çekildi. Kendi ayakları üzerinde duran ve kendi teknesinin kaptanı olan genç bir kadının serüveninin anlatıldığı klipte Aydilge, giydiği kostümlerle 50’li yılların öncü, özgür kadınlarına selam çakıyor. Basın fotoğrafları ise Ateş Kantürk imzası taşıyor.