Yalova Müzik Festivali 2-5 Ağustos tarihlerinde arasında Yalova sahilinde ‘Yalova TatilPark’ta gerçekleşecek. Türk rock ve alternatif müziğin en iyilerini bir araya getiren festival organizasyonunda 30’a yakın performans ve eğlenceli etkinlikler gençlerle buluşuyor. İstanbul’a sadece 1 saat uzaklıkta şehrin karmaşasından uzaklaşarak, denizin ve ormanın birbirini kucakladığı Yalova’nın en güzel sahilinde gerçekleşecek müzik festivalinde sahne alacakların arasında milyonların sevgilisi olan Şebnem Ferah, Bülent Ortaçgil, Teoman, Kurtalan Ekspres, Haluk Levent, Manuş Baba, Aylin Aslım, Can Gox, Ceylan Ertem, Redd ve İstanbul Arabesque Project gibi isimler yer alıyor. Festival hakkında bilgi sahibi olmak isteyen müzikseverler için adres: http://www.yalovamuzikfestivali.com/
.
Biletlerin Biletix’ten temin edilebileceği festivalin programı şöyle:
2 Ağustos
Açılış Partisi
2 Ağustos
Cümbüş Cemaat
Dj Duygu Çiftçioğlu
Dj Ozzy
Selçuk Balcı
Kurtalan Ekspres
3 Ağustos
Haluk Levent
Manuş Baba
Aylin Aslım
Gazapizm
Can Gox
İstanbul Arabesque Project
Keti
Dejavu Fead ve Derdiyok Ali
Fezadan
Yaşlı Amca
Mert Erşahin
4 Ağustos
Şebnem Ferah
Bülent Ortaçgil
Redd
Melek Mosso
Murat İlkan&Metin Türkcan
Timsahın Gözyaşları
Necati ve Saykolar
Vera
Naz Ölçal
Barlas Tan Özemek
5 Ağustos
Teoman
Ceylan Ertem
Adamlar
Ahmet Aslan
Sena Şener
Emir Can İğrek
Sözeri
Teneke Trampet
Can Kazaz
Can Oflaz
“Buluşuruz belki bir gün o en güzel denizlerle hep aynı yanlışı yapmayı bırakabilirsek, bırakabilsek.”
Metin Türkcan – Vakti Geldi
Öncelikle belirtmek isterim ki; ben de bir çoğumuz gibi “Pentagram” ve “Şebnem Ferah” gibi önemli isimlerin albümleri ve konserleriyle büyüdüm. Konserlerde ben de az bağırmadım ” Şebooooo, Metinnnnnnnn” diye ama en önemlisi gözyaşlarım, mutluluklarım onların şarkılarında yatıyor ve inanın, insan yaş aldıkça her saniyenin önemini daha çok anlıyor. Bu sebepten ötürü bu röportaj, benim için de çok değerli bir röportaj..
Ve Metin Türkcan…
Türkiye’nin eski ve köklü grubu “Pentagram“dan ya da Şebnem Ferah‘la aynı sahneyi paylaşmasıyla beraber tanıdığımız daima gülümseyen adam… :) Çaldığı solo partilerde, içimizden geçen haykırışları notalara dönüştüren; her notasını hep bir ağızdan mırıldandığımız şarkıların yorumcularından olmuştur.
Kendisinin hatırladığını hiç sanmıyorum ama minik bir anımı paylaşıp kendisi ile gerçekleştirdiğim röportaja geçmek istiyorum.
Şebnem Ferah 2012 Harbiye Açıkhava sahnesi konserinde orta sıradaydım konsere tek başıma gelmiştim. Her yer deli gibi doluydu. Konserin sonlarına doğru diğer seyircilerle beraber sahne önüne doğru indik. Şebnem Ferah ve ekibi izlerken içimden “Ne kadar şanslı bir kadın..” diye düşündüm ve bir andan gözümden yaşlar süzülmeye başladı. Tutamadım kendimi… (Bilen bilir biraz sulu gözlüyüm.) Gözlerimi silerken Metin Türkcan‘ın bana baktığını fark ettim. Gözlerini gösterip “Neden ağlıyorsun?” işareti yaptı ama durumu nasıl açıklayabilirsin ki? O kadar büyük bir kalabalıkta kimsenin bunu fark edebileceğini düşünmemiştim. Anında kendimi toparladım ve gülümsemeye başladım. Kendisi de gülümsedi ve bir kişinin bile gözünden süzülen gözyaşının öyle bir kalabalıkta yarattığı etkiyi fark edince anladım ki “Gözyaşlarımızın Tadı Aynı…”
Not: Röportaj teklifimi kabul ettiğin ve nezaketin için çok teşekkür ederim. :)
İstanbul Üniversitesi Dericilik bölümünde okurken; bir anda nasıl “Müzisyen” olmaya karar verdin?
Metin Türkcan: Lise 1. sınıfta arkadaşım “Kemal Kut” ile “Metafor” adlı grubu kurduk ve aynı lisede, son sınıfta yıl sonu konferans salonunda çaldık. Biz çalarken müdür muavinimiz rahmetli Muhsin hoca gelip şalteri kapatmak suretiyle konserimize son verdi. Yani bu küçük anı ile bağlıyorum ki; bahsettiğin karar çok daha önce verilmişti. :)
Bir röportajında “müzik; şansla direk bağlantılıdır” demişsin. Senin hayatında da böyle mi oldu?
Metin Türkcan: Hayır, böyle demedim. “Bir müzisyen veya her ne iş ile meşgulseniz öncelikle çok çalışmanız ve yaptığınız her ne ise dünyanın diğer ülkelerindeki muadillerinden eksik bir yanınız olmamalı. İlk önce, konumuz müzik olduğu için sizin yaptığınız müzik-şarkı her ne ise; bunun insanlar tarafından beğenilmesi veya insanlara ulaşıp, ulaşamaması kısmı biraz şansa bağlı..” demeye çalıştım. Fakat günümüzde böyle bir olgu veya sorunsal da kalmadı. Yükle facebook’a oldu bitti.. :) Yok ya şaka öyle olmaz, çıkıp çalmak lazım! En önemlisi çalabilmek, söyleyebilmek…
Metin Türkcan nasıl “Metin Türkcan” oldu?
Metin Türkcan: Bu soruyu pek anlamadım.. N’olmuş bana? :) (Kendisi biraz fazla mütevazi :) )
Pentagram ve Şebnem Ferah’la çalışmaya nasıl başladın?
Metin Türkcan: Pentagaram‘a “Trail Blazer” albümü kayıtlarının son kısmında dahil oldum. Demir Demirkan; Amerika’ya gitmeye karar vermişti. Benim de “Metafor”dan sonraki grubum “Disgrace” dağılmıştı. Tarkan Gözübüyük ve Hakan Utangaç “Çalar mısın?” dediler, ben de “Şeref duyarım..” dedim.
Şebnem Ferah‘la da; ilk albümünü kaydetmişti, hatta bir parçada Hakan da ben de konuk olarak çaldık, neyse Özlem Tekin‘le çalışmalarımız bitmişti. Kemancı Bar’ da Murat-Berk-Aykan “Cherokee” adlı grup ile çalıyorduk. Şebnem, albüm sonrası konserler için bir grup oluşturuyordu. Gitarı benim çalmamı istedi, ben de “Tabi ki Şebo’cum” dedim. :) Halen hiç değişiklik göstermemiş olan ekibine katıldım…Halen iki grupla da çalmaktayım.. işte böyle galiba, çok uzun zaman oldu yanlış hatırladığım kısımlar varsa “I’m sorry” :)
Bir yandan Türkiye’nin en köklü ve önemli rock grubu, diğer yandan Türkiye’nin rock kraliçesi ile aynı sahne bulunmak nasıl bir his?
Metin Türkcan: Harika bir his, çok da keyifli ve de gurur verici bir durum…
Gelelim “Vakti Geldi” albümüne… Bu albümün yapım planı, albüm kartonetinde yazılana göre 2000 yılında oluşmuş peki bu kararı nasıl verdin?
Metin Türkcan: Ben bir karar vermedim. İlk 3 parçalık demoları 2000’de Ümit Kuzer ve Martin Spenecer ile Virüs Müzik’te kaydettik sonra galiba Sony den EP olarak çıkacaktı ve ben tek başıma olacaktım klip vs. tüm projede…Bu konsept içinde kendimi çok rahat ve mutlu hissetmeyeceğimi düşündüğüm için vazgeçtim. Yanılmıyorsam 2007-2008 senelerinde büyük konserlerin yapılamadığı bir dönemdi; ben de “Benimle çalar mısın?” diye bir yarışma yapıp bir basçı ve birde davulcu bulup; “Metoboy” grubunu kurdum. Metoboy grubuyla çok eğlenceli konserler verdik. Derken; sevgili dostum Gürkan Bozacı’nın katılımı ile grup bir anda biraz daha ciddileşti ve yeniden demolar yapmaya başladık. Demo, demo derken davulcum Ozan Demir’in “Hadi abi! Hadi abi!..” demeleri üstüne 10 parçalık Türkçe demomuza kavuştuk. 2011-2012 senelerinde, bu demoları bir kaç şirket eş-dosta dinletirken Tarkan’ın (Gözübüyük) kulağına gitmiş, kızdı bana “Niye bana dinletmiyorsun?” diye, ben de “Çok yoğunsun dostum..” vs derken prodüktör oldu. Umut Kuzey‘le buluştular ve 2-3 senelik bir çalışma sonunda raflarda yerini buldu.. :)
Albümün her şarkısında seninle beraber, Türkiye’nin en değerli müzisyenlerinin imzası var. Ogün Sanlısoy, Harun Tekin, Şebnem Ferah, Aylin Aslım, Murat İlkan, Umut Kuzey, Pamela Spence, Ray Rizzo bu kadar ismi bir albümde toplamak zor olmadı mı? Nasıl bir araya geldiniz?
Metin Türkcan: Hepsi bir anda bir araya gelmedi. Dediğim gibi; 2-3 seneye yayılan bir süreçte rahat rahat, sakin sakin oldu kayıtlar.. Hatta vokal kayıtlarının bazılarına konserler sebebiyle gidemedim bile.. :)
Albümün ilk çıkış çalışması Şebnem Ferah “ Dilek Taşı” ile oldu. O kadar kişi arasında zor olmadı mı çıkış şarkısına karar vermek ve nasıl bir strateji izlediniz albümde?
Metin Türkcan: Onu yapımcımız Umut Kuzey ve Özlem Hanım’a sorman gerekiyor.. :)
Klipte kimlerle çalıştınız? Hikayeyi nasıl oluşturdunuz?
Metin Türkcan: Emir Sarısaç ile çalıştık, daha doğrusu o çok büyük bir nezaket göstererek bizimle o hengamede çalışmayı kabul etti. Harika da bir iş çıkardı. Ben klip ile ilgili hiçbir şeye de karışmadım. Kartonetteki ve basında yer alan fotoğrafları da Gökhan Palas çekti, kartonet tasarım ve sanat yönetmenimiz de sevgili Hale Utangaç (Evet, Hakan Utangaç’ın kız kardeşidir kendisi) :)
Albümün dört şarkısı hariç tüm sözler sana ait. Şarkı sözleri konusunda hiç destek aldın mı?
Metin Türkcan: Söz yazmak, melodi bulmak, şarkı yapmak …Böyle bakamıyorum duruma, “müzisyen veya sanatçı” diye tabir edilen kişileri uydu alıcısı gibi düşünün, evrende gezinen melodi-söz vesairelerden antenlerine takılanları çevrelerindeki diğer insanlara aktarmakla yükümlüler, ya da yükümlü demeyelim de; aktarmaya çalışan insanlar da diyebiliriz. Yani gözüktüğü kadar havalı bir durum değil. Gece uyurken kalk, aklına takılan melodiyi kaydet, sonra altyapısını yapacağım derken, sabah olsun. Tüm bu yüzlerce, binlerce eskizden 5-10 tanesini hasbelkader iyi ortamlarda kaydet, kaydedeceğim diye kendini yırt, sonra biri çıkıp “Bu ne ya?” desin, zor işler. Ben hiçbir zaman “Kim ne diyor? Dinleyen mutlu oluyor mu?” diye düşünmedim, gitar çalarken çok mutlu oluyorum ve sağlığım müsaade ettiği sürece de çalmaya devam etmek niyetindeyim…
Sözlerde biri dağ başında, biri yolda vs… Alakasız yerlerde ve neredeyse final haline yakın çıktılar. Son olarak; sevgili dostlarımın da sihirli parmak ve yüreklerinin dokunması neticesinde sizlere sunabileceğimiz final hallerine geldiler.
Senin aracılığın ile her birine tek tek buradan bir kez daha teşekkür eder ve de şükranlarımı sunarım…
Buarada albümün prodüktörlüğünü “ Tarkan Gözübüyük ve Cihan Barış” yapmışlar. Bu solo albüm projesi ilk çıktığında Pentagram ekibi ve Şebnem Ferah ekibinin ilk tepkileri ne oldu?
Metin Türkcan: Hepsi en az 20 senelik arkadaşlarım, hepsi çok mutlu oldular ve hepsi ellerinden geldiğince destek oldu…
İkinci klip ve şarkı belirlendi mi?
Metin Türkcan: Gibi..:) ama söylemem yasak :)
Bu albümle alakalı konserler olacak mı?
Metin Türkcan: İlk olarak Zeytinli Rock Festivali’nde de sahne alacağız ve bu sahnede Zeytinli Rock Festivali facebook hesabında yer alacak olan karaoke parçaların üzerine vokal yapıp gönderen iki arkadaşımız (bir kız-bir erkek tahminen) sahne alacaklar..
Eylül ayı gibi, bunun bir büyüğünü yapmayı planlıyoruz ama bu ülke ve coğrafyada plan yapmak gerçekten de çok da mantıklı ve akılcı bir durum gibi gelmiyor bana, o yüzden mümkün olduğunca uzun vadeli planlar yapmamaya gayret ediyorum kendi adıma :)
Yakında sahnede olacağın belirlenmiş organizasyonlar var mı?
Murat İlkan ve Metin Türkcan Akustik projesine Nasıl karar verip bir araya geldiniz?
Metin Türkcan: Murat’la çok eskiden de bu şekilde akustik çalıyorduk, daha sonra live bar grubu, ardında “Pentagram” derken bu akustik olayı rafa kalkmış oldu. Murat’a yıllar sonra ilk kez Rock Off da “Ronnie James Dio” sahnesinde akustik çalmamız ile ilişkili bir teklif gelmiş. Murat’ta bana iletti bu teklifi, yıllar sonra bir akustik çalmış olduk. Biz de, seyirci de çok keyif aldık, “Neden bunu bir proje yapmıyoruz?” dedi Murat ve biz de yaptık, onun bir sonraki albümünü akustik formatta yapmak gibi bir niyetimiz de var.
Bu projenin konserleri devam edecek mi? Sabit bir sahne planınız var mı?
Metin Türkcan:
Tüm diğer müzisyen dostlarımız gibi “Konserler devam edecek.” diye umut ediyoruz. Belli bir konser programımız yok. Olduğunda Facebook “Murat İlkan & Metin Türkcan Akustik Proje” sayfasından ve kişisel hesaplarımızdan paylaşıyoruz. Zaten çaldığımız yerler daha ufak yerler oluyor. Şu ana kadar da İstanbul hariç, konserlerimiz hep dolu geçti.
Tüm gelip bizleri yalnız bırakmayan dostlarımıza da teşekkürler.
Bu arada “Metoboy” isimli grubunla çalışmaların vardı. Yeniden devam edecek misin?
Metin Türkcan: İşte bu “Metoboy” projesi, “Metin Türkcan” oldu. Yani ikisi de aynı proje. Grup aynı, baştan beri Ozan Demir ve ben.
Bu sene Pentagram ve Şebnem Ferah’la alaka yeni bir albüm müjdesi var mı?
Metin Türkcan: Hmmm (Bu konu ile alakalı bilgi çalamadım :) )
Youtube üzerinde “Metin Türkcan ile Gitar Dersleri” videoları var. Bunların devamı olacak mı?
Metin Türkcan: Onlar gitar dersi değil, Yamaha gitar tanıtımı. İki gitar çalışmanın önemini göstermeye çalıştım o minik videolarda, ders değil yani :)
Öğretmenlik yapıyordun bir dönem hala devam ediyor mu? Seninle çalışmak isteyenler sana nasıl ulaşabilirler?
Metin Türkcan: Beşiktaş’da Home Office’de derslere ve kayıtlara devam ediyorum. Facebook “Metin Türkcan ile Gitar Dersi” sayfasından ulaşabilirler, ofis telefonu vs. orada yazıyor.
Sosyal medya ile aran nasıl? Hesaplarını kendin mi yönetiyorsun?
Metin Türkcan: Çok kötüydü. Ama “Ve Kazanan” adlı televizyon yarışmasındaki şefimiz Mustafa Haybat sayesinde yeni telefon almayı başardım diyebilirim. Şöyle ki; orkestrada Whatsapp kullanmayan bir tek ben vardım ve bütün nota ve parça alışverişi de Whatsapp üzerinden oluyordu. Beni bir ay kadar idare ettiler sağ olsunlar ve akıllı telefona geçip ilk selfiemi de programı çektiğimiz stüdyodan yaptım. Daha sonra ben de herkes gibi bir telefon canavarına dönüştüm, arada Wall-e seyredip kendimi frenlemeye gayret ediyorum.
Sosyal medya hesaplarını rica edebilir miyiz?
Metin Türkcan:
Facebook: Metin Turkcan
Instagram: metinturkcan
Twitter: metinturkcan
(PS: Twitter’ı pek verimli kullanamıyorum.)
Sana çok teşekkür ederim kırmayıp röportaj teklifimi kabul ettiğin için. Senin söylemek istediklerin varsa onları alabilir miyiz?
Metin Türkcan: Ben teşekkür ederim İrem’cim. :)
Radyo Mega‘da her gün bıkmadan, usanmadan beni dinleyen ve daima yayına katılımda bulunan, desteklerini esirgemeyen Bir Deli Derici’li ve Tuğçe Aykın’la beraber bizde Metin Türkcan’a bir sürpriz hazırladık. Kendisini daima takip eden 10 dinleyicimizin mesajları aşağıda bulunmaktadır.
Özellikle Tuğçe Aykın’a bu harika 12 kişilik ekibi oluşturması ile alakalı emeklerinden ötürü teşekkür ederim. :)
Buyrunuz…
————-
Metin Türkcan’ı seviyoruz. Şebnem ile konseri çoşturuyorsunuz. Gitar çalışı muhteşem, albüm muhteşem ve ötesi.
Tuğcan
————-
Metoboyy.. :) Seni Şebo ile tanıdım tabii ki :) Konserde en önden izlerken o kadar hayran kalmıştım. Hatta konser sonunda penanı alacaktım ki; başkasına kaptırdım. :) ama olsun yakından görmek de güzel seni :) ha bir de albüm çıkardın ama Şebo’nun da dediği gibi hiç havalanmadın hala aynı mütevaziliktesin. :) tabii ki de mükemmel bir proje olmuş :) Ama benim favorim “Dilek Taşı” :) Seni hep izleyelim, hep bizimle kal, müzikle kal :)
Beyza Nur Açıkel
————-
Metin Türkcan’a kim hayranı olmaz ki.:) Öyle muhteşem bir insan ki; vallahi kıskanıyorum adamı… Bir de konserde bize unutulmaz gece yaşatıyorlar.:) Vallahi albümü de muhteşem☺ acaba sonraki klip hangi şarkıya gelecek ? İnşallah en kısa zamanda albümle buluşuruz :)
Emrah Ateş
————-
Şebnem Ferah sayesinde Metin Türkcan’ı tanıma fırsatım oldu. Bana gitar çalmayı sevdiren O’dur. Aşkla çalıyor çok etkileyici ♡
Büşra Bağbudar
————-
Metin seni çok seviyoruzzz. İyi ki varsın :)
Funda Taşdemir
————-
Metin Türkcan; denince aklıma gelen hemen onun müthiş gitarı çalması :) Öyle güzel, öyle içten çalıyor ki; beni ve konserdeki bütün herkesi mest ediyor. :) Ve sonunda solo albümü çıktı. Tabii ki favorim Dilek taşı :) Albümünüz çok güzel olmuş, emeğinize sağlık. :) Bu arada en son İstanbul konserinde ben de vardım, süperdiniz ekipçe… Bu arada duyduk konserlerde kulis istiyorsunuz :)
Erkan Akbulak
————-
Metin ağabeyi 10 yasında bir festival dolayısıyla Şebnem Ferah’la Kayseri’ye geldiğinde tanıdım. Hayatımda gördüğüm en iyi gitarist o oldu. Bir insan gitarıyla bu kadar iyi bir bağ kurabilir. Metin ağabeyin attığı soloları özenle dinlerim. Benim gitara yönelmemi sağladı. Ben de, bir gün onun kadar iyi olamasam da, o kadar güzel gitar çalmayı çok isterim. Metin ağabey ve soloları benim ilham kaynağım oldu. Ona çok teşekkür ederim. Sen gitarı elinden hiç bırakma olur mu? Biz senin sololarına aşık olarak hayran hayran izleyelim seni.. Albümüne de bayıldım sen bizim için her zaman bir numarasın. Sen bizim “Dünya Gitar Kralı”mızsın. Seni çok seviyorum, hayatında her zaman gitarın “Metoboy” elinde olsun inşallah.
Ayten Simge Akdemir
————-
Metin Türkcan; canım Şebo’mun sevgili gitaristi… En son iptal olan, İzmir konseri alanında sonunda fotoğraf çekilebildiğim mükemmel insan… Çıkardığın albümü gerçekten seve seve dinliyorum. Favori parçam “Dilek Taşı” Onun haricinde “Mars” şarkısı resmen bağımlılık yapıyor. :) Sürekli söylüyorum o şarkıyı. Gitar çalışına hayran olduğum kişi. Umarım en kısa zamanda İzmire tekrar gelirsiniz. Şebo’ya selamlar :)
İlayda Yıldırım
————-
Merhaba Metin Bey :)
Öncelikle çok çok başarılı bir gitarist olduğunuzu belirtmek ve sizi çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Sizi hiç görmedim, konsere hiç gelemedim şu zamana kadar ama yine de sizin sıcakkanlı olduğunuzu biliyor, hissediyorum :) Yeni albümünüze değinmek istiyorum. Gerçekten çok başarılı bir albüm olmuş. Ben zaten sizin gitar solo partilerinizi dinlerken çok etkileniyorum çünkü; elektro gitarlara karşı çok hevesim var ve sesi bana çok etkileyici geliyor. Tabii siz çalınca bayağı harika bir solo çıkıyor ortaya :) yeni albüm için de çok tebrik ederim. Kendinize çok iyi bakın. Sevgilerimle :)
Sena Çakır
————-
Sadece onun yüzünden bir jenerasyon fıldır fıldır smiley sticker’ı aradı:) Bir de neden hep o kolsuz “Flamenco” yazan(galiba) tişörtü giydi? uzuuuuuuun bir süre onu da çok merak ediyorum. :)
Özdemir Albayram
————-
Metin Türkcan; benim tanıdığım en iyi gitarist. Tanıdığımıza göre Metin ağabey çok konuşmaz ama gitarıyla tanımadığı insanları bile herkesi kendini tanıtır ve çoşturur. :) Ve sonunda öyle bir albüm yaptı ki; Türkiye’nin önde gelen rock müzik sanatçılarıyla düet yaptı. Benim favorim tabii ki Şebnem Ferah’la olan çalışmanız “Dilek Taşı ” :) Sizin hiç konserinize gidemedim ama inşallah bir gün gelirim. Hep Şebnem Ferah ve ekibi olarak kalın. Hiç ayrılmayın. :) İnşallah en kısa zamanda Şebnem Ferah albümü gelir ;)
“Zümrüdüanka” adlı son albümünü yılın ilk yarısındaSony Music etiketiyle yayımlayan Aylin Aslım, albümün ikinci videosunu “İşte Sana Bir Tango” şarkısına çekti. Aslım’ın Türk müziğinin dev sesleri Müzeyyen Senar ve Zeki Müren’den ilham alarak yazdığı şarkısının video klip yönetmenliğini Salih Singin üstlenirken klip Türk filmlerinden görüntüler eşliğinde bir evin içinde geçmişle günümüzün hesaplaşmasını anlatıyor. Müzisyen, şarkısını hayatlarımızda iz bırakan Zeki Müren ve Müzeyyen Sener’dan ilham alarak yazdığını söylüyor.
Geçtiğimiz haftaki müzik mesaim 3 ayrı konser ve yeni çıkan albümleri dinlemekle geçerken bir akşam hiç üşenmedim uzun zamandır ertelediğim arşiv düzenlemesi işime de giriştim (burada şaşırma tepkinizi duymak için kulak kabartıyorum: “yalaan??!). Bunu yaparken pek tabii ki korktuğum başıma geldi ve her “bu kez başaracağım” diye başladığım girişimim “aa bu da varmış”,”şu şarkı nasıldı yaa” gibisinden düşünce balonlarıyla beni şarkıdan şarkıya, öteden beriye ve tabii yıllardan yıllara sürükledi ve arşiv düzenleme çabalarım yine bir başka bahara kaldı:)
Önce birkaç albüm ve yeni şarkıyla başlamak istiyorum.Rock müziğimizin en iyilerinden Özlem Tekin, 7. stüdyo albümü “Kargalar”ı geçtiğimiz hafta piyasaya çıkardı. Albümle aynı adı taşıyan çıkış parçası kadar albümün geri kalanı da oldukça sert gibi duruyor, Özlem Tekin’in güçlü vokali ile “işte bu, gerçek o!” diyenleri sonuna kadar tatmin edecek bir albüm yapmış Özlem Tekin. “Kıyamet” ve “Sebepsiz Savaş”a birer extra yıldız koydum. “Öz” albümünün unutulmazları arasında yer alan “Tarlalar”ı da bu albümde yeniden yorumladığını ekleyelim. Twitter sayfasında “albümümüz çok sert bulunmuş, radyolar çalmayız demişler. Youtube’la idare ediverin” diyen Özlem Tekin’i sevenleri ve müzikten anlayanlar elbette yalnız bırakmayacaktır, neyi ne amaçla çaldıkları konusunda hep bir soru işareti ve muamma içeren günümüzün “format” radyoları varsın Özlem Tekin çalmasın, kendileri kaybeder.
Geçen yaz yayınladığı “Biz Burdayız” adlı teklisiyle son albümünden biraz daha farklı bir rotaya giren ve eller havaya modundan -şimdilik- yavaş yavaş çıkarak daha kaliteli işlere imza attığına inanmaya başladığımız Hadise‘nin yepyeni şarkısı “Visal”i radyo rotasyonunda duymaya başladık. Sözleri İsra Gülümser‘e, bestesi Tolga Görsev‘e ait olan şarkının akustik ve dans versiyonlarını da başarılı bulduğumu söylemeliyim. Zaten bu kıza ne olduysa “Düm Tek Tek”ten sonra olmuş, Avrupa’da son derece başarılı olduğu tarzından çok fazla ödün vererek farklı müzikal kalıplara sokulmuştu. Son çalışmaları ile bence yeniden umut veriyor Hadise..
RaShit‘in -bence prodüksiyon ve sound olarak da kariyerlerinin en iyisi sayabileceğim- “İnsan Neslinin Sonu” albümü ile Hüsnü Arkan‘ın “Yalnız Değiliz” albümleri yeni çıkanlar arasında gerçekten tavsiye edebileceklerim arasında. Bunlara ek olarak yeni rock gruplarından Kung-Fu ile Eskici‘yi de sound olarak başarılı bulduğumu söylemeliyim, doğrusu pek çok grup ve yeni isim çıkıyor ve her birine yetişmek neredeyse imkansız ama bu ikisini muhakkak dinlemenizi ve enerjilerini yakalamanızı öneririm.
Gelelim geçtiğimiz hafta katıldığım 3 güzel etkinliğe. Çarşamba gecesi Sakman Kulüp‘te daha önce de izleme fırsatı bulduğum ve akustik performansıyla oldukça başarılı bulduğum Mavi‘nin konseri vardı. Her defasında belirttiğim gibi duru sesi ve kendine özgü yorumu ile dikkat çeken Mavi’nin şarkılarını seviyorum. İlk albümündeki “Düş” ve “30” şarkılarıyla tanımıştım ilk. Sonrasında geçen yaz “Kaptan” adlı bir tekli yayınladı ve yılın sonlarına doğru ikinci albümünü yayınladı. “Kaptan” dışında “Bilirim”, sözü Mavi’ye müziği ise Sanne Putseys‘e ait olan “Yine Aynı Hikaye” ve çok yakında albümün ikinci videosu olarak izleyeceğimiz Özdemir Erdoğan‘dan bir cover olan “Aç Kapıyı Gir İçeri” şarkılarını içeren EP niteliğindeki albümü seveceksiniz. Sakman’da o gece kendi şarkılarının dışında Sezen Aksu‘dan Ajda Pekkan‘a, Kayahan‘dan Zuhal Olcay‘a, Ortaçgil şarkılarından yorumunu çok beğendiğim “Dilek Taşı”na kadar popüler müziğimizin derin ve duygulu sularından çok özel şarkılar ile bir gezinti sundu bizlere Mavi. Üstelik ona eşik eden de çok yetenekli sahne arkadaşları var, sahnede gerçekten tam bir uyum içinde çalıyorlar. Bir yerlerde yakalarsanız kesinlikle kaçırmayın, magazinsel ya da sansasyonel bir kişiliği hiç olmadı ve sevdiği işi yaptığını sahnedeyken gözlerinden okuyabildiğiniz bu tatlı sesi sakın ıskalamayın derim.
Cuma günü geldiğinde ise müzik yazarı Tolga Akyıldız‘ın -daha önce aklıma nasıl gelmez diye ismini fena halde kıskandığım:)- “Popçu Dükkanı” aktivitesi için İrem Ezgimen ile soluğu Ghetto‘da aldık. Tolga’ya DJ kabininde eşlik eden ve her zamanki gibi bütün enerjisiyle ışık saçan DJÖzge Tığlı 80’ler ve 90’lar Türkçe Pop seçkileri ile ortamı ısındırdıktan sonra bu geceye özel “Açık Sahne” konsepti başladı ve alternatif/rock dünyasından pek çok isim teker teker sahne almaya başladılar. Müzik dünyasına yeni merhaba diyen (ya da ilk albümlerini henüz çıkarmış demek daha doğru) Kung-Fu, Frapan, Eskici, Can Gox gibi isim ve gruplar enerjik sahneleri ile dikkat çekerken Hayko Cepkin, Redd‘in Doğan Duru‘su, Aydilge, Koray Candemir & Melis Danışmend, ErdemYener ve Aylin Aslım gibi yıldızlar da Ghetto ortamını epey şenlendirdiler. Burada şenlik sözcüğü çok doğru bir tanımlama esasen çünkü gece tam anlamıyla mini bir müzik festivali havasında geçti. Önümüzdeki aylarda bu aktivitenin bir devamını beklemek şart ve farz oldu sanırsam çünkü o gece orada görmeyi istediğimiz, gelmesi beklenen ama çeşitli sebeplerle katılamayan pek çok müzisyeni daha Açık Sahne konsepti ile birarada izlemek oldukça keyifli olacağa benziyor:) O gece yalnızca sahnede değil salonda da epey müzisyen ve isim biraradaydı; Gökçe, Salt, Jale, Zeliha & Nazmi Sunal, Hakan Eren, Ömer Erişmen, Hakan Küfündür, Tunca Tutkun, Emre Duymaz, Nagihan Ataç, Gülçin Kocakır ve daha pek çok basın ve müzik dostu da bu gece bu keyifli partide biraraya geldi (Böyle geceler de olmasa?). Az daha unutuyordum, İrem’le Ghetto öncesinde Küçük Bronx‘ta demlendiğimizi ve enerjik sahneleri ile dikkat çeken Dekadans grubunu izlediğimizi -ve hatta Canlı Karaoke kısmında da çok eğlendiğimizi eklemek istiyorum. Çocukların sahnesi çok iyiydi, haftasonu eğlenceniz için iyi bir seçenek olabilir..
Cumartesi gelip çattığında uzun zamandır takvivimde -gelsin artık şu gün- diye bana gün saydıran Sezen Aksu & Fahir Atakoğlu & Ara Dinkjian konseri için bu kez Lütfi Kırdar‘daydık ve Figen Aslan ile beraber Sezen şarkılarını öncekilerden farklı olarak ilk kez piyano ve ud eşliğinde izlemenin bir başka keyfini yaşadık. Sezen, -geceye özel ağırlıklı olarak yavaş tempolulardan seçtiği- sevilen parçalarının dışında bestesi Ara Dinkjian’a ait olan Ahmet Kaya şarkısı “Ağladıkça”yı söylemekle kalmadı, “Sarı Gelin”‘in Ermenice & Türkçe yorumu ile de sürpriz yaptı. Bu gece için oradan oraya koşturan sevgili Gülçin Kocakır‘dan bu konserin Avea‘nın Sıradışı Müzik ‘te bu sezonki son konser olduğunu öğrendim, umarım seneye yine devam eder bu konserler serisi. Bundan önce de Michael Nyman Band ve Mostar Sevdah Reunion‘ı izleme fırsatı bulmuştum, Avea’ya bu isimleri ülkemize getirdiği için tebriklerimi iletiyorum.
Son olarak bu haftayı Pinhani‘nin “Canlı Yayın” adlı performans albümleriyle kapatmak istiyorum. İlk albümü takip eden 7 yılda bir çok konser veren başarılı grup, bu defa samimi bir ortamda, küçük bir apartman dairesinin salonunda yaklaşık 30 seyirciye bir konser vermiş ve bunu bir albümle arşivlerimize katıyorlar. Üstelik içinde kendi repertuarlarından şarkılar dışında “Bir Damla Gözlerimde”, “Bir Varmışım Bir Yokmuşum” gibi söz ya da müzikleriyle katkıda bulundıkları şarkıları, “Şairin Elinde” gibi sevdikleri başka şarkıları da söylemişler. Çıkış parçaları ise Neşet Ertaş‘a bir saygı niteliğinde: “Gönül Dağı”. Çok çok başarılı bir cover olmuş! Pinhani’nin bu çalışması bana müzik tarihimizde önemli bir yeri olan şu 80’lerin en güzel müzik olaylarından Çekirdek Sanat Evi gecelerinin elden ele dolaşan ve nadir bulunan kaset-kayıtlarını hatırlattı (Bilmeyenler için olayı kısaca özetlersek; Bülent Ortaçgil ve Fikret Kızılok tarafından 80’lerin başında Bostancı’da kurulan Çekirdek Sanat Evi’nde hem bu iki usta hem de Ezginin Günlüğü ve Yeni Türkü gibi daha birçok solist ve grup dinletiler sunmuş ve bu kayıtlar kaset olarak o gece orada bulunan dinleyicilere dağıtılmış. Ben tabii bu kasetlerden birine -o yıllarda İstanbul’da olmadığımdan-90’ların ikinci yarısında üniversite yıllarımdaki rutin bir sahaf gezintimde rastlamış ve bu da neymiş diye bir heyecanla atlayıp olaya yıllar sonra bu şekilde vakıf olmuştum:). Diyeceğim odur ki, Pinhani’nin “Canlı Yayın” adını verdiği bu akustik performans kayıt albümü de bir şekilde biz arşivcilerin muhakkak bir köşede sakladığı Çekirdek Sanat Evi kayıtları gibi çok değerli ve çok özel bir değer taşıyor, tıpkı Sıla‘nın bir otel sahnesinin kayıtlarından derlediği “Joker” albümü gibi bu tür küçük mekanlardaki canlı kayıt albümlerinin saklanabilir ve her akla geldiğinde özenle saklandığı yerden çıkarılıp tereddüt bile etmeden dinlenebilir tarafları her zaman olmuştur.
Sertab‘ın bu haftasonu yayınlanacak yeni albümü “Sade”nin çıkış parçası “İyileşiyorum”u çok heyecanlı bulduğumu ve bu hafta DikkatMüzik!te 2 ayrı röportaj okuyacağınız müjdesini de son not olarak ekliyor, izninizle hepinizi selamlayarak kaçıyorum..
Yeni albümünün habercisi olan, Teoman ile düet yaptığı “İki Zavallı Kuş” şarkısını 14 Şubat’ta radyolar ve dijital platformlarda yayınlayan Aylin Aslım‘ın 4. stüdyo albümü“Zümrüdüanka”, geçtiğimiz günlerde müzik marketlerdeki yerini aldı. Prodüktörlüğünü Sarp Özdemiroğlu‘nun yaptığı albümde 8 şarkı yer alıyor. Aylin Aslım ve Övünç Dan‘ın imzasını taşıyan şarkılardan oluşan Zümrüdüanka’da Aslım ile Teoman dışında düet yapan bir isim daha var. “Af”şarkısında Cem Adrian. Aysel Gürel & Atilla Özdemiroğlu eseri Sezen Aksu klasiği “Hasret” de Aylin Aslım yorumuyla albümdeki yerini aldı.
Bu hafta sağlık sorunları yüzünden “Dışarıda neler oluyor?” diye pek bakamadım ama 28.02.2013’te Ghetto sahnesinde “Jehan Barbur” vardı. 01 Mart 2013 Roxy sahnesinde “Yüksek Sadakat” vardı.
Size aslında bol bol Jehan Barbur, Birsen Tezer ve tabii ki Bülent Ortaçgil şarkılarından ve konserlerinden bahsetmek isterim çünkü benim için çok farklı hatta fazlasıyla büyülü demek daha doğru olacak. Fakat yazının ana konusuna geri dönmem lazım yoksa bu konuda yazdıkça yazmak istiyorum :)
Erder Yener’i büyük bir çoğunluk belki bir Gsm firmasının reklamlarından tanıyorsunuz ama benim kendisini tanımam sevgili Tanju Eren’in “Tanju Eren 40” albümü sayesinde oldu. Erdem Yener; Tanju Eren‘in “Tanju Eren 40 ” albümünde ” Aşk Yok Aslında” şarkısını seslendirdi. ( Bu arada o albümde tadından yenmez kıvamındadır. Albümde Tanju Eren şarkılarını; Koray Candemir, Aslı, Harun Tekin, Teoman, Nev, Aylin Aslım, Erdem Yener, Kenan Vural, Gamze Amus seslerinden dinleyebilirsiniz.) Ben ilk kez Erdem Yener’i o albümde dinledim. (Erdem’le bizi tanıştıran kişide sevgili Tanju Eren’dir. Onada çok teşekkürler…) Aradan bir süre sonra bir gıda firmasının kek reklamında ekranlarda gördük ve çok zaman geçmeden de Gsm operatörü ve diziler de görmeye başladık. O aslında oyunculuğunun dışında bir müzisyen ve aslında yaptığı müzikle anılmak onun için çok önemli…
Erdem Yener’in ilk albümü “Kirli” 2008 yılında çıktı. Albümün çıkış şarkısı “Belki” olmuştu. “Belki” şarkısını hala dinlemeyen varsa aranızda şimdi okumayı filan bırakın da açıp o şarkının sözlerini detaylıca bir dinleyin. (Nasılsa buradayım kaçmıyorum “Belki” link’i hemen aşağıda ;) )
Albümün ardından Erdem Yener’i ayda bir sefer Beyoğlu Hayal Kahvesi sahnesinde izleme şansımız oldu. O süreç içerisinde reklam çekimleri, dizi çekimleri ve konserler derken bir ara Erdem Yener kayıplara karıştı. Bu kayboluşun ve sessizliğin ardından bir sürpriz bekliyordum ve tam tahmin ettiğim gibi oldu “Rüyalar Kızı” single çalışması ile geri geldi. İyi ki de geldi… ( “Rüyalar Kızı” klibini izlemek isteyenler sayfanın aşağısına bakınız . ;) )
Erdem Yener’in “Rüyalar Kızı” single çalışmasının ardından ilk İstanbul konserini 02.03.2013 tarihinde İstanbul Bronx sahnesinde verdi. Bir gece öncesinde de İzmir izleyicisi ile buluşan Erdem Yener daha İstanbul’a adım atmaz kendisini sahnede buldu. Konsere “Rüyalar Kızı” ile başladı “Kirli” albümünün tüm şarkılarını dinledik, arada Incubus, Muse coverları da söyledi. Benim için en önemli iki sürpriz oldu birincisi “Aşk Yok Aslında” şarkısını ilk defa orada canlı dinledim, ikincisi de yeni yapmış olduğu bestesini ilk kez sahnede bizlere çaldı.
Erdem Yener’i sahnede izlemeyenler varsa aranızda şöyle anlatabilirim; esprili, güler yüzlü, doğal hatta o kadar doğal ki “sıkıldınız mı? sıkıldıysanız söyleyin bende yanınıza gelirim” diyecek kadar rahat ve güvenli izlemenizi tavsiye ederim. Erdem için “on parmağında, on marifet bir adam” demek mümkün diye düşünüyorum. Tv, müzik, cast, reklam her yerde… (Bir sinemada görmedim. Var da benim mi haberim yok acaba? :) ) Dinlemeyen varsa gidip bu adamı dinleyin! ;)
Bu hafta size nelerden bahsetsem diye düşünürken; Aylin Aslım ve Teoman‘ın yeni düetleri “İki Zavallı Kuş“, Nilüfer‘in “12 Düet” albümünden sonra “13 Düet” albümü, Mor ve Ötesi ‘nin “Güneşi Beklerken” albümü, Gripin‘in “Aşk Nerden Nereye” şarkısı ve Badem‘in “Badem ve Konukları” albümünde hem Vega, hem de Feridun Düzağaç’la yapmış olduğu düetler aklıma ilk gelenler oldu.
Aylin Aslım ve Teoman düeti ile başlamak istiyorum. 14 Şubat günü bir çoğumuza sürpriz olan düet Teoman severler açısından müjdeli haber gibi geldi. Teoman cephesinde albüm hazırlığı var mı, yok mu bilemem ama yakında konserleri başlasın yine çıktığı mekanlar dolup taşar. “İki Zavallı Kuş” düeti bence güzel olmuş. Keyifli şarkı bakalım bunun ardından bizi ne bekliyor???
Nilüfer’ den beklediğim ” Nilüfer 13 Düet” albümü yakın zaman önce piyasaya çıktı. Albümde çalan gruplar ve şarkılar gerçekten çok eğlenceli olmuş. Özellikle; GECE, MODEL, Çilekeş, Emre Aydın, Pinhani, Vega ve Mor ve Ötesi yorumlarını çok beğendim. Keyifli bir arşiv albümü tadında…
Mor ve Ötesi’de yakın zamanda “Güneşi Beklerken” isimli albümünü piyasaya çıkardı. Albümün lansmanı İstanbul Ghetto’da yapıldı. Bu albüm öyle kolay kolay tüketilip, bir kenara bırakılacak bir albüm değil. Şunu kabul ederim ki; Mor ve Ötesi’nin hiç bir albümü öyle değil ama bu albüm biraz dinleyip sonra kendinizi dinlendirdikten sonra yine dinlediğinizde bile farklı bir duygu bulabiliyorsunuz. ( Şarap misali, günler geçtikçe dahada anlamlı ve güzel… ;) ) “Albümde dikkatimi çeken şarkılar” diyemeyeceğim çünkü ben bu albümü çok beğendim ve hiç bir şarkıyı ayırmak istemiyorum. Mor ve Ötesi şuan Amerika turnesinde İstanbul’a döndükleri zaman ilk konserde orada olacağım haberlerimi bekleyin. :)
Geçtiğimiz akşam bir radyo kanalında Gripin’in “Aşk Nerden Nereye” şarkısına denk geldim. Açıkcası “Yalnızlığın çaresini bulmuşlar” şarkısı gibi değil, bir önceki albümde bulunan “Beş” şarkısı gibi hafızalara kazınacak bir şarkı… İkinci klip kesin buna çekilir benden söylemesi.
Son haberim Badem’den; “Badem ve Konukları” albümü çok güzel olmuş. Özellikle Vega ile yorumladıkları “Uyan”, Feridun Düzağaç’la söyledikleri “Aşkın e hali”, tabii ki İlhan Şeşen’le ” Geceyedir Küsmelerim” ve Özlem Tekin’le “Kalpsiz” zaten hepsi birbirinden güzel şarkılar ve onların hepsini de bu albümde farklı yorumlamaları ile bizlere sunmuş olmaları gerçekten güzel olmuş. Dinlenilmesi gereken albümlerden…
Artık sesimi kesiyor, ortalıktan kayboluyorum. Bir günlük gecikme için hepinizden özür dilerim…
Öncelikle hepinize iyi haftalar. Bu hafta size keyifli etkinliklerden, aynı zamanda da güzel bir mekandan bahsedeceğim.
Mekanımız “Roxy CLUB Istanbul” bu aralar sevgili editörümüz Olcay Tanberken’ le beraber uğrak yerimiz oldu. Roxy CLUB Istanbul’ u bilenler bilir çok eski bir mekandır. Bu güzel mekan, benim çocukluk dönemimden beri var. Yanlış bilmiyorsam 19 yıldır ayakta duran bir mekan… (Sizde biliyorsunuz ki; böyle mekanların bu kadar uzun yıl ayakta kalabilmesi zor ama bunu başarmış bir mekan…) Bu önemli mekan; bu zamana kadar bir çok önemli konsere ve partiye yer verdi.
Yakın zamanda Roxy CLUB Istanbul’ da yapılan etkinlikler arasında “Friday Rocks” kapsamında Vega, Manga, Yüksek Sadakat, Badem Roxy sahnesinde oldular. Aynı zamanda her ay Tuborg‘un sponsorluğunda “Gold’n Rock” yapılmakta ve yine Tuborg sponsorluğunda “Roxy Live Saturdays” etkinlikleri yapılmakta. Hem arkadaşlarınızla, hem de yalnız başınıza dışarı çıktığınızda da gidebileceğiniz, güzel ve keyifli müzik dinleyip, rahatça eğlenebileceğiniz bir yer…
Gelelim Roxy CLUB Istabul’da ki son iki haftadır gerçekleşen ve bizimde eşik ettiğimiz partilere…
Öncelikle Turborg ‘un sponsorluğunda gerçekleşen “Gold’n Rock” den bahsetmek istiyorum. Roxy ve Tuborg Gold imzasını taşıyan etkinlikte daha önce Dj’lik deneyimi olmayan ve yakın arkadaş olan ünlü isimler Gold’N Rock etkinliklerinde DJ setin başına geçip performans sergiliyor. Gold’n Rock geçtiğimiz iki ayda çok önemli dört isimle geride kalmıştı. Aranızda daha önce Gold’n Rock sahnesinde kimlerin olduğunu merak edenler varsa; Harun Tekin – Koray Candemir ve Mehmet Günsür – Nejat İşler Dj setinin başında yer aldılar. Şahsen ben gidemedim ama bu ünlü dört isminde neler dinlediğini ve o akşam neler çaldıklarını ben çok merak ediyorum. (Ayrıca kapıda kolumuza basılan “Roxy People” damgasını da çok sevdik belirtmek isterim. :) )
Geçtiğimiz hafta (16.02.2013) mekana Hayko Cepkin ve Aylin Aslım‘ın Dj performansları için saat= 23:00 civarı gittik. Kapıda, içeri girmeye çalışan uzun bir kuyruk vardı. İçeri girdik Hayko Cepkin ve Aylin Aslım’ın öncesinde bizi performanslara ısıtan bir Dj performans dinledik hep beraber eğlendik. Zaman ilerledi ve Hayko Cepkin’le Aylin Aslım Dj setinin başına geçtiler. Özellikle Hayko Cepkin’in güler yüzü ve inanılmaz pozitif bir enerjisi var. Gerçekten kendisine hayran bıraktı. Gece boyunca hem Aylin Aslım ve Hayko Cepkin Dj setinin başında keyif verici bir performans sergilediler, onları izlemeye gelenlerin yeri geldi makyaj çantasını, yeri geldi telefon kılıflarını, albümlerini, bıkmadan usanmadan imzaladılar. Herkese “yetişmeye çalıştılar” demiyorum, çünkü “YETİŞTİLER.” Onları seven ve o gece orada olan herkesle beraber eğlenip, dinleyicilerinin de kaliteli müziklerle kulakların paslarını temizlediler. Şahsi olarak ikisini de tanımasam da o akşam gördüğüm ikilinin enerjilerine ve güler yüzlerine hayran kaldım. Umarım yeniden onları izleme şansımız olur. Gelemeyenler bir sonraki Hayko Cepkin- Aylin Aslım Dj performansı olursa onu “sakın kaçırmayın” derim.
Gelelim bu haftaya bu hafta (23.02.2013) “Roxy Live Saturday” vardı. Sevgili Olcay’la hem muhabbet, hem de “doğru düzgün bir şeyler dinleyelim” diye çıktığımız yolculukta kendimizi Roxy’de bulduk. Roxy’nin Dj’i bizi geçmişe götürdü, günümüze getirdi ve bir çok güzel şarkı ile bizim sohbetimize eşlik etti. ( Olcay’ı da kendime benzetmeye başladım. Yakında burdaki yazıların adı “Olcay’la Rock” olursa şaşırmayın! :) ) Tam biz sohbete daldığımız sırada bir anda canlı müzik olduğunu fark ettim. Herkes sahneye bakıyordu biz öyle bir dalmışız ki konuşmaya sanki Dj çalmaya devam ediyor gibi geldi. Sahnede bulunan grubun adının “Fake” olduğunu ve daha önceden de Roxy sahnesinde çaldıklarını öğrendim. Gruba dikkatli bakınca, davulcuyu daha önceden tanıdığımı fark ettim. Radyo Klas’ta yapmış olduğum “İrem’le Rock” programına konuk olan Yakup‘ un(Yakup Trana) davulcusu Çağdaş Yapıcılar‘dı. Grup ağırlıklı olarak “Depeche Mode” şarkıları söyledi ve gerçekten dinlenilmesi gereken bir grup olduğunu düşünüyorum. Amy Winehouse, R.E.M, Maroon 5 gibi bir çok ismin şarkılarını söyledi ve söylettiler. Biz Olcay Tanberken’le çok beğendik ve çok eğlendik. Tavsiye ederiz ;)
Bu haftanın da sonuna geldik aslında ama; yakın zamanda kapatılacağı haberini aldığım bir mekanın bende yaratmış olduğu üzüntü nedeniyle bir kaç bir şey eklemek istiyorum. Rock müzik etkinliği yapan çok az mekan kaldı. Bu etkinliklere gidip orada olan insanları ve onların nasıl eğlendiklerini gördükçe daha fazlasına ihtiyacımız olduğunu anladım. Gün geçtikçe Taksim civarındaki bir çok mekan kapanıyor, canlı müzik yapan mekanlar gün geçtikçe azalıyor. Bir şekilde müzik sadece popüler kültürün etkisine bırakılıyor. ( Şunu da belirtmeliyim ki; bende “sadece rock müzik dinler ve her şeyi bilirim” kesinlikle demiyorum. Ben bir müzisyen ve radyo programcısı olarak elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum ve bununla beraber de; sevdiklerime yoğunlaşıyorum.) Benim düşüncem şu ki; olan, bitenin farkında olalım! Benden bu haftalık bu kadar haftaya yeniden görüşürüz. ;)
Fotograflar için; ManageWorks ve Kerim Aslan‘a teşekkür ederim.
Şu günlerde havaların soğumasıyla birlikte daha da kabuğuna çekilen insanoğlunun işten güçten de sıkıldığı zamanlarda imdadına her zamanki gibi yine müzik yetişiyor. Seçenek bol, yeniler çok, ama eskilerin kıymeti de hiçbir zaman azalmayacak gibi durmuyor mu? Anne Bu Çalan Ne’yi bu hafta yeni yayınlanan bazı teklilere ve albümlere ayırdım..
Mustafa Sandal, geçen yaz başında yayınlanan son albümü “Organik” ile büyük bir düş kırıklığı yarattığına nihayet kendisi de ikna olmuş olacak ki, yalnızca tek bir şarkıyla kliplendirdiği albümünü şimdilik rafa kaldırmış ve neden orada bulunduğuna anlam veremediğimiz “O Ses Türkiye”den her nasılsa vakit bulup da ayırdığı müzik çalışmalarına bu kez eski bir şarkısıyla devam etmeye karar vermiş. Baştan sona arşivlik bir çalışma olarak Türk pop tarihine adını yazdıran ikinci stüdyo albümü “Gölgede Aynı”da yer alan “İki Tas Çorba”yı günümüz şartlarına uyarlayan müzisyen, sözleri Mustafa Sandal, bestesi Bülent Tezcan ve düzenlemesi Seçkin Özer & Mustafa Sandal’a ait olan şarkısına 3 ayrı versiyon hazırlamış ve DMC etiketiyle sunmuş. Açıkçası 3 versiyonun da birbirinden çok da farklı olmadığını duyunca birbirine neden bu kadar yakın düzenlemeler hazırlandığına anlam veremedim, duyunca belki siz de hak verirsiniz. Ancak “Organik” albümünde yalnız ve yalnızca “Neler Neler” ile ümitlendiren ve geri kalanı ile de büyük hayal kırıklığına uğratan Sandal’ın ilk zamanlarını özleyenler için “İki Tas Çorba”, iyi gelebilir..
“Diğer Masallar” adlı ikinci albümleri 2011 yılında yayınlanmasına rağmen hala şarkılarını kliplendirmeye devam eden Model, bu gidişle albümde kliplenmemiş şarkı bırakmayacak gibi gözüküyor! Yeni videoları için kez “Makyaj” şarkısını seçen grup Alper ve Caner Özyurtlu ile çalışmış. 2012 yazında Ozan Doğulu ile birlikte “Dağılmak İstiyorum” şarkısını yayınlayan grup 3. albüm çalışmalarına ise Demir Demirkan ile birlikte devam ediyormuş.
Çok iyi bir şarkıcı ve yorumcu olmasına karşın bir türlü hakettiği ilgiyi göremediğini düşündüğüm Betül Demir, 90’lı yıllarda yayınlanıp da uzun yıllar boyunca belleklerde yer alabilmeyi başaran “Cesaretin Var mı Aşka” şarkısına yeni bir cover ile karşımızda! Suat Ateşdağlı ile çalışan Demir yeni çalışmasına Yalçın Aşan ve Tayfun Özkan imzalı 2 remixle birlikte toplam 4 ayrı versiyon hazırlamış. Bu noktada kafalar da karışmıyor değil hani. Daha önce Gülay‘dan dinlediğimiz bu slow-mid tempo şarkıyı zaten Suat Ateşdağlı gayet derli toplu bir “remix”vari bir düzenlemeyle bize yeniden kazandırmışken, hızlandırılmış bir şarkının ilaveten yeniden 2 ayrı versiyon ile remixlendirilmesi biraz şaşırtıcı geldi doğrusu. Betül Demir’in yorumuna ise diyecek tek kelime yok, gerçekten şarkının hakkını verdiğini söyleyebiliriz.
Türkçe elektronik müzik dendiğinde popüler müzik dinleyicisi her ne kadar Hande Yener‘in hem içerik hem de satışlar itibariyle birkaç iyi birkaç da kötü albümünü bilse ve hatırlasa da, hakkını gerçekten vererek bu işi erken düşünüp erken önümüze sunanlardan biriydi Aylin Aslım. İlk stüdyo albümü “Gel-Git”i yayınladığında ve özellikle “Senin Gibi” ve “Zor Günler” şarkıları ile dikkat çektiğinde ben de herkes gibi “kim bu cesur kız?” deyip şöyle bir kafamı çevirmiştim. Sonrasında birçok filmde ve compilation’larda birer ikişer şarkılarla ve düetlerle karşımıza çıktı Aslım, 2005’te yayınladığı ikinci stüdyo albümü “Gülyabani” ile rotasını tamamen rock müziğine çevirdi ve baştan sona konsept bir bütün olan albümü başucu/evladiyelik kategorisinden arşivime hızla ve kolaylıkla girmeyi başardı. Sonrasında Aylin Aslım’ı doğrusu pek takip edemedim, “Canını Seven Kaçsın” albümünün pek ilgi görememesi belki bir ihtimal onu da sessizliğe itmiş ve albüm yapmaktan soğutmuş olabilir. Şimdilerde ise Aylin Aslım’ı Teoman ile yaptığı düet ile dijital platformlarda duyabiliyoruz. Sevgililer Günü’yle aynı güne denk gelen doğumgününde sözleri kendisine, bestesi Övünç Dan‘a ait “İki Zavallı Kuş”u Teoman ile birlikte seslendiren müzisyen, yeni albümü için daha ne kadar bekleyecek bir fikrim yok ancak keşke bir ara, tüm bu zamana kadar yeraldığı proje şarkılarını bir albümde toplasa diye de düşünmüyor değilim..
“Topyekün” adlı son albümünü geçtiğimiz aylarda yayınlayan Levent Yüksel‘in albümle aynı adı taşıyan çıkış şarkısını doğrusu pek başarılı bulmamış ve keşke albümdeki slowlardan biriyle çıkış yapsaydı demiştim. Albümün ikinci videosunun da kısa zamanda çekilmiş olması bu fikrimi destekleyen cinsten sanıyorum, çünkü sanatçıya en çok slow şarkılar yakışıyor ve Topyekün’ün en iddialı slowlarından “Beş Duyu” da gerçekten kliplenmeyi hakedenlerden biri olarak dikkat çekiyor. Söz ve müzik Halil Koçak, düzenleme ise Mustafa Ceceli imzalı olan şarkının klip yönetmenleri ise Lara Sayılgan ve Bilal Eroğlu.
Sevgililer gününde yapılacak en güzel şeyi yaptık ve soluğu kısa bir süre önce DikkatMüzik!te yazmaya başlayan İrem Ezgimen ve diğer dostlarla birlikte Birsen Tezer & Bülent Ortaçgil konserinde aldık.Geçtiğimiz haftalarda yayınladığı “İkinci Cihan”da tıpkı ilk albümünde olduğu gibi yine baştacı şarkılarla kulaklarımıza bayram eden Tezer, Garaj İstanbul’daki konserinde özellikle “Nefes”, “Kusura Bakma” ve “Boşver” gibi şarkıları ile mest etti. Bülent Ortaçgil ile olan düetlerinden ise pek tabii ki “Çığlık Çığlığa” her zamanki favorilerimdendi. Cuma günkü konser mekanımız ise bu kez Bronx oldu ve sahnede tüm enerjisiyle Can Bonomo‘yu izledik. Hem eski hem de yeni albümünden şarkılarla 2 saate yakın bir süre sahnede kalan Bonomo’nun yeni şarkılarından “Haberler İyi Paşam” ve “Başkan”ı zaten seviyordum ama albüm dışından söylediği “Kara Sevda” cover’ına ise özellikle bayıldım (Her iki konserle ilgili daha fazla ayrıntıyı İrem’in yazılarından da ayrıca takip edebilirsiniz diye eklemek istiyorum).
Belki takip edenleriniz vardır ama haberim yoktu demeyenleriniz için küçük bir hatırlatma: Bir süredir ara verdiğim radyo programıma birkaç hafta önce yeniden başladım. Bu kez adresimiz RadyoJUKE! Pazar kahvaltılarınızda saat 12’de, ve tekrarıyla Pazartesi geceleri saat 22’de yayındayım! Eski bölümleri dinlemek içinse istikametimizMixCloud beyler bayanlar:)
Herkese önce müzik sonra keyif dolu yeni bir hafta diliyorum!
90’lı yılların ünlü gruplarından Mavi Sakal’ın solistliğini üstlendiği dönemlerde “İki Yol” şarkısı ile tanınan Genç Osman, ilk solo albümü ile müzik dünyasına geri dönüyor. Genç Osman, “Gökyüzü Masmavi” adını verdiği albümünde söz yazarı ve besteci kimliğiyle de albüme imzasını atıyor.
Kasım ayı ortalarında Babajim Records etiketiyle yayımlanacak olan “Gökyüzü Masmavi” adlı albüm 13 şarkıdan oluşuyor. Sakin ve melodik rock yapısı yanında Genç Osman’ın farklı vokali ve hikayeler anlatan sözleri ile dinlemesi keyifli bir albüm sunuyor. Uzun zamandır üzerinde çalışılan albümde “Dilek Tutmak” şarkısında Aylin Aslım ile yapılan bir de düet mevcut. Müzisyen, 30 Kasım’da Salon IKSV’de albüm tanıtım konseri vermeye hazırlanıyor.
Sony Music Türkiye‘nin geçtiğimiz yıllarda yayınladığıve başarılı bir satış grafiği yakalayan “16 Kadın Söylüyor” albüm projesinin ikincisi Türkiye’nin en popüler sanatçılarını bir araya getirdi. Türk Pop müziğinin şarkıları ve yorumlarıyla önde gelen isimlerinin klasikleşmiş şarkıları ve son dönemin en güçlü hit şarkıları, dinleyenlere kesintisiz bir müzik ziyafeti sunuyor.
Sezen Aksu ve geçen yılın en çok çalınan şarkılarından “Unuttun mu Beni” ile açılan albüm, son yılların en popüler kadın müzisyenlerden Sıla‘nın “Tam Da Bugün” şarkısı ile devam ediyor. Nilüfer ve Şebnem Ferah düeti “Erkekler Ağlamaz”, Göksel’den “Çok Kötü Şeyler”, Ziynet Sali’den “Dolaşayım Damarlarında”, kendine has tarzı ile Nil Karaibrahimgil “Ne Garip Adam”, son dönemde müzik sektöründe genç nesilin temsilcileri olan Atiye ”Batum Türküsü” ile devam eden albüm; sırasıyla Kıvılcım, Öykü Gürman, İrem Candar, Özlem Tekin, Gökçe, Aylin Aslım, Ayşe Saran ve Mavi ile arşivlerdeki yerini alıyor.
(RADİKAL) Van’da meydana gelen deprem sonrası müzisyenler en iyi yaptıkları şeyi, ürettikleri müziği arkalarına alarak Van’a destek için KüçükÇiftlik Park’ta bir araya geldi. ‘VAN İÇİN ROCK’ konseri, Demir Demirkan, Emre Aydın, Feridun Düzağaç, Kurban, Model, Duman, Mor ve Ötesi, Moğollar, Mor ve Ötesi, Ogün Sanlısoy, Redd, Şebnem Ferah ve Yüksek Sadakat’in de dahil olduğu 40 sanatçının ücretsiz olarak katılımıyla, 30 Ekim 2011 Pazar günü saat 11.00 – 00.00 saatleri arasında Küçükçiftlik Park’ta gerçekleşti. Konserin açılışını Hayko Cepkin, kapanışını Şebnem Ferah yaptı.
Konser 12 saat boyunca sürdü. Tüm gün boyunca DreamTV‘den canlı olarak yayınlanan konserde toplam 40 grup/isim sahne aldı, 584 gönüllü çalıştı. 20 TL’den toplam 14 bin adet bilet satıldı, 10 bin kişi konseri izledi. Rock severler yardım konseri için bir gece önceden alan önünde bekledi. Medya, televizyon ve müzik dünyasının ünlü isimleri; Okan Bayülgen, Banu Güven, Erdem Yener, Ferman Akgül (Manga), Kaan Sezgin(Sezyum), Metin Uca ve Yekta Kopan tarafından ROCK yazıp 2868’e SMS atılarak bağış toplama çağrısında bulunuldu. Gün boyunca 20 bin’e yakın SMS gönderildi. Konserden 500 bin TL’lik yardım toplandı. Konserin tüm geliri, Van’da bir ilköğretim okulu yaptırmak için kullanılmak üzere TÜRK KIZILAY’ına aktarıldı.
Küçükçiftlik Park’ta gerçekleşen konsere sanatçılar dahil katılımcılar, Van’a göndermek istedikleri malzemeleri getirdiler. Alanda toplanan tüm malzemeler Şişli Belediyesi ekipleri tarafından Van’a ulaştırılmak üzere ayrıştırılıp paketlendi. Gün boyunca 4 TIR dolusu yardım toplandı. 4 TIR Van’a yardımları ulaştırmak için yola çıktı.
KONSERDEN KISA KISA
• Etkinlikte 40 grup/isim, toplam 280 müzisyen sahne aldı.
• İlk 24 saatte 6.000 bilet satıldı.
• 3. günün sonunda 12.500 bilet tükendi.
• Tüm gün boyunca Dream TV ve Joy Türk konseri canlı olarak yayınlarken, konser günü reklam gelirlerinin tamamı Kızılay’a bağışlandı.
• Alana konser veren sanatçılar dahil, tüm ekipler bilet alarak girdi.
• Konserde 584 kişi gönüllü çalıştı.
• Kısıtlı zaman olduğu için sahne alamayan yüzlerce müzisyen ve sanatçı konser günü Küçükçiftlik Park’ta bulunarak desteklerini gösterdi.
• Konser sırasında katılımcıların getirdikleri yardım malzemeleri toplanarak 4 TIR dolusu yardım Van’a gönderilmek üzere hazırlandı.(radikal.com.tr)
Türkiye, Van’da meydana gelen 7.2’lik depremin yaralarını sarmaya çalışırken, rock dünyası da birlik olup para almayacakları bir yardım konseri ile sevilen şarkılarını bu kez Van’da yardıma ihtiyacı olan depremzedeler için söyleyecek. Şebnem Ferah, Moğollar, Redd, Mabel Matiz, Mor ve Ötesi gibi isim ve grupların sahne alacağı ve tüm gelirinin Kızılay’a bağışlanacağı “Van için Rock” yardım konserleri, 30 Ekim Pazar günü İstanbul Küçükçiftlik Park’ta gerçekleştirilecek. Organizasyonun duyurusu şöyle:
“23 Ekim günü Van’da meydana gelen deprem sonrası çok sayıda yurttaşımız hayatını kaybetmiş, bir çoğu da evsiz kalmıştır.
Biz müzisyenler olarak, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olduğu bu ortamda, en iyi yaptığımızı düşündüğümüz şeyle yani ürettiğimiz müziği arkamıza alarak Van’a destek için bir araya geliyoruz.
Onlarca sanatçı ve kurumun koşulsuz olarak katılımıyla gerçekleşecek olan ‘VAN İÇİN ROCK!’ toplu konseri, 30 Ekim 2011 Pazar günü (bu Pazar) Maçka Küçükçiftlik Park’ta yapılacaktır.
DreamTV‘den canlı yayınlanacak olan konserin tüm geliri TÜRK KIZILAY’ı vasıtasıyla “sadece” Van’a aktarılacaktır.
Katılımı Kesinleşen İsimler: 4×4, Aslı, Aylin Aslım, Ayşe Saran- Murder King, Can Bonomo, Cem Köksal, Çilekeş, Demirhan Baylan, Demir Demirkan, Dilemma, Duman, Direc-t, Emre Aydın, Ete Kurttekin, Feridun Düzağaç, Foma, Gece, Gece Yolcuları, Gripin, Haluk Levent, Kurban, Mabel Matiz, Malt, Marsis, Melis Danişmend, Model, Moğollar, Mor ve Ötesi, Multitap, Ogün Sanlısoy, Özge Fışkın, Pamela, Redd, TNK, Yüksek Sadakat, Şebnem Ferah”