Kimileri için unutulmaz bir Türk filmi, kimileri içinse iyi kurgulanmış ve popüler sinemanın gerektirdiği kuralları iyi bir sunumla biraraya getirmeyi başarmış ama sinema değerinden yoksun sayılan ancak herkesin hemfikir olduğu üzere çok konuşulmayı başarmış olan “Issız Adam”ın ilgi görmesinde hiç kuşkusuz içinde geçen eski şarkıların etkisi büyüktü. Hem de öyle büyüktü ki, bu filmin ardından 70’li ve 80’li yıllara ait plaklar ve eski kayıtlar yine, yeniden hatırlanarak bu işe gönül vermiş insanları da aşarak genç dinleyiciye de büyülü tınısıyla “plakları” bir şekilde sevdirdi ve onları dinlemeye/keşfetmeye teşvik etti. Bu ülkenin, bir dönem evlerin baş tacı olup da sonra eskicilere satıldığına hatta iki leğen karşılığı gözden çıkarıldığına şahitlik ettiğimiz pikaplarla bile şimdi yine, yeniden barıştığını gördük, daha ne olsun?
İşte ne olduysa müzikmarketlerin rafları da bir şekilde bu hareketlilikten etkilendi ve hem geçmiş dönemlerden hem de yakın dönemlerden albümler birer ikişer LP olarak da yayınlanmaya ve bu konuda arşiv yapmaya meraklılara ulaşmaya başladı. Avrupa ve Amerika’da da (zaten her dönem çıkmaya devam etmiş) plak formatının son yıllarda “Back to Black” gibi de güzel bir başlıkla giderek yaygınlaşmaya başladığını söylemek yanlış olmaz. Bizim bu taraflarda ise değerli bulunan ve bir şekilde dinleyiciden ilgi görmeyi başarmış kimi albümler plak olarak yayınlanıyor artık. Doğrudur, bu işi üstünkörü yapan ve master kayıtlar kullanmak yerine sesi CD’den aynen alıp plağa basan örnekler de yok değil ama öyle veya böyle bir şekilde evlere yeniden, yeni basılan plakların giriyor olması beni şaşırtıyor ve sevindiriyor mesela. Müzeyyen Senar, Zeki Müren gibi TSM türündeki plaklar, Neşet Ertaş ya da Aşık Veysel Türkülerinden derlenen plaklar, Cem Karaca, Erkin Koray plakları, maNga, Duman, Yalın, Kenan Doğulu plakları, Ajda-Sezen-Nilüfer‘in unutulmaz albümlerinin yeniden basımları, her tür format kaydı bizi heyecanlandıran Nazan Öncel‘in plakları, ya da Replikas/Nemrut gibi özel grupların her biri kendine has LP’leri ilk aklıma gelenler…Proje albümlerinden İskender Paydaş – Zamansız Şarkılar ve yakın zamanda kaybettiğimiz Kayahan‘ın eski albümlerinin basımları ve 1999 yılında Barış Manço‘nun ölümünün ardından yayınlanan ve o dönem neredeyse her eve giren çift diskli Mançoloji albümün şimdi plak olarak basılması da yine son dönemden örnekler olarak sayılabilir. Sibel Tüzün‘ün 90’ların unutulmaz albümlerinden “Hayat buysa ben yokum bu yolda”nın plağı da mesela, tam arşivlik olanlardandır keza..
Pek tabii ülkemiz müzik şirketlerinin bu gayretlerinin dışında özellikle yurtdışında bazı plak firmalarının da Türk müziğine meraklı olan arşivcilere olan güzelliklerini anmamak imkansız. Bu işin meraklıları gayet iyi bilirler ki 70’li yılların rock veya bazı pop albümlerinin de derlenip toplanıp bazen tıpkıbasım bazen de farklı kapaklarla yeniden basılarak dağıtımının yapılıyor olmalarına artık şaşırmıyoruz. Gün geçmiyor ki bir dostum bana “Duydun mu, İspanyol XXX firması Kamuran Akkor’un kendi adıyla olan plağını basmış, 40 Dolar’dan satışa sunuyor kapanın elinde kalıyor” diye haber uçurmasın…Aralarında Maria Callas’dan Edith Piaf’a kadar 81 şarkıcının bulunduğu Times’ın dünya efsane kadın şarkıcılar listesinde adına rastladığımıza şaşırmadığımız efsane sesimiz Selda Bağcan‘ın ya da Erkin Koray’ın müthiş ilgi gören plaklarından bahsetmiyorum bile. Dediğim gibi, bu işin (Türkçe plakların) yabancı meraklıları bir hayli fazla..
Avrupa Müzik, bu plak basım işine önem veren müzik şirketlerinden biri olarak öne çıkıyor ve yayınladığı LP’lerle, müziği plaktan dinlemeyi ve saklamayı sevenleri sevindirmeye devam ediyor. Firmanın, şimdilerde müzikmarket raflarını süsleyen yeni plakları şöyle sıralanıyor: Göksel‘in kariyerinde bence çok önemli bir yeri olan ve oldukça ilgi gören “Bende Bi Aşk Var”, bir sonraki (ve şimdilik en güncel) albümü “Sen Orda Yoksun”, Gripin‘in “Yalnızlığın Çaresini Bulmuşlar” ve Teoman‘ın 2003 tarihli kendi adını taşıyan albümü, plak formatıyla artık karşımızda. Dahası var; 1992 yılında Cem Karaca’nın Cahit Berkay ve Uğur Dikmen ile birlikte 3’lü olarak çıkardığı 2. stüdyo albümü “Nerde Kalmıştık?”da yine Avrupa Müzik etiketiyle plak olarak müzik marketlerdeki yerini alıyor. Cem Karaca’nın Almanya yıllarından sonra Türkiye’ye geri dönüşünde çalıştığı müzisyen arkadaşları Cahit Berkay ve Uğur Dikmen ile birlikte kaydettiği albümde Türk Pop-Rock müzik tarihine damga vurmuş şarkılar yeralıyor. Türk pop müziğinin patladığı 1990’ların başında çıkan albümün çıkış şarkısı pop müziğe daha yakın, politik göndermeli “Raptiye Rap Rap” olurken 1980 albümü Hasret’ten “Herkes Gibisin” ve “Bu Biçim”’in yeni düzenlemelerinin yanı sıra “Sen de Başını Alıp Gitme”, “Islak Islak” ve “Sen Duymadın” albümün öne çıkan şarkıları. Avrupa Müzik dışında yine bu işe önem gösteren Yavuz Burç Plak‘ın daha önce ilkini yayınladığı “Yayınlanmamış Şarkılar” başlığıyla basacağı Müzeyyen Senar LP’sinin ikincisi de yine arşivlerde saklamayı mutlaka hakedecek değerde bir baskı olacak..
Büyük müzikmarketlere her girdiğimde -artık baya önemli bir köşe olarak ilgi gören ve her geçen gün artan yeni plaklarla market içinde daha fazla yer kaplayan- plak reyonuna/köşesine mutlaka uğrar, o an almasam bile bakmayı ve yeni ne var ne yok diye göz gezdirmeyi severim. Evet belki biraz özel ilgi, özel merak diyebiliriz ama sanıyorum hem değer verdiğim sanatçıların eski albümlerini özel jelatinli büyük kapaklarıyla bu kez plak olarak görüyor olmak hem de günümüz sanatçılarının albümlerine şu zamanda CD ya da dijital kayıt yerine bu hiç eskimeyecek formatta bir tür mucize olarak sahip olunabileceğini de deneyimliyor olmak başka bir heyecan olsa gerek..
Olcay Tanberken (Dikkat Müzik!)