Anne Bu Çalan Ne? (20 Mart 2013)

ozleme_tekin_kargalarGeçtiğimiz haftaki müzik mesaim 3 ayrı konser ve yeni çıkan albümleri dinlemekle geçerken bir akşam hiç üşenmedim uzun zamandır ertelediğim arşiv düzenlemesi işime de giriştim (burada şaşırma tepkinizi duymak için kulak kabartıyorum: “yalaan??!). Bunu yaparken pek tabii ki korktuğum başıma geldi ve her “bu kez başaracağım” diye başladığım girişimim “aa bu da varmış”,”şu şarkı nasıldı yaa” gibisinden düşünce balonlarıyla beni şarkıdan şarkıya, öteden beriye ve tabii yıllardan yıllara sürükledi ve arşiv düzenleme çabalarım yine bir başka bahara kaldı:)

Önce birkaç albüm ve yeni şarkıyla başlamak istiyorum. Rock müziğimizin en iyilerinden Özlem Tekin, 7. stüdyo albümü “Kargalar”ı geçtiğimiz hafta piyasaya çıkardı. Albümle aynı adı taşıyan çıkış parçası kadar albümün geri kalanı da oldukça sert gibi duruyor, Özlem Tekin’in güçlü vokali ile “işte bu, gerçek o!” diyenleri sonuna kadar tatmin edecek bir albüm yapmış Özlem Tekin. “Kıyamet” ve “Sebepsiz Savaş”a birer extra yıldız koydum. “Öz” albümünün unutulmazları arasında yer alan “Tarlalar”ı da bu albümde yeniden yorumladığını ekleyelim. Twitter sayfasında “albümümüz çok sert bulunmuş, radyolar çalmayız demişler. Youtube’la idare ediverin” diyen Özlem Tekin’i sevenleri ve müzikten anlayanlar elbette yalnız bırakmayacaktır, neyi ne amaçla çaldıkları konusunda hep bir soru işareti ve muamma içeren günümüzün “format” radyoları varsın Özlem Tekin çalmasın, kendileri kaybeder.

hadiseGeçen yaz yayınladığı “Biz Burdayız” adlı teklisiyle son albümünden biraz daha farklı bir rotaya giren ve eller havaya modundan -şimdilik- yavaş yavaş çıkarak daha kaliteli işlere imza attığına inanmaya başladığımız Hadise‘nin yepyeni şarkısı “Visal”i radyo rotasyonunda duymaya başladık. Sözleri İsra Gülümser‘e, bestesi Tolga Görsev‘e ait olan şarkının akustik ve dans versiyonlarını da başarılı bulduğumu söylemeliyim. Zaten bu kıza ne olduysa “Düm Tek Tek”ten sonra olmuş, Avrupa’da son derece başarılı olduğu tarzından çok fazla ödün vererek farklı müzikal kalıplara sokulmuştu. Son çalışmaları ile bence yeniden umut veriyor Hadise..

RaShit‘in -bence prodüksiyon ve sound olarak da kariyerlerinin en iyisi sayabileceğim- “İnsan Neslinin Sonu” albümü ile Hüsnü Arkan‘ın “Yalnız Değiliz” albümleri yeni çıkanlar arasında gerçekten tavsiye edebileceklerim arasında. Bunlara ek olarak yeni rock gruplarından Kung-Fu ile Eskici‘yi de sound olarak başarılı bulduğumu söylemeliyim, doğrusu pek çok grup ve yeni isim çıkıyor ve her birine yetişmek neredeyse imkansız ama bu ikisini muhakkak dinlemenizi ve enerjilerini yakalamanızı öneririm.

mavi2Gelelim geçtiğimiz hafta katıldığım 3 güzel etkinliğe. Çarşamba gecesi Sakman Kulüp‘te daha önce de izleme fırsatı bulduğum ve akustik performansıyla oldukça başarılı bulduğum Mavi‘nin konseri vardı. Her defasında belirttiğim gibi duru sesi ve kendine özgü yorumu ile dikkat çeken Mavi’nin şarkılarını seviyorum. İlk albümündeki “Düş” ve “30” şarkılarıyla tanımıştım ilk. Sonrasında geçen yaz “Kaptan” adlı bir tekli yayınladı ve yılın sonlarına doğru ikinci albümünü yayınladı. “Kaptan” dışında “Bilirim”, sözü Mavi’ye müziği ise Sanne Putseys‘e ait olan “Yine Aynı Hikaye” ve  çok yakında albümün ikinci videosu olarak izleyeceğimiz Özdemir Erdoğan‘dan bir cover olan “Aç Kapıyı Gir İçeri” şarkılarını içeren EP niteliğindeki albümü seveceksiniz. Sakman’da o gece kendi şarkılarının dışında Sezen Aksu‘dan Ajda Pekkan‘a, Kayahan‘dan Zuhal Olcay‘a, Ortaçgil şarkılarından yorumunu çok beğendiğim “Dilek Taşı”na kadar popüler müziğimizin derin ve duygulu sularından çok özel şarkılar ile bir gezinti sundu bizlere Mavi. Üstelik ona eşik eden de çok yetenekli sahne arkadaşları var, sahnede gerçekten tam bir uyum içinde çalıyorlar. Bir yerlerde yakalarsanız kesinlikle kaçırmayın, magazinsel ya da sansasyonel bir kişiliği hiç olmadı ve sevdiği işi yaptığını sahnedeyken gözlerinden okuyabildiğiniz bu tatlı sesi sakın ıskalamayın derim.

candemirdanismendCuma günü geldiğinde ise müzik yazarı Tolga Akyıldız‘ın  -daha önce aklıma nasıl gelmez diye ismini fena halde kıskandığım:)- “Popçu Dükkanı” aktivitesi için İrem Ezgimen ile soluğu Ghetto‘da aldık. Tolga’ya DJ kabininde eşlik eden ve her zamanki gibi bütün enerjisiyle ışık saçan DJ Özge Tığlı 80’ler ve 90’lar Türkçe Pop seçkileri ile ortamı ısındırdıktan sonra bu geceye özel “Açık Sahne” konsepti başladı ve alternatif/rock dünyasından pek çok isim teker teker sahne almaya başladılar. Müzik dünyasına yeni merhaba diyen (ya da ilk albümlerini henüz çıkarmış demek daha doğru) Kung-Fu, Frapan, Eskici, Can Gox gibi isim ve gruplar enerjik sahneleri ile dikkat çekerken Hayko Cepkin, Redd‘in Doğan Duru‘su, Aydilge, Koray Candemir & Melis Danışmend, Erdem Yener ve Aylin Aslım gibi yıldızlar da Ghetto ortamını epey şenlendirdiler. Burada şenlik sözcüğü çok doğru bir tanımlama esasen çünkü gece tam anlamıyla mini bir müzik festivali havasında geçti. Önümüzdeki aylarda bu aktivitenin bir devamını beklemek şart ve farz oldu sanırsam çünkü o gece orada görmeyi istediğimiz, gelmesi beklenen ama çeşitli sebeplerle katılamayan pek çok müzisyeni daha Açık Sahne konsepti ile birarada izlemek oldukça keyifli olacağa benziyor:) O gece yalnızca sahnede değil salonda da epey müzisyen ve isim biraradaydı; Gökçe, Salt, Jale, Zeliha & Nazmi Sunal, Hakan Eren, Ömer Erişmen, Hakan Küfündür, Tunca Tutkun, Emre Duymaz, Nagihan Ataç, Gülçin Kocakır ve daha pek çok basın ve müzik dostu da bu gece bu keyifli partide biraraya geldi (Böyle geceler de olmasa?). Az daha unutuyordum, İrem’le Ghetto öncesinde Küçük Bronx‘ta demlendiğimizi ve enerjik sahneleri ile dikkat çeken Dekadans grubunu izlediğimizi -ve hatta Canlı Karaoke kısmında da çok eğlendiğimizi eklemek istiyorum. Çocukların sahnesi çok iyiydi, haftasonu eğlenceniz için iyi bir seçenek olabilir..


Cumartesi gelip çattığında uzun zamandır takvivimde -gelsin artık şu gün- diye bana gün saydıran Sezen Aksu & Fahir Atakoğlu & Ara Dinkjian konseri için bu kez Lütfi Kırdar‘daydık ve Figen Aslan ile beraber Sezen şarkılarını öncekilerden farklı olarak ilk kez piyano ve ud eşliğinde izlemenin bir başka keyfini yaşadık. Sezen, -geceye özel ağırlıklı olarak yavaş tempolulardan seçtiği- sevilen parçalarının dışında bestesi Ara Dinkjian’a ait olan Ahmet Kaya şarkısı “Ağladıkça”yı söylemekle kalmadı, “Sarı Gelin”‘in Ermenice & Türkçe yorumu ile de sürpriz yaptı. Bu gece için oradan oraya koşturan sevgili Gülçin Kocakır‘dan bu konserin Avea‘nın Sıradışı Müzik ‘te bu sezonki son konser olduğunu öğrendim, umarım seneye yine devam eder bu konserler serisi. Bundan önce de Michael Nyman Band ve Mostar Sevdah Reunion‘ı izleme fırsatı bulmuştum, Avea’ya bu isimleri ülkemize getirdiği için tebriklerimi iletiyorum.

Sezen Aksu Fahir Atakoglu Ara Dinkjian

Son olarak bu haftayı Pinhani‘nin “Canlı Yayın” adlı performans albümleriyle kapatmak istiyorum. İlk albümü takip eden 7 yılda bir çok konser veren başarılı grup, bu defa samimi bir ortamda, küçük bir apartman dairesinin salonunda yaklaşık 30 seyirciye bir konser vermiş ve bunu bir albümle arşivlerimize katıyorlar. Üstelik içinde kendi repertuarlarından şarkılar dışında “Bir Damla Gözlerimde”, “Bir Varmışım Bir Yokmuşum” gibi söz ya da müzikleriyle katkıda bulundıkları şarkıları, “Şairin Elinde” gibi sevdikleri başka şarkıları da söylemişler. Çıkış parçaları ise Neşet Ertaş‘a bir saygı niteliğinde: “Gönül Dağı”. Çok çok başarılı bir cover olmuş! Pinhani’nin bu çalışması bana müzik tarihimizde önemli bir yeri olan şu 80’lerin en güzel müzik olaylarından Çekirdek pinhaniSanat Evi gecelerinin elden ele dolaşan ve nadir bulunan kaset-kayıtlarını hatırlattı (Bilmeyenler için olayı kısaca özetlersek; Bülent Ortaçgil ve Fikret Kızılok tarafından 80’lerin başında Bostancı’da kurulan  Çekirdek Sanat Evi’nde hem bu iki usta hem de Ezginin Günlüğü ve Yeni Türkü gibi daha birçok solist ve grup dinletiler sunmuş ve bu kayıtlar kaset olarak o gece orada bulunan dinleyicilere dağıtılmış. Ben tabii bu kasetlerden birine -o yıllarda İstanbul’da olmadığımdan-90’ların ikinci yarısında üniversite yıllarımdaki rutin bir sahaf gezintimde rastlamış ve bu da neymiş diye bir heyecanla atlayıp olaya yıllar sonra bu şekilde vakıf olmuştum:). Diyeceğim odur ki, Pinhani’nin “Canlı Yayın” adını verdiği bu akustik performans kayıt albümü de bir şekilde biz arşivcilerin muhakkak bir köşede sakladığı Çekirdek Sanat Evi kayıtları gibi çok değerli ve çok özel bir değer taşıyor, tıpkı Sıla‘nın bir otel sahnesinin kayıtlarından derlediği “Joker” albümü gibi bu tür küçük mekanlardaki canlı kayıt albümlerinin saklanabilir ve her akla geldiğinde özenle saklandığı yerden çıkarılıp tereddüt bile etmeden dinlenebilir tarafları her zaman olmuştur.

Sertab‘ın bu haftasonu yayınlanacak yeni albümü “Sade”nin çıkış parçası “İyileşiyorum”u çok heyecanlı bulduğumu ve bu hafta DikkatMüzik!te 2 ayrı röportaj okuyacağınız müjdesini de son not olarak ekliyor, izninizle hepinizi selamlayarak kaçıyorum..

Ne diyorduk? Anne Bu Çalan Ne? Evet, işte o!:)

Müziksiz kalmayın…

Olcay Tanberken (DikkatMüzik!)

Gökçe’den yeni video: “Kıskanırım Seni Ben”

 gokce-kiskanirim-seni“Tuttu Fırlattı” ve “Ne Yapardım” gibi hit şarkıları ile dikkat çeken Gökçe albümü “Kaktüs Çiçeği”ne 3. video klip de çekildi. Pasaj Müzik etiketi ile yayınlanan albümde Gökçe’nin kendi tarzı ile yorumladığı “Kıskanırım Seni ben” şarkısına  Evren Arasıl yönetmenliğinde çekilen video klip dinamik yapısı ve renkli görüntüleriyle dikkat çekiyor. Şarkının bu düzenlemesi Alen Konakoğlu’na, sözleri Hikmet Münir Ebcioğlu ve müziği ise Teoman Alpay’a ait.

Gökçe’nin davul,klavye ve gitar gibi farklı enstürmanlarla sergilediği performans görüntülerinden oluşan video klip, 14 saat süren çekimler sonunda tamamlandı.Tanju Babacan imzalı kostümünün yanı sıra kısa siyah bir peruk takarak kamera karşısına geçen Gökçe’nin albümü enerjik formuyla ilgi görmeye devam ediyor.

Gökçe “Oh Olsun” diyor!

İlk albümü “Böğürtlenli Reçel” ve çıkış şarkısı “Aradım Seni” 2007 yılında hayatımıza giren ve müziğini “eğlenceli rock” olarak tanımlayan Gökçe’nin ilk çıkışını çok görkemli bulmamış ve fazla şans vermemiş biri olduğumu itiraf etmeliyim. Ne var ki yıllar beni haksız çıkarmakla kalmadı, Gökçe sevdiğim ve çok da başarılı bulduğum şarkıcıların arasına katıldı. 2007’den bu yana 3 albüm ve 1 single çıkaran bu cıvıl cıvıl ve enerjik genç kız, “Tuttu Fırlattı” ile büyük bir sükse yaptı ve 2011’in en çok çalınıp dinlenen şarkısını söyledi. Birkaç zaman sonra yayınladığı ve ilk videosunu “Ne Yapardım”a çektiği albümü ise “Kaktüs Çiçeği” adını taşıyordu. İşte o albümün öne çıkan şarkılarından biri olan “Oh Olsun”a Balat sokaklarında renkli bir video çekmiş. Grup Seksendört’ün solisti Tuna Velibaşoğlu’na ait olan şarkının sözleri Velibaşıoğlu ve Esin İris imzası taşıyor. Yönetmenliğini Onur Yayla, görüntü yönetmenliğini ise Murat Akay’ın üstlendiği “Oh Olsun” videosu, Gökçe’nin albümüne kesinlikle biraz daha hız getirecek gibi.

“16 Kadın Söylüyor-2″ müzikmarketlerde

Sony Music Türkiye‘nin geçtiğimiz yıllarda yayınladığı ve başarılı bir satış grafiği yakalayan  “16 Kadın Söylüyor” albüm projesinin ikincisi Türkiye’nin en popüler sanatçılarını bir araya getirdi. Türk Pop müziğinin şarkıları ve yorumlarıyla önde gelen isimlerinin klasikleşmiş şarkıları ve son dönemin en güçlü hit şarkıları, dinleyenlere kesintisiz bir müzik ziyafeti sunuyor.

Sezen Aksu ve  geçen yılın en çok çalınan şarkılarından “Unuttun mu Beni” ile açılan albüm, son yılların en popüler kadın müzisyenlerden Sıla‘nın “Tam Da Bugün” şarkısı  ile devam ediyor. Nilüfer ve Şebnem Ferah düeti “Erkekler Ağlamaz”, Göksel’den “Çok Kötü Şeyler”, Ziynet Sali’den “Dolaşayım Damarlarında”, kendine has tarzı ile Nil Karaibrahimgil “Ne Garip Adam”, son dönemde müzik sektöründe genç nesilin temsilcileri olan Atiye ”Batum Türküsü” ile devam eden albüm; sırasıyla Kıvılcım, Öykü Gürman, İrem Candar, Özlem Tekin, Gökçe, Aylin Aslım, Ayşe Saran ve Mavi ile arşivlerdeki yerini alıyor.

Gökçe konseri bu Cuma!

Geçtiğimiz yazın en çok çalan şarkılarından biri olarak müzik tarihimize geçen “Tuttu Fırlattı”nın da yer aldığı yeni Gökçe albümü “Kaktüs Çiçeği”nin ilk İstanbul konseri 13 Nisan’da Clinic Live Music Club’ta saat 22:00’de gerçekleşiyor.

Albümünden en son hiti “Ne Yapardım” ile yine müzik listelerinde başa oynayan ve popüler şarkılarının haricinde sürpriz coverlar ve eğlenceli Balkan şarkılarının da yer aldığı geniş sahne repertuarıyla Gökçe, yine İstanbul seyircisine unutulmaz bir gece yaşatmaya hazırlanıyor.

70’ler tadında günümüz soundlarının kullanıldığı ve dinamik yapılı şarkıların ağırlıkta olduğu albümü “Kaktüs Çiçeği”, geçtiğimiz ay Pasaj Müzik etiketiyle müzikmarketlerde yerini aldı.

Gökçe’den yeni albüm

2011 yılının en iyileri yazımızda da belirttiğimiz gibi “Tuttu Fırlattı” ile yılın en çok dinlenenlerinden biri olan Gökçe, yeni albümü için gün sayıyor.  Pasaj Müzik etiketiyle 1 Şubat’ta müzikmarketlerde yerini alacak albümün adı “Kaktüs Çiçeği”.

“Böğürtlenli Reçel” ve “Beş Kuruş Yok” isimli albümlerinin ardından yayınlanan, dokuz şarkı bir remix olmak üzere toplam on şarkının yer aldığı albüm, konserlerin birbirini takip ettiği yoğun bir dönemde Alen Konakoğlu prodüktörlüğünde, The Kulube ve Babajim stüdyolarında kaydedildi. Şarkıların düzenleme ve mixleri Alen Konakoğlu tarafından yapılırken, masteringi ise Michael Zimmerling yaptı.

Balkan müziğinin karakterini yansıtan, r&b, etnik ve pop rockı kendine özgü bir tarzda birleştiren bu albümde yine diğerlerinde olduğu gibi Gökçe’nin müzik ve sözleri yer alıyor. 70’ler tadında günümüz soundlarının kullanıldığı ve dinamik yapılı şarkıların ağırlıkta olduğu albümü Gökçe; samimi ve retro olarak tanımlıyor.

Albümde “Kıskanırım Seni Ben” isimli Türk sanat müziği klasiğini kendi tarzında yeniden yorumlayan Gökçe’nin diğer bir sürprizi de Miss Platnum’um “Mercedes Benz” şarkısının Gökçe’nin tarafından Türkçe sözler yazılarak yorumlanması.

Gökçe’nin “Kaktüs Çiçeği” albümün çıkış şarkısı “Ne Yapardım”ın video klibi ve albüm fotoğrafları Burak Ertaş tarafından çekildi.

Özel Dosya: Dikkat 2011

Bir koca yılı daha geride bıraktığımız ve En İyiler/En Kötüler gibi listelerin havalarda uçuştuğu şu günlerde “DikkatMüzik’in 2011 değerlendirmesi yok mu?” diye soranları daha fazla merakta bırakmayalım dedik ve kendi kalemimizi ele aldık. Elbette unuttuklarımız ya da bu yazıda geçmesini pek de anlamlı bulmayacak kadar önemsemediğimiz işler de çıkmış olabilir, ama işte bu da tamamen kişisel bir görüş yazısıdır nihayetinde. İşte nedenleri ve nasılları ile tüm bir yılın bizce hem en çok dinlenen ve sevilen, hem de övgüyü hak etmeyecek kadar çıta altında kalanlarından derlediğimiz “DİKKAT 2011” özel dosyamız:

2007 tarihli Best-Of’unu saymazsak 6 yıl aradan sonra yeni bir albümle çıkagelen Aşkın Nur Yengi‘nin “Gözümün Bebeği” adlı çalışması, 2011’in ilk sürprizi idi fakat içinde barındırdığı birkaç güzel şarkıya karşın ne yazık ki beklenen çıkışı gerçekleştiremedi. Albümle aynı adı taşıyan şarkı Sezen Aksu’nun albümdeki 2 şarkısından biriydi (diğeri Yasak Elmam) ancak çıkış şarkısı ne bu şarkılar, ne de albüme son anda dahil olan “Ayrı Gayrı” olmayınca albüm de doğrusu biraz güme gitti (Bunda elbette şarkıların düzenlemelerinin günümüzden ziyade 90’lar havasından kurtulamamış olmasının da payı yok değil).

Nilüfer‘in yanına rock müzisyenlerini alıp projelendirdiği “12 Düet”in, Müyap’ın yıl sonu değerlendirmesinde 2011’in en çok satan 3. albümü olması sanatçının Kayahan sonrasındaki döneminin belki de en görkemli albümü olduğunu kanıtlıyor. Büyük ilgi gören Şebnem Ferah düetli Erkekler Ağlamaz dışında Ara Sıra Bazı Bazı ve Aşk Kitabı düetleri de albümden kliplenen 3 şarkı oldu. Bizim için albümün en güzel ve öne çıkmayı kesinlikle hakeden 2 şarkısı ise Cingi‘den Unut Gitsin ve Rashit ile olan Uzak Dur Ateşimden düetleriydi.

2011’in “Divaların yılı” diye nitelenmesi boşuna değil! Önce Nilüfer‘in, ardından Sezen Aksu, Nazan Öncel ve Ajda Pekkan‘ın arka arkaya çıkardığı albümler en çok müzik yapımcılarını güldürmüş olmalı. Sezen Aksu’nun “Öptüm”ünün çıkış parçası “Unuttun mu Beni” ilk kez Kral Tv Müzik Ödülleri’nde dinleyiciyle buluştuğunda herkesi mest etmeye yetmiş ve artmıştı bile. Albümün yayınlandığı sonraki günlerden itibaren birkaç ay boyunca radyolarda epeyce çalan şarkının ardından albümün bir diğer slow hiti “Vay” kliplendi. Bu 2 şarkı dışında özellikle Arkadaş Şarkısını Duyunca ve Acıtmışım Canını Sevdikçe, Sezen Aksu’nun kredisinin dinleyicinin kalbinde asla bitmeyeceğinin en açık ve en gerçek kanıtları gibiydi. Yılın son aylarında gelen Remix albümü de, Öptüm’ü yeni yıla taşıyacağa benziyor.

Nazan Öncel‘in “Hayvan” adlı albümü, farklı kapağı ve çıkış şarkısı Normal’in içinde geçen sözleriyle adından söz ettirmeyi başardı. Albümde özellikle Böyle Konuşma ve Beni Bu Koca Şehirde Yalnız Bırakma gibi şarkılar dikkat çekti. Ajda Pekkan‘ın “Farkın Bu” albümü ise yıl sonu satış rakamları listesine göre yılın en çok satanıydı. Bunda hiç kuşkusuz Tarkan düeti Yakar Geçerim‘in büyük payı var. Arada Sırada şarkısı da epeyce ilgi görse de, kendi adıma albümün bundan çok daha fazlası olduğunu ve Asla, Yine Tek ve Heves gibi başka iddialı parçaları da içerdiğini söylemem gerekiyor. Belki eski albümlerinin tadını yine bulamayanlar olabilir ama Süperstar’ın 2000’lerdeki en iddialı çıkışı sanıyorum bu kez oldu. Çok yakında albümün -yeni bir şarkı ilavesiyle- remixleneceği duyuruldu.

Tarkan demişken, 2010 çıkışlı bereket dolu albümünün bu yıl da meyvelerini yemeye devam eden sanatçının Ajda Pekkan dışında Bülent Ersoy‘la olan düeti Bir Ben Bir Allah Biliyor’u -çok çalınıp hit olduğunu söyleyemesek de- yılın konuşulan şarkılarından biriydi. Aynı kategoride sayabileceğimizden bu paragrafta bahsini geçmeden olmaz diyerek Sibel Can ve Ebru Gündeş albümlerinin de satış rakamlarının çok iyi gittiğini ve fakat bunun şarkı popülariteleriyle ne kadar örtüştüğünü bilemediğimi belirtmek isterim.

SiNGLE BEREKETİ

Yoksa 45’lik modası geri mi dönüyor? 2011 gösterdi ki yıllar sonra müzik piyasası ‘single’ kavramına daha çok ısınmaya ve bu akıma geri dönmeye başladı. Gülben Ergen ve Mustafa Sandal düeti Şıkır Şıkır -her ne kadar sonrasında biraz olaylı da olsa- yılın en çok dinlenen şarkılarından biri olmayı kesinlikle başardı. Gülşen bu yılı 2 single ile geçirdi ve oldukça ses getiren şarkılara imza attı. Önce Yeni Biri ile yazı karşıladı, sonrasında Sözde Ayrılık ile daha da büyük başarı yakaladı. Bugüne dek birçok hit şarkıda imzası bulunan Fettah Can, bu kez kendi sesiyle çıktı karşımıza ve Sana Affetmek Yakışır parçası büyük ilgi gördü. Burcu Güneş‘in Eflatun imzalı Oflaya Oflaya şarkısı, yılın son aylarında Türk popuna bomba gibi düşerek oldukça sevildi. Bir Tv reklamında geçen Hayat Paylaşınca Güzel şarkısı ile ilgili olarak başı epey ağrıyan Nil Karaibrahimgil‘in yılın ilk yarısında yayınladığı “Hakkında her şeyi duymak istiyorum” single’ı fena gitmedi. Kenan Doğulu da Şans Meleğim şarkısıyla bu yılı “single” geçirenlerden oldu. Şarkı sevilmiş ve tutulmuş olmalı ki, Doğuş grubuna geçen Star Tv’nin de yeni tanıtım şarkısı olarak popüler müzik tarihimizdeki -iyi midir kötü müdür bilmem- yerini aldı.

NOSTALJİYE 2011’DE DE DEVAM

Candan Erçetin 60’lı ve 70’li yıllardan derlediği nostalji albümüyle yine bir -ses getirmeyen ama şanı devam ettiren- “ara albüm” yaptı. Işın Karaca‘nın ilki büyük ilgi gören Arabesque albümünün ikincisi Geçmiş Bize Yakışıyor alt başlığı ile yayınlandı ve satışı iyi gitti. Ümit Sayın‘ın, “Söz-Müzik Ümit Sayın” adıyla gerçekleştirdiği bir nevi Best-Of’unda en çok Tarkan ile olan Gitme düeti sevildi. Yılın son aylarında yayınlanan Pınar Aylin‘in “Hit 70’ler”i ise özellikle altyapılarının başarısı ile çıta üstü bir albümdü fakat eski şarkılar tekrar tekrar o kadar çok söylendi ve çalınmıştı ki artık, Pınar Aylin’in bu albümü ne yazık ki beklenen çıkışı gerçekleştirmekten biraz uzak kaldı. Bu bölümle ilgili son bir not: Sevinmemiz lazım, çünkü 2011’de Göksel bir nostalji albümü daha yapıp işi Muazzez Ersoy tatsızlığına sürüklemeden kıvamında bıraktı:) 2012’nin ilk aylarında yayınlanacak yeni albümünde yepyeni Göksel şarkıları duyabileceğiz. Geçen hafta yayınlanan Acıyor‘a bayıldım mesela.

“İYİ Kİ DİNLEDİK”

Teoman‘ın müziği bıraktığını açıkladığı yıl olarak kayıtlara geçen 2011 Teoman hayranlarını üzse de, sanatçının -şimdilik- kapanış albümü en az ilk albümleri kadar iyiydi. “Aşk & Gurur” adlı albüm yalnızca yılın değil, tüm zamanların da en iyi Türkçe albümlerinden biriydi. Bana Öyle Bakma, Tek Başına Dans, İstanbul’da ve Romantik gibi son derece başarılı şarkılar içeren albüm, Teoman’ı müzikten anlayanlar için kariyerindeki inişli çıkışlı dalgalanmalardan sonra- yeniden ve bir kez daha göklere çıkarmaya yetti.

Kuşkusuz yılın en çok dinlenen ve sevilen şarkısı hangisi oldu diye tek bir soru sorsalar ve tek bir yanıt arasalar cevabım çok basit ve net olurdu: Gökçe‘nin Tuttu Fırlattı‘sı. Gerek radyoda gerekse bütün yaz çaldığım partilerde insanların en çok coştuğu parça gözlediğim kadarıyla buydu.

2 yıl önce yayınlanan ilk albümleri ile pek iyi bir çıkış yakalayamayan Model grubu için 2011 altın bir yıldı desek yanlış olmaz. “Diğer Masallar” albümünden Değmesin Ellerimiz şarkısı yılın en çok çalınan radyo hiti olmakla kalmadı, gruba da şöhret kapılarını çok cömertçe açtı. Vokalist Fatma’nın yer yer Özlem Tekin’e öykündüğü eleştirileri ya da Değmesin Ellerimiz‘in Beyonce’in Hello şarkısına olan benzerliğinin  sosyal medyaya konu olması gibi olumsuzluklar grubun başarılı çıkışının önüne geçemedi. Buzdan Şato ve Pembe Mezarlık şarkıları da albümün diğer hitleri oldu.

Murat Boz‘un olgunluk dönemine oldukça yaklaştığı albümü olarak sayabileceğimiz “Aşklarım Büyük Benden” albümü, aynı adlı parça dışında Hayat Öpücüğü, Geri Dönüş Olsa ve Kalamam Arkadaş gibi birden fazla hit şarkı çıkararak yılın en sevilen çalışmalarından biri oldu. Bu da elbette Türk pop müziği erkekler liginde Boz’u daha da yukarıya, listenin tepesine yakın bir yerlere taşımaya yetti.

İskender Paydaş‘ın “Zamansız Şarkılar” albümü, 2011’in en iyileri arasına girmekle kalmadı, 2012’de de adından sıkça söz ettireceğe benziyor. Özellikle Mustafa Ceceli‘den Sensiz Olmaz ki‘nin büyük ilgi gördüğü albüm, Kar Beyaz, Tavla, Bu Aşk Fazla Sana ve Arapsaçı gibi hit şarkıların yepyeni versiyonlarının yanısıra Yeni Aşk şarkısıyla Yılmaz Kömürcü gibi bir yeteneği de bizlerle buluşturuyor.

Zeynep Dizdar‘ın Uyandırma şarkısı ve Betül Demir‘in Hop Dedik şarkıları bu yılın en iyi Türkçe pop şarkılarındandı ve daha fazla ilgiyi kesinlikle hak etmişlerdi. Tıpkı Marcus Miller’ın Blast şarkısına yazdığı Türkçe sözlerle Oynama diyen Yıldız Tilbe gibi. “Sözyaşlarım” albümü ile geri dönen Deniz Seki’nin Suya Hapsettim‘i ve Bendeniz‘in Bendenizler adındaki Best Of/Remix albümünden O Biliyor şarkısı da sevdiklerim arasındaydı. Bu yıl tanıdığımız bir isim olan Bora Duran‘ın da Gül Senin Tenin şarkısı epeyce çalındı bu sene. Sibel Tüzün‘ün “Saten” albümünden geçtiğimiz ay kliplenen Maalesef şarkısı da yine bu yılın en sevilenlerinden biri olmayı başardı. Yine bu yıl içinde kliplenen Sertab Erener şarkısı Bir Çaresi Bulunur’u da geçmeden edemeyeceğim.

2011’in bize kazandırdığı yeteneklerden biri olan Aynur Aydın‘ın albümü de övgüyü hakedenlerdendi. “12 Çeşit La La La” adını verdiği albümün çıkış parçası Yenildim Daima, yüzü tümüyle batıya dönük alnı açık gerçek bir pop şarkısı. Aynur Aydın da sıkı vokaliyle önümüzdeki yıllarda da adından söz ettireceğe benziyor.

“NE GEREK VARDI?”

Geçen yıl çok başarılı bir albüme imza atan Ozan Doğulu, bu kez “130 Bpm Allegro” albümü ile çıkageldi fakat doğru dürüst hit şarkı içermediği için ilk albümün gölgesinde kaldı. Alişan & Demet Akalın düeti Melekler İmza Topluyor‘un her 2 isme de bir faydası ne yazık ki olmadı. Hadise bu yıl yayınladığı albümünden Gülşen imzalı Süpermen şarkısı ile iyi bir çıkış yakalasa da, Burjuva ya da Aşk Kaç Beden Giyer gibi fazla da iddialı olmayan şarkılarla bu çıkışı devam ettiremedi (Kendi fikrime göre bu kızın İngilizce şarkıları beste olarak da söz olarak da her zaman daha güzel ve başarılı olmuştu. Tarzından ödün vermek ve Türk pop müziğinin acımasız çarkları içinde harcanmak istemiyorsa kesinlikle yabancı şarkılar söylemeye devam etmelidir kanımca).

Ömür Gedik ve Sinan Akçıl gibi aslında şarkı söyleme konusunda pek de iddialı olmayan isimlerin de albüm yaptığı bir yıldı 2011 (Özellikle Sinan Akçıl ve Soner Sarıkabadayı gibi iki müzisyenin -bazı başarılı şarkıları olmasına karşın- şarkıcılık yönleriyle müzik dünyasında bu kadar geniş yer tutabilmeleri, sesi iyi olup da müzik piyasasında kendine şans tanınmayan onca insana ayıp değil de nedir?).

Apayrı albümü ile girdiği yoldan çok hazin bir manevra ile çıkarak bundan sonra inişli çıkışlı bir yol çizmeye başlayan Hande Yener‘in geçen yılki albümünden Sopa ve Bodrum gibi başarılı hitlerle hasbel kader toparlanan kariyerinin yeni sayfası, baştan sona Sinan Akçıl şarkıları ile dolu albümü “Teşekkürler” oldu olmasına ama bu Teşekkürler’in kime olduğunu müzikseverler çözemedi. Başta Havaalanı olmak üzere albümün yarısından çoğu hit olamayacak kadar kötü şarkılar ile doluydu ve yaz aylarında dijital single olarak yayınlanan Bana Anlat gibi son derece güzel bir şarkı bile albümü kurtarmaya yetmeyecekti.

EUROVISION

2011’e girdiğimiz dakikalarda sürpriz şekilde Eurovision temsilcilikleri açıklandığında çoğunluğun dumur olduğu Yüksek Sadakat grubunun şarkısı “Live it Up” müzikalite olarak iyi olsa da, Dusseldorf sahnesinde beklenen etkiyi ne yazık ki yaratamadı. Şovun ve görselliğin zayıflığı da işin içine girince Türkiye, -yarışma yarı finalli sisteme geçtiğinden beri- tarihinde ilk kez finale kalamadı. Grup ise erteledikleri “Renk Körü” adlı yeni albümlerini yılın sonlarına doğru yayınladı ve Eurovision şarkısını da Parti Çocuğu olarak Türkçeleştirdi.  Geçen yıl  aldıkları 2.cilikle göğsümüzü kabartan maNga, bu yıl yurtdışında yayınladıkları “Fly  To Stay Alive” adlı single’ı ile olumlu eleştiriler aldı.

Yılın son günlerinde ise Eurovision yine müzik gündemimizdeydi ve bu kez iddialar Kıraç üzerine yoğunlaşmıştı. Katıldığı bir radyo programında bunu yalanlamayan sanatçı ne var ki ilerleyen günlerde bu iddianın asılsız olduğunu ve TRT’den resmi bir teklif almadığını söyleyecekti.

ROCK / ALTERNATİF DÜNYASI

2011, Rock ve alternatif müzik dünyasında da iyi şarkılara sahne oldu. Yukarıda saydığım Model şarkıları dışında, Seksendört grubunun Hayır OlamazGece grubunun Ben Öldüm şarkıları, Can Bonomo‘nun yükselişi, Neyse grubu, Bedük‘ün “Ful” albümü ve teknolojinin sınırlarını zorlayan yenilikçi tarzı, Multitap‘in yeni albümü, Çiğdem Erken ve Mehtap Meral‘in çıkış albümleri geçtiğimiz yılın takdirlik çalışmaları olarak kayıtlara geçti.

Yılın en sessiz ama iddialı çıkışı Mabel Matiz‘in aynı adlı albümü oldu. Genç müzisyen daha bu ilk albümünde başta Arafta olmak üzere her biri diğerinden güzel olan şarkıları ile özellikle sosyal medyanın büyük ilgi ve desteğini kazandı. Yılın son aylarındaki Halil Sezai  patlamasına ise hem şaşıranlar hem de sevinenler oldu. İsyan şarkısı ile bir anda rekora koşan müzisyen, farklı tarzı ile ilgi uyandırdı. Öykü & Berk ikilisinden Öykü Gürman, “Bir Başka” albümü ile iyi bir solo kariyer adımı attı. Kıraç, “Derindekiler” adındaki yeni albümünü 3 boyutlu ve interaktif DVD şeklinde sunarak bir ilke imza attı.

Yıllar sonra “Ve MFÖ” adında yepyeni bir albümle evlerimize giren Mazhar Fuat Özkan, bu kez yanlarına Bora Uzer gibi alanında çok iyi genç isimleri de almıştı. Hep Yaşın Ondokuz şarkısı ile çıkışı yapılan albümde Yamuk mu Var, Sorma ve Bu Aşk Olur mu gibi övgüyü hak eden MFÖ şarkıları yer aldı.

Olcay Tanberken
(Dikkat Müzik!)

Gökçe konserinden izlenimler

İlk kez canlı izledim, sahnesini çok beğendim! Bu bir Gökçe konser yazısıdır sayın okuyucu, hız kesmeden devam edebilirsiniz..

Geçtiğimiz ay yaşanan Van depremi sebebiyle ertelenen Gökçe Dinçer konseri geçtiğimiz Cumartesi Clinic Live‘daydı. Doğrusu bütün bir yaz kulaklarımızda olmasının yanısıra çaldığım hemen tüm partilerde de milletin en çok koptuğu şarkı olduğunu (ve elbette radyomun da en çok istek alan şarkılarından biri olduğunu) tüm kalbimle size teyit edebileceğim “Tuttu Fırlattı” şarkısını söyleyen bu cici kızı merak etmiyor değildim. “Fan” kategorisine rahatlıkla sokabileceğim arkadaşım Ecem (Bilgiç)’in de ısrarlarına dayanamayıp soluğu Clinic’te aldık. Zaten teras kısmında belli aralıklarla çaldığım bir mekan da olduğu için performans kısmını kalabalık gördüğüm geceler çok olmuştu doğrusu, ancak 19 Kasım gecesi ise Clinic gerçek bir rekora imza atmıştı diyebilirim, ciddi bir kalabalık Gökçe konseri için hazırdı.

Elbette ki bunda “Tuttu Fırlattı”nın da büyük payı vardı ama şarkılara eşlik eden kitleden de anladığım kadarıyla Gökçe’yi ilk albümünden beri severek takip eden de bir kemik kitlesi var. Evet belki en popüler şarkısı “Tuttu Fırlattı” olmuştu olmasına ama öncekilerden “Vay Be” ve “Aradım Seni” gibi bazı şarkılar da çoktan Gökçe klasikleri arasına girmiş bile. Bunu konserde daha iyi anladım. İlk albümü Böğürtlenli Reçel‘i 2007 yılında, ikinci albümü Beş Kuruş Yok‘u ise 2 yıl sonra çıkaran Gökçe, 2010 yazına bir Balkan coverıyla girmeye karar vermiş ve deyim yerindeyse hedefi tam 12’den vurmuştu. “Tuttu Fırlattı”, eş zamanlı hemen tüm popüler parçaları elinin tersiyle bir köşeye atıp çoğu müzik listelerinde üst sıralara hızla tırmandı. Bununla da kalmadı, dijital müzik platformlarında yaz boyunca en çok dinlenen şarkı ünvanını aldı. Müzisyen bir aileden gelen, üniversite yıllarında çeşitli gruplarla çalışan ve 20 yaşından beri beste yapan Gökçe’nin o gece Clinic’teki performansı da gerçekten kulak doyurucuydu. Hem müthiş enerjisinden, hem de son derece başarıyla kullandığı vokalinden etkilenmemek imkansızdı. Kendi albüm şarkıları dışında “Onlar Yanlış Biliyor”, “İyisin”, Kıskanırım Seni”, “Olduramadım”, “Kızılcıklar Oldu mu”, “Sevmek Zamanı” ve “Bir Yangının Külünü” gibi şarkılara olan coverları da en çok beğendiğim performanslarından oldu. Bu şarkılar Gökçe’nin ve müzisyen arkadaşlarının yorumuyla daha da farklılaşmış ve bence bir albümü kesinlikle hakediyor. Genç şarkıcı elbette bu yaza damgasını vuran şarkısını da söyledi ve şarkıya girdiği an Clinic’in tüm seyircilerinin çıldırma anıydı diyebilirim. Konser sonrasında tebrik etmek için girdiğim kuliste en az sahnedeki kadar tatlı bir kızla karşılaştım ve albüm hazırlıklarının da son sürat devam ettiğini öğrendim.

Bir notum da TRT’ye! Eurovision için medyada şurada burada o kadar bahsi geçen aday var ama TRT resmi bir açıklama henüz yapmamışken bu yarışma için düşünülecek adaylardan birinin de kesinlikle Gökçe olduğunu düşünüyorum. Eğlenceli bir parçayla o sahneyi çok güzel doldurabileceğini ve ekranları başında izleyenleri de koltuklarından kaldıracağına bahse girebilirim.

Olcay Tanberken (Dikkat Müzik!)

Cazın yeni sesi: Serdar Barçın

“Memuriyet hiç bana göre bir iş değildi. Sabit bir hayat, tam üretim ve çalışma yılları… Rutine girmiş bir yaşamdan heyecan duyamayacağımı biliyordum. Kadro için savaşan insanlar vardı ama ben onlardan biri değildim.”

Bu sözler, ülkemiz caz sahnesinin son yıllardaki en parlak isimlerinden, flüt ve saksofon sanatçısı Serdar Barçın’a ait. Cazın yanı sıra özellikle Şebnem Ferah’la yaptığı çalışmalar ile rock ve pop dünyasının da yakından tanıdığı Serdar Barçın, Türkiye’nin son 30 yılına damgasını vuran Yeni Türkü grubunun 2001’den bu yana ‘olmazsa olmaz’larından biri. Ve bu aralar bambaşka bir heyecanın eşiğinde. Çünkü benzersiz bir caz füzyon deneyimi sunan ilk solo albümü ‘Barbun’, Kasım 2010’da A.K. Müzik etiketiyle müzikseverlerle buluştu.

Serdar Barçın’a bu yolculukta Çağrı Sertel (piyano, keyboard), Kağan Yıldız (kontrbas), Ediz Hafızoğlu (davul) gibi ‘cazcı’ arkadaşları eşlik ediyor. ‘Barbun’, Yeni Türkü solisti Derya Köroğlu’nun seslendirdiği Fırtına, son dönem rock camiamızın öne çıkanlarından Gökçe ile özdeşleşmiş ‘Aradım Seni’ ve Türk cazının duayenlerinden Önder Focan’ın konuk olduğu ‘Sobalarında Kuru da Meşe Yanıyor’ ve ve genç neslin önde gelen saksofonistlerinden Engin Recepoğulları‘nın katıldığı ‘Lay lay’ dinleyicilerini türler arası bir müzik lezzetine davet ediyor.

Gökçe’den yeni video klip

İlk albümü Böğürtlenli Reçel ile Türk Rock müziğinde renkli bir çıkış yakalayan Gökçe Pasaj Müzik etiketiyle yayınlanan ikinci albümü “Beş Kuruş Yok” ile başarısını sürdürüyor. Yeni klibini “Seviyorum Özlüyorum” şarkısına çeken Gökçe, bu klipte fotoğraf sanatçısı İdil Dizdar’la çalıştı. Gökçeada’da çekilen klip 2 günde tamamlandı. Klipte, özel olarak yaptırılan 4×4 tek kişilik bir arazi aracı kullanıldı.