“Murat İlkan & Metin Türkcan Akustik Proje” ile Kuşadası Gençlik Festivali sahnesinde…
Türkiye’nin gelmiş, geçmiş en köklü gruplarından “Pentagram” la yıllarca aynı sahneyi paylaşan Murat İlkan ve paylaşmaya devam eden Metin Türkcan’ın kurdukları “Murat İlkan & Metin Türkcan Akustik Proje” grubabass gitarda; Alper Tatar İlkan ve kemanda; Melisa Uzunarslankatılmasıyla beraberseyircisiyle buluşmaya devam ediyor.
Bu zamana kadar; %100 Açık Sahne Garaj İstanbul, Kadıköy Sahne, Şarlo (Bursa), Kulis Bebek, IF Performance Hall (Ankara), Volume (İzmir) gibi birçok yerde sahne alan grup şimdi “Kuşadası Gençlik Festivali” sahnesinde olacak.
Önceden yer aldıkları gruplarda ve kendi solo projelerinde yer verdikleri şarkıların yanı sıra, çalmaktan ve söylemekten zevk aldıkları bazı kült olmuş şarkılarla 17 Temmuz Pazar günü “Kuşadası Gençlik Festivali” sahnesinde dinleyicilerine unutulmaz bir konser yaşatacaklar.
“Buluşuruz belki bir gün o en güzel denizlerle hep aynı yanlışı yapmayı bırakabilirsek, bırakabilsek.”
Metin Türkcan – Vakti Geldi
Öncelikle belirtmek isterim ki; ben de bir çoğumuz gibi “Pentagram” ve “Şebnem Ferah” gibi önemli isimlerin albümleri ve konserleriyle büyüdüm. Konserlerde ben de az bağırmadım ” Şebooooo, Metinnnnnnnn” diye ama en önemlisi gözyaşlarım, mutluluklarım onların şarkılarında yatıyor ve inanın, insan yaş aldıkça her saniyenin önemini daha çok anlıyor. Bu sebepten ötürü bu röportaj, benim için de çok değerli bir röportaj..
Ve Metin Türkcan…
Türkiye’nin eski ve köklü grubu “Pentagram“dan ya da Şebnem Ferah‘la aynı sahneyi paylaşmasıyla beraber tanıdığımız daima gülümseyen adam… :) Çaldığı solo partilerde, içimizden geçen haykırışları notalara dönüştüren; her notasını hep bir ağızdan mırıldandığımız şarkıların yorumcularından olmuştur.
Kendisinin hatırladığını hiç sanmıyorum ama minik bir anımı paylaşıp kendisi ile gerçekleştirdiğim röportaja geçmek istiyorum.
Şebnem Ferah 2012 Harbiye Açıkhava sahnesi konserinde orta sıradaydım konsere tek başıma gelmiştim. Her yer deli gibi doluydu. Konserin sonlarına doğru diğer seyircilerle beraber sahne önüne doğru indik. Şebnem Ferah ve ekibi izlerken içimden “Ne kadar şanslı bir kadın..” diye düşündüm ve bir andan gözümden yaşlar süzülmeye başladı. Tutamadım kendimi… (Bilen bilir biraz sulu gözlüyüm.) Gözlerimi silerken Metin Türkcan‘ın bana baktığını fark ettim. Gözlerini gösterip “Neden ağlıyorsun?” işareti yaptı ama durumu nasıl açıklayabilirsin ki? O kadar büyük bir kalabalıkta kimsenin bunu fark edebileceğini düşünmemiştim. Anında kendimi toparladım ve gülümsemeye başladım. Kendisi de gülümsedi ve bir kişinin bile gözünden süzülen gözyaşının öyle bir kalabalıkta yarattığı etkiyi fark edince anladım ki “Gözyaşlarımızın Tadı Aynı…”
Not: Röportaj teklifimi kabul ettiğin ve nezaketin için çok teşekkür ederim. :)
İstanbul Üniversitesi Dericilik bölümünde okurken; bir anda nasıl “Müzisyen” olmaya karar verdin?
Metin Türkcan: Lise 1. sınıfta arkadaşım “Kemal Kut” ile “Metafor” adlı grubu kurduk ve aynı lisede, son sınıfta yıl sonu konferans salonunda çaldık. Biz çalarken müdür muavinimiz rahmetli Muhsin hoca gelip şalteri kapatmak suretiyle konserimize son verdi. Yani bu küçük anı ile bağlıyorum ki; bahsettiğin karar çok daha önce verilmişti. :)
Bir röportajında “müzik; şansla direk bağlantılıdır” demişsin. Senin hayatında da böyle mi oldu?
Metin Türkcan: Hayır, böyle demedim. “Bir müzisyen veya her ne iş ile meşgulseniz öncelikle çok çalışmanız ve yaptığınız her ne ise dünyanın diğer ülkelerindeki muadillerinden eksik bir yanınız olmamalı. İlk önce, konumuz müzik olduğu için sizin yaptığınız müzik-şarkı her ne ise; bunun insanlar tarafından beğenilmesi veya insanlara ulaşıp, ulaşamaması kısmı biraz şansa bağlı..” demeye çalıştım. Fakat günümüzde böyle bir olgu veya sorunsal da kalmadı. Yükle facebook’a oldu bitti.. :) Yok ya şaka öyle olmaz, çıkıp çalmak lazım! En önemlisi çalabilmek, söyleyebilmek…
Metin Türkcan nasıl “Metin Türkcan” oldu?
Metin Türkcan: Bu soruyu pek anlamadım.. N’olmuş bana? :) (Kendisi biraz fazla mütevazi :) )
Pentagram ve Şebnem Ferah’la çalışmaya nasıl başladın?
Metin Türkcan: Pentagaram‘a “Trail Blazer” albümü kayıtlarının son kısmında dahil oldum. Demir Demirkan; Amerika’ya gitmeye karar vermişti. Benim de “Metafor”dan sonraki grubum “Disgrace” dağılmıştı. Tarkan Gözübüyük ve Hakan Utangaç “Çalar mısın?” dediler, ben de “Şeref duyarım..” dedim.
Şebnem Ferah‘la da; ilk albümünü kaydetmişti, hatta bir parçada Hakan da ben de konuk olarak çaldık, neyse Özlem Tekin‘le çalışmalarımız bitmişti. Kemancı Bar’ da Murat-Berk-Aykan “Cherokee” adlı grup ile çalıyorduk. Şebnem, albüm sonrası konserler için bir grup oluşturuyordu. Gitarı benim çalmamı istedi, ben de “Tabi ki Şebo’cum” dedim. :) Halen hiç değişiklik göstermemiş olan ekibine katıldım…Halen iki grupla da çalmaktayım.. işte böyle galiba, çok uzun zaman oldu yanlış hatırladığım kısımlar varsa “I’m sorry” :)
Bir yandan Türkiye’nin en köklü ve önemli rock grubu, diğer yandan Türkiye’nin rock kraliçesi ile aynı sahne bulunmak nasıl bir his?
Metin Türkcan: Harika bir his, çok da keyifli ve de gurur verici bir durum…
Gelelim “Vakti Geldi” albümüne… Bu albümün yapım planı, albüm kartonetinde yazılana göre 2000 yılında oluşmuş peki bu kararı nasıl verdin?
Metin Türkcan: Ben bir karar vermedim. İlk 3 parçalık demoları 2000’de Ümit Kuzer ve Martin Spenecer ile Virüs Müzik’te kaydettik sonra galiba Sony den EP olarak çıkacaktı ve ben tek başıma olacaktım klip vs. tüm projede…Bu konsept içinde kendimi çok rahat ve mutlu hissetmeyeceğimi düşündüğüm için vazgeçtim. Yanılmıyorsam 2007-2008 senelerinde büyük konserlerin yapılamadığı bir dönemdi; ben de “Benimle çalar mısın?” diye bir yarışma yapıp bir basçı ve birde davulcu bulup; “Metoboy” grubunu kurdum. Metoboy grubuyla çok eğlenceli konserler verdik. Derken; sevgili dostum Gürkan Bozacı’nın katılımı ile grup bir anda biraz daha ciddileşti ve yeniden demolar yapmaya başladık. Demo, demo derken davulcum Ozan Demir’in “Hadi abi! Hadi abi!..” demeleri üstüne 10 parçalık Türkçe demomuza kavuştuk. 2011-2012 senelerinde, bu demoları bir kaç şirket eş-dosta dinletirken Tarkan’ın (Gözübüyük) kulağına gitmiş, kızdı bana “Niye bana dinletmiyorsun?” diye, ben de “Çok yoğunsun dostum..” vs derken prodüktör oldu. Umut Kuzey‘le buluştular ve 2-3 senelik bir çalışma sonunda raflarda yerini buldu.. :)
Albümün her şarkısında seninle beraber, Türkiye’nin en değerli müzisyenlerinin imzası var. Ogün Sanlısoy, Harun Tekin, Şebnem Ferah, Aylin Aslım, Murat İlkan, Umut Kuzey, Pamela Spence, Ray Rizzo bu kadar ismi bir albümde toplamak zor olmadı mı? Nasıl bir araya geldiniz?
Metin Türkcan: Hepsi bir anda bir araya gelmedi. Dediğim gibi; 2-3 seneye yayılan bir süreçte rahat rahat, sakin sakin oldu kayıtlar.. Hatta vokal kayıtlarının bazılarına konserler sebebiyle gidemedim bile.. :)
Albümün ilk çıkış çalışması Şebnem Ferah “ Dilek Taşı” ile oldu. O kadar kişi arasında zor olmadı mı çıkış şarkısına karar vermek ve nasıl bir strateji izlediniz albümde?
Metin Türkcan: Onu yapımcımız Umut Kuzey ve Özlem Hanım’a sorman gerekiyor.. :)
Klipte kimlerle çalıştınız? Hikayeyi nasıl oluşturdunuz?
Metin Türkcan: Emir Sarısaç ile çalıştık, daha doğrusu o çok büyük bir nezaket göstererek bizimle o hengamede çalışmayı kabul etti. Harika da bir iş çıkardı. Ben klip ile ilgili hiçbir şeye de karışmadım. Kartonetteki ve basında yer alan fotoğrafları da Gökhan Palas çekti, kartonet tasarım ve sanat yönetmenimiz de sevgili Hale Utangaç (Evet, Hakan Utangaç’ın kız kardeşidir kendisi) :)
Albümün dört şarkısı hariç tüm sözler sana ait. Şarkı sözleri konusunda hiç destek aldın mı?
Metin Türkcan: Söz yazmak, melodi bulmak, şarkı yapmak …Böyle bakamıyorum duruma, “müzisyen veya sanatçı” diye tabir edilen kişileri uydu alıcısı gibi düşünün, evrende gezinen melodi-söz vesairelerden antenlerine takılanları çevrelerindeki diğer insanlara aktarmakla yükümlüler, ya da yükümlü demeyelim de; aktarmaya çalışan insanlar da diyebiliriz. Yani gözüktüğü kadar havalı bir durum değil. Gece uyurken kalk, aklına takılan melodiyi kaydet, sonra altyapısını yapacağım derken, sabah olsun. Tüm bu yüzlerce, binlerce eskizden 5-10 tanesini hasbelkader iyi ortamlarda kaydet, kaydedeceğim diye kendini yırt, sonra biri çıkıp “Bu ne ya?” desin, zor işler. Ben hiçbir zaman “Kim ne diyor? Dinleyen mutlu oluyor mu?” diye düşünmedim, gitar çalarken çok mutlu oluyorum ve sağlığım müsaade ettiği sürece de çalmaya devam etmek niyetindeyim…
Sözlerde biri dağ başında, biri yolda vs… Alakasız yerlerde ve neredeyse final haline yakın çıktılar. Son olarak; sevgili dostlarımın da sihirli parmak ve yüreklerinin dokunması neticesinde sizlere sunabileceğimiz final hallerine geldiler.
Senin aracılığın ile her birine tek tek buradan bir kez daha teşekkür eder ve de şükranlarımı sunarım…
Buarada albümün prodüktörlüğünü “ Tarkan Gözübüyük ve Cihan Barış” yapmışlar. Bu solo albüm projesi ilk çıktığında Pentagram ekibi ve Şebnem Ferah ekibinin ilk tepkileri ne oldu?
Metin Türkcan: Hepsi en az 20 senelik arkadaşlarım, hepsi çok mutlu oldular ve hepsi ellerinden geldiğince destek oldu…
İkinci klip ve şarkı belirlendi mi?
Metin Türkcan: Gibi..:) ama söylemem yasak :)
Bu albümle alakalı konserler olacak mı?
Metin Türkcan: İlk olarak Zeytinli Rock Festivali’nde de sahne alacağız ve bu sahnede Zeytinli Rock Festivali facebook hesabında yer alacak olan karaoke parçaların üzerine vokal yapıp gönderen iki arkadaşımız (bir kız-bir erkek tahminen) sahne alacaklar..
Eylül ayı gibi, bunun bir büyüğünü yapmayı planlıyoruz ama bu ülke ve coğrafyada plan yapmak gerçekten de çok da mantıklı ve akılcı bir durum gibi gelmiyor bana, o yüzden mümkün olduğunca uzun vadeli planlar yapmamaya gayret ediyorum kendi adıma :)
Yakında sahnede olacağın belirlenmiş organizasyonlar var mı?
Murat İlkan ve Metin Türkcan Akustik projesine Nasıl karar verip bir araya geldiniz?
Metin Türkcan: Murat’la çok eskiden de bu şekilde akustik çalıyorduk, daha sonra live bar grubu, ardında “Pentagram” derken bu akustik olayı rafa kalkmış oldu. Murat’a yıllar sonra ilk kez Rock Off da “Ronnie James Dio” sahnesinde akustik çalmamız ile ilişkili bir teklif gelmiş. Murat’ta bana iletti bu teklifi, yıllar sonra bir akustik çalmış olduk. Biz de, seyirci de çok keyif aldık, “Neden bunu bir proje yapmıyoruz?” dedi Murat ve biz de yaptık, onun bir sonraki albümünü akustik formatta yapmak gibi bir niyetimiz de var.
Bu projenin konserleri devam edecek mi? Sabit bir sahne planınız var mı?
Metin Türkcan:
Tüm diğer müzisyen dostlarımız gibi “Konserler devam edecek.” diye umut ediyoruz. Belli bir konser programımız yok. Olduğunda Facebook “Murat İlkan & Metin Türkcan Akustik Proje” sayfasından ve kişisel hesaplarımızdan paylaşıyoruz. Zaten çaldığımız yerler daha ufak yerler oluyor. Şu ana kadar da İstanbul hariç, konserlerimiz hep dolu geçti.
Tüm gelip bizleri yalnız bırakmayan dostlarımıza da teşekkürler.
Bu arada “Metoboy” isimli grubunla çalışmaların vardı. Yeniden devam edecek misin?
Metin Türkcan: İşte bu “Metoboy” projesi, “Metin Türkcan” oldu. Yani ikisi de aynı proje. Grup aynı, baştan beri Ozan Demir ve ben.
Bu sene Pentagram ve Şebnem Ferah’la alaka yeni bir albüm müjdesi var mı?
Metin Türkcan: Hmmm (Bu konu ile alakalı bilgi çalamadım :) )
Youtube üzerinde “Metin Türkcan ile Gitar Dersleri” videoları var. Bunların devamı olacak mı?
Metin Türkcan: Onlar gitar dersi değil, Yamaha gitar tanıtımı. İki gitar çalışmanın önemini göstermeye çalıştım o minik videolarda, ders değil yani :)
Öğretmenlik yapıyordun bir dönem hala devam ediyor mu? Seninle çalışmak isteyenler sana nasıl ulaşabilirler?
Metin Türkcan: Beşiktaş’da Home Office’de derslere ve kayıtlara devam ediyorum. Facebook “Metin Türkcan ile Gitar Dersi” sayfasından ulaşabilirler, ofis telefonu vs. orada yazıyor.
Sosyal medya ile aran nasıl? Hesaplarını kendin mi yönetiyorsun?
Metin Türkcan: Çok kötüydü. Ama “Ve Kazanan” adlı televizyon yarışmasındaki şefimiz Mustafa Haybat sayesinde yeni telefon almayı başardım diyebilirim. Şöyle ki; orkestrada Whatsapp kullanmayan bir tek ben vardım ve bütün nota ve parça alışverişi de Whatsapp üzerinden oluyordu. Beni bir ay kadar idare ettiler sağ olsunlar ve akıllı telefona geçip ilk selfiemi de programı çektiğimiz stüdyodan yaptım. Daha sonra ben de herkes gibi bir telefon canavarına dönüştüm, arada Wall-e seyredip kendimi frenlemeye gayret ediyorum.
Sosyal medya hesaplarını rica edebilir miyiz?
Metin Türkcan:
Facebook: Metin Turkcan
Instagram: metinturkcan
Twitter: metinturkcan
(PS: Twitter’ı pek verimli kullanamıyorum.)
Sana çok teşekkür ederim kırmayıp röportaj teklifimi kabul ettiğin için. Senin söylemek istediklerin varsa onları alabilir miyiz?
Metin Türkcan: Ben teşekkür ederim İrem’cim. :)
Radyo Mega‘da her gün bıkmadan, usanmadan beni dinleyen ve daima yayına katılımda bulunan, desteklerini esirgemeyen Bir Deli Derici’li ve Tuğçe Aykın’la beraber bizde Metin Türkcan’a bir sürpriz hazırladık. Kendisini daima takip eden 10 dinleyicimizin mesajları aşağıda bulunmaktadır.
Özellikle Tuğçe Aykın’a bu harika 12 kişilik ekibi oluşturması ile alakalı emeklerinden ötürü teşekkür ederim. :)
Buyrunuz…
————-
Metin Türkcan’ı seviyoruz. Şebnem ile konseri çoşturuyorsunuz. Gitar çalışı muhteşem, albüm muhteşem ve ötesi.
Tuğcan
————-
Metoboyy.. :) Seni Şebo ile tanıdım tabii ki :) Konserde en önden izlerken o kadar hayran kalmıştım. Hatta konser sonunda penanı alacaktım ki; başkasına kaptırdım. :) ama olsun yakından görmek de güzel seni :) ha bir de albüm çıkardın ama Şebo’nun da dediği gibi hiç havalanmadın hala aynı mütevaziliktesin. :) tabii ki de mükemmel bir proje olmuş :) Ama benim favorim “Dilek Taşı” :) Seni hep izleyelim, hep bizimle kal, müzikle kal :)
Beyza Nur Açıkel
————-
Metin Türkcan’a kim hayranı olmaz ki.:) Öyle muhteşem bir insan ki; vallahi kıskanıyorum adamı… Bir de konserde bize unutulmaz gece yaşatıyorlar.:) Vallahi albümü de muhteşem☺ acaba sonraki klip hangi şarkıya gelecek ? İnşallah en kısa zamanda albümle buluşuruz :)
Emrah Ateş
————-
Şebnem Ferah sayesinde Metin Türkcan’ı tanıma fırsatım oldu. Bana gitar çalmayı sevdiren O’dur. Aşkla çalıyor çok etkileyici ♡
Büşra Bağbudar
————-
Metin seni çok seviyoruzzz. İyi ki varsın :)
Funda Taşdemir
————-
Metin Türkcan; denince aklıma gelen hemen onun müthiş gitarı çalması :) Öyle güzel, öyle içten çalıyor ki; beni ve konserdeki bütün herkesi mest ediyor. :) Ve sonunda solo albümü çıktı. Tabii ki favorim Dilek taşı :) Albümünüz çok güzel olmuş, emeğinize sağlık. :) Bu arada en son İstanbul konserinde ben de vardım, süperdiniz ekipçe… Bu arada duyduk konserlerde kulis istiyorsunuz :)
Erkan Akbulak
————-
Metin ağabeyi 10 yasında bir festival dolayısıyla Şebnem Ferah’la Kayseri’ye geldiğinde tanıdım. Hayatımda gördüğüm en iyi gitarist o oldu. Bir insan gitarıyla bu kadar iyi bir bağ kurabilir. Metin ağabeyin attığı soloları özenle dinlerim. Benim gitara yönelmemi sağladı. Ben de, bir gün onun kadar iyi olamasam da, o kadar güzel gitar çalmayı çok isterim. Metin ağabey ve soloları benim ilham kaynağım oldu. Ona çok teşekkür ederim. Sen gitarı elinden hiç bırakma olur mu? Biz senin sololarına aşık olarak hayran hayran izleyelim seni.. Albümüne de bayıldım sen bizim için her zaman bir numarasın. Sen bizim “Dünya Gitar Kralı”mızsın. Seni çok seviyorum, hayatında her zaman gitarın “Metoboy” elinde olsun inşallah.
Ayten Simge Akdemir
————-
Metin Türkcan; canım Şebo’mun sevgili gitaristi… En son iptal olan, İzmir konseri alanında sonunda fotoğraf çekilebildiğim mükemmel insan… Çıkardığın albümü gerçekten seve seve dinliyorum. Favori parçam “Dilek Taşı” Onun haricinde “Mars” şarkısı resmen bağımlılık yapıyor. :) Sürekli söylüyorum o şarkıyı. Gitar çalışına hayran olduğum kişi. Umarım en kısa zamanda İzmire tekrar gelirsiniz. Şebo’ya selamlar :)
İlayda Yıldırım
————-
Merhaba Metin Bey :)
Öncelikle çok çok başarılı bir gitarist olduğunuzu belirtmek ve sizi çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Sizi hiç görmedim, konsere hiç gelemedim şu zamana kadar ama yine de sizin sıcakkanlı olduğunuzu biliyor, hissediyorum :) Yeni albümünüze değinmek istiyorum. Gerçekten çok başarılı bir albüm olmuş. Ben zaten sizin gitar solo partilerinizi dinlerken çok etkileniyorum çünkü; elektro gitarlara karşı çok hevesim var ve sesi bana çok etkileyici geliyor. Tabii siz çalınca bayağı harika bir solo çıkıyor ortaya :) yeni albüm için de çok tebrik ederim. Kendinize çok iyi bakın. Sevgilerimle :)
Sena Çakır
————-
Sadece onun yüzünden bir jenerasyon fıldır fıldır smiley sticker’ı aradı:) Bir de neden hep o kolsuz “Flamenco” yazan(galiba) tişörtü giydi? uzuuuuuuun bir süre onu da çok merak ediyorum. :)
Özdemir Albayram
————-
Metin Türkcan; benim tanıdığım en iyi gitarist. Tanıdığımıza göre Metin ağabey çok konuşmaz ama gitarıyla tanımadığı insanları bile herkesi kendini tanıtır ve çoşturur. :) Ve sonunda öyle bir albüm yaptı ki; Türkiye’nin önde gelen rock müzik sanatçılarıyla düet yaptı. Benim favorim tabii ki Şebnem Ferah’la olan çalışmanız “Dilek Taşı ” :) Sizin hiç konserinize gidemedim ama inşallah bir gün gelirim. Hep Şebnem Ferah ve ekibi olarak kalın. Hiç ayrılmayın. :) İnşallah en kısa zamanda Şebnem Ferah albümü gelir ;)
Duruyorum, duruyorum sonra bir anda geliyorum. Bu sefer de öyle oldu ama güzel ve kaliteli işlerle geldim.
Şimdi gelelim uzun zaman ardından gelen ilk röportajın sahibi “Melisa Uzunarslan” a… Melisa; benim için kundaktaki halim, gece kendi evimden kaçıp çocuk aklımla sanki uzağa gider gibi kapısını ilk çaldığım, yaşlar ilerledikçe ilk aşık olduğumda omuzunda ağladığım, müzik yolcuğulum, ilk kardeşlik duygusunu hissettiğim insandır… Dedeler, babaannemin ve anneannesinin dostlukları ile başlayan, annesinin ve babamın yıllardır dostluğu ile beraber, biz üçüncü nesile de taşındı. Hayat ne kadar güzeldir ki; yaptığımız işlerin de birbirine uyumlu olması, onun için bu satırları yazmama, radyo programımda aynı kundakta uyuduğum arkadaşımı anons etmeme şahit olmanıza vesile oluyor.
Biraz fazla duygusal biriyim yazdıkça yazasım geliyor o yüzden ben artık röportaja geçiyorum. Seni çok seviyorum Mel’im :)
1. Biz seninle birbirimizi bebekliğimizden beri tanıyoruz ama okuyucularımıza kendini biraz tanıtır mısın?
Melisa Uzunarslan: Öncelikle şunun bilinmesini isterim ki; biz seninle tanışmadan dedelerimiz, babaanne, anneannelerimiz tanışıyor aslında… :) 9 yaşında, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Keman bölümünü kazandım. Kompozisyon bölümünü de okumaya karar verip iki bölüm bitirdim. Okulun bitiminin ardından keman üstüne yüksek lisans da yaptım. 21 yıldır müziğin içerisindeyim…
2. Yıllardır müziğin içerisindesin, bu zamana kadar kimlerle çalıştın?
Melisa Uzunarslan: Sanırım çok fazla isimle çalıştım ve çaldım. Kimseyi es geçmek istemem, kısaca özet geçmem gerekirse; Prof. Çiğdem İYİCİL (keman) ve Prof. Hasan UÇARSU (Kompozisyon) sınıflarından mezunum. Klasik müzik alanında öğrenciğilim boyunca birçok Türk, yabancı ustanın master classlarına katıldım. Sadece klasik müzik yapmadığım için popüler isimlerle de sahne aldım, onlarla çalışırken aynı zamanda çok tecrübe edindim. Maxim VENGEROV, George BENSON, Fazıl SAY, Sertab ERENER gibi çok farklı tarzlarda önemli sanatçılara eşlik ettim.
3. Sezen Aksu ile çalıştın. Bu herkesin kolayca yaşayabileceği bir deneyim değil. Senin hayatında nasıl gerçekleşti?
Melisa Uzunarslan: Biraz şans eseri, biraz da Kanlıca sayesinde oldu sanırım. Sezen hanım Kanlıca’da uzun yıllar komşumuz oldu. Sezen AKSU’nun yıllardır kemancısı olan Ayda TUNÇ ( Onno TUNÇ’un kızı) ile aynı keman hocasında okuduk. Okuldan çok sevdiğim bir ablamdır kendisi… Sezen hanımla çalışmalarına bir süre ara verdi. Bende o sırada aranjörü Kıvanç- K ile çalışıyordum, bir gün telefonum çaldı. “Merhaba Melisa, ben Sezen Aksu” dedi telefondaki ses ve biri dalga geçiyor sandım önce :) Birlikte çalışmamızı teklif etti ve seve seve kabul ettim. 2 yıl kadar solo kemancılığını yaptım. “Öptüm Remix” albümünde “Sayım” şarkısına düzenleme yaptım. Kendisi ile çalışmış olmak benim için çok değerlidir.
4. Gelelim “Duy Beni” single çalışmana… Bu şarkıda kimlerle çalıştın? Şarkının oluşum sürecini bizlere anlatır mısın?
Melisa Uzunarslan: Besteci olduğum için şarkı yazmak zor değil, çocukluğumdan beri çok şarkı da yazdım ama şarkıcı olmak fikrinden hep uzaktım. Derken; bir gün Sezen AKSU sesimin çok güzel olduğunu mutlaka söylemem gerektiğini söyledi ve o zaman bir projemiz vardı ve o projede mutlaka 3-5 şarkı söylemem için zorladı diyebilirim. Korkarak sahneye çıktım ve tam karşımda oturuyordu ama çok güzel geçti. :) Bir süre sonra TEOMAN ile çalışmaya başladım, o da başta vokal yapıp yapmayacağımı sorduğunda “hayır o benim işim değil.” demiştim ama geçen zamanla onunla da söylemeye başladım. Profesyonel mikrofon deneyimini Teoman sahnesinde kazandım diyebiliriz. Single çıkarma işi ise bir gün tatildeyken; DMC‘nin patronu Samsun DEMİR’in aramasıyla oldu. İnternette keşfetmiş ve mutlaka çalışmamız gerektiğini söyledi. Yine 2 yıl kadar düşündüm bunu, en sonunda tamam dedim “DUY BENİ”yi yayınlamış olduk. Düzenleme Alper ERİNÇ’e ait, remix versiyonu ise Erdinç ERDOĞDU yaptı.
5. Şarkının sözleri sana mı ait? Yazmış olduğun başka şarkıların da var mı?
Melisa Uzunarslan: Söz, müzik bana ait. Şu an birikmiş çok şarkı var ve doğru zamanı bekliyorum. Yakın zamanda yeniden bir single ve ya albüm ile devam edeceğim.
6. Peki ya klip? Klipte kimlerle çalıştın?
Melisa Uzunarslan: Klibin yönetmeni Mehmet HAKYEMEZ, görüntü yönetmenimiz Ferhat ÖÇMEN oldu. 15 kişilik bir ekip ile 1 tam günde bitirdik. Karaköy JUNK’da çekildi klip. Boğaz sahneleri de Gümüşsuyu’nda çekildi. Stilistim Tuğçe ÖZAKDAĞ idi.
7. “Duy Beni” sadece digital platformda değil mi? Satın alabilecekleri linkleri paylaşabilir misin?
Melisa Uzunarslan: Şu an bütün dijital platformlarda mevcut. Itunes, Türk Telekom Müzik,Spotify, Apple music, Turkcell Müzik ..
Melisa Uzunarslan: Şu an aktif olarak bildiğin gruplarım ile sahne almaya devam ediyorum, aynı zamanda kendi solo konserlerimi veriyorum. Yaz boyunca kalan zamanlarda yeni şarkılara ve onları hazır hale getirmekle uğraşacağım.
9. Uğur Baloğlu ile Naughty Boy ft Sam Smith Cover’ı “La la la” , Emre Aşkın “ Violin İstanbul”, Metin Türkcan & Murat İlkan Akustik Proje gibi önemli işlerde de yer aldın. Bunlar devam edecek mi?
Melisa Uzunarslan: Farklı müzisyenlerle çalışmayı çok seviyorum. Hep ufkum genişliyor, çok yardımcı oluyor. Yeni disiplinlerde bulunmak, denemek, en iyisini yapmaya çalışmak beni geliştiriyor. Uğur ve Emre ile yaptıklarım çok güzel ilkler oldu. Türkiye’nin ilk official yayınlanmış klibi, Kral Tv’de gösterilmiş dubstep elektro keman müziğini biz yaptık mesela…
Murat İlkan ve Metin Türkcan’la çalışmak ise bambaşka bir zevk ve tecrübe… Çünkü; gerçek müzisyenlerle sahne almak ayrı bir keyif… Hep iyi olmaya çalışıyorsun. Bir de akustik projede bilinen bütün rock şarkılarının elektro gitar sololarını birebir elektro keman ile canlı olarak çalıyorum. İnanılmaz keyif alıyorum.
(İrem Ezgimen : Önemli Not : Murat İlkan & Metin Türkcan Akustik Proje’ye özellikle davet etti. “Yıllardır dinlediğin Metallica’dan, Whitesnake şarkılarına hepsi var özellikle gelip dinlemen lazım” dedi. Bunu sizlere iletmem gerek diye düşünüyorum. Hep beraber mi gitsek ne yapsak? :) )
10. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’ndasın bir yandan da klasik müzik projelerin var mı?
Melisa Uzunarslan: 8 Yıldır Borusan’da çalıyorum. Dünyanın önde gelen solistleri ve şefleri ile yıl boyunca çok yoğun çalışıyoruz. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın devamlı üyesi olmak çok gurur verici. Klasik müzik, esas işim olduğu için zaten hep içindeyim. Önümüzdeki sezon önceden yaptığım ama ara verdiğim, klasik bestelerimden oluşan oda müziği konserleri vermeye devam edeceğim.
11. Klasik bestelerini yurtdışında seslendirmeyi düşünüyor musun? Yurtdışı projelerin ne durumda?..
Melisa Uzunarslan: Yurtdışı fikri yüksek lisans tam bursu TEV ve Fransa’da okuma fikri ile başlayan daha sonra ailemdeki bazı sağlık sorunları nedeniyle önce ertelediğim sonra da vazgeçtiğim bir hikaye olarak duruyor. Okurken yurtdışında çok bulundum. Şimdi yurtdışında okuyan iyi yerlere gelmiş özellikle Türk sanatçı dostlarımın seslendirmesini bekliyor eserlerim .
12. Hayallerinin zirve noktası nedir? Yani nereye varacaksın? (Malum bugünün hayali yarının gerçekleri )
Melisa Uzunarslan: Tek hayalim var; o da kalıcı olmak. Umarım insanlar kalplerine giden gerçek yolu bulabilirim…
13. Türkiye’de bir sanatçı olarak müziğin gidişatını nasıl yorumluyorsun? Sence müziğin daha iyiye gitmesi için neler yapılması gerekir?
Melisa Uzunarslan: Bilmiyorum desem? Yani o kadar aklımın ermediği şeyler oluyor ki.. Gerçekten verecek bir cevabım yok. Sadece gerçek müzisyenler müzik yapmaya devam etsin. Bir gün herşey düzelecektir diye ümitleniyorum.
14. Sosyal medya ile aran nasıl? Tüm hesaplarınla sen mi ilgileniyorsun?
Melisa Uzunarslan: Yaşım gereği bütün sosyal medya mecralarında hesabım var. Aktif olarak ben ve menajerimle ilgileniyoruz.
15. Peki sosyal medya’nın sence müziğe etkisi nedir?
Melisa Uzunarslan: Sosyal medya; insanlara ulaşmak açısından çok değerli. Özellikle doğru kullanıldığında… Orada yalan yok , sevmeyince hemen çok korkunç yorumlar da yazabiliyorlar ya da çok sevebiliyorlar. Bu sebepten çok önemsiyorum.
16. Sosyal medya hesapları bizlerle paylaşabilir misin?
17. Yakın zamanda konserin var mı? Seni sevenler nerede izleyebilirler?
Melisa Uzunarslan: Yeni netleşiyor yaz konserleri… Şu an bildiğim Kuşadası Fest ve Yavuzfest… Temmuz ayında Murat İLKAN & Metin TÜRKCAN Akustik Proje konserimiz var. Ağustos ayında Teoman’la Zeytinli Rock Fest var. 17 Haziran’da da lansman konserim vardı ama kaçtı artık :) Şaka bir yana yaz ayında da kendi sahnemi yapmayı düşünüyorum. Tarihleri kesinleştikçe sosyal medya hesaplarımda paylaşacağım dinlemek isteyenleri beklerim. :)
Melisa Uzunarslan: Okuyan herekese teşekkür ediyorum, müziksiz kalmayın. Bu stresli yaşamlarımızda müzik, her zaman ruhun gıdasıdır unutmayın. Herkesi konserlere bekliyorum ve seni seviyorum İrem’cim.
Öncelikle herkese keyifli bir hafta olmasını dilerim. Bu hafta yazıyı hazırlamak için bilgisayarımın başına geçtiğim de “kimden bahsetsem? İkinci kez yazacağım. Biraz ilerisi için ümit veren bir yazı olmalı v.b” düşüncelere boğulmaya başladığım sırada bir anda kendime geldim. Ben artık özgür bir blog yazarıyım ve yine “özgürce” düşündüklerimi ve sevdiklerimi rahat rahat yazabileceğimi fark ettim. (Aklım başıma geldi. :) ) Düşündüm de “radyo programına konuk almak istediğim ama alamadığım kim var?” diye aklıma ilk gelen isim “Gürcan Ersoy” oldu. ( Gürcan’ın albümü çıktığı sırada “İrem’le Rock” bitmişti.)
Radyo Klas‘ta “İrem’le Rock” programını yaptığım ilk zamanlarda ortak arkadaşımız Ender Balcı sayesinde tanışmıştık Gürcan’la… Yanılmıyorsam sene 2008 ‘di. Bir gün “yaşıyor mu acaba bu adamlar?” diye Flat Production Stüdyolarına uğradım. İçerde kayıt dinliyorlardı. “Ne yapıyorsunuz? diye sordum “Gürcan’ın demo kayıtlarını dinliyoruz.” dediler. 2009’da Murat İlkan‘dan şan dersleri almaya başladı. Bir süre sonra da albüm kayıtları hazırlanmaya başlandı. Gürcan’ın hayalinin nasıl gerçeğe dönüştüğünün ilk zamanına denk gelmek ve orada bulunan herkesin ilk heyecanına tanık olmak benim için keyifli olmuştu. Albüm kayıtları devam ederken yanlarında olmayı ne kadar çok istesem de, haftanın altı günü (bazen vicdanıma yenilip yedi güne de çıkabiliyordu.) çalıştığım için bir türlü gidemedim.
2011 yılında, bir de baktım ki; hayaller gerçek olmuş ve Gürcan Ersoy “ben ve benim gibi çocukların hakkında” albümü ellerimde… (Albüm çıktığında o kadar mutlu oldum ki sanki; raftaki o albüm benim gibiydi.) Eve gelir gelmez hemen bilgisayarımı açtım ve dinlemeye başladım. İtiraf etmeliyim ki bazı şarkıları daha önceden biliyordum ama onlar bile o kadar farklı geldi ki… Albümün kartonetine bin kere bakmışımdır herhalde… İlk konseri Ghetto’da 08.02.2012’de yapıldı. Zaten şarkıların hepsini ezberlemiştik. Gürcan’la beraber daha ilk konserinde hep bir ağızdan söyledik. Şunu belirtmek isterim ki; (her yerde, her zaman konusu olduğun da söylerim) albümdeki her şarkının, her kelimesine dikkat edin. Bu albümde kendinizden bir çok şey bulacaksınız.
“ben ve benim gibi çocukların hakkında” albümünde ki “Sen üzülme” ve “Eski Şehir” şarkılarına klipler çekildi. Benim en çok klibinin olmasını istediğim şarkı “Yan Oda” şarkısıdır. Neden bilemem ama o şarkıyı dinlediğimde bağıra çağıra söylemek geliyor içimden… (Bir de klip hayalim var ki off.. :) ) Ayrıca “Soğuk Bir Yaz” şarkısı benim de ilk ve tek takip ettiğim “Behzat Ç.” dizisinde kendine yer buldu.
Bu arada Gürcan Ersoy konserine devam ediyordu. Türkiye’nin köklü gruplarından M.F.Ö ile İzmir, Eskişehir ve İstanbul’da aynı sahneyi paylaştı. M.F.Ö gibi önemli bir grubun dinleyicisi karşısında şarkı söylemek herhalde ” rüya gibi bir etki bırakmıştır” diye düşünüyorum. Bence en önemli konserlerinden biri de Turborg Gold Fest sahnesinde olması oldu. Bir çok sevilen ve bilinen grupla aynı sahnede yer aldı. Yakın zamanda Bronx pi‘de gerçekleşen konserinde ise seyircisi için harika sürprizler hazırlamıştı. Gürcan Ersoy’u dinlerken bir de baktık ki; Redd grubunun solisti Doğan Duru sahnede bu süper ikili bizlere Redd’in “Hayat Kaçık Bir Uykudur” albümünden “Ellerini Kaldır” şarkısını söylediler. Ardından bir şarkı daha söyleyeceklerdi. Doğan Duru gitarı çalmaya başladı ve sahneye teker teker rock yıldızları düştü. Gürcan Ersoy ve Doğan Duru şarkıyı söylemeye başladığında ilk Erdem Yener, ardından Foma grubunun solisti Evren Uysal ve hepimizin bildiği, sevilen fotoğrafçı Mehmet Turgut sahnedeki yerini aldı. Herkes için çok keyifli bir gece oldu.
(Bu arada aranızda kafasından “bu adam bu kadar işi yaptıktan sonra kim bilir ne kadar değişmiştir ?” gibi düşünceler geçirenler varsa; inanın ilk tanıdığım Gürcan nasılsa, Gürcan Ersoy’da aynısı… Hiç bir şekilde bir değişimi, samimiyetinde bir eksilme olmadı. Açıkcası ben olacağını da düşünmüyordum. Yanıltmadı…)
Bu yazımı okuyup aranızda Gürcan Ersoy’u merak eden ve dinlemek isteyenler varsa; en yakın konser bu hafta cuma günü (08.02.2013)Beşiktaş’ta“Yazı Tura Sahne” de akustik performansı ile dinleyicisinin karşısında olacak. (Ben ve arkadaşlarımda orada olacağız. Bence kaçırmayın…) Ayrıca Biletix’te yayınlanan habere göre; Redd ve Gürcan Ersoy aynı sahneyi 21 Şubat ve 1 Mart arasında Çanakkale, Edirne, Isparta ve Antalya’da paylaşacaklarmış. (Bu iki grubu aynı sahnede izleyecek olanlar bence kendilerini sürprizlere açık tutsunlar. :) ) 21 Şubat’ta Çanakkale’de, 22 Şubat’ta Edirne’de, 28 Şubat’ta Isparta’da ve 01 Mart’ta Antalya’da olacaklar bilginize… ;)
Sizlere yazabileceğim kadar rahat ve özgürce yazdığım, resmi olacak, ciddi olacak, şöyle olacak, böyle olacak derdi olmadan samimi kelimelerimle yazıp, samimi kelimelerimle devam ettirdiğim yazımın sonuna gelmiş gibiyiz artık… (Sonunda dediğinizi duyar gibiyim. :) ) Bu haftalık benden bu kadar haftaya bakalım nasıl bir konu ile buralarda olacağım? ;) Haftaya görüşmek üzere…