Röportaj: Metin Türkcan

“Buluşuruz belki bir gün o en güzel denizlerle hep aynı yanlışı yapmayı bırakabilirsek, bırakabilsek.”

Metin Türkcan – Vakti Geldi 

Öncelikle belirtmek isterim ki; ben de bir çoğumuz gibi “Pentagram” ve “Şebnem Ferah” gibi önemli isimlerin albümleri ve konserleriyle büyüdüm. Konserlerde ben de az bağırmadım ” Şebooooo, Metinnnnnnnn” diye ama en önemlisi gözyaşlarım, mutluluklarım onların şarkılarında yatıyor ve inanın, insan yaş aldıkça her saniyenin önemini daha çok anlıyor. Bu sebepten ötürü bu röportaj, benim için de çok değerli bir röportaj..

Ve Metin Türkcan…

Türkiye’nin eski ve köklü grubu “Pentagram“dan  ya da Şebnem Ferah‘la aynı sahneyi paylaşmasıyla beraber tanıdığımız daima gülümseyen adam… :) Çaldığı solo partilerde, içimizden geçen haykırışları notalara dönüştüren; her notasını hep bir ağızdan mırıldandığımız şarkıların yorumcularından olmuştur.

Kendisinin hatırladığını hiç sanmıyorum ama minik bir anımı paylaşıp kendisi ile gerçekleştirdiğim röportaja geçmek istiyorum.

Şebnem Ferah 2012 Harbiye Açıkhava sahnesi konserinde orta sıradaydım konsere tek başıma gelmiştim. Her yer deli gibi doluydu. Konserin sonlarına doğru diğer seyircilerle beraber sahne önüne doğru indik. Şebnem Ferah ve ekibi izlerken içimden “Ne kadar şanslı bir kadın..” diye düşündüm ve bir andan gözümden yaşlar süzülmeye başladı. Tutamadım kendimi… (Bilen bilir biraz sulu gözlüyüm.) Gözlerimi silerken Metin Türkcan‘ın bana baktığını fark ettim. Gözlerini gösterip “Neden ağlıyorsun?” işareti yaptı ama durumu nasıl açıklayabilirsin ki? O kadar büyük bir kalabalıkta kimsenin bunu fark edebileceğini düşünmemiştim. Anında kendimi toparladım ve gülümsemeye başladım. Kendisi de gülümsedi ve bir kişinin bile gözünden süzülen gözyaşının öyle bir kalabalıkta yarattığı etkiyi fark edince anladım ki “Gözyaşlarımızın Tadı Aynı…”

Not: Röportaj teklifimi kabul ettiğin ve nezaketin için çok teşekkür ederim. :)

İstanbul Üniversitesi Dericilik bölümünde okurken; bir anda nasıl “Müzisyen” olmaya karar verdin?

Metin Türkcan: Lise 1. sınıfta arkadaşım “Kemal Kut” ile “Metafor” adlı grubu kurduk ve aynı lisede, son sınıfta yıl sonu konferans salonunda çaldık. Biz çalarken müdür muavinimiz rahmetli Muhsin hoca gelip şalteri kapatmak suretiyle konserimize son verdi. Yani bu küçük anı ile bağlıyorum ki; bahsettiğin karar çok daha önce verilmişti. :)

Bir röportajında “müzik; şansla direk bağlantılıdır” demişsin. Senin hayatında da böyle mi oldu?

Metin Türkcan: Hayır, böyle demedim. “Bir müzisyen veya her ne iş ile meşgulseniz öncelikle çok çalışmanız ve yaptığınız her ne ise dünyanın diğer ülkelerindeki muadillerinden eksik bir yanınız olmamalı. İlk önce, konumuz müzik olduğu için sizin yaptığınız müzik-şarkı her ne ise; bunun insanlar tarafından beğenilmesi veya insanlara ulaşıp, ulaşamaması kısmı biraz şansa bağlı..” demeye çalıştım. Fakat günümüzde böyle bir olgu veya sorunsal da kalmadı. Yükle facebook’a oldu bitti.. :) Yok ya şaka öyle olmaz, çıkıp çalmak lazım! En önemlisi çalabilmek, söyleyebilmek…

Metin Türkcan nasıl “Metin Türkcan” oldu?

Metin Türkcan: Bu soruyu pek anlamadım.. N’olmuş bana? :) (Kendisi biraz fazla mütevazi :) )

MET-BASIN 03

Pentagram ve Şebnem Ferah’la çalışmaya nasıl başladın?

Metin Türkcan: Pentagaram‘a “Trail Blazer” albümü kayıtlarının son kısmında dahil oldum. Demir Demirkan; Amerika’ya gitmeye karar vermişti. Benim de “Metafor”dan sonraki grubum “Disgrace” dağılmıştı. Tarkan Gözübüyük ve Hakan Utangaç  “Çalar mısın?” dediler, ben de “Şeref duyarım..” dedim.

Şebnem Ferah‘la da; ilk albümünü kaydetmişti, hatta bir parçada Hakan da ben de konuk olarak çaldık, neyse Özlem Tekin‘le çalışmalarımız bitmişti. Kemancı Bar’ da Murat-Berk-Aykan “Cherokee” adlı grup ile çalıyorduk. Şebnem, albüm sonrası konserler için bir grup oluşturuyordu. Gitarı benim çalmamı istedi, ben de “Tabi ki Şebo’cum” dedim. :) Halen hiç değişiklik göstermemiş olan ekibine katıldım…Halen iki grupla da çalmaktayım.. işte böyle galiba, çok uzun zaman oldu yanlış hatırladığım kısımlar varsa “I’m sorry” :)

Bir yandan Türkiye’nin en köklü ve önemli rock grubu, diğer yandan Türkiye’nin rock kraliçesi ile aynı sahne bulunmak nasıl bir his?

Metin Türkcan: Harika bir his, çok da keyifli ve de gurur verici bir durum…

MT-2016 ALBUM KAPAK

Gelelim “Vakti Geldi” albümüne… Bu albümün yapım planı, albüm kartonetinde yazılana göre 2000 yılında oluşmuş peki bu kararı nasıl verdin?

Metin Türkcan: Ben bir karar vermedim. İlk  3 parçalık demoları 2000’de Ümit Kuzer ve Martin Spenecer ile Virüs Müzik’te kaydettik sonra galiba Sony den EP olarak çıkacaktı ve ben tek başıma olacaktım klip vs. tüm projede…Bu konsept içinde kendimi çok rahat ve mutlu hissetmeyeceğimi düşündüğüm için vazgeçtim. Yanılmıyorsam 2007-2008 senelerinde büyük konserlerin yapılamadığı bir dönemdi; ben de “Benimle çalar mısın?” diye bir yarışma yapıp bir basçı ve birde davulcu bulup; “Metoboy” grubunu kurdum. Metoboy grubuyla çok eğlenceli konserler verdik. Derken; sevgili dostum Gürkan Bozacı’nın katılımı ile grup bir anda biraz daha ciddileşti ve yeniden demolar yapmaya başladık. Demo, demo derken davulcum Ozan Demir’in “Hadi abi! Hadi abi!..” demeleri üstüne 10 parçalık Türkçe demomuza kavuştuk. 2011-2012 senelerinde, bu demoları bir kaç şirket eş-dosta dinletirken Tarkan’ın (Gözübüyük) kulağına gitmiş, kızdı bana “Niye bana dinletmiyorsun?” diye, ben de “Çok yoğunsun dostum..” vs derken prodüktör oldu. Umut Kuzey‘le buluştular ve 2-3 senelik bir çalışma sonunda raflarda yerini buldu.. :)

Albümün her şarkısında seninle beraber, Türkiye’nin en değerli müzisyenlerinin imzası var. Ogün Sanlısoy, Harun Tekin, Şebnem Ferah, Aylin Aslım, Murat İlkan, Umut Kuzey, Pamela Spence, Ray Rizzo bu kadar ismi bir albümde toplamak zor olmadı mı? Nasıl bir araya geldiniz?

Metin Türkcan: Hepsi bir anda bir araya gelmedi. Dediğim gibi; 2-3 seneye yayılan bir süreçte rahat rahat, sakin sakin oldu kayıtlar.. Hatta vokal kayıtlarının bazılarına konserler sebebiyle gidemedim bile.. :)

Albümün ilk çıkış çalışması Şebnem Ferah “ Dilek Taşı” ile oldu. O kadar kişi arasında zor olmadı mı çıkış şarkısına karar vermek ve nasıl bir strateji izlediniz albümde?

Metin Türkcan: Onu yapımcımız Umut Kuzey ve Özlem Hanım’a sorman gerekiyor.. :)

Klipte kimlerle çalıştınız? Hikayeyi nasıl oluşturdunuz?

Metin Türkcan: Emir Sarısaç ile çalıştık, daha doğrusu o çok büyük bir nezaket göstererek bizimle o hengamede çalışmayı kabul etti. Harika da bir iş çıkardı. Ben klip ile ilgili hiçbir şeye de karışmadım. Kartonetteki ve basında yer alan fotoğrafları da Gökhan Palas çekti, kartonet tasarım ve sanat yönetmenimiz de sevgili Hale Utangaç (Evet, Hakan Utangaç’ın kız kardeşidir kendisi) :)

Albümün dört şarkısı hariç tüm sözler sana ait. Şarkı sözleri konusunda hiç destek aldın mı?

Metin Türkcan: Söz yazmak, melodi bulmak, şarkı yapmak …Böyle bakamıyorum duruma, “müzisyen veya sanatçı” diye tabir edilen kişileri uydu alıcısı gibi düşünün, evrende gezinen melodi-söz vesairelerden antenlerine takılanları çevrelerindeki diğer insanlara aktarmakla yükümlüler, ya da yükümlü demeyelim de; aktarmaya çalışan insanlar da diyebiliriz. Yani gözüktüğü kadar havalı bir durum değil. Gece uyurken kalk, aklına takılan melodiyi kaydet, sonra altyapısını yapacağım derken, sabah olsun. Tüm bu yüzlerce, binlerce eskizden 5-10 tanesini hasbelkader iyi ortamlarda kaydet, kaydedeceğim diye kendini yırt, sonra biri çıkıp “Bu ne ya?” desin, zor işler. Ben hiçbir zaman “Kim ne diyor? Dinleyen mutlu oluyor mu?” diye düşünmedim, gitar çalarken çok mutlu oluyorum ve sağlığım müsaade ettiği sürece de çalmaya devam etmek niyetindeyim…

Sözlerde biri dağ başında, biri yolda vs… Alakasız yerlerde ve neredeyse final haline yakın çıktılar. Son olarak; sevgili dostlarımın da sihirli parmak ve yüreklerinin dokunması neticesinde sizlere sunabileceğimiz final hallerine geldiler.

Senin aracılığın ile her birine tek tek buradan bir kez daha teşekkür eder ve de şükranlarımı sunarım…

Buarada albümün prodüktörlüğünü “ Tarkan Gözübüyük ve Cihan Barış” yapmışlar. Bu solo albüm projesi ilk çıktığında Pentagram ekibi ve Şebnem Ferah ekibinin ilk tepkileri ne oldu?

Metin Türkcan: Hepsi en az 20 senelik arkadaşlarım, hepsi çok mutlu oldular ve hepsi ellerinden geldiğince destek oldu…

MET-BASIN 05.jpg

İkinci klip ve şarkı belirlendi mi?

Metin Türkcan: Gibi..:) ama söylemem yasak :)

Bu albümle alakalı konserler olacak mı?

Metin Türkcan: İlk olarak Zeytinli Rock Festivali’nde de sahne alacağız ve bu sahnede Zeytinli Rock Festivali facebook hesabında yer alacak olan karaoke parçaların üzerine vokal yapıp gönderen iki arkadaşımız (bir kız-bir erkek tahminen) sahne alacaklar..

Eylül ayı gibi, bunun bir büyüğünü yapmayı planlıyoruz ama bu ülke ve coğrafyada plan yapmak gerçekten de çok da mantıklı ve akılcı bir durum gibi gelmiyor bana, o yüzden mümkün olduğunca uzun vadeli planlar yapmamaya gayret ediyorum kendi adıma :)

Yakında sahnede olacağın belirlenmiş organizasyonlar var mı?

Metin Türkcan:  En yakın;

Kuşadası Gençlik Festivali: https://www.facebook.com/kusadasigenclikfestivali/?fref=ts

Murat İlkan-Metin Türkcan Akustik Proje: https://www.facebook.com/Murat-Ilkan-Metin-T%C3%BCrkcan-Akustik-Proje-553694681446346/?fref=ts

Şebnem Ferah – Bodrum

Zeytinli Rock Festivali:  Zeytinli Rock Festivali 2016

Murat İlkan ve Metin Türkcan Akustik projesine Nasıl karar verip bir araya geldiniz?

Metin Türkcan: Murat’la çok eskiden de bu şekilde akustik çalıyorduk, daha sonra live bar grubu, ardında “Pentagram” derken bu akustik olayı rafa kalkmış oldu. Murat’a yıllar sonra ilk kez Rock Off da “Ronnie James Dio” sahnesinde akustik çalmamız ile ilişkili bir teklif gelmiş. Murat’ta bana iletti bu teklifi, yıllar sonra bir akustik çalmış olduk. Biz de, seyirci de çok keyif aldık, “Neden bunu bir proje yapmıyoruz?” dedi Murat ve biz de yaptık, onun bir sonraki albümünü akustik formatta yapmak gibi bir niyetimiz de var.

Bu projenin konserleri devam edecek mi? Sabit bir sahne planınız var mı?

Metin Türkcan: 

Tüm diğer müzisyen dostlarımız gibi “Konserler devam edecek.” diye umut ediyoruz. Belli bir konser programımız yok. Olduğunda Facebook “Murat İlkan & Metin Türkcan Akustik Proje” sayfasından ve kişisel hesaplarımızdan paylaşıyoruz. Zaten çaldığımız yerler daha ufak yerler oluyor. Şu ana kadar da İstanbul hariç, konserlerimiz hep dolu geçti.
Tüm gelip bizleri yalnız bırakmayan dostlarımıza da teşekkürler.

 

Bu arada “Metoboy” isimli grubunla çalışmaların vardı. Yeniden devam edecek misin?

Metin Türkcan: İşte bu “Metoboy” projesi, “Metin Türkcan” oldu. Yani ikisi de aynı proje. Grup aynı, baştan beri Ozan Demir ve ben.

Bu sene Pentagram ve Şebnem Ferah’la alaka yeni bir albüm müjdesi var mı?

Metin Türkcan: Hmmm (Bu konu ile alakalı bilgi çalamadım :) )

Youtube üzerinde “Metin Türkcan ile Gitar Dersleri” videoları var. Bunların devamı olacak mı?

Metin Türkcan: Onlar gitar dersi değil, Yamaha gitar tanıtımı. İki gitar çalışmanın önemini göstermeye çalıştım o minik videolarda, ders değil yani :)

Öğretmenlik yapıyordun bir dönem hala devam ediyor mu? Seninle çalışmak isteyenler sana nasıl ulaşabilirler?

Metin Türkcan: Beşiktaş’da Home Office’de derslere ve kayıtlara devam ediyorum. Facebook “Metin Türkcan ile Gitar Dersi” sayfasından ulaşabilirler, ofis telefonu vs. orada yazıyor.

Sosyal medya ile aran nasıl? Hesaplarını kendin mi yönetiyorsun?

Metin Türkcan: Çok kötüydü. Ama “Ve Kazanan” adlı televizyon yarışmasındaki şefimiz Mustafa Haybat sayesinde yeni telefon almayı başardım diyebilirim. Şöyle ki;  orkestrada Whatsapp kullanmayan bir tek ben vardım ve bütün nota ve parça alışverişi de Whatsapp üzerinden oluyordu. Beni bir ay kadar idare ettiler sağ olsunlar ve akıllı telefona geçip ilk selfiemi de programı çektiğimiz stüdyodan yaptım. Daha sonra ben de herkes gibi bir telefon canavarına dönüştüm, arada Wall-e seyredip kendimi frenlemeye gayret ediyorum.

Sosyal medya hesaplarını rica edebilir miyiz?

Metin Türkcan: 

Facebook: Metin Turkcan

Instagram: metinturkcan

Twitter: metinturkcan

(PS: Twitter’ı pek verimli kullanamıyorum.)

Sana çok teşekkür ederim kırmayıp röportaj teklifimi kabul ettiğin için. Senin söylemek istediklerin varsa onları alabilir miyiz?

Metin Türkcan: Ben teşekkür ederim İrem’cim. :)

 

MET-BASIN 01.jpg

Radyo Mega‘da her gün bıkmadan, usanmadan beni dinleyen ve daima yayına katılımda bulunan, desteklerini esirgemeyen Bir Deli Derici’li ve Tuğçe Aykın’la beraber bizde Metin Türkcan’a bir sürpriz hazırladık. Kendisini daima takip eden 10 dinleyicimizin mesajları aşağıda bulunmaktadır.

Özellikle Tuğçe Aykın’a bu harika 12 kişilik ekibi oluşturması ile alakalı emeklerinden ötürü teşekkür ederim. :)

Buyrunuz…

————-

Metin Türkcan’ı seviyoruz. Şebnem ile konseri çoşturuyorsunuz. Gitar çalışı muhteşem, albüm muhteşem ve ötesi.

Tuğcan 

————-

Metoboyy.. :)   Seni Şebo ile tanıdım tabii ki :)  Konserde en önden izlerken o kadar hayran kalmıştım. Hatta konser sonunda penanı alacaktım ki; başkasına kaptırdım. :)  ama olsun yakından görmek de güzel seni :) ha  bir de albüm çıkardın ama Şebo’nun da dediği gibi hiç havalanmadın hala aynı mütevaziliktesin. :) tabii ki de mükemmel bir proje olmuş :) Ama benim favorim “Dilek Taşı” :) Seni hep izleyelim, hep bizimle kal, müzikle kal :)

Beyza Nur Açıkel

————-

Metin Türkcan’a kim hayranı  olmaz ki.:) Öyle muhteşem bir insan ki; vallahi kıskanıyorum adamı… Bir de konserde bize unutulmaz gece  yaşatıyorlar.:) Vallahi albümü de muhteşem☺ acaba sonraki klip hangi şarkıya gelecek ? İnşallah en kısa zamanda albümle buluşuruz :)

Emrah Ateş

————-

Şebnem Ferah sayesinde Metin Türkcan’ı tanıma fırsatım oldu. Bana gitar çalmayı sevdiren O’dur. Aşkla çalıyor çok etkileyici ♡

Büşra Bağbudar

————-

Metin seni çok seviyoruzzz. İyi ki varsın :)

Funda Taşdemir

————-

Metin Türkcan; denince aklıma gelen hemen onun müthiş gitarı çalması :) Öyle güzel, öyle içten çalıyor ki; beni ve konserdeki bütün herkesi mest ediyor. :) Ve sonunda solo albümü çıktı. Tabii ki favorim Dilek taşı :) Albümünüz çok güzel olmuş, emeğinize sağlık. :) Bu arada en son İstanbul konserinde ben de vardım, süperdiniz ekipçe… Bu arada duyduk konserlerde kulis istiyorsunuz :)

Erkan Akbulak

————-

Metin ağabeyi 10 yasında bir festival dolayısıyla Şebnem Ferah’la Kayseri’ye geldiğinde tanıdım. Hayatımda gördüğüm en iyi gitarist o oldu. Bir insan gitarıyla bu kadar iyi bir bağ kurabilir. Metin ağabeyin attığı soloları özenle dinlerim. Benim gitara yönelmemi sağladı. Ben de, bir gün onun kadar iyi olamasam da, o kadar güzel gitar çalmayı çok isterim. Metin ağabey ve soloları benim ilham kaynağım oldu. Ona çok teşekkür ederim. Sen gitarı elinden hiç bırakma olur mu? Biz senin sololarına aşık olarak hayran hayran izleyelim seni.. Albümüne de bayıldım  sen bizim için her zaman bir numarasın. Sen bizim “Dünya Gitar Kralı”mızsın. Seni çok seviyorum, hayatında her zaman gitarın “Metoboy” elinde olsun inşallah.

Ayten Simge Akdemir

————-

Metin Türkcan; canım Şebo’mun sevgili gitaristi… En son iptal olan, İzmir konseri alanında sonunda fotoğraf çekilebildiğim mükemmel insan… Çıkardığın albümü gerçekten seve seve dinliyorum. Favori parçam “Dilek Taşı” Onun haricinde “Mars” şarkısı resmen bağımlılık yapıyor. :) Sürekli söylüyorum o şarkıyı. Gitar çalışına hayran olduğum kişi. Umarım en kısa zamanda İzmire tekrar gelirsiniz. Şebo’ya selamlar :)

İlayda Yıldırım

————-

Merhaba Metin Bey :)

Öncelikle çok çok başarılı bir gitarist olduğunuzu belirtmek ve sizi çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Sizi hiç görmedim, konsere hiç gelemedim şu zamana kadar ama yine de sizin sıcakkanlı olduğunuzu biliyor, hissediyorum :) Yeni albümünüze değinmek istiyorum. Gerçekten çok başarılı bir albüm olmuş. Ben zaten sizin gitar solo partilerinizi dinlerken çok etkileniyorum çünkü; elektro gitarlara karşı çok hevesim var ve sesi bana çok etkileyici geliyor. Tabii siz çalınca bayağı harika bir solo çıkıyor ortaya :)  yeni albüm için de çok tebrik ederim. Kendinize çok iyi bakın. Sevgilerimle :)

Sena Çakır

————-

Sadece onun yüzünden bir jenerasyon fıldır fıldır smiley sticker’ı aradı:) Bir de neden hep o kolsuz “Flamenco” yazan(galiba) tişörtü giydi? uzuuuuuuun bir süre onu da çok merak ediyorum. :)

Özdemir Albayram

————-

Metin Türkcan; benim tanıdığım en iyi gitarist. Tanıdığımıza göre Metin ağabey çok konuşmaz ama gitarıyla tanımadığı insanları bile herkesi kendini tanıtır ve çoşturur. :) Ve sonunda öyle bir albüm yaptı ki; Türkiye’nin önde gelen rock müzik sanatçılarıyla düet yaptı. Benim favorim tabii ki Şebnem Ferah’la olan çalışmanız “Dilek Taşı ” :) Sizin hiç konserinize gidemedim ama inşallah bir gün gelirim. Hep Şebnem Ferah ve ekibi olarak kalın. Hiç ayrılmayın. :) İnşallah en kısa zamanda Şebnem Ferah albümü gelir ;)

Tuğçe Aykın

————-

Kendisini çok seviyoruz :)

Esra Berberyan

————-

 

Röportaj: İrem Ezgimen

Ogün Sanlısoy’dan yeni video

ogun-sanlisoy-merhemTürk Rock müziğinin saygın ve başarılı isimlerinden Ogün Sanlısoy, bir süredir heyecanla bekleyen sevenlerinin karşısına geçtiğimiz Ocak ayında yepyeni albümü “Sen Uyurken” ile çıkmıştı. Yıllardır başarılı albümlere imza atmış olan Ogün Sanlısoy’un tüm söz ve besteleri kendisine ait olan “Sen Uyurken” albümünün ilk video klibi “Son Defa” şarkısına çekilmişti. Yaz aylarında ikinci video için çalışmaya başlayan sanatçı “Merhem” şarkısınının klibi için kamera karşısına geçti. Video klip Harun Işık yönetmenliğinde Ağva’da çekildi.

Ogün Sanlısoy’dan yeni albüm: “Sen Uyurken”

senuyurkenTürk rock müziğinin en önemli isimlerinden Ogün Sanlısoy, bir süredir heyecanla bekleyen sevenlerinin karşısına yepyeni albümü “Sen Uyurken” ile çıkıyor.

Yıllardır başarılı albümlere imza atmış olan Ogün Sanlısoy’un bu 7. Stüdyo albümünde, söz ve müzikleri kendisine ait toplam 9 şarkı bulunuyor. Bu zamana kadar sevilen birçok şarkısı olan Ogün Sanlısoy, Tarkan Gözübüyük ve Cihan Barış’ın prodüktörlüğünü üstlendiği “Sen Uyurken” albümündeki parçaların sözlerinde ve bestelerinde de ustalığını ortaya koyuyor. Albümün “masal kitabı” konseptiyle hazırlanan kartonetindeki illüstrasyonlar Ogün Sanlısoy tarafından yapılıp, kapak tasarımı da yine sanatçının imzasını taşıyor.

“Sen Uyurken” albümünün çıkış şarkısı “Son Defa”nın video klibi de önümüzdeki günlerde müzikseverler ile buluşacak. 11 Şubat gecesi lansmanı Hard Rock Cafe Istanbul’da gerçekleşecek olan Ogün Sanlısoy’un “Sen Uyurken” albümü, Sony Music etiketi ile müzik marketlerde ve dijital platformlarda.

Şarkı listesi:
1. Merhem
2. Sonsuza
3. Çal
4. Son Defa
5. Sen
6. İsterse
7. Gün Olur
8. Onbeş
9. Ağaç

Kuma ile keyifli bir sohbet…

Herkese merhaba;

Sizlerede söz verdiğim gibi geçtiğimiz hafta gerçekleştirdikleri stüdyo provasının ardından yorgun bir halde yakaladığım “Kuma” grubu ile yaptığımız sohbet artık İrem’le Rock’ta :)

geveze-kuma-album

Kuma nasıl kuruldu?

Geveze: Rol’u bundan 5 sene önce Foça’da seyrettim ve onların takipçisi oldum. Her sene düzenli olarak Rol’u orda seyretmeye,kışında burda dinlemeye başladım. Benim kafamda bir albüm projesi vardı. Bir ara Hakan’a biraz anlattım endişeli bir şekilde ve Hakan “Olur.” dedi. Beraber yapalım dedi. Bende çok heyecanlandım ve ardından “Sertan’da olur mu acaba?” diye telefonda konuştuk ve öyle başladık.

Biz Geveze’yi Radyo’dan, Yelken’den ve daha bir çok yerden biliyoruz ama müzik ne zaman başladı onun hayatında?

Geveze: Aslında radyoculuktan önce ben barlarda şarkıcılık yapıyordum.İkinci ve üçüncü sınıf barlarda uzun süre şarkıcılık yaptım. Tabii şarkıcı olduğumdan değil o dönemde paraya ihtiyacım olduğundan. O dönemde bir şekilde para kazanmak gerekiyordu. Aslında hakkikaten “Rol” nezaket edip beni kendi aralarına dahil ettiler yoksa yani öyle dinlenilebilir bir ses değilim yani ( :) ) Bak şimdi konserlerde Hakan’ın biraz yanlar beyazladı son konserlerden sonra sürekli boyuyor yanı :D gencecik çocuktu yaşlandı yemin ediyorum şu “Kuma” hikayesi çıktığından beri beş yaş daha yaşlandı. Bak Sertan’ın da saçları vardı sinir sıkıntıdan da Sertan saçları döktü yani o noktadayız :)))

Bay J ile daha önce yapmış olduğunuz bir çok proje vardı. Zeliha Sunal ile devam ediyorsunuz, en son Olimpia konseriniz vardı.. 3 farklı projeniz var.

Geveze:3  farklı proje ve hepsi başka başka işler… Zeliha Sunal ile yaptığımız  “Neşeli Maşrapa” hem de “Geveze ve Zeliha Sunal’la  Siz Söylüyorsunuz, Biz Çalıyoruz.”   hakikaten büyük iki  proje yapıyoruz ama “Fazla mesai” ve “Kuma” benim evim gibi öyle söyleyebilirim. Bunlar benim için bir proje değil çünkü hakikatten eğleniyoruz. “Fazla Mesai” içinde “Kuma” içinde aynı şekilde onlar bizim için eğlence…

Şimdi ki sorumu Sertan’a yöneltmek istiyorum. Sen hem Ogün Sanlısoy ‘la çalışıyorsun, hem “Rol” grubu ile sahnedesin hem de “Kuma” da çalıyorsun. Zamanın nasıl yetmesini sağlıyorsunuz? Aynı zamanda da diğer ekip arkadaşların kimlerle çalışıyor?

Sertan: Bazen zaman yetmiyor ama bir çözüm ve alternatif bulabiliyoruz. Benim yerime başka bir arkadaşım gidebiliyor. Bu şekilde oluyor…

Peki diğer grup üyeleri de başkaları ile çalışıyor mu?

Hakan: Uğur’da bir çok kişi ile çalışıyor. Bir tek ben “Rol” ve “Kuma” gruplarının demirbaşıyım.

Sertan: ama Hakan’da radyo programı yapıyor kendince…

Hakan: Evet benimde hobi olarak yürüttüğüm internet radyom var.

Peki şarkı sözlerinin çoğunluğunu Hakan yazmış. Şarkıların sözlerine bakınca bir yandan yalnızlıktan yakınan bir yandan da aslında bir bıkmışlık olan durumda var. :) Biraz tutarsızlık var bunu neye borçluyuz?

Hakan: eee yaştan kaynaklanıyor… :)) Yani bir sürü şey yaşıyorum yazarken şarkıları ve yaşadığım şeylerden esinlenerek birşeyler yazıyorum. Onun içinde bıkmışlıkta var, aşkta var, sevgide var, nefrette var, hepsi var…

Bir andan çok duygusal bir ruh haline burunurken başka bir şarkıda da “adam bıkmış hayatından ya gitsin çevresindekiler” dememe sebep oldu.

Hakan: Bende genel olarak var o… Ruhumun yüzlerce parçaya bölünmüşlüğü var bende ve bu yüzden ne çıkacağı hiç belli olmuyor şarkı yazarken. hangi ruh haline denk gelirse o çıkıyor.

Son klibiniz “Yalnızım yine” şarkısına çekildi. Ben klibi izlediğimde çok şaşırdım çünkü öyle bir klip beklemiyordum. Grubun tamamını bol bol göründüğü bir klip bekliyordum. Neden öyle bir formatta çekmek istediniz?

Geveze: Bizim klibimiz diye söylemiyorum ama ben çok seviyorum o klibi… Bence son yıllarda seyrettiğim en güzel klip çok samimi söylüyorum bunu… Bence yalnızlığı en iyi anlatılatabilecek şey kuma içilmiş resimler çünkü bir anda yok oluyor, siliniyor. Renk tonu olarakta toprak rengi, pastel renk yalnızlığı çok güzel anlatan renk… Resimlerin kuma çizilmiş olmasın da böyle bir gönderme de var. Ben yine aynı şeyi söylüyorum bence son zamanlarda çekilmiş yalnızlığı en iyi anlatan klip olduğunu düşünüyorum.

Ben sizin ilk klibiniz olan “Bahane” şarkısını çok eğlenceli ve güzel buldum. Bu şarkınızın klibi için ne söylemek istersiniz?

Geveze: Bence o kliple ilgili Hakan’ın yorumu tektir ve bence üzerine her hangi bir yorum söylenemez. Hakan’ın bu şarkı ile ilgili yorumu ” Bol kızlı klip” oldu.

“Rol” aktif halde konser veriyor ve Kuma’nın da böyle bir düşüncesi var mı?

Geveze: Var. Temelde var.

Hakan: Düşünüyoruz tabii ki neden olmasın? Fakat Geveze’nin de radyo programı olduğu için sabah erkenden onun saatlerinin de uygun olması gerekiyor. Çünkü saat 05:00 te uyanan bir adam olduğu için…

Geveze: Biz bazen Hakan’la twitter’da denk geliyoruz. Hakan saat 06:15 yada 06:20 civarında tweet atmış oluyor bende “Günaydın” diye tweet atıyorum ondan “günaydın” diye cevap geliyor. Biliyorum ki ben uyuyorken o gece boyunca uyanık oluyor ve hayata devam ediyor ama benim öyle bir şansım yok. Gece en azından 12:00 – 01:00 bilemedin en geç 02:00 gibi uyumam gerekiryor ama yine de aktif olarak bir yerlerde çalmak niyetindeyiz.

Geveze bir radyo programcısı olarak “Kuma” albümünü eleştirse ne derdi?

Geveze: Açıkcası benim bu albümle ilgili her hangi bir eleştirim yok. Ben Hakan’ın şarkılarını çok beğeniyorum. Bu albüm için çok güzel şarkılar yazdı.

Hakan: Eleştirilebilecek tek şey belki çok hızlı yaptık. Açıkcası hızlı olmasına rağmen bizim içimize sindi. Albümü kırk gün gibi bir sürede yaptık prodüktörümü Alp ERSÖNMEZ‘e kalsa iki yılda biterdi (:D ) o yüzden tek eleştirile bilecek yanı belki prodüktör açısından o olabilir. onun haricinde çok güzel bir albüm…

Geveze: Eleştirebileceğim yanı şu olabilir. Tanıtım o kadar kötü yapıldı ki; müzik piyasasında olan hiç kimsenin haberi olmadı. Gerçekten çok üzücü, hakikatten bu böyle ciddi bir emek sarf etti ama plak şirketi bunu çok fazla tanıtmadı. Benim çok sevdiğim arkadaşlarım var müzik sektörünün içinde zaman zaman muhabbet ederken dinletiyorum “Abi süper şarkı yeni mi çıktı? Bunu çalalım” diyen insanlar var. Tabii albüm çıkalı sekiz ay olmuş…

Geçtiğimiz günler de facebook hesabında “Yalnızım Yine” klibini paylaşmışsın. Paylaşımının üzerine de ” Bugün bir radyo progracısı arkadaşımla görüştüm. Ben radyo programcısı olduğum için şarkımın çalınamadığını söyledi.” demişsin.

İki ay evvel bir radyo istasyonun yöneticisi bir arkadaşıma “oğlum niye çalmıyorsunuz? Şarkı da çok güzel sizin kalem bir şarkı neden çalmıyorsunuz? Daha vasat şarkıları çalarken” dedim. Cevabı ” Çok problem oluyor sende radyo programcısısın sunan arkadaş ne diyecek? Geveze’nin şarkısını çalıyoruz diyince başka bir radyo’ya gönderme olacak. O yüzden yayın yönetmenimiz istemedi,çalmıyoruz.” dedi. Bu sebep yüzünden şarkımızın veto gördüğü ve bunu benimde bildiğim dört, beş tane radyo var ama bunlarında dışında da yoğun olarak çaldığını bildiğim radyolarda var.

Problem aslında şu; bu masanın etrafında bulunan herkes hayatının bir ayını bu işe adadı. Hakikatten stüdyo’da yatıp, stüdyo’da kalktık. Bazı geceler 02:00 – 03:00 ‘e kadar çalışıldı. Bu iş için çok ciddi bir emek harcandı ve bu sadece kişi emeği değil, stüdyodaki insanlar emek harcadı, biz emek harcadık, albümün öncesinde bunların provaları oldu v.s ciddi bir emek harcandı ve insan istiyor ki bu emek dinleyiciye ulaşsın. Bizim “bu albüm çıktı hepimiz milyonlar kazanacağız” gibi bir beklentimiz yok. Sadece istenilen şey; bu şarkıların insanlara ulaşmasıydı. Bu da ancak radyolarda çalarak oluyor ve bazı radyoların haksız bir şekilde bunu çalmaması da bana dokundu ne yalan söyleyeyim. Açıkcası bana ” bu kadar ucuz mu bu işler” diye düşündürdü ama hakikatten bu kadar ucuzmuş.

Bu konuda kesinlikle sana hak veriyorum. Bir şekilde para sarfediliyor, emek sarfediliyor ve ortada söz yazarının, bestecinin ve yorumcunun duyguları var. Hadi parayı, pulu geçtim duygularınızı aktarma amacı ile çıkılan bu yolda bu şekilde sorunların çıkmış  olması çok üzücü…  Radyo programcısı olarak mikrofonun arkasındasın ve şimdi sahnedesin nasıl bir his?

Geveze: Aslında öncede sahnedeydim. Sahnede olmak çok tehlikeli bir his… Eskiden Roma komutanlar, savaş kazanıp Roma’ya geri döndükleri zaman bir tane savaş arabası ile girerlermiş. Savaş arabasının üzerine romalı komutan olurmuş, arkasında da diz çökmüş bir köle olurmuş. Arkasındaki köle sürekli “insansın, sen insansın”  bunu hatırlatırmış yani sen yarı tanrı değilsin. Sahneye çıkmak yarı tanrılık gibi bir şey; arada insan olduğunu hatırlamak lazım. İnsan kendini sahnede çok iyi hissediyor, hiç bırakmak istemiyor. Ağır bağımlılık yapan bir şey… Dünya’da bir insanın yaşayabileceği en büyük keyif, birileri seni alkışladığı zaman kendini çok iyi hissediyorsun.

Radyoda böyle birşey yok, radyoda olan da sahnede yok. Radyo’da çok rahatsın istediğin her şeyi söyleyebiliyorsun, hayal ettiriyorsun. İkisi birbirinden taban tabana farklı şeyler…

Aslında baktığımız da bir çok televizyon programı da yaptınız ama mikrofon’un arkasında saklı kalmak ya da sahnede olmak bunlardan hangisi daha önemli artık sende?

Geveze: İkisi de aynı derecede önemli aslında ve ikisininde birbirinden bence çok fazla farkı yok. Birinde görsel olarak alıyorsun, alkış alıyorsun diğerinde ise; bir gün sokakta yürüyorsun ve adamın biri gelip sana ” Ben her sabah seni dinliyorum, çok beğeniyorum. Günüm sizin sayenizde güzel geçiyor.” ya da birini görüyorsun ve diyor ki “Ben sizi 10 yaşımdan beri dinliyorum.” bunu söyleyen de kocaman bir kız..

Sertan: Valla Geveze’yi bende yıllar önce radyo programını dinliyordum öyle tanıdım. 15 senesi var rahat…

Hakan: Bende ortaokulda NR1 tv döneminden biliyorum seni…

“Rol” ve “Kuma” dinleyicisi arasındaki fark nedir?

Hakan: “Rol” bar programları haftalık programlar yapıyor ve genel olarak, cover ağırlıklı ve eğlenceye yönelik. Aslında Kuma’da da çok farklı değil ama Kuma’nın yüzü Geveze olduğu için iş değişiyor, gelen kitle değişiyor.

Albümün prodüktörü Alp Ersönmez ile nasıl çalışmaya başladınız?

Hakan: Alp’le tanışmamız  Babajım İstanbul Studios‘ ta kaydetmeye karar verdikten sonra oranın sahibi Alp Turaç ‘la kafamızdaki isimleri konuşurken “size Alp Ersönmez olur. Ben Alp’î bir arayayım” dedi. Alp Ersönmez’de kabul etti sağolsun. İyi ki tanışmışız, çok büyük adam ve ç0k büyük prodüktör.

Aynı zamanda bizimle  Çağrı Sertel‘de çalıyor. Klavye’de bize destek oluyor. Ondan da çok şey öğreniyoruz. Sürekli provalarda hocamız gibi kendisi..

İkinci albüm için düşünceniz ne zaman?

Hakan: Bu albüm bitsin bir miladını doldursun ondan sonra hep beraber karar vereceğiz.

Geveze’nin tabiri ile “karaladığını” biliyoruz ama senin neden albümde şarkı sözlerin yok?

Hakan: Tamamlamıyor. :)

Geveze: Evet. :)) Şimdi ben diyordum aynı cümleyi… Biz bir akşam Hakan’ların evine gittik ben şarkıları dinleticem. 15 şarkı dinlettim ama bir şarkı çıkmaz aslında çıkar :) bir tane şarkı bitmişti birininde sözleri eksikti. Eksik şarkılar ama bir tanesi var herkesin içine de sinmişti ama sözlerini tamamlamam gerekiyor. İnşallah ikinci albüme..

Benim sorularım bu kadar hepinize çok teşekkür ederim.

Kuma: Biz teşekkür ederiz.

582140_10151322223131430_2061645539_n (1)

Kuma’ya bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederim ama unutmamam gereken önemli bir isim de sevgili Aylin hanım; Kuma ile beni buluşturduğu ve bu keyifli sohbeti sağladığı için çok teşekkür ederim.

İrem’le Rock Devam Ediyor…

İrem Ezgimen (DikkatMüzik!)

Anne Bu Çalan Ne? (17 Ağustos 2012)

Bayrama sayılı günler kala bu haftaki “Anne Bu Çalan Ne?”yi Londra’ya uçmadan hemen önce yazıyorum. Peki beni bu yaz gününde güzel plajlar ve sıcak kumlar yerine Londra’ya uçuran ne? Elbette “Virgin Music Festival”! Avea’nın Müzik Blogları Fikir Takımı projesinden daha önce bahsetmiştim, okuyanlarınız hatırlayacaktır. DikkatMüzik! de bu fikir takımında yer alan bloglardan biri olduğundan Avea’nın davetlisi olarak V Müzik Festivali’ni yerinde izleyecek. Killers, The Stone Roses, David Guetta, Snow Patrol, Nicki Minaj, LMFAO ve Australian Pink Floyd, festivalde sahne alacak isimlerden bazıları..17-20 Ağustos’ta İngiltere’de gerçekleşecek V Müzik Festivalinden notları önümüzdeki hafta DikkatMüzik!’te okuyabileceksiniz. (Festival ile ilgili ayrıntılı bilgi için: http://www.vfestival.com/)

* Ogün Sanlısoy’un Haziran ayında raflarda yerini alan 6. stüdyo albümü “Akustik 2012”nin  ilk video klibi “Dayanamam” şarkısına çekilmiş. Söz ve bestesi Ogün Sanlısoy’a ait şarkıda Sanlısoy’a Özlem Tekin eşlik ediyor. Klibin yönetmen koltuğunda ise ünlü bir isim, Mustafa Altıoklar var. Şile’de eski bir Rum köyünde çekilen klibin albüme biraz daha hareket getireceğini umuyorum, çünkü Sanlısoy’un bu albümü gerçekten arşivlik.

* Bu yılki Eurovision’da ülkemizi “Love Me Back” şarkısı ile temsil eden ve ilk albümü “Meczup” ile yakaladığı hayran kitlesini daha da artıran Can Bonomo, repertuarını tamamlamış ve ikinci albümü için stüdyoya girmiş. Eurovision’dan hemen önce -albümde de yeralacak olan- “Ali Baba” adlı teklisini piyasaya süren Bonomo Ekim ayında müzikseverler ile buluşacak yeni albümünün kayıtlarını ilk albümünü de kaydettiği TheFatLab’de yapacak. Genç müzisyenin yeni albümünün de prodüktörlüğünü ve müzik direktörlüğünü ilk albümde de beraber çalıştığı Can Saban üstleniyor. Ekim ayında tüm müzik marketlerde We Play etiketi ile dinleyicilerin beğenisine sunulacağı duyurulan albüm için fazla konuşmaya gerek yok, Bonomo kendine özgü tarzını koruyacak ve sevenlerini hayal kırıklığına uğratmayacaktır.

* Twitter’dan takip edenlere duyurmuştum ama bir kez de buradan yazmakta fayda var. 2009 yılından beri birlikte olduğum NumberOne medya grubuna geçtiğimiz hafta veda ettim. Radyo Klas‘tan önce KlasPop‘a, daha sonra da NumberOneTurk FM ismine geçiş yapan radyo, artık tümüyle format yayıncılık anlayışını benimsediği için Pazar günleri hazırlayıp sunduğum ve dünden bugüne Türk pop müziğinin klasiklerini çaldığım “Tamba Tumba”ya da artık yer kalmamıştı. 2004’de Radyo Viva‘da başladığım radyoculuğa JoyTurk ve Radyo Mega gibi başka ulusal radyolarda devam etmiştim, yakında yine kaldığımız yerden yola devam demeyi umuyorum. Dileyelim ki şarkılar hiç susmasın:)

Herkese iyi bayramlar diliyor ve müziksiz kalmayın diyorum!

Olcay Tanberken (DikkatMüzik!)
twitter.com/olcaytanberken
twitter.com/dikkatmuzik

Ogün Sanlısoy’dan “Akustik 2012”

“Türkçe rock”ın önemli isimlerinden  Ogün Sanlısoy, 6. stüdyo albümünü yayınladı. “Akustik 2012” adıyla Pasaj Müzik etiketiyle yayınlanan albümün sürprizi ise, “Dayanamam” şarkısında Özlem Tekin ile Ogün Sanlısoy’un düeti. Ayrıca albümde “Geçer Zaman” adlı yeni bir şarkı ve 4 kısa enstrümantal parçanın yanı sıra ‘Saydım’, ‘Pencere’, ‘Hadi beni güldür’, ‘Bilmece’, ‘Avunmak zor’ gibi’ Ogün Sanlısoy hitlerinden 11 inin akustik versiyonları yer alıyor. Bizzat Sanlısoy tarafından hazırlanan ve tüm şarkıların gitar akor şemalarının bulunduğu kartonet de albümü değerli kılıyor.

Tüm söz ve bestelerin Ogün Sanlısoy’a ait olduğu albümün müzik prodüktörlüğünü Volkan Başaran yaptı. Albümde Gündem Yaylı Grubu, Cengiz Ercümer (perküsyon) ve Çiğdem Erken (piyano) gibi usta müzisyenler konuk olarak yer alıyor. Erekli Tunç stüdyosunda kaydedilen albümün miksleri Ankara’da Mars stüdyolarında Mehmet Uğur Memiş, masteringi ise Los Angeles’ta Dave Collins tarafından yapıldı. Kapak fotoğrafları Mehmet Turgut’a ait.

“Çok ses, tek yürek” oldular!

(RADİKAL) Van’da meydana gelen deprem sonrası müzisyenler en iyi yaptıkları şeyi, ürettikleri müziği arkalarına alarak Van’a destek için KüçükÇiftlik Park’ta bir araya geldi. ‘VAN İÇİN ROCK’ konseri, Demir Demirkan, Emre Aydın, Feridun Düzağaç, Kurban, Model, Duman, Mor ve Ötesi, Moğollar, Mor ve Ötesi, Ogün Sanlısoy, Redd, Şebnem Ferah ve Yüksek Sadakat’in de dahil olduğu 40 sanatçının ücretsiz olarak katılımıyla, 30 Ekim 2011 Pazar günü saat 11.00 – 00.00 saatleri arasında Küçükçiftlik Park’ta gerçekleşti. Konserin açılışını Hayko Cepkin, kapanışını Şebnem Ferah yaptı.

Konser 12 saat boyunca sürdü. Tüm gün boyunca DreamTV‘den canlı olarak yayınlanan konserde toplam 40 grup/isim sahne aldı, 584 gönüllü çalıştı. 20 TL’den toplam 14 bin adet bilet satıldı, 10 bin kişi konseri izledi. Rock severler yardım konseri için bir gece önceden alan önünde bekledi. Medya, televizyon ve müzik dünyasının ünlü isimleri; Okan Bayülgen, Banu Güven, Erdem Yener, Ferman Akgül (Manga), Kaan Sezgin(Sezyum), Metin Uca ve Yekta Kopan tarafından ROCK yazıp 2868’e SMS atılarak bağış toplama çağrısında bulunuldu. Gün boyunca 20 bin’e yakın SMS gönderildi. Konserden 500 bin TL’lik yardım toplandı. Konserin tüm geliri, Van’da bir ilköğretim okulu yaptırmak için kullanılmak üzere TÜRK KIZILAY’ına aktarıldı.

Küçükçiftlik Park’ta gerçekleşen konsere sanatçılar dahil katılımcılar, Van’a göndermek istedikleri malzemeleri getirdiler. Alanda toplanan tüm malzemeler Şişli Belediyesi ekipleri tarafından Van’a ulaştırılmak üzere ayrıştırılıp paketlendi. Gün boyunca 4 TIR dolusu yardım toplandı. 4 TIR Van’a yardımları ulaştırmak için yola çıktı.

 

KONSERDEN KISA KISA

• Etkinlikte 40 grup/isim, toplam 280 müzisyen sahne aldı.
• İlk 24 saatte 6.000 bilet satıldı.
• 3. günün sonunda 12.500 bilet tükendi.
• Tüm gün boyunca Dream TV ve Joy Türk konseri canlı olarak yayınlarken, konser günü reklam gelirlerinin tamamı Kızılay’a bağışlandı.
• Alana konser veren sanatçılar dahil, tüm ekipler bilet alarak girdi.
• Konserde 584 kişi gönüllü çalıştı.
• Kısıtlı zaman olduğu için sahne alamayan yüzlerce müzisyen ve sanatçı konser günü Küçükçiftlik Park’ta bulunarak desteklerini gösterdi.
• Konser sırasında katılımcıların getirdikleri yardım malzemeleri toplanarak 4 TIR dolusu yardım Van’a gönderilmek üzere hazırlandı.(radikal.com.tr)

“Van İçin Rock!” zamanı!

Türkiye, Van’da meydana gelen 7.2’lik depremin yaralarını sarmaya çalışırken, rock dünyası da birlik olup para almayacakları bir yardım konseri ile sevilen şarkılarını bu kez Van’da yardıma ihtiyacı olan depremzedeler için söyleyecek. Şebnem Ferah, Moğollar, Redd, Mabel Matiz, Mor ve Ötesi gibi isim ve grupların sahne alacağı ve tüm gelirinin Kızılay’a bağışlanacağı “Van için Rock” yardım konserleri, 30 Ekim Pazar günü İstanbul Küçükçiftlik Park’ta gerçekleştirilecek. Organizasyonun duyurusu şöyle:

“23 Ekim günü Van’da meydana gelen deprem sonrası çok sayıda yurttaşımız hayatını kaybetmiş, bir çoğu da evsiz kalmıştır.

Biz müzisyenler olarak, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olduğu bu ortamda, en iyi yaptığımızı düşündüğümüz şeyle yani ürettiğimiz müziği arkamıza alarak Van’a destek için bir araya geliyoruz.

Onlarca sanatçı ve kurumun koşulsuz olarak katılımıyla gerçekleşecek olan ‘VAN İÇİN ROCK!’ toplu konseri, 30 Ekim 2011 Pazar günü (bu Pazar) Maçka Küçükçiftlik Park’ta yapılacaktır.

DreamTV‘den canlı yayınlanacak olan konserin tüm geliri TÜRK KIZILAY’ı vasıtasıyla “sadece” Van’a aktarılacaktır.

Katılımı Kesinleşen İsimler: 4×4, Aslı, Aylin Aslım, Ayşe Saran- Murder King, Can Bonomo, Cem Köksal, Çilekeş, Demirhan Baylan, Demir Demirkan, Dilemma, Duman, Direc-t, Emre Aydın, Ete Kurttekin, Feridun Düzağaç, Foma, Gece, Gece Yolcuları, Gripin, Haluk Levent, Kurban, Mabel Matiz, Malt, Marsis, Melis Danişmend, Model, Moğollar, Mor ve Ötesi, Multitap, Ogün Sanlısoy, Özge Fışkın, Pamela, Redd, TNK, Yüksek Sadakat, Şebnem Ferah

Konser ile ilgili gelişmeleri http://twitter.com/vanicinrock adresinden takip edebilirsiniz!

“Varsın ömrümü takvimlerden çalsın yıllar”

DMC’nin bir süredir Tarkan ve Sertab Erener albümleri başta olmak üzere müzik piyasasına getirdiği “çıta üstü albüm yaparsan, satışı da iyi olur kardeşim” mantığının bu kez Nilüfer albümü ile kulağımıza ulaştığını idrak etmek zor değil.

Hani şu “Unkapanı bayram etti” klişesi vardır ya, hakikaten son zamanlarda girdiğim neredeyse tüm müzikmarketlerde fonda Nilüfer’in “12Düet” albümüne denk geliyorum ve en çok satanlar listesinde hep ilk sıralarda görüyorum. Bu gidişle çok kısa bir süre içinde en başa oynaması da kaçınılmaz olacaktır.

Nilüfer’in yaklaşık 1 senedir üzerinde çalıştığı bu “rock projesi”ni -henüz daha böyle bir albüm fikri ortada yokken- ilk kez Beyaz Show’da canlı olarak izlemiş ve şahane bir iş çıkacağının ilk sinyallerini de o zaman almıştık. Zaman bizi haklı çıkardı, Nilüfer yine sevenlerini yanıltmayacak bir işe kalkıştı ve kazanan yine o ve elbette onun çok sevilen şarkıları oldu.

Albümün çıkış parçası olan “Erkekler Ağlamaz” düetinde Şebnem Ferah, yine yeniden “şaşırtmıyor” ve bu ülkede rock müziğin en önemli temsilcilerinden biri olduğunu yüzümüze adeta çarpıyor. Müthiş vokalinden, mütevaziliğinden ve son derece karizmatik duruşundan etkilenmemenin imkanı yok. Klipte de hem Nilüfer hem de Şebnem Ferah çok uyumlu bir görüntü sergilemişler doğrusu, eğer bu projenin bir devamı olursa -ki sezgilerim “olmalı,olacak,istiyorum” diyor:)- Şebnem Ferah ile bir düet daha olmalı kesinlikle.

DikkatMüzik! diyorum ve müthiş bir buluşmaya dikkatinizi çekmek istiyorum sayın okuyucu:) Bu yılki Eurovision yolcumuz Yüksek Sadakat, 1978 yılında bu yarışmada ülkemizi Nazar grubu ile temsil eden Nilüfer’i yine bir Eurovision birincisi olan Tu Te Reconnaitras ‘ın -Nilüfer’e büyük şöhret kazandıran ‘anahtar’ şarkılardan biri olan- Türkçesi Göreceksin Kendini ‘de buluşturarak ilginç bir ilke imza atmışlar. Düet de çok başarılı, Yüksek Sadakat’in şarkıya uyan tarzı da..

Teoman‘ın rock dünyasında özenle koruduğu ‘aykırı’ duruşunu bu albümde Sensiz Olmaz düetinde de hissetmek mümkün. Üstelik bunu yaparken özel bir çabaya girişmesine ya da bağırıp çağırmasına da gerek yok, heyhat! Nilüfer’in Teoman vokaliyle sonsuz uyumu ve şarkının bu caz ve rock karışımı yeni havası, albümün en kıymetli track’lerinden birini ortaya çıkarmış.

Türk popunun klasiklerinden biri sayılan Adnan Ergil’in “Haram Geceler”i Gece Yolcuları’na çok yakışmış, tam onikiden bir seçim olmuş bu grup için. Nilüfer diskografisinde en sevdiklerimden biri olan “Hey Gidi Günler”, doğum yılımla aynı tarihte (1979) yayınlanmasına karşın bende her zaman çok daha eskiymiş izlenimi bırakmıştır ve fakat garip bir biçimde benim için hiç eskimemiştir. Ne var ki hiç bir zaman hakettiği değeri görmediğine inandığım şarkı nihayet yıllar sonra bu albümde Ogün Sanlısoy yorumu ile küllerinden adeta yeniden doğmuş. Yine zamanında nedense üzerine fazla eğilinmemiş ve hakkı verilmemiş Adnan Ergil imzalı “Uzak Dur Ateşimden”, Rashit farkı ile bu albümde sanıyorum ki çok daha fazla ilgi görecek ve kliplenecek şarkılardan biri olmayı kesinlikle başarmış.

Nilüfer’in unutulması imkansız “Sensiz Olmaz” albümünden 2 şarkı da bu albümde yeniden hayat bulmuş adeta. Badem “İntizar” ile, Hayko Cepkin ise “Aşk Kitabı” ile Nilüfer’in bu dönemine ait 2 klasiğini oldukça başarılı yorumlamışlar (Hayko Cepkin’i bu albümde çok sert bulanlar olduğunu duydum ama doğrusu ben çok beğendim, bu onun tarzı..)

Gelelim beni tam kalbimden vuran o şarkıya. Adını geniş kitlelerin ilk kez bu albümle duyduğu CİNGİ -(Selçuk Sami) Cingi/(Nedim)Ruacan/(Levent)Candaş- “Unut Gitsin”de adeta “döktürmüş”. Grup Nilüfer’e “Darılıp gücenmesin /geç kalmasın ayrılıklar / varsın ömrümü takvimlerden çalsın yıllar / aldırma ne farkeder alışmışım yokluğuna / seni sevdiğimi unut /unut herşeyimi” dizelerinde hem müthiş bir sound hem de çok iyi bir yorum ile eşlik ederken yüzünüzü geriye dönmeniz ve bir süreliğine bu alemden başka alemlere ışınlanmanız, ihtimal olmaktan çıkıp gerçek oluveriyor bir anda. Hıçkırıklar derya, gözyaşları sel olup akıyor yüzünüzden. Vallahi de billahi de..

Malt ile “Ara Sıra Bazı Bazı”, TNK ile “Selam Söyle”, 4×4 ile “Kim Arar Seni” düetleri de oldukça başarılı ama bunlara -ilk yayınlandıkları dönemden bugüne her zaman çok sevilmiş bu şarkıları biraz fazla tükettiğimizden midir nedir- diğerleri kadar bağlanamadım. Ama bu konuda gayretli olduğumu söylemeliyim, playlistimde kendileri ile yakın ilişki içindeyiz doğrusu..

Sözün özü, lafın kısası. Albüm dört dörtlük, şarkılar şahane, Nilüfer “rocks”! Daha ne olsun?

(Müzikseverlere küçük bir hatırlatma: Nilüfer’i ve ona eşlik eden rockçıları bu şarkıları ile 9 Mart’ta “Aile İçi Şiddete Son” konserinde izleyebilirsiniz. Biletler, Biletix’te: http://web03.biletix.com/etkinlik/MKGUL/TURKIYE/tr )

Olcay Tanberken
www.dikkatmuzik.com

Ogün Sanlısoy ‘Avunmak Zor’ diyor

Pentagram’ın solisti olarak ün kazanan rock müziğin başarılı isimlerinden Ogün Sanlısoy, Pasaj Müzik etiketli yeni albümü “Ben” ile müzik marketlerde.

“Korkma” adlı ilk solo albümünü 1999 yılında yayınladıktan sonra 5 yıl sessiz kalan ve 2004 yılında yayınladığı 2. albümü “O Gün”deki ‘Saydım’ şarkısı ile hayran kitlesini büyük ölçüde genişleten Ogün Sanlısoy, “Üç” ve “Korkma’07” albümlerinden sonra “Ben” adlı yeni albümünü Pasaj Müzik’ten çıkardı.

13 şarkılık albümde 12 şarkının sözü ve müziği Sanlısoy’a ait. Prodüktörlüğünü Volkan Başaran’ın yaptığı albümün mixleri Uğur Memiş’e ait. Masteringi Helsinki’de yapılan albümde dikkat çeken şarkılardan biri de Erkin Koray klasiği ‘Anma Arkadaş’. “Ben”in ilk klibi ise Mahir Akyol tarafından ‘Avunmak Zor‘a geldi.

Ogün Sanlısoy – Avunmak Zor

Rock’N’ilüfer yolda: “Nilüfer ve 12 Düet”

Nilüfer’in uzun zamandır beklenen rock albümü nihayet basılıyor! Ocak ayı ortasında piyasaya çıkacak olan albümde ünlü sanatçı 12 rockçı ile düet yapıyor. 12 Nilüfer klasiğinin rock tarzında yeniden hayat bulduğu albümün adı “Nilüfer & 12 Düet” adını taşıyor. Ücret istemeden usta yorumcunun albümü için stüdyoya girenler arasında Şebnem Ferah, “Erkekler Ağlamaz”, Teoman “Sensiz Olmaz”, Yüksek Sadakat “Göreceksin Kendini”, Hayko Cepkin “Aşk Kitabı”, Gece Yolcuları “Haram Geceler” şarkılarında Nilüfer’e eşlik ediyor. Süpervizörlüğü Ozan Çolakoğlu’nun yaptığı bu heyecan verici albümde ayrıca Malt, 4X4, Rashit, Badem, Ogün Sanlısoy, Cingi ve TNK düetleri de mevcut.

Uzun süredir hayalini kurduğu projesini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığını söyleyen Nilüfer, “Bu albümü onların yaratıcılığı ve enerjisiyle oluşturduk. Heyecan verici bir çalışma oldu” dedi. Albüm, DMC etiketiyle ocak ayı ortasında piyasaya çıkacak.