Röportaj: Metin Türkcan

“Buluşuruz belki bir gün o en güzel denizlerle hep aynı yanlışı yapmayı bırakabilirsek, bırakabilsek.”

Metin Türkcan – Vakti Geldi 

Öncelikle belirtmek isterim ki; ben de bir çoğumuz gibi “Pentagram” ve “Şebnem Ferah” gibi önemli isimlerin albümleri ve konserleriyle büyüdüm. Konserlerde ben de az bağırmadım ” Şebooooo, Metinnnnnnnn” diye ama en önemlisi gözyaşlarım, mutluluklarım onların şarkılarında yatıyor ve inanın, insan yaş aldıkça her saniyenin önemini daha çok anlıyor. Bu sebepten ötürü bu röportaj, benim için de çok değerli bir röportaj..

Ve Metin Türkcan…

Türkiye’nin eski ve köklü grubu “Pentagram“dan  ya da Şebnem Ferah‘la aynı sahneyi paylaşmasıyla beraber tanıdığımız daima gülümseyen adam… :) Çaldığı solo partilerde, içimizden geçen haykırışları notalara dönüştüren; her notasını hep bir ağızdan mırıldandığımız şarkıların yorumcularından olmuştur.

Kendisinin hatırladığını hiç sanmıyorum ama minik bir anımı paylaşıp kendisi ile gerçekleştirdiğim röportaja geçmek istiyorum.

Şebnem Ferah 2012 Harbiye Açıkhava sahnesi konserinde orta sıradaydım konsere tek başıma gelmiştim. Her yer deli gibi doluydu. Konserin sonlarına doğru diğer seyircilerle beraber sahne önüne doğru indik. Şebnem Ferah ve ekibi izlerken içimden “Ne kadar şanslı bir kadın..” diye düşündüm ve bir andan gözümden yaşlar süzülmeye başladı. Tutamadım kendimi… (Bilen bilir biraz sulu gözlüyüm.) Gözlerimi silerken Metin Türkcan‘ın bana baktığını fark ettim. Gözlerini gösterip “Neden ağlıyorsun?” işareti yaptı ama durumu nasıl açıklayabilirsin ki? O kadar büyük bir kalabalıkta kimsenin bunu fark edebileceğini düşünmemiştim. Anında kendimi toparladım ve gülümsemeye başladım. Kendisi de gülümsedi ve bir kişinin bile gözünden süzülen gözyaşının öyle bir kalabalıkta yarattığı etkiyi fark edince anladım ki “Gözyaşlarımızın Tadı Aynı…”

Not: Röportaj teklifimi kabul ettiğin ve nezaketin için çok teşekkür ederim. :)

İstanbul Üniversitesi Dericilik bölümünde okurken; bir anda nasıl “Müzisyen” olmaya karar verdin?

Metin Türkcan: Lise 1. sınıfta arkadaşım “Kemal Kut” ile “Metafor” adlı grubu kurduk ve aynı lisede, son sınıfta yıl sonu konferans salonunda çaldık. Biz çalarken müdür muavinimiz rahmetli Muhsin hoca gelip şalteri kapatmak suretiyle konserimize son verdi. Yani bu küçük anı ile bağlıyorum ki; bahsettiğin karar çok daha önce verilmişti. :)

Bir röportajında “müzik; şansla direk bağlantılıdır” demişsin. Senin hayatında da böyle mi oldu?

Metin Türkcan: Hayır, böyle demedim. “Bir müzisyen veya her ne iş ile meşgulseniz öncelikle çok çalışmanız ve yaptığınız her ne ise dünyanın diğer ülkelerindeki muadillerinden eksik bir yanınız olmamalı. İlk önce, konumuz müzik olduğu için sizin yaptığınız müzik-şarkı her ne ise; bunun insanlar tarafından beğenilmesi veya insanlara ulaşıp, ulaşamaması kısmı biraz şansa bağlı..” demeye çalıştım. Fakat günümüzde böyle bir olgu veya sorunsal da kalmadı. Yükle facebook’a oldu bitti.. :) Yok ya şaka öyle olmaz, çıkıp çalmak lazım! En önemlisi çalabilmek, söyleyebilmek…

Metin Türkcan nasıl “Metin Türkcan” oldu?

Metin Türkcan: Bu soruyu pek anlamadım.. N’olmuş bana? :) (Kendisi biraz fazla mütevazi :) )

MET-BASIN 03

Pentagram ve Şebnem Ferah’la çalışmaya nasıl başladın?

Metin Türkcan: Pentagaram‘a “Trail Blazer” albümü kayıtlarının son kısmında dahil oldum. Demir Demirkan; Amerika’ya gitmeye karar vermişti. Benim de “Metafor”dan sonraki grubum “Disgrace” dağılmıştı. Tarkan Gözübüyük ve Hakan Utangaç  “Çalar mısın?” dediler, ben de “Şeref duyarım..” dedim.

Şebnem Ferah‘la da; ilk albümünü kaydetmişti, hatta bir parçada Hakan da ben de konuk olarak çaldık, neyse Özlem Tekin‘le çalışmalarımız bitmişti. Kemancı Bar’ da Murat-Berk-Aykan “Cherokee” adlı grup ile çalıyorduk. Şebnem, albüm sonrası konserler için bir grup oluşturuyordu. Gitarı benim çalmamı istedi, ben de “Tabi ki Şebo’cum” dedim. :) Halen hiç değişiklik göstermemiş olan ekibine katıldım…Halen iki grupla da çalmaktayım.. işte böyle galiba, çok uzun zaman oldu yanlış hatırladığım kısımlar varsa “I’m sorry” :)

Bir yandan Türkiye’nin en köklü ve önemli rock grubu, diğer yandan Türkiye’nin rock kraliçesi ile aynı sahne bulunmak nasıl bir his?

Metin Türkcan: Harika bir his, çok da keyifli ve de gurur verici bir durum…

MT-2016 ALBUM KAPAK

Gelelim “Vakti Geldi” albümüne… Bu albümün yapım planı, albüm kartonetinde yazılana göre 2000 yılında oluşmuş peki bu kararı nasıl verdin?

Metin Türkcan: Ben bir karar vermedim. İlk  3 parçalık demoları 2000’de Ümit Kuzer ve Martin Spenecer ile Virüs Müzik’te kaydettik sonra galiba Sony den EP olarak çıkacaktı ve ben tek başıma olacaktım klip vs. tüm projede…Bu konsept içinde kendimi çok rahat ve mutlu hissetmeyeceğimi düşündüğüm için vazgeçtim. Yanılmıyorsam 2007-2008 senelerinde büyük konserlerin yapılamadığı bir dönemdi; ben de “Benimle çalar mısın?” diye bir yarışma yapıp bir basçı ve birde davulcu bulup; “Metoboy” grubunu kurdum. Metoboy grubuyla çok eğlenceli konserler verdik. Derken; sevgili dostum Gürkan Bozacı’nın katılımı ile grup bir anda biraz daha ciddileşti ve yeniden demolar yapmaya başladık. Demo, demo derken davulcum Ozan Demir’in “Hadi abi! Hadi abi!..” demeleri üstüne 10 parçalık Türkçe demomuza kavuştuk. 2011-2012 senelerinde, bu demoları bir kaç şirket eş-dosta dinletirken Tarkan’ın (Gözübüyük) kulağına gitmiş, kızdı bana “Niye bana dinletmiyorsun?” diye, ben de “Çok yoğunsun dostum..” vs derken prodüktör oldu. Umut Kuzey‘le buluştular ve 2-3 senelik bir çalışma sonunda raflarda yerini buldu.. :)

Albümün her şarkısında seninle beraber, Türkiye’nin en değerli müzisyenlerinin imzası var. Ogün Sanlısoy, Harun Tekin, Şebnem Ferah, Aylin Aslım, Murat İlkan, Umut Kuzey, Pamela Spence, Ray Rizzo bu kadar ismi bir albümde toplamak zor olmadı mı? Nasıl bir araya geldiniz?

Metin Türkcan: Hepsi bir anda bir araya gelmedi. Dediğim gibi; 2-3 seneye yayılan bir süreçte rahat rahat, sakin sakin oldu kayıtlar.. Hatta vokal kayıtlarının bazılarına konserler sebebiyle gidemedim bile.. :)

Albümün ilk çıkış çalışması Şebnem Ferah “ Dilek Taşı” ile oldu. O kadar kişi arasında zor olmadı mı çıkış şarkısına karar vermek ve nasıl bir strateji izlediniz albümde?

Metin Türkcan: Onu yapımcımız Umut Kuzey ve Özlem Hanım’a sorman gerekiyor.. :)

Klipte kimlerle çalıştınız? Hikayeyi nasıl oluşturdunuz?

Metin Türkcan: Emir Sarısaç ile çalıştık, daha doğrusu o çok büyük bir nezaket göstererek bizimle o hengamede çalışmayı kabul etti. Harika da bir iş çıkardı. Ben klip ile ilgili hiçbir şeye de karışmadım. Kartonetteki ve basında yer alan fotoğrafları da Gökhan Palas çekti, kartonet tasarım ve sanat yönetmenimiz de sevgili Hale Utangaç (Evet, Hakan Utangaç’ın kız kardeşidir kendisi) :)

Albümün dört şarkısı hariç tüm sözler sana ait. Şarkı sözleri konusunda hiç destek aldın mı?

Metin Türkcan: Söz yazmak, melodi bulmak, şarkı yapmak …Böyle bakamıyorum duruma, “müzisyen veya sanatçı” diye tabir edilen kişileri uydu alıcısı gibi düşünün, evrende gezinen melodi-söz vesairelerden antenlerine takılanları çevrelerindeki diğer insanlara aktarmakla yükümlüler, ya da yükümlü demeyelim de; aktarmaya çalışan insanlar da diyebiliriz. Yani gözüktüğü kadar havalı bir durum değil. Gece uyurken kalk, aklına takılan melodiyi kaydet, sonra altyapısını yapacağım derken, sabah olsun. Tüm bu yüzlerce, binlerce eskizden 5-10 tanesini hasbelkader iyi ortamlarda kaydet, kaydedeceğim diye kendini yırt, sonra biri çıkıp “Bu ne ya?” desin, zor işler. Ben hiçbir zaman “Kim ne diyor? Dinleyen mutlu oluyor mu?” diye düşünmedim, gitar çalarken çok mutlu oluyorum ve sağlığım müsaade ettiği sürece de çalmaya devam etmek niyetindeyim…

Sözlerde biri dağ başında, biri yolda vs… Alakasız yerlerde ve neredeyse final haline yakın çıktılar. Son olarak; sevgili dostlarımın da sihirli parmak ve yüreklerinin dokunması neticesinde sizlere sunabileceğimiz final hallerine geldiler.

Senin aracılığın ile her birine tek tek buradan bir kez daha teşekkür eder ve de şükranlarımı sunarım…

Buarada albümün prodüktörlüğünü “ Tarkan Gözübüyük ve Cihan Barış” yapmışlar. Bu solo albüm projesi ilk çıktığında Pentagram ekibi ve Şebnem Ferah ekibinin ilk tepkileri ne oldu?

Metin Türkcan: Hepsi en az 20 senelik arkadaşlarım, hepsi çok mutlu oldular ve hepsi ellerinden geldiğince destek oldu…

MET-BASIN 05.jpg

İkinci klip ve şarkı belirlendi mi?

Metin Türkcan: Gibi..:) ama söylemem yasak :)

Bu albümle alakalı konserler olacak mı?

Metin Türkcan: İlk olarak Zeytinli Rock Festivali’nde de sahne alacağız ve bu sahnede Zeytinli Rock Festivali facebook hesabında yer alacak olan karaoke parçaların üzerine vokal yapıp gönderen iki arkadaşımız (bir kız-bir erkek tahminen) sahne alacaklar..

Eylül ayı gibi, bunun bir büyüğünü yapmayı planlıyoruz ama bu ülke ve coğrafyada plan yapmak gerçekten de çok da mantıklı ve akılcı bir durum gibi gelmiyor bana, o yüzden mümkün olduğunca uzun vadeli planlar yapmamaya gayret ediyorum kendi adıma :)

Yakında sahnede olacağın belirlenmiş organizasyonlar var mı?

Metin Türkcan:  En yakın;

Kuşadası Gençlik Festivali: https://www.facebook.com/kusadasigenclikfestivali/?fref=ts

Murat İlkan-Metin Türkcan Akustik Proje: https://www.facebook.com/Murat-Ilkan-Metin-T%C3%BCrkcan-Akustik-Proje-553694681446346/?fref=ts

Şebnem Ferah – Bodrum

Zeytinli Rock Festivali:  Zeytinli Rock Festivali 2016

Murat İlkan ve Metin Türkcan Akustik projesine Nasıl karar verip bir araya geldiniz?

Metin Türkcan: Murat’la çok eskiden de bu şekilde akustik çalıyorduk, daha sonra live bar grubu, ardında “Pentagram” derken bu akustik olayı rafa kalkmış oldu. Murat’a yıllar sonra ilk kez Rock Off da “Ronnie James Dio” sahnesinde akustik çalmamız ile ilişkili bir teklif gelmiş. Murat’ta bana iletti bu teklifi, yıllar sonra bir akustik çalmış olduk. Biz de, seyirci de çok keyif aldık, “Neden bunu bir proje yapmıyoruz?” dedi Murat ve biz de yaptık, onun bir sonraki albümünü akustik formatta yapmak gibi bir niyetimiz de var.

Bu projenin konserleri devam edecek mi? Sabit bir sahne planınız var mı?

Metin Türkcan: 

Tüm diğer müzisyen dostlarımız gibi “Konserler devam edecek.” diye umut ediyoruz. Belli bir konser programımız yok. Olduğunda Facebook “Murat İlkan & Metin Türkcan Akustik Proje” sayfasından ve kişisel hesaplarımızdan paylaşıyoruz. Zaten çaldığımız yerler daha ufak yerler oluyor. Şu ana kadar da İstanbul hariç, konserlerimiz hep dolu geçti.
Tüm gelip bizleri yalnız bırakmayan dostlarımıza da teşekkürler.

 

Bu arada “Metoboy” isimli grubunla çalışmaların vardı. Yeniden devam edecek misin?

Metin Türkcan: İşte bu “Metoboy” projesi, “Metin Türkcan” oldu. Yani ikisi de aynı proje. Grup aynı, baştan beri Ozan Demir ve ben.

Bu sene Pentagram ve Şebnem Ferah’la alaka yeni bir albüm müjdesi var mı?

Metin Türkcan: Hmmm (Bu konu ile alakalı bilgi çalamadım :) )

Youtube üzerinde “Metin Türkcan ile Gitar Dersleri” videoları var. Bunların devamı olacak mı?

Metin Türkcan: Onlar gitar dersi değil, Yamaha gitar tanıtımı. İki gitar çalışmanın önemini göstermeye çalıştım o minik videolarda, ders değil yani :)

Öğretmenlik yapıyordun bir dönem hala devam ediyor mu? Seninle çalışmak isteyenler sana nasıl ulaşabilirler?

Metin Türkcan: Beşiktaş’da Home Office’de derslere ve kayıtlara devam ediyorum. Facebook “Metin Türkcan ile Gitar Dersi” sayfasından ulaşabilirler, ofis telefonu vs. orada yazıyor.

Sosyal medya ile aran nasıl? Hesaplarını kendin mi yönetiyorsun?

Metin Türkcan: Çok kötüydü. Ama “Ve Kazanan” adlı televizyon yarışmasındaki şefimiz Mustafa Haybat sayesinde yeni telefon almayı başardım diyebilirim. Şöyle ki;  orkestrada Whatsapp kullanmayan bir tek ben vardım ve bütün nota ve parça alışverişi de Whatsapp üzerinden oluyordu. Beni bir ay kadar idare ettiler sağ olsunlar ve akıllı telefona geçip ilk selfiemi de programı çektiğimiz stüdyodan yaptım. Daha sonra ben de herkes gibi bir telefon canavarına dönüştüm, arada Wall-e seyredip kendimi frenlemeye gayret ediyorum.

Sosyal medya hesaplarını rica edebilir miyiz?

Metin Türkcan: 

Facebook: Metin Turkcan

Instagram: metinturkcan

Twitter: metinturkcan

(PS: Twitter’ı pek verimli kullanamıyorum.)

Sana çok teşekkür ederim kırmayıp röportaj teklifimi kabul ettiğin için. Senin söylemek istediklerin varsa onları alabilir miyiz?

Metin Türkcan: Ben teşekkür ederim İrem’cim. :)

 

MET-BASIN 01.jpg

Radyo Mega‘da her gün bıkmadan, usanmadan beni dinleyen ve daima yayına katılımda bulunan, desteklerini esirgemeyen Bir Deli Derici’li ve Tuğçe Aykın’la beraber bizde Metin Türkcan’a bir sürpriz hazırladık. Kendisini daima takip eden 10 dinleyicimizin mesajları aşağıda bulunmaktadır.

Özellikle Tuğçe Aykın’a bu harika 12 kişilik ekibi oluşturması ile alakalı emeklerinden ötürü teşekkür ederim. :)

Buyrunuz…

————-

Metin Türkcan’ı seviyoruz. Şebnem ile konseri çoşturuyorsunuz. Gitar çalışı muhteşem, albüm muhteşem ve ötesi.

Tuğcan 

————-

Metoboyy.. :)   Seni Şebo ile tanıdım tabii ki :)  Konserde en önden izlerken o kadar hayran kalmıştım. Hatta konser sonunda penanı alacaktım ki; başkasına kaptırdım. :)  ama olsun yakından görmek de güzel seni :) ha  bir de albüm çıkardın ama Şebo’nun da dediği gibi hiç havalanmadın hala aynı mütevaziliktesin. :) tabii ki de mükemmel bir proje olmuş :) Ama benim favorim “Dilek Taşı” :) Seni hep izleyelim, hep bizimle kal, müzikle kal :)

Beyza Nur Açıkel

————-

Metin Türkcan’a kim hayranı  olmaz ki.:) Öyle muhteşem bir insan ki; vallahi kıskanıyorum adamı… Bir de konserde bize unutulmaz gece  yaşatıyorlar.:) Vallahi albümü de muhteşem☺ acaba sonraki klip hangi şarkıya gelecek ? İnşallah en kısa zamanda albümle buluşuruz :)

Emrah Ateş

————-

Şebnem Ferah sayesinde Metin Türkcan’ı tanıma fırsatım oldu. Bana gitar çalmayı sevdiren O’dur. Aşkla çalıyor çok etkileyici ♡

Büşra Bağbudar

————-

Metin seni çok seviyoruzzz. İyi ki varsın :)

Funda Taşdemir

————-

Metin Türkcan; denince aklıma gelen hemen onun müthiş gitarı çalması :) Öyle güzel, öyle içten çalıyor ki; beni ve konserdeki bütün herkesi mest ediyor. :) Ve sonunda solo albümü çıktı. Tabii ki favorim Dilek taşı :) Albümünüz çok güzel olmuş, emeğinize sağlık. :) Bu arada en son İstanbul konserinde ben de vardım, süperdiniz ekipçe… Bu arada duyduk konserlerde kulis istiyorsunuz :)

Erkan Akbulak

————-

Metin ağabeyi 10 yasında bir festival dolayısıyla Şebnem Ferah’la Kayseri’ye geldiğinde tanıdım. Hayatımda gördüğüm en iyi gitarist o oldu. Bir insan gitarıyla bu kadar iyi bir bağ kurabilir. Metin ağabeyin attığı soloları özenle dinlerim. Benim gitara yönelmemi sağladı. Ben de, bir gün onun kadar iyi olamasam da, o kadar güzel gitar çalmayı çok isterim. Metin ağabey ve soloları benim ilham kaynağım oldu. Ona çok teşekkür ederim. Sen gitarı elinden hiç bırakma olur mu? Biz senin sololarına aşık olarak hayran hayran izleyelim seni.. Albümüne de bayıldım  sen bizim için her zaman bir numarasın. Sen bizim “Dünya Gitar Kralı”mızsın. Seni çok seviyorum, hayatında her zaman gitarın “Metoboy” elinde olsun inşallah.

Ayten Simge Akdemir

————-

Metin Türkcan; canım Şebo’mun sevgili gitaristi… En son iptal olan, İzmir konseri alanında sonunda fotoğraf çekilebildiğim mükemmel insan… Çıkardığın albümü gerçekten seve seve dinliyorum. Favori parçam “Dilek Taşı” Onun haricinde “Mars” şarkısı resmen bağımlılık yapıyor. :) Sürekli söylüyorum o şarkıyı. Gitar çalışına hayran olduğum kişi. Umarım en kısa zamanda İzmire tekrar gelirsiniz. Şebo’ya selamlar :)

İlayda Yıldırım

————-

Merhaba Metin Bey :)

Öncelikle çok çok başarılı bir gitarist olduğunuzu belirtmek ve sizi çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Sizi hiç görmedim, konsere hiç gelemedim şu zamana kadar ama yine de sizin sıcakkanlı olduğunuzu biliyor, hissediyorum :) Yeni albümünüze değinmek istiyorum. Gerçekten çok başarılı bir albüm olmuş. Ben zaten sizin gitar solo partilerinizi dinlerken çok etkileniyorum çünkü; elektro gitarlara karşı çok hevesim var ve sesi bana çok etkileyici geliyor. Tabii siz çalınca bayağı harika bir solo çıkıyor ortaya :)  yeni albüm için de çok tebrik ederim. Kendinize çok iyi bakın. Sevgilerimle :)

Sena Çakır

————-

Sadece onun yüzünden bir jenerasyon fıldır fıldır smiley sticker’ı aradı:) Bir de neden hep o kolsuz “Flamenco” yazan(galiba) tişörtü giydi? uzuuuuuuun bir süre onu da çok merak ediyorum. :)

Özdemir Albayram

————-

Metin Türkcan; benim tanıdığım en iyi gitarist. Tanıdığımıza göre Metin ağabey çok konuşmaz ama gitarıyla tanımadığı insanları bile herkesi kendini tanıtır ve çoşturur. :) Ve sonunda öyle bir albüm yaptı ki; Türkiye’nin önde gelen rock müzik sanatçılarıyla düet yaptı. Benim favorim tabii ki Şebnem Ferah’la olan çalışmanız “Dilek Taşı ” :) Sizin hiç konserinize gidemedim ama inşallah bir gün gelirim. Hep Şebnem Ferah ve ekibi olarak kalın. Hiç ayrılmayın. :) İnşallah en kısa zamanda Şebnem Ferah albümü gelir ;)

Tuğçe Aykın

————-

Kendisini çok seviyoruz :)

Esra Berberyan

————-

 

Röportaj: İrem Ezgimen

Rubato’dan “İki” ile iddialı dönüş

rubatoŞimdiye kadar bir çok sanatçının sahnesinde enstrümanlarıyla yer alan Rubato, ilk albümleri “BİR”den sonra iki yıllık bir demlenme sürecinin ardından “İKİ” ile iddialı geliyor.

Solo vokal ve çelloda Özer Arkun, ud, cümbüş, gitar ve vokalde Fatih Ahıskalı, klarnet, bas klarnet, soprano saksafonda Göksun Çavdar ve bas gitarda Eralp Görgün’ün yer aldığı, her geçen yıl dinleyici kitlesini artıran ve sahnede dinleyicileri büyüleyen Rubato, bu albümde kendi bestelerinin yanı sıra Sezen Aksu, Sıla, Burhan Bayar, Şebnem Ferah gibi önemli sanatçıların eserlerine de yer veriyor.

Sıla ‘nın bir de düetinin bulunduğu ve Yıkılmışım Ben’den Yağmurlar’a, Beter’den Efkarlıyım’a sevilen şarkıların yeniden yorumlarının sunulduğu albümde Rubato, arabesk tadı yoğun bir müzik ziyafeti sunuyor.

Repertuvarı hazırlarken, kendilerini çok heyecanlandıran eserler listesinden özenle seçim yapan Rubato, gruba adını verdiği gibi ritmik özgürlüğü de ruhunda taşıyarak duygusal geçişleri büyülü bir ahenkle dinleyiciye ulaştırıyor.

Grubun çıkış şarkısı ise Şebnem Ferah ve Sezen Aksu imzalı “Yağmurlar”. Rubato yorumuyla Yağmurlar’ın klibi Point Hotel’in helikopter pistinde, İstanbul’un etkileyici fonunda çekildi.
Yönetmenliğini Can Fakıoğlu’nun görüntü yönetmenliğini ise Burak Barutçu’nun yaptığı klip, iki versiyon halinde tasarlandı. Klasik televizyon versiyonunun yanı sıra, Türkiye’de henüz çok yeni olan 360 video tekniğinin kullanıldığı, online platformlar için hazırlanan ikinci versiyonun çekimleri de aynı gün Digimind tarafından gerçekleştirildi. Bu versiyonda izleyiciler, mobil cihazları ya da sanal gerçeklik gözlüklerini kullanarak, mekan içinde kamerayı kontrol edebiliyor ve sanki klibin içindeymiş gibi bir deneyim yaşayabiliyor.

Ve Kazanan kim olacak?

ve-kazananStar TV Türk müziğininin usta isimleri Kenan Doğulu ve ŞebnemFerah’ı yepyeni bir şarkı yarışmasıyla bir araya getiriyor: Ve Kazanan…

Yapımcılığını Promore Prodüksiyon’un üstlendiği “VE KAZANAN”da yarışmacılar şarkılarıyla düelloya tutuşacak, kazananı 101 kişiden oluşan “büyük jüri” belirleyecek. Büyük jüriye liderlik edecek, “master jüri” koltuklarında ise Türk müziğinin iki usta ismi Kenan Doğulu ve Şebnem Ferah yer alacak.

Programı sıradışı yapan özelliği ise; yarışmacıların oylama sonucunu görmeden, kendilerine teklif edilen parayı alıp, yarışmadan çekilme haklarının olması. “Ve Kazanan”da, kazanmak için sadece muhteşem bir sese sahip olmak yeterli değil. Yarışmacıların, riske girip, doğru zamanda doğru kararı vermeleri gerekiyor.

Yarışmaya 13 yaşından büyük, sesine ve yorumuna güvenen herkes katılabilir. İster tek başınıza, isterseniz ailenizle ya da arkadaşlarınızla grup halinde de katılabilirsiniz.

“Ve Kazanan’ın ön elemeleri 2 Kasım itibariyle başlıyor. Çeşitli şehirlerde düzenlenecek olan ön elemelerin takvimi şöyle:

TARİH ŞEHİR OTEL

02 KASIM BURSA TUĞCU OTEL

03-04 KASIM ESKİŞEHİR ABACI KONAK OTEL

05-06 KASIM İZMİR EGE PALAS OTEL

10-11 KASIM ADANA GOLDEN DELUXE OTEL

12-13 KASIM TRABZON YALI PARK OTEL

14-15 KASIM İSTANBUL ANADOLU KARTAL TİTANİC OTEL

16-17 KASIM İSTANBULAVRUPA BAYRAMPAŞA TİTANİC OTEL

21-22-23 KASIM ANKARA NOTTE OTEL

Şebnem Ferah’tan yeni albüm: “Od”

sebnemferahRock müziğin ben güçlü kadın vokallerinden Şebnem Ferah’ın 7. stüdyo albümü “Od”, Pasaj Müzik etiketiyle raflardaki yerini aldı. 4 yıl aranın ardından müzikseverlerin beğenisine sunulan albümün prodüktörlüğünü Tarkan Gözübüyük üstlendi.

Her zamanki gibi güçlü bir sounda ve etkili liriklere sahip yepyeni Şebnem Ferah albümünün çıkış şarkısı, söz ve müziği sanatçıya ait “Birileri Var” olarak belirlendi. Ketche yönetmenliğinde çekilen video klip, albümün yayın tarihi ile beraber müzik kanallarında yayınlanmaya başladı.

Kayıtları Babajim stüdyolarında 6 ayda tamamlanan 10 şarkının yer aldığı albümün mixleri Murat Bulut, masteringi ise Evren Göknar tarafından Los Angeles Capitol Stüdyoları’nda yapıldı. Albümdeki şarkılara, sahnede olduğu gibi, klavyelerde Ozan Tügen, gitarlarda Metin Türkcan, bas gitarda Buket Doran, davullarda ise Aykan İlkan eşlik etti.

Şebnem Ferah’ın bu albüm de bir de cover sürprizi var. Cem Karaca tarafından bestelenmiş bir Nazım Hikmet şiiri olan “Çok Yorgunum” Şebnem Ferah tarafından yeniden yorumlandı.

Şebnem Ferah yeni albümü ile beraber, Mayıs ayı içerisinde sırası ile 9 Mayıs Yeditepe Üniversitesi, 11 Mayıs Antalya Konyaaltı Açıkhava Tiyatrosu, 21 Mayıs Bursa Açıkhava Tiyatrosu, 23 Mayıs Ankara Kent Park, 26 Mayıs Trabzon Hayri Gür Spor Salonu’nda gerçekleştireceği konserleriyle dinleyicilerine seslenecek.

Yeni albümler, keyifli konserler, haberler, haberler, haberler…

Bu hafta sizler için bol bol yeni albüm dinledim. Güzel konserlere gittim. Şimdi sıra hepsini size anlatmaya geldi…

Önce minik minik müzik haberlerimizle başlayalım.

Her hafta çarşamba gecesi Hayal Kahvesi Beyoğlu‘nda sahnede olan  Özge Fışkın‘ı izlemek bir türlü kısmet olmadı ama Özge Fışkın’ın albümlerini bayıla bayıla dinliyorum. Son albümü “Bir Avuç Fotoğraf” ilk albüme göre biraz daha sakin ve daha derin… İzleme şansı olmayanlar kesinlikle albümü dinlemeli hatta arşivlerinde tutmalı…103604

Sevilen isimlerden; Erdem Yener‘in “Rüyalar Kızı” şarkısı ve klibi çıktı. “Rüyalar Kızı” şarkısının klibinde Mustafa Alabora‘nın harika oyunculuğunu izlemeniz mümkün. Aynı zamanda Erdem Yener’in “Rüyalar Kızı” şarkısının lansman gecesi de harika geçti. O gece Erdem Yener’in heyecanı gerçekten dikkatleri çekti. Aynı zamanda da şarkıyı bize tanıttığı cümleler gerçekten özenle seçilmiş ve güzel cümlelerdi ama tabii size bunları aktarmayacağım o ayrı :D

Benim de merakla beklediğim, Demir Demirkan‘ın “Hatırla ” single çalışması ve şarkının kısa filmi yayınlandı. Şarkının kısa filminde Demir Demirkan’ın oyuncu yönü ortaya çıkmış. Aynı zamanda da şarkıda gayet keyifli olmuş.  Single albümde “Gel Şuraya” şarkısına da dikkat etmenizi tavsiye ederim ;)

Yeni albüm hazırlığında olan ve yeni albümünün önemli bir bölümünü bitirmiş olan Şebnem Ferah‘ın 1996 ve 2003 yılları arasında çıkarmış olduğu dört harika albümü Kadın, Artık Kısa Cümleler Kuruyorum, Perdeler ve Kelimeler Yetse 14.02.2013’te yeniden müzik marketler de olacak.154844_531319490240972_1155910747_n

Bu hafta uzun zamandır bu kadar çok eğlenmemiştim. Öncelikle bu eğlence de katkısı olan sevgili Gökay Yeniavcı, Yelda Uğurlu, Sedat Sevinç ve sevgili arkadaşımız Sultan’a çok teşekkür ederim.

Bu hafta merakla beklediğim iki konser vardı birincisi Gürcan Ersoy Akustik performans konseri;

“Yazı Tura Sahne Beşiktaş” ta gerçekleşen “Gürcan Ersoy Akustik” gerçekten çok keyifli geçti. (“Yazı Tura Sahne Beşiktaş” sahnesi Beşiktaş’ta yeni açılmış, arkadaşlarınızla gittiğiniz de keyifli müzik dinleyip eğlenebileceğiniz bir mekan.) Gürcan Ersoy’un şarkılarının akustik halleri de albümdeki kadar kadar güzel oldu. Konserlerde söylediği “Yeniden sev” ve “Can Bedenden Çıkmayınca” coverlarını akustik olarak dinlemek gerçekten hepimiz için çok keyifli oldu. Hele ki Gürcan Ersoy’un mandolin çalması hepimize nostalji yaşattı. Umarız bu akustik konserlerin devamı olur çünkü bizler gerçekten çok eğlendik. (Hatta ben “Yan Oda” şarkısını videoya çekerken kendi sesimi kapatamamışım :) Zaten ben sussam yanımdaki kızların sesi çok çıkıyordu :) ) Yazı Tura Sahne Beşiktaş, Gürcan Ersoy ve Gürcan Ersoy’un ekibine böyle keyifli bir akşam geçirmemizi sağladıkları için teşekkürler…549238_10151404692583984_1625796764_n

Gürcan Ersoy Akustik performansının ardından baktık “Foma” konseri vardı. Hep beraber koşa koşa oraya gittik. Akustik performansın

ardından bir anda hepimiz bir an da sarsıldık, onların keyifli sahne performansları ile kendimize geldik .Hepsi harika müzisyenler, onları dinlerken gerçekten keyif almamanız elde değil.  Tanju Eren, Batur Yurtsever, Murat Tümer, Dağhan Kök ve Evren Uysal‘la beraber “İnsafsız” şarkısını söylemekte bir keyifli ki anlatamam. (Tabii biz konserden konsere geçerken azıcık geciktik. Konserin son altı şarkısına yetişebildik ama o koşturmaya değerdi. :) ) Onları sahnede izlemek, Evren’le beraber bağıra bağıra şarkı sözlemek, duruma, hislerimize isyan etmek gerçekten çok keyifli oluyor. “Foma” ile ilgili uzun uzun size ilerleyen zamanda yazacağım hatta mümkün olursa onlarla da bir röportaj gerçekleştireceğim. (Tabii mümkün olursa… :) ) Foma’ya ve aynı zamanda da Şenol Ocak’a teşekkür ederiz…d7d89493-fba3-4b11-a4e4-517505a43715_Foma-1

Foma’nın ardından da İstanbul Bronx ‘un Dj setinin başında sevgili Güven Erkin Erkal vardı ve gecenin ilerleyen saatlerinde onun eşliğinde eğlenmeye devam ettik. Kendisine teşekkürler…

Bu hafta dinleyebildiğim ilk albüm Melis Dânişmend‘e ait;

Haftaya Melis Dânişmend’in  “Biraz Gülmek İstiyordum”  isimli yeni albümü başladım. İlk albümünü de çok beğeniyordum. (Herşey Normal, Sır, Bin Doz Öfke ama benim için en önemlisi ve güzeli “Sarhoşken pişkin, ayıkken pişman” şarkısıdır.) “Biraz Gülmek İstiyordum” albümü ilk dinlediğimde şu ara yaşadığım bir olayı anlattığı için dikkatimi çeken ilk şarkı “Karşılıksız” oldu. Şahsen aşk konuların da çok başarılı biri değilim ama aşık olduğum zaman yıllarca aşık kalabiliyorum ve “Melis Dânişmend ‘in albümünde kendimi buldum” diyebilirim. Mesela “Masa” şarkısının sözlerinde ilk aşık olduğum adamı buldum ve özellikle şarkıda dikkatimi çeken sözler ise “Benim kadar seven birini tanırsın, ya benim kadar vazgeçmeyeni yıllarca(?)..” demesi dinlerken beni çok etkiledi.(Bir başak burcu insanı olarak çok ayrıntılara çok takılıyorum biliyorum. :) ) Bu albüm gerçekten aşık olan bir kadının neler hissettiğini, neler düşündüğünü çok keyifli bir şekilde anlatıyor.

Bunun haricinde albümde kimlerle çalıştığına baktığım da Kurban grubunun davulcusu Burak Gürpınar‘ın adını görmek mümkün. Burak Gürpınar konserlerde de Melis Dânişmend’le çalışıyor. Faruk Kavi (gitar), Ozan Öner (bass gitarda) ve aynı zamanda da konservatuvarda okuduğum yıllardan tanıdığım, okul yıllarının başarılı piyanistlerinden Emre Ataker (Melis Dânişmend’le uzun zamandır çalışmakta aynı zamanda da Athena ile de çalışmaktadır.)  ve yine konservatuvardan yıllarından tanıdığım ve okulun en başarılı öğrencilerinden, bu dönemin de başarılı isimlerinden Melikcan Zaman’ın da (keman) albümde isimlerini görmek beni çok mutlu etti.  Tavsiyem şu ki; Elinize bir bardak kahvenizi alın ve bu albümü sakin, sakin dinleyin…m_d1-3b2491a

Gelelim haftanın ikinci albümüne;

Can Bonomo  “Aşktan ve Gariplikten” albümünün ilk klip çalışması “Başkan” ve ” Ali Baba” şarkılarını bir çoğunuz biliyorsunuzdur ama benim bu albümdeki favori şarkılarım “ Defol” ve ” Son” oldu. Özellikle bu iki şarkıyı saatlerce dinleyebilirim. Ayrıca müzikal olarak çok başarılı bulduğum bir albüm Can Bonomo’nun albümü… Albümün de dinlemeden geçebileceğiniz şarkı yok! Her şarkısına belli ki çok titiz çalışılmış ve enstrümanların şarkılardaki yerleşimi de çok doğru yerlerde olmuş. Eğlenceli, keyifli ve yüzünüzü gülümseten bir albüm. Dinlemeyenler varsa eğer kesinlikle albümü alıp dinleyin. Bu arada Can Bonomo’yu canlı performans izlemek isteyenler varsa aranızda bu hafta cuma günü (15.02.2013) İstanbul Bronx sahnesinde olacak bilginize ;)album_270434_300_300

Bu haftalık benden bu kadar… Haftaya görüşürüz.

İrem’le Rock Devam Ediyor…

NOT: Yazıyı okuyanların aklına şu gelmesin lütfen ” Bu kız da  blog içine yazdığı herkes için güzel, keyifli, harika diyor” gibi şeyler gelmesin. Yazılarım da sevdiğim grup ve isimlere, sizin de dinlediğinizde keyifleneceğinizi, eğleneceğinizi düşündüğüm gruplara ve isimlere yer veriyorum ve vermeye devam edeceğim. Bu sayfalarda adını, soyadını, şarkısını hatta haberini bile göremeyeceğiniz isimler var ;)  Belirtmek istedim…

İrem Ezgimen (DikkatMüzik!)

Gökcan Sanlıman: “Soğuk Temmuz”

Gökcan Sanlıman_2010 yılında yayınladığı “Yesterday” albümünde yabancı klasikleri Göksel, Teoman ve Şebnem Ferah gibi isimler ile düetler yapan Gökcan Sanlıman, bu kez tamamı yeni şarkılardan oluşan ikinci stüdyo albümü ile karşımızda. Teoman prodüktörlüğünde hazırlanan ve Avrupa Müzik etiketi ile yayınlanan albüm “Soğuk Temmuz” adını taşıyor. 

Süpervizörlüğünü Haluk Kurosman, aranjörlüğünü ise Noyan Erdal ve Gökcan Sanlıman’ın üstlendiği 10 şarkıdan oluşan albümde söz ve müziklerin tamamı Gökcan Sanlıman’ın kendisine ait. Albümün ilk video klibi yönetmen Evren Gülçığ tarafından albümle aynı adı taşıyan “Soğuk Temmuz” isimli şarkıya çekildi. Albümün stylingi Selda Bora Özkanlı’ya, fotoğrafları ise Cem Talu’ya ait. Genç müzisyenin albümü için Teoman: “Gökcan’la ben uzun zamandır yakınız zaten. Geçen sene ben kendi müziğimle ilgilenmemeyi seçtiğim dönemde Gökcan’ın albümüne yoğunlaştık. Şarkılarını birkaç senedir biliyor, seviyordum. Fakat direkt bir şekilde karışmadım müziğe. Gökcan’ın kafasında hazırdı zaten şarkılar. Küçük fikirler verdim, aranjörü Noyan Erdal ile kafaları karıştığında seçenekler sundum. Şarkı yazma bölümünden, albümün son aşamalarına kadar yanlarındaydım, kendi tecrübemi katmaya çalıştım. Fazla karışmama gerek kalmadı zaten, yaptıkları şeyleri genelde beğendim, sadece ufak dokunuşlar yaptım. Bence Gökcan Sanlıman pek yakında, yeni kuşak müzisyenler içerisinde önemli bir yere sahip olacak. İyi bir şarkı yazarı ve yorumcu olacak.” diye konuştu.

Anne Bu Çalan Ne? (27 Eylül 2012)

Çıktığı günden itibaren her yerde çalan ve müzikmarketlerin en baş raflarında ön sıraları hemen alan “Orhan Gencebay ile Bir Ömür” albümünün piyasayı bir nebze hareketlendirdiğini inkar edemeyiz. Gerçekten de uzun zamandır evine, arabasına ya da ofisine fiziksel olarak müzik albümü almadığını çok iyi bildiğim birçok kişiden bu albümü aldıklarını duyup müzik piyasamız için seviniyorum. Ne de olsa  dijital dünyamız her geçen gün daha da genişlerken ve içimize işlerken, fiziksel albümlerin satışları doğal bir seyirle grafiksel olarak düşmekteydi, bu yüzden yapımcı Polat Yağcı’yı tebrik etmek lazım. Albümün en çarpıcı şarkıları Tarkan’dan “Hatasız Kul Olmaz” ve Süperstar’dan “Severek Ayrılalım” olsa da, geri kalan şarkılar da kendini sonuna kadar dinlettiriyor, hatta herkesin favorileri değişebiliyor. Kişisel olarak Duman‘ın “Gönül” yorumu ile Nükhet Duru‘dan “Gitti de Gitti”ye bayıldım mesela, harika yorumlamışlar. Deniz Seki‘yi ya da İzel‘i dinlerken kendinizi salmanız işten bile değil belki de? Albümü farklı kılan biraz da Gencebay şarkılarının yalnızca pop-alaturka sanatçılarına teslim edilmemesi, aynı zamanda rock ve pop-rock kategorisinde sayabileceğimiz birçok isim ve grubun da bu albümde yer alması olmuş kanımca. Şu ana dek çevremden ve dinleyicilerden albümle ilgili aldığım tek eleştirinin düzenlemeler ile ilgili olduğunu söylemeliyim. Bazı şarkıların düzenlemelerinin yeni yorumlara çok yakıştığını düşünenler olduğu kadar, bazı şarkıların da Orhan Gencebay şarkılarına yakışmayacak türde düzenlemeler içerdiği düşünülüyor. Eh, bu da albümde yer alan sanatçıların vebali diyelim ve her ne olursa olsun, başta da belirttiğim gibi yepyeni yorumları ile Orhan Gencebay şarkılarının çok uzun yıllar daha bizimle birlikte olacağının en güzel müjdesi olduğunu belirtelim. Sahi, herkes var da Şebnem Ferah ve Sertab Erener niye bu albümde yok? Ben başka önemli eksik göremedim çünkü.

“Hakim Bey” şarkısı ile yıldızı parlayan ve müzik listelerinden inmeyen Mehmet Erdem gelen yoğun istekler doğrultusunda albümü ile aynı ismi taşıyan şarkısı “Herkes Aynı Hayatta” için kamera karşısına geçmiş. Bora Tarhan yönetmenliğinde çekilen klipte, şehir hayatının karmaşası  ve bu karmaşada benzer hayatları farklı şekillerde yaşayan insan manzaraları yer alıyor. Kalabalık içinde yalnız kalma temasının hakim olduğu klipte ise Mehmet Erdem terk edilmiş, yalnız bir adam portresiyle karşımıza çıkıyor. Şu sıralar popüler müzikte yine yeniden bir “yalnız adam” konseptinin giderek yaygınlaştığını söylememize gerek yok sanırım? Şarkıcı da şarkının hakkını veriyorsa hele, tutmaması çok düşük bir ihtimal.

Öykü-Berk ikilisinden biri olarak hayatımıza giren ve ilk solo albümü “Bir Başka” ile müzik kariyerinde yeni bir sayfa açan Öykü Gürman,  vokal başarısının yanı sıra söz yazarı ve besteci kimliğini de ön plana çıkaran albümündeki şarkılarını kliplendirmeye devam ediyor. Sözleri Öykü Gürman‘a, bestesi Tasos Panagis‘e ait “Adı Yok Hala” şarkısına çektiği klibin yönetmenliğini Murat Hasarı üstlendi. Başarılı bir şarkı ve yorum, es geçmeyin..

Müzikle kalın!

Olcay Tanberken (DikkatMüzik!)

Röportaj: Emir Ersoy

Bugüne dek Türkiye’nin pek çok ünlü müzisyen ve şarkıcısıyla aynı sahneyi paylaşan ve latin müziğin ülkemizdeki sayılı temsilcilerinden biri olan Emir Ersoy, Calypso Kralı lakabıyla tanınan ve 70’li yıllarda fırtına gibi esen Metin Ersoy’dan devraldığı bayrağı büyük bir başarıyla taşıyor.  Türkiye’deki ilk Senfonik Salsa konserini veren, 2009 yılında “Cuban Portrait”, 2010 yılında da “10 Şarkı 10 Şarkıcı” albümlerini yayınlayan ve bugüne dek pek çok mekanda sergilediği latin-jazz çalışmalarını büyük keyif ve titizlikle sürdüren Emir Ersoy ile Moda Deniz Kulübü’ndeki performansı öncesinde TMC Müzik etiketiyle yayınladığı yepyeni albümü “Karnaval” üzerine sohbet ettik. İşte DikkatMüzik!’in Emir Ersoy röportajı! >> Okumaya devam et “Röportaj: Emir Ersoy”

Avea Müzik Bloggerları Fikir Takımı-7.Buluşma: “Türk Rock Müzik Tarihi”

Avea’nın Türk müzik sektörüne yön veren isimleri müzik bloggerları ile biraraya getirdiği “Tea & Talk” buluşmalarından daha önce DikkatMüzik!‘te bahsetmiştik. İşte o buluşmaların 7.cisi geçtiğimiz günlerde “Türk Rock Müzik Tarihi” başlığıyla Blogger’s Base‘de gerçekleşti. Tolga Akyıldız moderatörlüğünde sektörün en önemli isimlerinin katıldığı buluşmanın konukları müzik araştırmacısı, yazar ve radyo programcısı Güven Erkin Erkal, Blue Jean Dergisi yayın yönetmeni Çağlan Tekil ve birçok albümün prodüktörlüğünü yapan Pentagram üyesi Tarkan Gözübüyük oldu.

Türkiye’de rock müziğin yeniden yükselişe geçtiği 80’li yılların sonundan itibaren ilk Türkçe sözlü rock yapan grubun Bulutsuzluk Özlemi olduğunun vurgulandığı buluşmada Erkin Koray, Moğollar, Cem Karaca ve Barış Manço gibi geçmişin kült isimlerinden beslenen yeni dönem Türkçe rock’ta kimlerin nasıl bir yerde durduğu, “Türkçe rock” diye birşeyden söz edilip edilemediği konularına değinilirken 90’lı yıllardan bu yana geniş kitlelerce sevilmiş önemli temsilcilerinin Teoman, Şebnem Ferah, Kargo, Özlem Tekin, Mor ve Ötesi, maNga, Kurban ve Nekropsi gibi isim/grupların altı çizildi. Anadolu Pop/Rock denen oluşumdan ancak ve sadece yararlanmayı bilen ve yeni bir müzik anlayışına sahip olmayıp bu türü sadece “devam ettiren” isim/gruplar eleştiri konusu olurken, sohbetin farklı bakış açılarıyla sürmesi 2000’li yılların gruplarını daha çok değerlendirmeyi bir başka buluşmaya bıraktı. Tea&Talk buluşmalarında muhakkak değinilen “Müzik yazarlığı” konusu da bu buluşmada yine gündem maddelerinden biriydi.

Bloggerlar olarak Türk Rock Müzik Tarihi başlıklı toplantının devamının mutlaka gelmesi gerektiği konusunda ortak bir görüşe sahip olmakla beraber, yeni sezondan önceki bu son “Avea Müzik Bloggerları Fikir Takımı” toplantısının çok verimli geçtiğini söyleyebiliriz.

Olcay Tanberken (DikkatMüzik!)

“16 Kadın Söylüyor-2″ müzikmarketlerde

Sony Music Türkiye‘nin geçtiğimiz yıllarda yayınladığı ve başarılı bir satış grafiği yakalayan  “16 Kadın Söylüyor” albüm projesinin ikincisi Türkiye’nin en popüler sanatçılarını bir araya getirdi. Türk Pop müziğinin şarkıları ve yorumlarıyla önde gelen isimlerinin klasikleşmiş şarkıları ve son dönemin en güçlü hit şarkıları, dinleyenlere kesintisiz bir müzik ziyafeti sunuyor.

Sezen Aksu ve  geçen yılın en çok çalınan şarkılarından “Unuttun mu Beni” ile açılan albüm, son yılların en popüler kadın müzisyenlerden Sıla‘nın “Tam Da Bugün” şarkısı  ile devam ediyor. Nilüfer ve Şebnem Ferah düeti “Erkekler Ağlamaz”, Göksel’den “Çok Kötü Şeyler”, Ziynet Sali’den “Dolaşayım Damarlarında”, kendine has tarzı ile Nil Karaibrahimgil “Ne Garip Adam”, son dönemde müzik sektöründe genç nesilin temsilcileri olan Atiye ”Batum Türküsü” ile devam eden albüm; sırasıyla Kıvılcım, Öykü Gürman, İrem Candar, Özlem Tekin, Gökçe, Aylin Aslım, Ayşe Saran ve Mavi ile arşivlerdeki yerini alıyor.

Nilüfer’den mesaj var!

Nilüfer, önceki gece gerçekleşen 18. Kral Müzik Ödülleri’nde aldığı ödüller (12 Düet “En iyi Proje”, Erkekler Ağlamaz “En iyi Düet”) ile ilgili sevenlerine bir mesaj iletti. İşte o mesaj!

“Binlerce Teşekkür…

Birçok ödül aldım yıllar içinde ama itiraf etmeliyim ki hala heyecanlandırıyor beni. Ekran başında Şebnemciğimin hakiki, doğal ve içten haliyle söylediği sözler beni benden aldı.

Bu vesileyle bir kez daha;
12 Düet projemizde emek veren bütün müzisyen dostlarıma, plak şirketim DMC’ye ve tabi ki Samsun Demir’e, albümün müzik supervizor’u Ozan Çolakoğlu’na, çalışmalar boyunca yüksek performansıyla projeye dört elle sarılan Eda Şenyurt’a çok teşekkürler ederim.

Kral TV’ye ve oylarıyla destekleyen sevgili müzikseverlere ve tabi her zamanki gibi sevgi ve çabalarını esirgemeyen sevgili fan grubuma binlerce teşekkürler…

En yakın zamanda yeniden buluşmak umuduyla sonsuz sevgiler hepinize…

Nilüfer”

18. Kral Müzik Ödülleri sahiplerini buldu / Geceden notlar >>

Redd “Hayat Kaçık Bir Uykudur” diyor

Türkçe rock müziğin önemli temsilcilerinden Redd grubu, 13 şarkıdan oluşan 6.stüdyo albümü “Hayat Kaçık Bir Uykudur”u müzikmarketlere sundu. Pasaj Müzik etiketiyle yayınlanan albümün sürpriz konuğu ise Şebnem Ferah.

Eylül ayında Redd’in kendi stüdyosunda çalışmaya başladığı albümün kayıtları Babajim Stüdyoları’nda gerçekleştirildi. Albümün miksleri Erim Arkman, mastering’i ise Evren Göknar tarafından Los Angeles Capitol Stüdyoları’nda yapıldı.  Söz ve müziği Doğan Duru’ya ait “Sevmeden Geçer Zaman” isimli şarkıya, rock müziğinin başarılı kadın vokallerinden Şebnem Ferah konuk oldu.

2005 yılında ilk albümleri 50/50’yi yayınlayan Redd, ‘Kirli Suyunda Parıltılar’, ‘Plastik Çiçekler ve Böcek’, ‘21’ ve ‘Prensesin Uykusu’ albümleri ile ‘Gecenin Fişi Yok’ konser DVD’sini yayınladı.

Stüdyoda geçirdikleri süreci gerek kendi blogları Reddseyirdefteri gerekse sosyal medya üzerinden paylaşan Redd, albümün üretim aşamasında diğer albümlere oranla daha fazla zorlandıklarını belirtti. Bu durumun yeni sound arayışı gibi içsel nedenler kadar, Türkiye’nin hızlı ve değişken gündeminin etkileriyle de ilişkili olduğunu dile getiren grup üyeleri, uykularını kaçıran tedirginlik, korku, tepki ve tutkularını anlattıkları yeni albümlerine “Hayat Kaçık Bir Uykudur” adını verdi.

Fotoğraflarını Mehmet Turgut’un çektiği albümün ilk video klibi ise söz ve müziği Doğan Duru’ya ait “Yavaş Yavaş Yavaş” şarkısına Ömer Faruk Sorak yönetmenliğinde çekildi.

Redd’in yeni albümünün tanıtım konseri 5 mayıs Cumartesi günü muzikicinefes.com ev sahipliğinde Garajistanbul’da gerçekleşiyor. Konser aynı zamanda muzikicinefes.com üzerinden canlı olarak izlenebilecek.

40 Yıllık Bir Akşam

“Van için Pop” etkinliği dışında önümüzdeki haftanın bir diğer konser etkinliği de  “40 Yıllık Bir Akşam” adını taşıyor. TEGV’in Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda 12 Aralık Pazartesi gecesi gerçekleştireceği bu özel konserden elde edilecek gelirle 20,000’e yakın çocuğumuzun eğitimine destek sağlanması hedefleniyor.

Konserde Türk Pop Müziği’nin en güzel şarkılarını Sezen Aksu, Alpay, Melike Demirağ, Nükhet Duru, Kenan Doğulu, Candan Erçetin, Sertab Erener, Şebnem Ferah, Fatih Erkoç, Zülfü Livaneli, MFÖ, Modern Folk Üçlüsü, Bülent Ortaçgil, Levent Yüksel ve Ali Rıza Binboğa çocuklarımız için söyleyecek.

TEGV’in bu özel etkinliğine bilet alarak bu unutulmaz geceyi kaçırmamak elinizde >>

“Çok ses, tek yürek” oldular!

(RADİKAL) Van’da meydana gelen deprem sonrası müzisyenler en iyi yaptıkları şeyi, ürettikleri müziği arkalarına alarak Van’a destek için KüçükÇiftlik Park’ta bir araya geldi. ‘VAN İÇİN ROCK’ konseri, Demir Demirkan, Emre Aydın, Feridun Düzağaç, Kurban, Model, Duman, Mor ve Ötesi, Moğollar, Mor ve Ötesi, Ogün Sanlısoy, Redd, Şebnem Ferah ve Yüksek Sadakat’in de dahil olduğu 40 sanatçının ücretsiz olarak katılımıyla, 30 Ekim 2011 Pazar günü saat 11.00 – 00.00 saatleri arasında Küçükçiftlik Park’ta gerçekleşti. Konserin açılışını Hayko Cepkin, kapanışını Şebnem Ferah yaptı.

Konser 12 saat boyunca sürdü. Tüm gün boyunca DreamTV‘den canlı olarak yayınlanan konserde toplam 40 grup/isim sahne aldı, 584 gönüllü çalıştı. 20 TL’den toplam 14 bin adet bilet satıldı, 10 bin kişi konseri izledi. Rock severler yardım konseri için bir gece önceden alan önünde bekledi. Medya, televizyon ve müzik dünyasının ünlü isimleri; Okan Bayülgen, Banu Güven, Erdem Yener, Ferman Akgül (Manga), Kaan Sezgin(Sezyum), Metin Uca ve Yekta Kopan tarafından ROCK yazıp 2868’e SMS atılarak bağış toplama çağrısında bulunuldu. Gün boyunca 20 bin’e yakın SMS gönderildi. Konserden 500 bin TL’lik yardım toplandı. Konserin tüm geliri, Van’da bir ilköğretim okulu yaptırmak için kullanılmak üzere TÜRK KIZILAY’ına aktarıldı.

Küçükçiftlik Park’ta gerçekleşen konsere sanatçılar dahil katılımcılar, Van’a göndermek istedikleri malzemeleri getirdiler. Alanda toplanan tüm malzemeler Şişli Belediyesi ekipleri tarafından Van’a ulaştırılmak üzere ayrıştırılıp paketlendi. Gün boyunca 4 TIR dolusu yardım toplandı. 4 TIR Van’a yardımları ulaştırmak için yola çıktı.

 

KONSERDEN KISA KISA

• Etkinlikte 40 grup/isim, toplam 280 müzisyen sahne aldı.
• İlk 24 saatte 6.000 bilet satıldı.
• 3. günün sonunda 12.500 bilet tükendi.
• Tüm gün boyunca Dream TV ve Joy Türk konseri canlı olarak yayınlarken, konser günü reklam gelirlerinin tamamı Kızılay’a bağışlandı.
• Alana konser veren sanatçılar dahil, tüm ekipler bilet alarak girdi.
• Konserde 584 kişi gönüllü çalıştı.
• Kısıtlı zaman olduğu için sahne alamayan yüzlerce müzisyen ve sanatçı konser günü Küçükçiftlik Park’ta bulunarak desteklerini gösterdi.
• Konser sırasında katılımcıların getirdikleri yardım malzemeleri toplanarak 4 TIR dolusu yardım Van’a gönderilmek üzere hazırlandı.(radikal.com.tr)