Sezen Aksu’nun Okay Barış ile birlikte dinleyicileriyle paylaştığı yeni şarkısı “Konduramadım”, dijital platformlarda yerini alırken sanatçı dostlarıyla birlikte hazırlanan özel bir video klip de Youtube’da yayınlandı. Sezen Aksu, yeni şarkısıyla ilgili bir de mesaj yayınladı.
Tekrar merhabalar,
Bu yeni demo projesinde üstelik de tam pandemiye denk gelen süreçte sunduğumuz hüzünlü şarkılar muhtemelen içinizi kıymıştır, en azından benim içimi kıydı. J Bu nedenle bu hafta Demo 2 projesine küçük bir ara verip hareketli, hafif, neşeli ve yepyeni bir şarkı seçtim. Okay Barış ile düet yaptığımız bu şarkının adı: KONDURAMADIM. Muhtemelen bu sunumun altında başka bir yazı olacaktı ancak son anda büyük bir sürprizle karşılaştım. Normalde sürpriz sevmem pek ama bu defa sevinçten ağzımı toplayamadım resmen. Seyrettiğiniz video başta sevgili dostum Demet Akbağ olmak üzere klipteki sırayla; Zeynep Bastık, Şanışer, Simge Sağın, Murda, Ayşe Özyılmazel, Kalben, Edis, Ezhel, Mabel Matiz’in bana doğum günü hediyesi. Her birini canıma sokmak istediğim, her birinden öğrendiğim yeni bilgiler için şükran duyduğum bu güzel insanlara teşekkür yetmez elbette… Bu yüzden yüksek müsaadelerinizle bu haftanın şarkısı önce onlara gelsin, sonra ömürlük sizin zaten. J Kendinize ve birbirinize iyi bakın…
Bu arada sınavlara girecek olan genç arkadaşlara başarılar diliyorum. Koşulları değiştirmenin mümkün olmadığı bazı zamanlar vardır, rasyonel düşünce böyle zamanlarda çok önemlidir, çözüm odaklı olmak ve neden-sonuç ilişkisini doğru analiz etmek gerekir; bunu yapabilmek güdülerimizi kontrol etme imkanı da sağlar bize. Kalbim ve dualarım sizinle, sınava girdiğinizde de dua ediyor olacağım… Mevlana’nın sözleriyle bitiriyorum: “Ümitsizliğin ardında nice ümitler var, karanlığın ardında nice güneşler var…”
Not: Şarkımızın iki versiyonu var, bu versiyon Ozan Bayraşa’nın Rework’u. (“Rework” teknik bir terim, bir tür yeniden üretim anlamını taşıyor.) Orijinal versiyonunu ise Okay Barış’ın düzenlemesiyle bütün müzik platformlarından dinleyebilirsiniz.
Duruyorum, duruyorum sonra bir anda geliyorum. Bu sefer de öyle oldu ama güzel ve kaliteli işlerle geldim.
Şimdi gelelim uzun zaman ardından gelen ilk röportajın sahibi “Melisa Uzunarslan” a… Melisa; benim için kundaktaki halim, gece kendi evimden kaçıp çocuk aklımla sanki uzağa gider gibi kapısını ilk çaldığım, yaşlar ilerledikçe ilk aşık olduğumda omuzunda ağladığım, müzik yolcuğulum, ilk kardeşlik duygusunu hissettiğim insandır… Dedeler, babaannemin ve anneannesinin dostlukları ile başlayan, annesinin ve babamın yıllardır dostluğu ile beraber, biz üçüncü nesile de taşındı. Hayat ne kadar güzeldir ki; yaptığımız işlerin de birbirine uyumlu olması, onun için bu satırları yazmama, radyo programımda aynı kundakta uyuduğum arkadaşımı anons etmeme şahit olmanıza vesile oluyor.
Biraz fazla duygusal biriyim yazdıkça yazasım geliyor o yüzden ben artık röportaja geçiyorum. Seni çok seviyorum Mel’im :)
1. Biz seninle birbirimizi bebekliğimizden beri tanıyoruz ama okuyucularımıza kendini biraz tanıtır mısın?
Melisa Uzunarslan: Öncelikle şunun bilinmesini isterim ki; biz seninle tanışmadan dedelerimiz, babaanne, anneannelerimiz tanışıyor aslında… :) 9 yaşında, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Keman bölümünü kazandım. Kompozisyon bölümünü de okumaya karar verip iki bölüm bitirdim. Okulun bitiminin ardından keman üstüne yüksek lisans da yaptım. 21 yıldır müziğin içerisindeyim…
2. Yıllardır müziğin içerisindesin, bu zamana kadar kimlerle çalıştın?
Melisa Uzunarslan: Sanırım çok fazla isimle çalıştım ve çaldım. Kimseyi es geçmek istemem, kısaca özet geçmem gerekirse; Prof. Çiğdem İYİCİL (keman) ve Prof. Hasan UÇARSU (Kompozisyon) sınıflarından mezunum. Klasik müzik alanında öğrenciğilim boyunca birçok Türk, yabancı ustanın master classlarına katıldım. Sadece klasik müzik yapmadığım için popüler isimlerle de sahne aldım, onlarla çalışırken aynı zamanda çok tecrübe edindim. Maxim VENGEROV, George BENSON, Fazıl SAY, Sertab ERENER gibi çok farklı tarzlarda önemli sanatçılara eşlik ettim.
3. Sezen Aksu ile çalıştın. Bu herkesin kolayca yaşayabileceği bir deneyim değil. Senin hayatında nasıl gerçekleşti?
Melisa Uzunarslan: Biraz şans eseri, biraz da Kanlıca sayesinde oldu sanırım. Sezen hanım Kanlıca’da uzun yıllar komşumuz oldu. Sezen AKSU’nun yıllardır kemancısı olan Ayda TUNÇ ( Onno TUNÇ’un kızı) ile aynı keman hocasında okuduk. Okuldan çok sevdiğim bir ablamdır kendisi… Sezen hanımla çalışmalarına bir süre ara verdi. Bende o sırada aranjörü Kıvanç- K ile çalışıyordum, bir gün telefonum çaldı. “Merhaba Melisa, ben Sezen Aksu” dedi telefondaki ses ve biri dalga geçiyor sandım önce :) Birlikte çalışmamızı teklif etti ve seve seve kabul ettim. 2 yıl kadar solo kemancılığını yaptım. “Öptüm Remix” albümünde “Sayım” şarkısına düzenleme yaptım. Kendisi ile çalışmış olmak benim için çok değerlidir.
4. Gelelim “Duy Beni” single çalışmana… Bu şarkıda kimlerle çalıştın? Şarkının oluşum sürecini bizlere anlatır mısın?
Melisa Uzunarslan: Besteci olduğum için şarkı yazmak zor değil, çocukluğumdan beri çok şarkı da yazdım ama şarkıcı olmak fikrinden hep uzaktım. Derken; bir gün Sezen AKSU sesimin çok güzel olduğunu mutlaka söylemem gerektiğini söyledi ve o zaman bir projemiz vardı ve o projede mutlaka 3-5 şarkı söylemem için zorladı diyebilirim. Korkarak sahneye çıktım ve tam karşımda oturuyordu ama çok güzel geçti. :) Bir süre sonra TEOMAN ile çalışmaya başladım, o da başta vokal yapıp yapmayacağımı sorduğunda “hayır o benim işim değil.” demiştim ama geçen zamanla onunla da söylemeye başladım. Profesyonel mikrofon deneyimini Teoman sahnesinde kazandım diyebiliriz. Single çıkarma işi ise bir gün tatildeyken; DMC‘nin patronu Samsun DEMİR’in aramasıyla oldu. İnternette keşfetmiş ve mutlaka çalışmamız gerektiğini söyledi. Yine 2 yıl kadar düşündüm bunu, en sonunda tamam dedim “DUY BENİ”yi yayınlamış olduk. Düzenleme Alper ERİNÇ’e ait, remix versiyonu ise Erdinç ERDOĞDU yaptı.
5. Şarkının sözleri sana mı ait? Yazmış olduğun başka şarkıların da var mı?
Melisa Uzunarslan: Söz, müzik bana ait. Şu an birikmiş çok şarkı var ve doğru zamanı bekliyorum. Yakın zamanda yeniden bir single ve ya albüm ile devam edeceğim.
6. Peki ya klip? Klipte kimlerle çalıştın?
Melisa Uzunarslan: Klibin yönetmeni Mehmet HAKYEMEZ, görüntü yönetmenimiz Ferhat ÖÇMEN oldu. 15 kişilik bir ekip ile 1 tam günde bitirdik. Karaköy JUNK’da çekildi klip. Boğaz sahneleri de Gümüşsuyu’nda çekildi. Stilistim Tuğçe ÖZAKDAĞ idi.
7. “Duy Beni” sadece digital platformda değil mi? Satın alabilecekleri linkleri paylaşabilir misin?
Melisa Uzunarslan: Şu an bütün dijital platformlarda mevcut. Itunes, Türk Telekom Müzik,Spotify, Apple music, Turkcell Müzik ..
Melisa Uzunarslan: Şu an aktif olarak bildiğin gruplarım ile sahne almaya devam ediyorum, aynı zamanda kendi solo konserlerimi veriyorum. Yaz boyunca kalan zamanlarda yeni şarkılara ve onları hazır hale getirmekle uğraşacağım.
9. Uğur Baloğlu ile Naughty Boy ft Sam Smith Cover’ı “La la la” , Emre Aşkın “ Violin İstanbul”, Metin Türkcan & Murat İlkan Akustik Proje gibi önemli işlerde de yer aldın. Bunlar devam edecek mi?
Melisa Uzunarslan: Farklı müzisyenlerle çalışmayı çok seviyorum. Hep ufkum genişliyor, çok yardımcı oluyor. Yeni disiplinlerde bulunmak, denemek, en iyisini yapmaya çalışmak beni geliştiriyor. Uğur ve Emre ile yaptıklarım çok güzel ilkler oldu. Türkiye’nin ilk official yayınlanmış klibi, Kral Tv’de gösterilmiş dubstep elektro keman müziğini biz yaptık mesela…
Murat İlkan ve Metin Türkcan’la çalışmak ise bambaşka bir zevk ve tecrübe… Çünkü; gerçek müzisyenlerle sahne almak ayrı bir keyif… Hep iyi olmaya çalışıyorsun. Bir de akustik projede bilinen bütün rock şarkılarının elektro gitar sololarını birebir elektro keman ile canlı olarak çalıyorum. İnanılmaz keyif alıyorum.
(İrem Ezgimen : Önemli Not : Murat İlkan & Metin Türkcan Akustik Proje’ye özellikle davet etti. “Yıllardır dinlediğin Metallica’dan, Whitesnake şarkılarına hepsi var özellikle gelip dinlemen lazım” dedi. Bunu sizlere iletmem gerek diye düşünüyorum. Hep beraber mi gitsek ne yapsak? :) )
10. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’ndasın bir yandan da klasik müzik projelerin var mı?
Melisa Uzunarslan: 8 Yıldır Borusan’da çalıyorum. Dünyanın önde gelen solistleri ve şefleri ile yıl boyunca çok yoğun çalışıyoruz. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın devamlı üyesi olmak çok gurur verici. Klasik müzik, esas işim olduğu için zaten hep içindeyim. Önümüzdeki sezon önceden yaptığım ama ara verdiğim, klasik bestelerimden oluşan oda müziği konserleri vermeye devam edeceğim.
11. Klasik bestelerini yurtdışında seslendirmeyi düşünüyor musun? Yurtdışı projelerin ne durumda?..
Melisa Uzunarslan: Yurtdışı fikri yüksek lisans tam bursu TEV ve Fransa’da okuma fikri ile başlayan daha sonra ailemdeki bazı sağlık sorunları nedeniyle önce ertelediğim sonra da vazgeçtiğim bir hikaye olarak duruyor. Okurken yurtdışında çok bulundum. Şimdi yurtdışında okuyan iyi yerlere gelmiş özellikle Türk sanatçı dostlarımın seslendirmesini bekliyor eserlerim .
12. Hayallerinin zirve noktası nedir? Yani nereye varacaksın? (Malum bugünün hayali yarının gerçekleri )
Melisa Uzunarslan: Tek hayalim var; o da kalıcı olmak. Umarım insanlar kalplerine giden gerçek yolu bulabilirim…
13. Türkiye’de bir sanatçı olarak müziğin gidişatını nasıl yorumluyorsun? Sence müziğin daha iyiye gitmesi için neler yapılması gerekir?
Melisa Uzunarslan: Bilmiyorum desem? Yani o kadar aklımın ermediği şeyler oluyor ki.. Gerçekten verecek bir cevabım yok. Sadece gerçek müzisyenler müzik yapmaya devam etsin. Bir gün herşey düzelecektir diye ümitleniyorum.
14. Sosyal medya ile aran nasıl? Tüm hesaplarınla sen mi ilgileniyorsun?
Melisa Uzunarslan: Yaşım gereği bütün sosyal medya mecralarında hesabım var. Aktif olarak ben ve menajerimle ilgileniyoruz.
15. Peki sosyal medya’nın sence müziğe etkisi nedir?
Melisa Uzunarslan: Sosyal medya; insanlara ulaşmak açısından çok değerli. Özellikle doğru kullanıldığında… Orada yalan yok , sevmeyince hemen çok korkunç yorumlar da yazabiliyorlar ya da çok sevebiliyorlar. Bu sebepten çok önemsiyorum.
16. Sosyal medya hesapları bizlerle paylaşabilir misin?
17. Yakın zamanda konserin var mı? Seni sevenler nerede izleyebilirler?
Melisa Uzunarslan: Yeni netleşiyor yaz konserleri… Şu an bildiğim Kuşadası Fest ve Yavuzfest… Temmuz ayında Murat İLKAN & Metin TÜRKCAN Akustik Proje konserimiz var. Ağustos ayında Teoman’la Zeytinli Rock Fest var. 17 Haziran’da da lansman konserim vardı ama kaçtı artık :) Şaka bir yana yaz ayında da kendi sahnemi yapmayı düşünüyorum. Tarihleri kesinleştikçe sosyal medya hesaplarımda paylaşacağım dinlemek isteyenleri beklerim. :)
Melisa Uzunarslan: Okuyan herekese teşekkür ediyorum, müziksiz kalmayın. Bu stresli yaşamlarımızda müzik, her zaman ruhun gıdasıdır unutmayın. Herkesi konserlere bekliyorum ve seni seviyorum İrem’cim.
Şimdiye kadar bir çok sanatçının sahnesinde enstrümanlarıyla yer alan Rubato, ilk albümleri “BİR”den sonra iki yıllık bir demlenme sürecinin ardından “İKİ” ile iddialı geliyor.
Solo vokal ve çelloda Özer Arkun, ud, cümbüş, gitar ve vokalde Fatih Ahıskalı, klarnet, bas klarnet, soprano saksafonda Göksun Çavdar ve bas gitarda Eralp Görgün’ün yer aldığı, her geçen yıl dinleyici kitlesini artıran ve sahnede dinleyicileri büyüleyen Rubato, bu albümde kendi bestelerinin yanı sıra Sezen Aksu, Sıla, Burhan Bayar, Şebnem Ferah gibi önemli sanatçıların eserlerine de yer veriyor.
Sıla ‘nın bir de düetinin bulunduğu ve Yıkılmışım Ben’den Yağmurlar’a, Beter’den Efkarlıyım’a sevilen şarkıların yeniden yorumlarının sunulduğu albümde Rubato, arabesk tadı yoğun bir müzik ziyafeti sunuyor.
Repertuvarı hazırlarken, kendilerini çok heyecanlandıran eserler listesinden özenle seçim yapan Rubato, gruba adını verdiği gibi ritmik özgürlüğü de ruhunda taşıyarak duygusal geçişleri büyülü bir ahenkle dinleyiciye ulaştırıyor.
Grubun çıkış şarkısı ise Şebnem Ferah ve Sezen Aksu imzalı “Yağmurlar”. Rubato yorumuyla Yağmurlar’ın klibi Point Hotel’in helikopter pistinde, İstanbul’un etkileyici fonunda çekildi.
Yönetmenliğini Can Fakıoğlu’nun görüntü yönetmenliğini ise Burak Barutçu’nun yaptığı klip, iki versiyon halinde tasarlandı. Klasik televizyon versiyonunun yanı sıra, Türkiye’de henüz çok yeni olan 360 video tekniğinin kullanıldığı, online platformlar için hazırlanan ikinci versiyonun çekimleri de aynı gün Digimind tarafından gerçekleştirildi. Bu versiyonda izleyiciler, mobil cihazları ya da sanal gerçeklik gözlüklerini kullanarak, mekan içinde kamerayı kontrol edebiliyor ve sanki klibin içindeymiş gibi bir deneyim yaşayabiliyor.
Türkçe pop müziğe muhteşem sesiyle yepyeni bir soluk katacak Rümeysa’nın müzikseverlerle buluşmasına az kaldı. Hiçbir jüri üyesinin dönmeyerek izleyenleri olduğu kadar Sezen Aksu’yu da şok eden O Ses Türkiye yarışması sayesinde genç yıldız, sanatçının dikkatini çekmiş ve sonrasında Aksu’nun vokalisti olmuştu.
İlk teklisi ‘Yansın İstanbul’, EMI – Universal Müzik Türkiye etiketiyle yayınlanacak sanatçı, uzun süredir Sezen Aksu’nun vokalistliğini yapıyordu. Sezen Aksu’nun davetiyle sanatçının 15 Ocak’taki konserinde 3 şarkı seslendiren Rümeysa, dinleyiciler tarafından hayranlıkla karşılanmış ardından basının ilgisini çekmişti.
Söz – Müzik: Sezen Aksu
Aranjör: Aytuğ Yargıç
Vokal Koçu: Sezen Aksu
Mix: Murat Bulut
Mastering: Çağlar Türkmen
Kayıt: Arzu Alsan
Ece Dorsay’ın “Dünyamın Haritasi” isimli 3. solo albümü, İrem Records etiketiyle 9 Aralık itibariyle itunes, ttnet, spotify ve deezer gibi tüm dijital platformlarda dinleyiciyle buluştu.
11 şarkının 10 tanesinin tüm söz, beste ve aranjmanları Ece Dorsay’a, cover’ladiğı ve tekrar aranje edip klip cektiği, Ajda Pekkan yorumuyla tanıdığımız Vitrin adlı şarkı ise Sezen Aksu ve Can Algeç’e ait.
Ece Dorsay, 90’lı yıllardan beri kendi müziğinin ve sesinin peşinde bir ozan/şarkıcı/müzisyen. Dünyamın Haritası, 3. albümü. Her daim kendi sözlerini yazan ve kendi şarkılarını yapan, bir çok festival ve barlarda yıllardır çalan Ece’nin bu albümde tüm aranjmanları ve tüm enstrümanları da üstlenmiş olması, müziğe olan tutkusunun ve çok yönlülüğünün göstergesi. 2002 yılında yayımlanan ilk albümü Kum Saati ile çok iyi yorumlar almıştı, yaşına göre olgun bir albüm olduğu yazılmıştı. 2010 yılında yayımlanan Kırmızı Karanlık albümüyle, ruhundaki evrim ve devrimleri, farklı renkleri cesurca bize sunmuştu. Kırmızı Karanlık klibi de Türkiye’de devrim niteliğindeydi , klibin zarafeti, mesajını daha derinden vermesine sebep olmuştu. Ece, sektördeki imkansızlıklardan yaratıcılığı doğurdu. Röportajlarında, yazılarında ve şiirlerinde şablonlara karşı duran Don Kişot gibi bir çocuk kadın vardı.
Dünyamın Haritası albümünün bir kısmını evinde, bir kısmını Sezen Aksu’nun stüdyosunda kaydetti. Ajda Pekkan yorumuyla tanıdığımız Vitrin haricinde tüm söz ve besteler gene kendisine ait. İlk kez bir cover’a bu albümde yer verdi. Yorumlamayı hep hayal ettiği Vitrin’e yine farklı ve özgün bir klip çekti. Bu şarkının sözleri, Ece’nin aşka bakışını, cesaretini ve kadınlara yüklenen rolleri yıkmasını cesur bir dille anlatıyor. Emek Sineması yıkıldığında, İstanbul Ayaklar Altında adlı şarkıyı besteledi. Fosil, Kırmızı Karanlık’a ilham olan karaktere veda şarkısı olarak, 2010 yılında bestelendi.
Ece Dorsay, bildiği yoldan şaşmayan, sıradışı ses rengi ve duruşuyla benzeri az bulunan, mülti enstrümantalist ve çok yönlü bir kadın ozan/şarkıcı. Sadece cesareti, sektördeki savaşı ve sağlam duruşu için bile albümleri arşivlenmeli.
Bu hafta uzun zamandır takip ettiğim ve beklediğim bir albüm daha.. Siz “Fikri Karayel” adını belki yeni duyuyorsunuz ama kendisi uzun yıllardır müzik piyasasının içerisinde, yurtdışında bir çok şehirde konserler veren ve çok fazla dinleyicisi olan bir isim…
Aranızda “Seni Seviyorum Adamım” filmine gidenler varsa; belki ilk kez ” Hayal Edemezsin” i dinlemiş olabilirsiniz ama Fikri Karayel’in albümü gerçekten müzikalite olarak çok güzel bir albüm olmuş beklediğime değmiş…
Şimdi o zaman hep beraber Fikri Karayel kimdir bir tanıyalım :)
Kaç yıldır müzikle uğraşıyorsun? Bize müzikal yolculuğunu anlatır mısın?
Kendimi hatırladığım zamandan beridir müzik aletlerine, ritimlere ve notalara ilgim vardı. Altı yaşımda ilk kez piyano ve davul, sekiz yaşımdan itibaren ise gitar öğrenmeye, kısa bir sure sonra da saç fırçası ile ayna karsısındaki konserlerime başladım. Bu öğrenimin hep sürdüğünü düşünüyorum. Müziğe ilgi duymakla, müzikle uğraşmak arasındaki çizgi bence çok belirsiz bu yüzden buna bir tarih koymak çok güç. İlk beste girişimlerim 15 yaş civarlarında başlayıp, bir iki sene sonra şarkı gibi duyulmaya başladılar. Konuşmayı çok sevmediğimden olacak ki yazmaya değer şeyler yaşadıkça ve kendimi müzik yolu ile ifade edebileceğimi keşfettikçe, şarkı yazmak gerçekten benimsediğim bir ifade biçimi haline geldi. Sanırım müzikle uğraşmaya, buna ihtiyaç duyduğumu fark ettiğim zaman başladım.
Birkaç sene önce İngiltere’den evime döndüm ve burada kayıtlar yaparken kısa bir süre önce “Hayal Edemezsin” isimli şarkımı “Seni Seviyorum Adamım” filmine dahil etmek üzere bir teklif aldım. Bu teklifi değerlendirdim ve sonrasında bir albüm teklifi ile karşılaştım. Dokuz Sekiz Müzik Yapım’ın beni aileye dahil etme isteği benim için güzel bir gelişmeydi ve bunu kabul ederek çekmecemde bekleyen ilk albümüm “Zor Zamanlar” Ocak 2015’te hem uzun zamandır albüm bekleyen hem de müziğimi yeni kisveden dinleyicilerimle buluşturdum. Tabii bu yolculuğumun dönüm noktalarından sadece biri.
Zaman içinde tanıştığım, İngiltere’de, Türkiye’de ve Kıbrıs’ta çalışma fırsatı bulduğum birçok müzisyen arkadaşımın ve ustalarımın, dinlediğim sanatçıların, yaşadığım bütün deneyimlerin fikirler ve sesler olarak bu yolculuğa yon vermeye devam ettiğini düşünüyorum.
“Hayal Edemezsin” şarkın için kimlerle çalıştın?
“Hayal Edemezsin” de dahil olmak üzere bütün şarkılarımın söz, müzik ve düzenlemeleri bana ait. Kayıt ve post-prodüksiyon süreci yakın dostum, sahne arkadaşım ve güvendiğim bir ses mühendisi olan Emre Yazgın yönetiminde gelişti. Parçada bana Tolga Erzurumlu, Cahit KutraAli ve Güner Özalp gibi sevdiğim müzisyen arkadaşlarım eşlik etti.
Bu şarkın “Seni Seviyorum Adamım” filminde soyunduracak olarak kullanıldı bu süreç nasıl gelişti?
Tesadüflerin hayatı şekillendirdiğini destekleyen bir hikaye oldu bu. “Seni Seviyorum Adamım” koordinatörlerinden sevgili Ayşe Sönmez, Kıbrıs’ta çekimlerin devam ettiği günlerde, set arasında radyoda “Hayal Edemezsin’e rastladı ve ortak bir gazeteci arkadaşımız aracılığı ile bize ulaştı. Kahve içmek, konuşmak için buluştuk. Senaryoyu anlattı ki açıkçası ben şarkımın duyulması acısından iyi bir hareket olacağını zaten çaktırmasam da düşünüyordum. Ayrıca Barış Kılıç, Serhat Özcan, Ayşen Gruda gibi sevdiğim saydığım isimler duyduğum zaman ikna olmam uzun sürmedi. Benim için çekimlerden galaya kadar gecen süreç çok zevkli olmakla birlikte, gerek VTR ailesini tanıma gerekse birçok yetenekli sanatçı ile paylaşımda bulunma acısından güzel bir deneyimdi. Ayrıca beyaz perdede ilk kez kendimi izlemek gibi garip bir de durum yasamış oldum.
Bu albüm için ne kadar zamandır çalışıyorsunuz?
Albüme dahil olan en eski kayıtlar 2009 yılında yaptığım dem kayıtlardan vazgeçemediğim birkaç davul ve klavye kaydıdır. Projeyi bir süre askıya alıp 2013’ten 2014’e kadar süren ikinci bir kayıt dönemi geçirdik. Yani altı sene öncesine dayanan uzun aralıklarla sindirilmiş, zaman zaman kötü olayların motivasyon kaybına zaman zaman da güzel gelişmelerin hızlanmama sebep olduğu inanç dolu uzun bir süreçti.
Daha önce nerelerde sahne aldın?
Barlardan, festival sahnelerine, otel konserlerinden, plaj partilerine kadar birçok etkinlikte sahnede bulundum.
Sahne hayatım Kıbrıs’ta başlayıp İngiltere’de dahil olduğum punk grubu Platikan ile Londra’da devam etti. Kıbrıs’ta uzun süredir büyüyerek devam eden konserlerimizin haricinde, geçtiğimiz senelerde iki kez Türkiye’ye geldik. Burada Eskişehir, Ankara, İzmir ve İstanbul’da çok zevk aldığımız konserlerimiz oldu. Bu sene de haritayı büyüterek devam etmeyi planlıyoruz.
Konser ya da sahne programların var mı?
6 Şubat gecesi, benim de doğum günüme uzanan “Bob Marley’s Birhtday Parti” var. Bu bizim için artık özel bir gelenek haline geldi. 27 Şubat’ta ise Lefkoşa’da “Çıkmaz Sokak Partisi” konserimiz var, bunların da beşincisini yapıyor olacağız. Heyecanlı bir gece.
Yurtdışında ki ve yurtiçindeki planlarından bahseder misin?
Bu sıralar Türkiye dışına pek odaklanmıyorum. Planlarım buraya yönelik, sonuçta Türkçe müziğin dinlendiği ve dışarıya da yayılabileceği yer burası. Albümün yarattığı heyecan ve güzel tepkilerden yola çıkarak, ilk işimin geniş bir turne programı hazırlayıp beni dinleyen güzel insanları kendi şehirlerinde, sahneden selamlamak olduğunu düşünüyorum. Beni sabırsızlandıran en büyük ve en yakın planım bu. Sonrası şimdilik bana olduğu kadar size de sürpriz olsun.
“Seni Seviyorum Adamım” filminde ufak bir rolün vardı. Dizi, reklam, film gibi ekran önünde işler yapmayı düşünüyor musun?
Filmde kendim olarak bulunmak bile benim için zorlu bir deneyimdi. Bir karakteri oynama konusunda ne kadar başarılı olurum bilmiyorum ama daha başarılı olabilecek, zamanını bu ise harcamış insanlar varken zaten bence aklı başında bir yapımcı bana böyle bir talepte bulunmaz. Alakasız insanlara diyalog bir yere gitmiyor diye televizyonda mikrofon uzatılıp “hadi bir şarkı söyle o zaman” denmesini ben nasıl sevmiyorsam, bu işlere zamanını veren insanlar da sanatlarının hafife alınmasından hoşlanmıyorlardır diye düşünüyorum. Tabii içimde sonradan ortaya çıkacak olan farkında olmadığım bir Christina Bale besliyorsam kusura bakmasınlar ama şimdilik bu islerin müzikal tarafında daha fazla zevk alarak ve kendime güvenerek bulunabilirim.
İdealin ve kendini görmek istediğin yer neresi?
İdealim şarkılarımın yayılmaya ve dinlenmeye devam etmesi, beğenilmesi, kendimi müzik yoluyla uzun zaman boyunca ifade edebilmek ve anlaşılabilmek. Bunun içine zaten güzel heyecanlar, sürprizler ve maceralar dahil olmuş oluyor.
Peki Fikri Karayel kimleri dinler?
Aslında çok karakterli bir insan olduğumu düşünürüm. Genellikle bir saatim diğer saatime uymaz. Bu yüzden o an hangi Fikri Karayel olduğuma bağlı olan bir durum bu. Klasik müziğin dönemler içindeki evriminin modern müziğe dallanıp budaklanması, bunların da kendi içlerinde birçok elektronik, folklorik, organik ve deneysel tatlara ulaşmış olmaları çok ilgimi çekiyor. Müziğin en çok çeşitliliğini seviyorum ve sürekli yeni şeyler keşfetmeye, elimden geldiğince her şeyi dinlemeye gayret ediyorum. İsim vermeden olmaz derseniz hiç sıkılmadan, senelerdir dinlediğim Türk söz yazarları Sezen Aksu ve Bülent Ortacgil‘dir.
Bizi bu süreçten sonra neler bekliyor?
Sizi, aldığım ilham doğrultusunda üreteceğim ve kazandığım deneyimler sonucunda geliştireceğim yeni üretimler ve su yüzüne çıkmasını beklediğim, daha benim de tanımadığım karakterlerim bekliyor. Siz beni alet edeceksiniz, ben sizinle müziğimi paylaşacağım ve hep birlikte her şeye karşı eğlenmeye devam edeceğiz.
Sana ulaşabilecekleri iletişim adreslerini verir misin?
Bana kişisel olarak Instagram, Twitter ve Facebook Fan Sayfamızdan ulaşabilirler. Elimden geldiğince mesajlara zaman ayırıyorum.
Peki Dikkat Müzik okuyucuları için söylemek istediği bir şeyler var mı?
Aramıza hoşgeldiler diyorum. Hepsini sevgi ve hoşgörü ile selamlıyorum. Umarım albümü keyifle dinlerler ve en yakın konserimizde buluşuruz.
Klip için kimlerle çalıştın ve klibin hikayesi nasıl oluştu?
Klip için çok sevdiğim bir fotoğraf ustası ve yönetmen olan Serkan Şedele ile çalıştım. Birlikte çalışmaya karar verdikten kısa bir sure sonra Serkan abiden bir telefon geldi ve “Fikri hazırlan haftaya Londra’ya gidiyoruz” dedi. Buna yalnız karar vermesine sevinmiştim çünkü Serkan abi ile tanışmamız bir tesadüf eseriydi ve o, “Hayal Edemezsin”in Londra’da yazıldığını ve benim bu klibin orada çekilmesini istediğimi bilmeden ikinci bir tesadüfe sebep olmuştu. Bu bana her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu hissettirdi.
Minimal bir klip istedik. Alışılmışın dışında, siyah beyaz ve daha mütevazi bir kliple çıkış yapmak istedik. Şarkının ön planda kalmasını tercih ettiğimiz bir kurgu ve daha sanatsal kareler pesinde olduğumuz bir prodüksiyondu. 101 Production ile çalışmak zevkli bir deneyim oldu, çalışmamızı da ekranda izlemek benim için hala yeni ve heyecan verici.
Son günlerde sahne şovlarıyla adından söz ettiren Sibel Tüzün, geçtiğimiz aylarda çıkardığı Kaç Yıl Geçti Aradan’ın ardından yine bir Sezen Aksu şarkısıyla yeni bir tekliye imza atıyor. Müzik kariyerinde hep dirsek temasında olduğu Sezen Aksu’nun Le Le Le şarkısını seslendiren Sibel Tüzün aynı zamanda meslek hayatında önemli yer tutan şarkılarından oluşan Best Of albümünün stüdyo çalışmalarını da sürdürüyor.
Son yıllarda yorumcu kimliğinin yanı sıra gerçekleştirdiği sahne şovlarıyla gündeme gelen şarkıcı, söz yazarı ve besteci Sibel Tüzün geçtiğimiz aylarda, Sezen Aksu’nun sözü ve bestesi Kaç Yıl Geçti Aradan’la müzik dünyasında iddialı bir biçimde adından söz ettirmişti.
Meslek hayatında önemli yer tutan şarkılardan oluşan bir best of albüm için uzun süredir stüdyoda çalışmalarını sürdüren Sibel Tüzün bu sırada; müzik kariyerinde hep dirsek temasında olduğu Sezen Aksuyla bir ortaklık daha gerçekleştirip yeni teklisini müzikseverle buluşturdu.
Sözü ve bestesi Sezen Aksu’ya ait, etnik elementleri barındıran altyapısıyla, insanın kanını kaynatan bir şarkı olan Le Le Le’nin aranjörlüğünü Hakan Caneroğlu prodüktörlüğünü ünlü iletişimci Özgür Aras yaptı.
Şarkının tanıtımı için Kemal Doğulunun objektifinin karşısına Hakan Akkaya imzalı kırmızı elbisesiyle geçen Sibel Tüzün zamanı durduran güzelliğiyle hayranlarını bir kez daha büyüledi.
Müzik kariyerinde 20. yılını geride bırakan şarkıcı, söz yazarı ve besteci Sibel Tüzün uzun bir aradan sonra yeni şarkısıyla sevenlerinin karşısına çıkmaya hazır. Sezen Aksu’nun unutulmaz şarkısı “Kaç Yıl Geçti Aradan”ı yeniden yorumlayan Sibel Tüzün, prodüktörlüğünü ünlü iletişimci Özgür Aras’ın, müzik direktörlüğünü Burak Buluç’un üstlendiği ve Cihat Uğurel, Cem Ak, Kemal Özgür ve Burak Buluç’un aranjelerinin bulunduğu single ile yazın en çok konuşulanlarından biri olmaya aday.
Daha önce de Sezen Aksu şarkılarıyla büyük başarılara imza atan ve “Sezen Aksu’nun uğuru bende başka Ona teşekkür az kalır” diyen Sibel Tüzün, şarkısı için çektirdiği yeni fotoğraflarıyla da geçtiğimiz yıllarda halk oylamasıyla üstüste kazandığı Türkiyenin en seksi kadını ünvanını da koruduğunu kanıtlıyor.
Yeni şarkısı için Lara Sayılgan’ın objektifine The Istanbul Edition Otel de birbirinden seksi pozlar veren Sibel Tüzün “Türkiye’nin en seksi kadınıyım lafını benim ağzımdan duyamazsınız. Göbek adım gibi. Sanki annemler koymuş gibi üzerime yapıştı. Daha önce bir gazete en seksi kadını seçiyordu.. Sonra bu halk oylamasına dönüştü, gündem oluştu. Sonuçlar açıklandığında Türkiyede değildim. Pariste salaş eşofmanlarımla dolaşırken, en seksi seçildiğimin haberini aldım. Aynadaki halime gülmeye başladım. Fizik yönünden avantajım var. Ben kendimi sempatik görüyorum. Seksi kadın içimdeki kadınlardan sadece biri” diyor.
Sibel Tüzün 2 Mayıs Cuma günü Garajistanbul’da özel tasarlanmış sahnesi ile dünden bugüne tüm hit olmuş şarkılarından oluşan repertuarıyla özel bir konser veriyor.
Şu günlerde Demir Demirkan ile birlikte kurduğu Painted On Water grubunun “Chicago Issue” adını taşıyan EP’sinin turnesinde olan Sertab Erener, bir yandan da yeni şarkısını görücüye çıkardı. Uzun bir aradan sonra söz ve müziği Sezen Aksu imzalı yeni bir şarkıyla sevenlerinin karşısına çıkan Sertab, bu kez “Ben Öyle Birini Sevdim ki” diyor. Aranjesi Mustafa Ceceli’ye ait olan şarkının video klip yönetmeni ise Burak Ertaş. Klip çekimlerinde Sertab Erener’e spor eğitmeni Emre Aşer‘in de eşlik ettiğini hatırlatalım. Şarkı, yakında GNL etiketiyle müzikmarketlerde yerini almaya hazırlanıyor. Videoyu izlemek için:
Göz açıp kapayıncaya kadar kısa süren 2013 yazının sonunda yüzümüzü artık iyiden iyiye kışa dönsek de, bir yanımız hala yaz tembelliğiyle pek haşır neşir olsa gerek. Öyle ki,
Vokaliz grubunun prodüktörü ve grup üyesi Cengiz Ünal’ ın projesi olan “Hattun”, ilk şarkıları ile müzik dinleyicisinin karşısına çıktı. Ceylan Bebek, Nil Yörüker ve Sitare Bilge’den oluşan ve 2 yıl önce kurulan üçlü vokal grubu Sezen Aksu’nun “Seni Yerler” şarkısını yeniden yorumlamış. Grubun bütün üyelerinin müzikal mezunu olması öne çıkan özelliklerinden biri olurken prodüktörlüğünü ve aranjörlüğünü Cengiz Ünal’ın yaptığı “Seni Yerler” şarkısı Kirpi Yapım ve Ateş Müzik etiketi ile dijital ortamlarda yerini almış.
Bu hafta müzik dünyamıza giren yeni şarkılar ve video klipler havaların ısındığı şu günlerde yazın getireceği mutluluğu şimdiden müjdeliyor gibi. Gelin şöyle kısaca bir göz atalım; Son dönemin yetenekli müzisyen-şarkıcılarından Mavi, 2012 yılının son aylarında DMC etiketi ile piyasaya çıkan “Aç Kapıyı” EP’sinde yeralan şarkılarını kliplendirmeye devam ediyor. Özdemir Erdoğan‘ın yıllar önce yorumladığı “Aç Kapıyı Gir İçeri” şarkısını kendi tarzı ile yeniden yorumlayan Mavi, şarkısına İspanyol yönetmen Salva Ferrando‘nun imzası ve Berin Yavuzlar‘ın sanat yönetmenliğinde New York’ta çok renkli bir klip çekmiş. “New York geçmişte yaşadığım ve beni ifade eden bir şehir. O sebeple klibin de hayatın içinden ve şarkının duygusuna uygun olmasına özen gösterdik. Umarım zevkle izlersiniz” diyor Mavi yeni videosu için. “Evlendi, inzivaya çekildi, müzikten koptu” haberlerine gülüp geçiyor Zeynep Casalini. Çünkü yakından da çok iyi biliyorum ki o müzikten kolay kolay kopacak biri hiç olmadı. İlk albümünden itibaren güçlü vokali ve dikkat çeken sesi ile en iyiler arasında yer almayı başaran Casalini’nin “Duvar”, “Nilüfer”, “Amacım Yok” ve “Dokunma Bana” gibi şarkıları tüm zamanların en iyileri arasındadır benim için. Bir süredir Bodrum’da eşi ve çocuklarıyla mutlu bir hayat sürdüren Casalini, sahne çalışmalarına albüm yapmadığı yıllarda da devam etti. Sahnede söylemekten her zaman keyif aldığı şarkılardan biri olan “Yeter ki”yi yeni albümü öncesinde tekli olarak dijital platformlarda yayınlayan müzisyen, yıllar önce Saadet Sun‘un yine harika vokaliyle değer bulan bu Sezen Aksu şarkısını yine hakkını vererek çok güzel okumuş. Bu tekli öncesinde Badem ve Konukları albümünde “Gittiğinden Beri” şarkısında Badem grubuna eşlik eden Zeynep Casalini’nin yeni albümünün zamanı gelmiş artık, onu gerçekten özlediğimizi farkettik çünkü yeni şarkısıyla..
Geçtiğimiz hafta “Yalnızlıkla Yaptım” adını verdiği yeni albümünün lansman konseri için Jolly Joker’de sahne alan Aydilge, yeni şarkılarıyla genç kuşağın başarılı müzisyenlerinden biri olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Son derece enerjik sahnesi ve hem sözleri hem de müziğiyle dikkat çeken şarkıları ile en başından beri kendine özel bir kitle yakalamayı başaran genç müzisyeni bu albümünde biraz daha olgunlaşmış ve kendini daha da yukarılara taşımaya kararlı olduğunu görüyoruz. “Aşk Paylaşılmaz”,”Akıllı Deli” ve “Aşk Acı Sever” şarkıları favorilerim arasında!
Türkiye’nin üç önemli virtüözü Hüsnü Şenlendirici, İsmail Tuçbilek ve Aytaç Doğan,“Taksim Trio 2” albümünde buluştu. Orhan Gencebay, Zülfü Livaneli, Neşet Ertaş, Barış Manço, Sezen Aksu ve Tarkan‘ın ses getirmiş ve çok sevilmiş bazı şarkılarını bu albüm için enstrümental olarak kaydeden üçlüden albümde iki yeni beste de dinliyoruz. “Naz”, Hüsnü Şenlendirici’ye, “Kumsalda Dans” ise Sendur Güzel‘e ait. Albümün mix ve masteringinde ise Tarık Ceran imzası var.
Albümler birer ikişer kliplenmeye devam ediyor. Son dönemde en çok dikkat çeken videolardan bazılarını ise şöyle sıralayabiliriz: Gripin‘in son albümü “Yalnızlığın Çaresini Bulmuşlar”ın ikinci videosu “Aşk Nereden Nereye?”, Can Bonomo‘nun “Aşktan ve Gariplikten” adlı ikinci albümünün stop-motion tekniğiyle Üsküp’de çekilen ikinci videosu “İyi ki Doğdun” ve daha önce Sertab Erener’den dinlediğimiz “Bir Varmışım Bir Yokmuşum”a son albümlerinde canlı performansları ile yer veren Pinhani klibi, önereceklerimiz arasında.. Önemli müzisyenlerimizden Vedat Sakman cephesinden de güzel haberler var. Uzun zaman sonra yeni albümü “Odada İkimiz”, DMC Müzik etiketiyle yayımlandı. Ömer Hayyam, Rainer Maria Rilke, Nazım Hikmet Ran ve Furuğ Ferruhzad gibi dünya şairlerinin şiirlerinden bestelenmiş şarkıları içeren albüm Sakman’ın son iki yıllık çalışmalarını kapsıyor.
Ve 2010 yazında gerçekten “Rengarenk” bir rüzgar estiren Sertab Erener! Kuşkusuz son günlerin en çok dinlenen ve sözlerinden olsa gerek hayatının bir köşesinde iyi kötü (belki de eni-konu?) aşk acısı çekmiş kadınların adeta dört elle sahiplendiği şarkısı “İyileşiyorum”, “Sade” adını taşıyan yeni Sertab albümünün lokomotif şarkısı oldu. Çıkış şarkısı olarak gerçekten çok iyi bir seçim olduğunu söyleyebilirim. Albümün diğer şarkıları ise duygu olarak sizi farklı yönlere çekebilecek nitelikte. Bu albümde Sertab, hareketlilerden ziyade slow ve orta tempolu şarkılarında daha fazla öne çıkmayı başarıyor, en azından benim için böyle. Örneğin ilk dinlediğimde vurulduğum Sibel Algan imzalı “Sus”, yalnız bu albümün ya da yalnızca Sertab’ın kariyerinde değil tüm popüler müzik tarihimizin de en özel parçalarından biri sayabileceğim türde bir şarkı. Sertab Erener ve Demir Demirkan‘ın ortak çalışması “Karalama Defteri” de keza, hem sözleri hem de müziği ile özel bir ilgiyi hakediyor. Bülent Ortaçgil cover’ı “Acıtır” ve “Çocuktuk Bir Zamanlar”, düzenlemelerde sanki biraz daha özen gösterilmiş, bu yönleriyle daha çok öne çıkması beklenen ve sırası gelince de mutlaka klipleneceğini tahmin ettiklerim arasında yer alıyor. Albümün ikinci videosu ise Nil Karaibrahimgil sözleriyle hayat bulan “Why this Kolaveri Di”nin cover’ı “Söz” olmalı diye düşünüyorum. Yeni düzenlemesi ve bu haliyle çok eğlenceli bir Türkçe hite dönüşmüş, yazın da iyi gidecek cinsten. Soner Sarıkabadayı imzalı “Cumartesi Pazar”ın ise önceki Sertab Erener-Soner Sarıkabadayı işbirliği ürünü şarkılarından (Bu Böyle/Açık Adres/Koparılan Çiçekler/Ego) biraz daha geride durduğunu itiraf etmeliyim. Ancak yine de özellikle remix versiyonu ile, benzer türdeki şarkıların dinleyicisini yakalayacaktır. Bu arada, Beyazıt Öztürk‘ün geçen hafta programında konuk ettiği Sertab’a sürpriz yapıp “İyileşiyorum” şarkısına çektiği “cevap videosu”nu hala izlemeyeniniz varsa, yazının en altında bakabilirsiniz. Altınıza işemeyeceğinizi garanti edemem!:)
Son olarak; DikkatMüzik!‘in 10.Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri’nde gösterildiği “En iyi Müzik Blogu/Sitesi” adaylığına şans veriyorsanız, desteğinizi esirgemeyiniz lütfen:) https://www.facebook.com/radyoboun adresinden 1 Mayıs’a kadar oyunuzu kullanabilirsiniz..
Hayatınızdan müziği hiç eksiltmeyin, çünkü onsuz yaşanmıyor!
Türk pop müziğinin başarılı temsilcilerinden Sıla dördüncü solo albümü Vaveyla’nın yeni video klibi Aslan Gibi’yi müzikseverlerle paylaştı.
Hayranlarından gelen yoğun istek üzerine sözü Sıla, bestesi ise Sezen Aksu imzası taşıyan “Aslan Gibi” şarkısını kliplendiren sanatçı bu kez konserde seyircilerle coşkulu zamanlar yaşadıktan sonra kuliste geçirdikleri keyifli anları müzikseverlerle paylaştı. “Aslan Gibi” video klibi Zor Sevdiğimden’in de yönetmenliğini üstlenen Gülşen Aybaba tarafından çekildi.
Geçtiğimiz haftaki müzik mesaim 3 ayrı konser ve yeni çıkan albümleri dinlemekle geçerken bir akşam hiç üşenmedim uzun zamandır ertelediğim arşiv düzenlemesi işime de giriştim (burada şaşırma tepkinizi duymak için kulak kabartıyorum: “yalaan??!). Bunu yaparken pek tabii ki korktuğum başıma geldi ve her “bu kez başaracağım” diye başladığım girişimim “aa bu da varmış”,”şu şarkı nasıldı yaa” gibisinden düşünce balonlarıyla beni şarkıdan şarkıya, öteden beriye ve tabii yıllardan yıllara sürükledi ve arşiv düzenleme çabalarım yine bir başka bahara kaldı:)
Önce birkaç albüm ve yeni şarkıyla başlamak istiyorum.Rock müziğimizin en iyilerinden Özlem Tekin, 7. stüdyo albümü “Kargalar”ı geçtiğimiz hafta piyasaya çıkardı. Albümle aynı adı taşıyan çıkış parçası kadar albümün geri kalanı da oldukça sert gibi duruyor, Özlem Tekin’in güçlü vokali ile “işte bu, gerçek o!” diyenleri sonuna kadar tatmin edecek bir albüm yapmış Özlem Tekin. “Kıyamet” ve “Sebepsiz Savaş”a birer extra yıldız koydum. “Öz” albümünün unutulmazları arasında yer alan “Tarlalar”ı da bu albümde yeniden yorumladığını ekleyelim. Twitter sayfasında “albümümüz çok sert bulunmuş, radyolar çalmayız demişler. Youtube’la idare ediverin” diyen Özlem Tekin’i sevenleri ve müzikten anlayanlar elbette yalnız bırakmayacaktır, neyi ne amaçla çaldıkları konusunda hep bir soru işareti ve muamma içeren günümüzün “format” radyoları varsın Özlem Tekin çalmasın, kendileri kaybeder.
Geçen yaz yayınladığı “Biz Burdayız” adlı teklisiyle son albümünden biraz daha farklı bir rotaya giren ve eller havaya modundan -şimdilik- yavaş yavaş çıkarak daha kaliteli işlere imza attığına inanmaya başladığımız Hadise‘nin yepyeni şarkısı “Visal”i radyo rotasyonunda duymaya başladık. Sözleri İsra Gülümser‘e, bestesi Tolga Görsev‘e ait olan şarkının akustik ve dans versiyonlarını da başarılı bulduğumu söylemeliyim. Zaten bu kıza ne olduysa “Düm Tek Tek”ten sonra olmuş, Avrupa’da son derece başarılı olduğu tarzından çok fazla ödün vererek farklı müzikal kalıplara sokulmuştu. Son çalışmaları ile bence yeniden umut veriyor Hadise..
RaShit‘in -bence prodüksiyon ve sound olarak da kariyerlerinin en iyisi sayabileceğim- “İnsan Neslinin Sonu” albümü ile Hüsnü Arkan‘ın “Yalnız Değiliz” albümleri yeni çıkanlar arasında gerçekten tavsiye edebileceklerim arasında. Bunlara ek olarak yeni rock gruplarından Kung-Fu ile Eskici‘yi de sound olarak başarılı bulduğumu söylemeliyim, doğrusu pek çok grup ve yeni isim çıkıyor ve her birine yetişmek neredeyse imkansız ama bu ikisini muhakkak dinlemenizi ve enerjilerini yakalamanızı öneririm.
Gelelim geçtiğimiz hafta katıldığım 3 güzel etkinliğe. Çarşamba gecesi Sakman Kulüp‘te daha önce de izleme fırsatı bulduğum ve akustik performansıyla oldukça başarılı bulduğum Mavi‘nin konseri vardı. Her defasında belirttiğim gibi duru sesi ve kendine özgü yorumu ile dikkat çeken Mavi’nin şarkılarını seviyorum. İlk albümündeki “Düş” ve “30” şarkılarıyla tanımıştım ilk. Sonrasında geçen yaz “Kaptan” adlı bir tekli yayınladı ve yılın sonlarına doğru ikinci albümünü yayınladı. “Kaptan” dışında “Bilirim”, sözü Mavi’ye müziği ise Sanne Putseys‘e ait olan “Yine Aynı Hikaye” ve çok yakında albümün ikinci videosu olarak izleyeceğimiz Özdemir Erdoğan‘dan bir cover olan “Aç Kapıyı Gir İçeri” şarkılarını içeren EP niteliğindeki albümü seveceksiniz. Sakman’da o gece kendi şarkılarının dışında Sezen Aksu‘dan Ajda Pekkan‘a, Kayahan‘dan Zuhal Olcay‘a, Ortaçgil şarkılarından yorumunu çok beğendiğim “Dilek Taşı”na kadar popüler müziğimizin derin ve duygulu sularından çok özel şarkılar ile bir gezinti sundu bizlere Mavi. Üstelik ona eşik eden de çok yetenekli sahne arkadaşları var, sahnede gerçekten tam bir uyum içinde çalıyorlar. Bir yerlerde yakalarsanız kesinlikle kaçırmayın, magazinsel ya da sansasyonel bir kişiliği hiç olmadı ve sevdiği işi yaptığını sahnedeyken gözlerinden okuyabildiğiniz bu tatlı sesi sakın ıskalamayın derim.
Cuma günü geldiğinde ise müzik yazarı Tolga Akyıldız‘ın -daha önce aklıma nasıl gelmez diye ismini fena halde kıskandığım:)- “Popçu Dükkanı” aktivitesi için İrem Ezgimen ile soluğu Ghetto‘da aldık. Tolga’ya DJ kabininde eşlik eden ve her zamanki gibi bütün enerjisiyle ışık saçan DJÖzge Tığlı 80’ler ve 90’lar Türkçe Pop seçkileri ile ortamı ısındırdıktan sonra bu geceye özel “Açık Sahne” konsepti başladı ve alternatif/rock dünyasından pek çok isim teker teker sahne almaya başladılar. Müzik dünyasına yeni merhaba diyen (ya da ilk albümlerini henüz çıkarmış demek daha doğru) Kung-Fu, Frapan, Eskici, Can Gox gibi isim ve gruplar enerjik sahneleri ile dikkat çekerken Hayko Cepkin, Redd‘in Doğan Duru‘su, Aydilge, Koray Candemir & Melis Danışmend, ErdemYener ve Aylin Aslım gibi yıldızlar da Ghetto ortamını epey şenlendirdiler. Burada şenlik sözcüğü çok doğru bir tanımlama esasen çünkü gece tam anlamıyla mini bir müzik festivali havasında geçti. Önümüzdeki aylarda bu aktivitenin bir devamını beklemek şart ve farz oldu sanırsam çünkü o gece orada görmeyi istediğimiz, gelmesi beklenen ama çeşitli sebeplerle katılamayan pek çok müzisyeni daha Açık Sahne konsepti ile birarada izlemek oldukça keyifli olacağa benziyor:) O gece yalnızca sahnede değil salonda da epey müzisyen ve isim biraradaydı; Gökçe, Salt, Jale, Zeliha & Nazmi Sunal, Hakan Eren, Ömer Erişmen, Hakan Küfündür, Tunca Tutkun, Emre Duymaz, Nagihan Ataç, Gülçin Kocakır ve daha pek çok basın ve müzik dostu da bu gece bu keyifli partide biraraya geldi (Böyle geceler de olmasa?). Az daha unutuyordum, İrem’le Ghetto öncesinde Küçük Bronx‘ta demlendiğimizi ve enerjik sahneleri ile dikkat çeken Dekadans grubunu izlediğimizi -ve hatta Canlı Karaoke kısmında da çok eğlendiğimizi eklemek istiyorum. Çocukların sahnesi çok iyiydi, haftasonu eğlenceniz için iyi bir seçenek olabilir..
Cumartesi gelip çattığında uzun zamandır takvivimde -gelsin artık şu gün- diye bana gün saydıran Sezen Aksu & Fahir Atakoğlu & Ara Dinkjian konseri için bu kez Lütfi Kırdar‘daydık ve Figen Aslan ile beraber Sezen şarkılarını öncekilerden farklı olarak ilk kez piyano ve ud eşliğinde izlemenin bir başka keyfini yaşadık. Sezen, -geceye özel ağırlıklı olarak yavaş tempolulardan seçtiği- sevilen parçalarının dışında bestesi Ara Dinkjian’a ait olan Ahmet Kaya şarkısı “Ağladıkça”yı söylemekle kalmadı, “Sarı Gelin”‘in Ermenice & Türkçe yorumu ile de sürpriz yaptı. Bu gece için oradan oraya koşturan sevgili Gülçin Kocakır‘dan bu konserin Avea‘nın Sıradışı Müzik ‘te bu sezonki son konser olduğunu öğrendim, umarım seneye yine devam eder bu konserler serisi. Bundan önce de Michael Nyman Band ve Mostar Sevdah Reunion‘ı izleme fırsatı bulmuştum, Avea’ya bu isimleri ülkemize getirdiği için tebriklerimi iletiyorum.
Son olarak bu haftayı Pinhani‘nin “Canlı Yayın” adlı performans albümleriyle kapatmak istiyorum. İlk albümü takip eden 7 yılda bir çok konser veren başarılı grup, bu defa samimi bir ortamda, küçük bir apartman dairesinin salonunda yaklaşık 30 seyirciye bir konser vermiş ve bunu bir albümle arşivlerimize katıyorlar. Üstelik içinde kendi repertuarlarından şarkılar dışında “Bir Damla Gözlerimde”, “Bir Varmışım Bir Yokmuşum” gibi söz ya da müzikleriyle katkıda bulundıkları şarkıları, “Şairin Elinde” gibi sevdikleri başka şarkıları da söylemişler. Çıkış parçaları ise Neşet Ertaş‘a bir saygı niteliğinde: “Gönül Dağı”. Çok çok başarılı bir cover olmuş! Pinhani’nin bu çalışması bana müzik tarihimizde önemli bir yeri olan şu 80’lerin en güzel müzik olaylarından Çekirdek Sanat Evi gecelerinin elden ele dolaşan ve nadir bulunan kaset-kayıtlarını hatırlattı (Bilmeyenler için olayı kısaca özetlersek; Bülent Ortaçgil ve Fikret Kızılok tarafından 80’lerin başında Bostancı’da kurulan Çekirdek Sanat Evi’nde hem bu iki usta hem de Ezginin Günlüğü ve Yeni Türkü gibi daha birçok solist ve grup dinletiler sunmuş ve bu kayıtlar kaset olarak o gece orada bulunan dinleyicilere dağıtılmış. Ben tabii bu kasetlerden birine -o yıllarda İstanbul’da olmadığımdan-90’ların ikinci yarısında üniversite yıllarımdaki rutin bir sahaf gezintimde rastlamış ve bu da neymiş diye bir heyecanla atlayıp olaya yıllar sonra bu şekilde vakıf olmuştum:). Diyeceğim odur ki, Pinhani’nin “Canlı Yayın” adını verdiği bu akustik performans kayıt albümü de bir şekilde biz arşivcilerin muhakkak bir köşede sakladığı Çekirdek Sanat Evi kayıtları gibi çok değerli ve çok özel bir değer taşıyor, tıpkı Sıla‘nın bir otel sahnesinin kayıtlarından derlediği “Joker” albümü gibi bu tür küçük mekanlardaki canlı kayıt albümlerinin saklanabilir ve her akla geldiğinde özenle saklandığı yerden çıkarılıp tereddüt bile etmeden dinlenebilir tarafları her zaman olmuştur.
Sertab‘ın bu haftasonu yayınlanacak yeni albümü “Sade”nin çıkış parçası “İyileşiyorum”u çok heyecanlı bulduğumu ve bu hafta DikkatMüzik!te 2 ayrı röportaj okuyacağınız müjdesini de son not olarak ekliyor, izninizle hepinizi selamlayarak kaçıyorum..
Sertab Erener müzik kariyerinin 20.yılında yayınladığı 13. stüdyo albümü “Sade”nin DMC etiketiyle önümüzdeki günlerde piyasaya çıkması bekleniyor. Pop yıldızının aynı zamanda prodüktörlük koltuğuna da oturduğu ikinci albümü olan “Sade”nin Sezen Aksu ve Turan Sarıbay sözlü Özgen Akçetin & Turan Sarıbay imzalı çıkış şarkısı “İyileşiyorum” önceki gün dijital platformda müzikseverlerle buluştu. Şarkının videosu ve kartonet fotoğrafları Cem Talu imzası taşıyor. “Sade”de Sezen Aksu’dan Bülent Ortaçgil’e, Demir Demirkan’dan Nil Karaibrahimgil’e, Ersel Serdarlı’dan Soner Sarıkabadayı’ya kadar pek çok ismin şarkıları mevcut.
Sertab Erener’in: “20 yılın birikimi diyebilirim, bu güne kadarki tüm albümlerimden tınılar var” dediği albüm 14 şarkı içeriyor. Albümde bir çok değerli söz yazarı ve besteciyle çalışan Sertab Erener albüm kayıtlarını İstanbul Dozer Studios ve Db Stüdyo’larında tamamladı. Mastering’de Çağlar Türkmen, düzenlemelerde ise Mustafa Ceceli ile çalışan Sertab Erener “Sade” için; “Sezen Aksu’yla yıllar sonra bir şarkıda da olsa buluşmak şahane, Mustafa Ceceli benim bitmeyen yeni uçuşan fikirlerimi hep ciddiye aldı, bütün şarkıların düzenlemelerini yanyana yaptık. Demir Demirkan’la birlikte yaptığımız “Karalama Defteri” “Sertab Gibi” denizler taşıyor. Albümü tüm şarkılar dinlensin hiç bir şarkıyı geçmeyelim dolu dolu bir albüm olsun diye yaptım.. Umarım herkes böyle hisseder dinledikten sonra” dedi.
Albüm şarkıları:
1-Dönmüyorsun
Söz – Müzik : Ersel Serdarlı 2-İyileşiyorum
Söz: Sezen Aksu /Turan Sarıbay Müzik:Özgen Akçetin/Turan Sarıbay 3-Öyle de Güzel
Söz – Müzik: Ersel Serdarlı 4-Cumartesi Pazar
Söz – Müzik: Soner Sarıkabadayı 5-Çocuktuk Bir Zamanlar
Orijinal eser sahibi: Miriam Mendez-“Fuga N2 en do m”
Söz: Sertab Erener/ Sinan Kaynakçı
Müzik: Miriam Mendez/Demir Demirkan/Sertab Erener 6-Söz
Orijinal eser sahibi: Danush/Anırudh Ravichander
Söz: Nil Karaibrahimgil 7-Sade
Söz: Ersel Serdarlı Müzik:Sertab Erener 8-Oyna
Söz: Can Temiz Müzik: Anonim 9-Karalama Derfteri
Söz: Sibel Algan Müzik: Sertab Erener /DemirDemirkan 10- Acıtır
Söz – Müzik: Bülent Ortaçgil 11-Sus
Söz – Müzik: Sibel Algan 12-Remix /Dönmüyorsun : Ozan Yılmaz 13-Remix /Cumartesi Pazar : BehzadMotallebi
14-Akapella versiyon
Söz:Boğaziçi Caz Korosu (VokalDüzenleme & Şef: Masis Aram Gözbek)